Ah ne tatlı günlerdir o kısa süren
Ah ne acı günlerdir o bitmeyen
İnsanları bazen perişan eden
Bazen de anlamadan padişah eden
Bazen bir badeden zehir içer gibi
Bazen de tepsiden baklava yer gibi
Her gün biraz daha biraz daha derken
Hayat yudum yudum geçip giderken
Bakmışın ömür biter mutluluğu beklerken
Ah şu kocaman hayatın içinde
Neler olmaz ki o zavallı insanlara ah neler
Beklenmedik bir anda ne acımasız sürprizler
Tam kendine gelir mutluluğu yakaladım derken
Bakmışın kendini bulur feleğin ağında birden
Dur durak demeden evrile çevrile dönerde döner
Bir gün korktuğu başına geliverir birden
Hasta olur yataklarda inim inim inler
Zaten acımasız hayatı o zar zor yaşarken
Kahpe felek vurur onu hiç düşünmeden
Cebinde kuruşu yoktur aklı şaşar korkudan
Hastanede sıra beklerken bayılır açlıktan
O hayatı yudumlar hiç zevkini duymadan
Farkı yoktur narkoz yemiş hastadan
Sıradan vatandaş mısın korkarsın hayattan
Hiç birşeye hakkın yoktur yaşamdan
Senin ne doğumun ne de ölümün
Neden duyulsun ki herkes tarafından
Konu komşu hep yardımına koşar
Onunda sınırı vardır bir yere kadar
Adın şanın yok yükseklerde değilsin
Paran yok çünkü zengin değilsin
Daha ne bekliyorsun ki sen bu hayattan
Nasıl olsa sen anadan doğma fakirsin
Böylece istemesende bu hayata mahkumsün
Hep itelenirsin son güne kadar
Oraya buraya derken yardım beklerken
Ta derinlere batağın dibine kadar
Onlar hayatın kaymağını yudumlar altın tabaktan
Sen ise tortusuyla yaşarsın sonsuza kadar
Ah şu dünya yok mudur ah şu dünya
Hiç acımaz içinde yaşayanlara o
Neler yoktur ki evrende zorla nefes alanlar
Elden ayaktan düşmüş yardıma muhtaç olanlar
Ne bağrı yanık ne üzgün ana babalar
Hayallerini umutlarını kaybeden o insanlar
Neler çekmez ki hayatta onlar ah neler
Ne dolu dolu çileler ne beklenmedik acılar
Kör olası hayatta şu para yok mudur
Bazılarını bir anda hiç yoktan vezir eder
Onun doğuştan şansı yaver gider
Yaşar herkesin hayal ettiklerini
Bazılarını ise hiç yoktan rezil eder
Hayatını cehenneme çevirir zından eder
O yerde yürüyemezken açlıktan
Öteki havalarda uçar gururundan
Haberi bile olmaz dünyada yaşayanlardan
Onlar hayatı hep yudumlar doya doya
Sen hayatı yaşarsın düşe kalka
Biter mi hiç bu acımasız hayatın cilvesi
Ne kadarda büyüktür çemberinin çevresi
İnsanlar içinde kapana sıkışmış fare gibi
Ne kadar çabalasalar delemezler çemberi
Saymakla bitmez zavallı insanların dertleri
Ah neler çeker onlar ah neler
Ne zor günler ne acı ve üzgün çileler
Onlar her gün yaşarken bin defa ölürler
Bakan bıkar hayatından yatan bıkar yaşamaktan
Anlayamaz onların halinden başında olmayanlar Bazıları hayatı yudumlar güle oynaya
Sen ise nalet okursun bu iğrenç dünyaya
Daha neler yok ki şu vahşi dünyada ah neler
Ne görgüsüz ne kültürsüz taş kalpli insanlar
Düşkünü hor gören ne vicdansız yaratıklar
Gelecekte ayni kalacağına senet yapmış gibi
Onlara alaylı gözlerle bakıp pis pis gülenler Onların dertlerine biraz çare aramak yerine
Acımasızca zincire vuran cani tipli babalar
Bu insanlık dışı olaya sehirci kalan
İğrenç tipli gadder yürekli sahte analar
Onların ölmesini dörtgözle bekleyen vijdansızlar
Saymakla bitmez bu gibi canavarlar
Başkaları hayatı zevkle yudumlar
Onlar her gün ölüm ölüm diye ağlar
O zavallılar sadece nefes alıp verirler
Yaşıyor onlar buna yaşamak deniyorsa eğer
İşte insanlık aleminin yaşam senaryosu
Daha doğuştan başlar onların hayat hikayesi
Budur yudum yudum hayat dedikleri
İnsanoğlunun durmadan cayır cayır çektikleri
Bu acımasız dünyaya neden geliyoruz ki ?
İşte kocaman yaşamdan insanlık manzarası
Bir gürültü , bir telaşe , bir kargaşa
En sonunda bir gün yorgun düşürür onları
Çaresiz kabul ederler bütün sorunları
Ayni yosun tutmuş kart ağaçlar gibi
Demek ki insanoğlu hiç yaşamıyor
Yazık ; eğer buysa yaşam dedikleri !