yaşam ırmağım; tatlı, şirin, inceden..

her ırmak bir deniz olmak ümidiyle akar durur hiç durmadan, duraksamadan. Sense kocaman ümit ve deniz nedir bilmedin hiç, küçük bir ırmak için deniz olduğunu da!..

yazı resim

17/12/2001
yine tek başına ANKARA; ve Şeb-i Arus heyecanı yüreğimde...
Yaşam bugün kapılarımı alacakaranlıkta çaldı. Bu kez çalar saatle değil ezan sesleriyle, her zamankinden daha heyecanlı ve daha ümitle! Kapıdan önce pencerelerimi açtım, yaşamı ezan sesleriyle duyumsamaya çalıştım. Olmadı! Kokladım her yeri, hala kapılarım kapalı. İnanamadım! Yaşam bal gibi toprak kokuyordu. Özüm toprak olunca dayanamadım açtım kapılarımı. Oda ne? Sağanak yağmur var; gri değil hiçbir yer, mavi şimdi heryer ve hala yağmur var. Şaşkınım!...
Yaşam bugün kapıma yine ırmak olup gelmiş; kucağında yağmurlar, gökler bu seferlik mavi. Özümde suda olunca dayanamadım, girdim yaşamın sularına. Yaşam olup deli deli aktım. Her şeyi göze aldım yine. Belki kafamı kayalara çarpacaktım ve benim yüreğim acıyıcaktı nihayetinde dostların düşman olması acı verir insan yüreğine . Belki yine girdaplara girecek ne olduğumu bilmeden boğulacaktım, seni düşünürken. Sonra senin beni anlamamana üzülecek, göz yaşlarımı tutamayacaktım ve yaşam ırmağım tuzlu, bulanık daha deli akacaktı. Ben kendimi dahi unutup küsecektim herşeye; her sabah kapımı çalan yaşama bile hem de her sabah seni daha çok seveceğimi bile bile!
Bugün yaşamla gezinirken amaçsız, başıboş neye ümitlendiğimizi bilmeden ama ümitle şunu farkettik: sevgi yalnızca aynı çatı altında yaşamakla paylaşılmazdı ve illa ki aynı çatı altında sevgili olunmazdı, benim deli dolu akan yaşam ırmağımda! Senin ırmağında bunun böyle olmadığını hatta senin yaşamının ırmak olmadığını biliyorum. Nereden mi?
Çünkü her ırmak bir deniz olmak ümidiyle akar durur hiç durmadan, duraksamadan. Sense kocaman ümit ve deniz nedir bilmedin hiç, küçük bir ırmak için deniz olduğunu da!..

Başa Dön