Çelişkiler oyar insanın içini
Önce ciğerlerin tükenir
Böbrek dalak
Ve kalbini yersin
Kaybolur duyuların
Neye ait olduğunu bilmeden
Öğrenirsin
Toprak suyu yutar sabah vaktinde
Ateş yağmurun duasına sığınır
Diri kalmak için
Azgın nehirler
Görebilir ve işitebilirsin coşkusunu
Karmaşık öğelere bürünmüş
Çoğalır parmaklarında denizler belki
Yollardan gelip geçitlerde kaybolan hikâyelerde aklın kalabilir
Dokunur ve ıslanırsın
Serseri giysilerden arınıp bir kıyı bularak kendine
Ve ıssızlığını gömebilirsin damlayan mağaranın karanlığına
Yağmurdan arınmış bir günde
Sağanaklardan uzak
Kendi sularının kalbine uzanabilirsin alabildiğine özgürce
Sevgilim
Kırılır ağaçlar
Çapraşık gür çayırlarda gözyaşı kalır
Tepeleri yüksek dağlar alacakaranlıkta konuşur kendine
Toz duman bir atlı son süvaridir ıslaklığına yapışmış
İnen yağmurla
Korkunç nesneler yağar düşlerine
Yazgı korkutur bir atın yelesindeki rüzgârı
Koşarken çatlar
Sonrası hiçlik ne varsa dökülen
Aysu