Saati geçiyordu yelkovan,
Gölgesi duvara vuran ışık,
Kalem gibi kalem değil bu şiiri yazdıran,
Kağıda sarkan biçimsiz sarmaşık,
Çıktım sessizliğe tebessüm eden geceye,
Dört tekere asfaltı çizdim,
Geçtim boş kaldırımların düştüğü her cümleye,
Yelkovanı akreple zehirledim,
Binlerce ışık,binlerce yıldız gibiydi hayalin,
Ne geceydi avcumda kendi renginde,
Nede bu yalnızlık şehrin kör esaretiydi,
Kapattım pencereyi,
Çektim perdeyi,
Yastığı fırlatıp bir köşeye,
Karanlığa bıraktım geceyi,
Suskunluktu bana koskoca bir suskunluktan kalan,
Belki bir hayaldi koparıp içimi sabahlara bırakan,
Işıksız,inadına sevda uğruna,
İnadına aşktı belki de,
Uykularımı yelkovanla birlikte kaçıran.....