Zamansız ayrılıklardı hep can acıtan. Bir şeylerin eksikliğinden duyulan üzüntüden, hep ihmal edilirdi mutluluk. Acıyan yanımıza çare bulmak hevesi yüzünden kendi mutluluklarımızı katlettik hep. Önemli olan acıydı. İyi olanı görmek değil kötü olanı bulup ona çare bulmak marifetti hep. Zamanın iyileştiremeyeceği dert yoktu oysa.
