Fatih Mehmet Mirza

Bıraktığın Miras Hala Kalemimde

Buhranları kapılmış bir yazar belki de bir şairin kaleminden dökülen kelimelerim ben kuşkusuz. Hayal ettiklerim ve yaşadıklarım biraz da yaşamak istediklerimi anlatıyorum bugün mektubumda Sana. Okumayacağını bilerek, Sevgiyle, AŞK’la ve Saygı ile aktarıyorum duygularımı, uçları kırışmış bu mahzun kâğıda.

Aşk"la Karışık Aşk Tarifi

“…AŞK’ların en güzelini, çılgınca sevenini,
yalnız sende bulmuştum, yalnız senin olmuştum…”
Kelimeler ile anlatılamayacak kadar engin, sevgili ile yaşanılacak kadar coşkulu, ifade edilemeyecek kadar yoğun ve tanımlanamayacak kadar karışık olan, herkesçe bilinen, adına AŞK denilen efsunlu kelimeyi anlatmayacağım. Onu yaşayacağım.

90"larda Çocuk Olmak

Çocuk olmak,
Ailemiz vardı bizim, sabahları bize kızarmış ekmek üzerine yağ süren annemiz, ananemiz vardı. Bize bakan ananelerimiz, babaannelerimiz, bizi kızdıran teyzelerimiz, şair dayılarımız, hayta kardeşlerimiz, akşam gelirken elleri ekmek dolu dedelerimiz vardı bizim. Mutlu bir yuvanın neşesiydik biz, en sevilen, en değerli olan, en kıymetliydik,

Utanıyorum Anne"ler Gününden

Anne, ana, mother, мама, mutter, madre, mamma, μητέρα… Her dilde farklı bir yazılışı olan; fakat yüreklerde hep aynı yere sahip olan ulvi bir varlıktır ANNE.
Sevginin doruk noktası, AŞK’ın gizemi, utangaçlığın masumiyeti ve özlemin durak noktasıdır ANNE.

Aliya Sen Olmasaydın

“Bizler insan olmaya ve insan kalmaya çalıştık ve başarılı olduk.” Söylemini kazıyacağım zalimlerin yüreğine.
Bilge Kral, namı değer Aliya. Silahsız bir ordunun, yok olmaya mahkûm edilmiş bir milletin, başı dimdik duran bir lideri. İnancıyla bütünleşmiş vatan AŞK’ını taşıyor benliğinde. Sessiz Boşnakların, daha doğrusu sessizliğe mahkûm edilmiş

Tek Bir Sözle Başladı Her Şey

“Dünyanın gördüğü her büyük başarı, önce bir hayaldi. En büyük çınar bir tohumda, en büyük kuş bir yumurtada gizliydi.”
James Allen’ın bu sözünü her okuduğumda inancın vazgeçilemeyecek en ulvi duygu olduğunu hatırlarım. Hayaller ve getirdikleri veya götürdükleri…
Hep bir başlangıcı vurgular bu cümle, yaşama

Yağmuru Beklerken

Yağmuru beklerken… ( Yine Umut)
Hayata bağlayan yegâne unsurlardan en önemlisidir Umut. Kanın damarlarda dolaşırken bedene yaşam pompalaması gibidir çoğu zaman. Bütün kayıplara rağmen derinliklerden insanın yüreğine seslenen nidadır, İlahi bir bekleyiştir. Yok olmuşken küllerinin içinden yeniden doğmaktır birazda.
Ve Umut, gök gürültüsüyle gelen

Aşk Tutulması

Sevgi mührünü taşıyan AŞK’a âşık bir faniydi şimdi. Mührü kime kapatacağını bilemeden dolaşıyordu sokaklarda derbeder. Yaşamı boyunca Onun yanından ayrılmayan bedendeki tinsel gücü, yüreğindeki kalp atışlarını hızlandırıyordu. Soyut sevdaların somut dokunuşlarıydı bunlar Yağız Delikanlının duygularına. Kendisine ne olduğunu bilemeden dolaşmaya devam etti, devam etti…

Selam Esrarlı Şehir

"...Maneviyatın esintisi yüzümü okşarken, yüreğimin, kutsallarımızın tebessümüyle serinlediği bir ortamın havasını her şeyimle içime çekmiştim, bırakmamacasına. Kaybettiklerimi tekrar geri bulmanın sevinciyle gözlerimden dökülen yaşlar ruhumu serinletirken, hıçkırıklarım sevincime farklı bir hüzün katıyordu..."

Aşk Hüzünde Saklıdır

…Bu dansı bana lütfeder misiniz sesiyle irkildi kız. Şaşırmıştı, bunu beklemiyordu. Gözlerini oğlanın göz bebeklerinde görüyordu. Heyecanlı bakışlardı bunlar, titrek dokunuşlardı. Elbette dedi kız tereddüt etmenden. Orkestra çalmaya başladı Notre Dame de Paris’in büyülü şarkısı “Belle” kulaklarda çınlıyordu.

Ayn, Şın ve Kaf

"...Sadece Sevdiği kişiyle olmak ve hayata bir çelme takmak istiyor. Kuşlar gibi kanat çırpmak istiyor göklere, çocuklar kadar şen olmak istiyor, anla Sevdiğim AŞK’ı yaşamak istiyor bu beden..."

İki Kelimelik Aşk II

“İki Kelimelik Aşk” kulaklarımla birlikte, ruhumda derinden hissetmişti. İlk kez söylemiştin “İki Kelimelik Aşk’ı bana. Yıllar öncede aynı oda idik ve Sen yine karşımda baştan aşağı Ben’din. Gözlerimin içine baktın ve … Tokmak sesi engel olmuştu! O zaman da mı söyleyecektin Sevgilim “İki Kelimelik Aşk’ı ? Hızlı adımlarla

İki Kelimelik Aşk I

Saat oldukça geçti. Odanın sessizliğinde tik taklar bedenimi silkeliyordu. Her geçen saniye bir şeyler koparıyordu yüreğimden. Kulaklarım kapının tokmak sesleri ile irkilmişti. Yavaşça yerimden doğrulup kapıya doğru ilerledim. Kalp atışlarım tokmak sesini bastıracak kadar güçlüydü. Kapının koluna uzandım, sanki senin ellerini tutar gibi sımsıkı tuttum. Ve açtım, Sendin

Başa Dön