Anne, ana, mother, мама, mutter, madre, mamma, μητέρα… Her dilde farklı bir yazılışı olan; fakat yüreklerde hep aynı yere sahip olan ulvi bir varlıktır ANNE.
Sevginin doruk noktası, AŞK’ın gizemi, utangaçlığın masumiyeti ve özlemin durak noktasıdır ANNE.
Ardı arkası gelmeyen hıçkırıklı ağlamaların düğüm noktası oluverir evlatlarının nazarında.
Şefkat yumağı barındırır kucağında, çocuklarına yumuşak huyluluğu anlatabilmek için. İyi bir öğretmen aynı zamanda bir yaşam kılavuzudur ANNE.
“Yavrum” kelimesinde saklıdır O’nun büyüsü.
“Evladım” demesindedir koruma içgüdüsü.
“Yavru Kuşum” söylemindedir merhametin özü.
Uzaklardan bir mektup, bir çağrı, bir mesaj heyecanlandırır O’nu. “Evlat” kelimesi farklı manadadır ANNE’nin lügatinde. Bunu yalnızca ANNE’ler bilir, ANNE’m bilir.
Bugün 10 Mayıs güya ANNE’ler günü. İnsanın hayattaki en değerli varlığının yalnızca tek bir güne sıkıştırılmış ANNE’ler günü bugün. İnancı körelmişlerin bir hediye ile ANNE’lerini hatırladıklarını sandıkları gün, bu gün. ANNE’lerini başkalarına terk etmiş, kendilerine olan şefkatini unutmuş küçük yaratıkların o yüce insanı hatırladıkları gün bugün. Bugün ANNE’ler günü, ANNE’lerimizin günü. Cennetin anahtarının ANNE’ye ait olduğu varlığın günü bugün. Senenin bir gününde farkına vardığımız kahramanın günü bugün. (!)
Zavallıların ANNE’lerini mutlu ettiklerini sandıkları bugün belkide Sizi biraz üzmüş olabilirim. Fakat bugün benim ANNE’ler günüm değil, olmayacakta. Onu hatırlamak için özel bir güne ihtiyacım hiçbir zaman olmadı ve olmayacakta. “Sözüm O’nu yalnızca bu gün hatırlayanlara ve yalnızca O’na bugün daha değerli olduğunu söyleyenlere.”
ANNE’m, Seni sevmek yaşamaksa Ben hiç ölmeyeceğim.
Bu AŞK devam ediyor…
Fatih Mehmet Mirza