Üstad 37 Sene Önce Bugün Hakk A Yürümüştü

Necip Fazıl Kısakürek' in Vefatı...

yazı resimYZ

Takvimlerin 25 Mayıs Çarşamba yı, saatlerin 01.15 i gösterdiği anda, 1940 lı yıllardan beri, Milliyetçi-dindar her nesil gençliğinin önderi olan Üstâd ları, uzun süredir bağlı olduğu yatağından doğrulur ve kısık sesiyle ; Demek böyle ölünüyormuş der ve rûhunu teslim eder.
Devir, karanlık 12 Eylül rejiminin devam ettiği bir devirdir. Türkiye nin yönetimi, hâlâ Kenan Evren in merhametsiz ve demir eldivenli ellerindedir. Hatta öyle ki, şâyet üstâd vefât etmeyip, hasta yatağından ayağa kalkmış olsa idi, o yaşında hemen, demir parmaklıklar ardına gönderilecekti. Şöyle ki;
Üstâd; 1968 senesinde, Vatan Haini Değil-Büyük Vatan Dostu Vahidüddin isimli kitabını yayımlar. Kitap mevcudu, piyasada tükenirken, hükümet kararı ile toplatılacak ve hakkında takibat başlatılacaktır. Suçu büyüktür Necip Fazıl ın. Zira, olacak iş değildi, kitabında, resmi tarih tezinin aksine, Kurtuluş Savaşını, Sultan Vahdettinin başlattığını yazıyordu
Aleyhinde açılan dava sürerken, bilirkişi heyetinin 1971 yılında, vereceği bir rapor ile Necip Fazılde beraat eder.
Beraat kararı 1972 yılında temyiz edilir ve 1973te yeniden mahkumiyet kararı çıkar.
1974te çıkarılan Af Kanunu ile,mahkumiyet düşer..
Kitap, 1975 yılında yeniden basılır; ama yazarı hakkında tekrar takibat başlatılır.
1976 senesinde üçüncü baskısı yapılan kitap hakkında, 1977 de yeniden toplatma kararı alınıp, yazarı hakkında takibata geçilir.
1979da üçüncü , 1980 yılında dördüncü defa teşkil edilecek bilirkişi heyetleri, kitapta suç unsuru bulunmadığı yönünde rapor verdilerse de, 12 Eylül darbesinden hemen sonra, hakkındaki mahkumiyet kararı, 1982 yılında Yargıtay tarafından tasdik edilecektir. Aynı günlerde Adli Tıp Kurumu, Necip Fazılın Anayasada öngörülen cezanın affı şartlarını haiz olduğu yönünde dönemin Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Kenan Evrene bir rapor verecekti.
Kenan Evren, Necip Fazılı affetmeyecekti; aksine, Atatürk ün aziz hatırasına yayın yoluyla,hakâret edildiği gerekçesi ile, verilen cezanın hemen infazı yönünde ilgili mercilere talimat verecekti. Necip Fazıl, 1983 yılında, 79 yaşında, hapse girmesine az bir zaman kala, son padişah Vahdettini savunduğu için mahkum olarak vefat etti. Ölmese, bir de yatağından çıksa, hemen cezaevine gönderilecekti.
Üstâd ın cenaze namazı, hatırladığım kadarı ile, ikindin namazını müteakip, Fatih Camii nde kılınacaktı.
O tarihte, görev yaptığım kamu kurumunda, konjonktür gereği, her hangi bir makamdan izin almadan, birkaç arkadaşım ile kalktık camii mekânına geldik. Mekân, tam anlamıyla bir mahşerî manzara arzediyordu.
Nasıl bir tesadüf, daha doğrusu tevafuktu ki, musallaya Üstâdın dışında, yüksek rütbeli bir emekli askerin de tabutu uzanmıştı.
Cenaze namazları kılındı ve bir anda askeri bando Chopin in cenaze marşı nı çalmaya başladı ve askerler tabutu omuzlayıp, ardında az bir insan ile camii avlusundan çıkıp kabristana doğru giderken, Üstâdın tabutu, onbinlerce kişilik dev bir koronun tekbirleri ile omuzlar üzerine alınıyordu. Hatta, caddede bekleyen cenaze arabasına dahi verilmeden, uzun süre eller üzerinde taşınacak ve sonrasında Eyüp Sultan daki kabrinde toprağa verilecekti.
Edirnekapı ya geldiğimizde polis bizlerin de aralarında bulunduğu bir gençlik kitlesini çembere aldı . Aramızdan bazı kişileri alıp götürdü. Bayağı büyük bir kitleyi de uzun süre orada beklettikten sonra, tekrar cenaze konvoyunun gittiği istikametin zıddında geldiğimiz yöne doğru gitmemizi isteyerek serbest bıraktı.
Üstâdı saygı, sevgi, hasret, rahmet, muhabbet ile yâdediyoruz.
Aziz ruhuna el fatihâ
https://ferahnak.wordpress.com/2020/05/25/ustad-37-sene-once-bu-gun-hak-ka-yurumustu/

Başa Dön