İkinci Bir Şans İstiyorum
(osman demircan) 15 Nisan 2008 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Hiç bitmeyecek bir aşkla sevdim seni.Kimler geldi geçti de bu gönülden bir tek senin yerin ayrı kaldı.Bana acı verecek bir tek senin sevgindi.Bu bile yıldırmadı beni.Seni seviyordum ben.Nasıl terk edip gittin beni.
|
|
Seninle Açarım Perdelerimi Güne
(osman demircan) 24 Şubat 2010 |
Düşler |
| |
Sen bir penceresin. Seninle açarım perdelerimi güne. Ve panjurları yanlara çekerek, seninle bakarım hiç acı vermeyen bir duygu gibi gökyüzüne uzanan tepelere. Seninle bakarım çiçeklerin en yeşiline. Toprağın teninde hissederim uğultusunu rüzgarın otlar sallanırken. Seninle görürüm yüreğim bir fanus gibi iken okyanusların üzerine yağan yağmurun sesini. |
|
Kimdi
(osman demircan) 7 Aralık 2007 |
Yaşam |
| |
Düşüncesizlik mi yoksa sadizm mi? Neydi kan diye |
|
Müsvedde
(osman demircan) 7 Aralık 2007 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Ben senin için birilerin yerini mi tutmaktayım? |
|
Üşüyüşümsün, Yalnızlığımda
(osman demircan) 17 Aralık 2010 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Sana gözüm gibi bakarken, şimdi gözyaşlarımla düşüp, yürek mazgallarına akan bir ıslak ayrılık şarkısısın. Islak ve nemlisin, yalnızlığımın yollarında. Üzerime yapışan sisli bir havasın. Tüm boşluklarımı doldururken bir zamanlar; şimdi kollarımın boşluğunda, esen sert bir rüzgarsın. Üşüyüşümsün, yalnızlığımda. Terk edişin, bana gölgede soğukluğunu bırakırken, bakışlarımın donduğu yerdesin. Nabzımın tükendiği, soluğumun bittiği bir dünyadasın. Sana ömrümü adadığım anların ardından bana buz sarkıtları gibi parmaklar bırakırken, sen başka kollardaki saatlerin mutlulukla çaldığı vakitlerdesin. |
|
Sen Benim En Büyük Hatamsın
(osman demircan) 18 Aralık 2010 |
İtiraflar |
| |
Bazen en zor soruları çözersin de, en basit soruda hata yaparsın. İşte o hata hayatta yaptığın en büyük yanlışlık olur. Sen benim en büyük hatamsın, tıpkı en basit sorularda yaptığım gibi. |
|
Gecelerimde Bir Mum Işığı Kadarsın
(osman demircan) 10 Aralık 2010 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Bir dağın uçurumunun ucuna dökülen bir damlasın. Düşsen dağ hiçbir şey kaybetmeyecek. Yerinde kalsan kuruyup kaybolacaksın. Bir hiçsin güzellik dolu kabalığın içinde. Bir katedraldeki en ve boysun; düzlem ve yüzeysin. Sınırlısın ve pek tabi ki üçüncü boyutsun. Derinliksin yani. Oysa bir katedralin sınırları olmamalı. Sonsuzluğu aradığın yer üç boyutlu değil, dört boyutlu olmalı. |
|
Hayat, Gereksiz İlişkiler Yumağıdır
(osman demircan) 11 Aralık 2010 |
İlişkiler |
| |
Hayat sevmediklerimizi karşımıza çıkarır hep, ne zaman ki sevdiğimiz birine rastlarız o zaman da iş işten geçmiş olur. Bir insanın sevmediği insanlar arasında yaşaması tam bir işkencedir. Bu işkence sevilen bir insanla karşılaşıldığında son bulur; ama sonradan gelen mutluluk da mutluluk olmaz. Böyle bir yaşantı, insanın yüreğine çakılan bir çividir. Yüreğimize her gelen çerçeveli bir fotoğrafını asar. Yüreğimiz öyle kanar ki, her kan damlası her bir resmi kaplar. O zaman anlarız ki, yüreğimize her giren onca kişi aslında bizi incitmiştir. Hayat gereksiz ilişkiler yumağı haline gelmiştir. |
|
Ölüyorum Desem Anlamaz
(osman demircan) 14 Aralık 2010 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Ölüyorum desem anlamaz. Kanıyorum desem anlamaz. Bıçak yaradan anlamaz. Dilim dilim eder beni sevgili. En güzel güller de güneşe muhtaçtır desem anlamaz. |
|
Evlen Benimle
(osman demircan) 18 Temmuz 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Hayat düğün ve cenazedir ey sevgili. Nasıl toprakta binbir çiçek açarken ve o çiçekler hem düğünlerde hem de cenazelerde kullanılırsa, hayatta da çiçek gibi yaşamak gerekir. Ölümü severek ve yaşamaya kök salarak yaşamak gerekir ey sevgili. Hayatta acımayan yerimiz kalmaz çoğu kere. Açık bir yara gibi gezeriz de insanlar arasında, kimse yaralarımıza merhem olmaz. |
|
Tekrar ve Terör
(osman demircan) 25 Ekim 2007 |
Türkiye |
| |
Türk insanı, yalnızca zamanın akışını bilir, ritmini, aynı hareketlerin ve aynı kelimelerin sonsuz tekrarından alırsa gelişemez. |
|
Hayatı Yırtarak Ellerimle Açtım
(osman demircan) 6 Kasım 2007 |
İlişkiler |
| |
Hayatı yırtarak ellerimle açtım.Bir söz bulamadım söyleyecek.Az daha dudaklarımı koparıp çöpe atacaktım.Yalanlarla süslediğim cümlelerimi |
|
İlişkiler
(osman demircan) 15 Kasım 2007 |
İlişkiler |
| |
İlişkilerin yarattığı yalanın içinde yaşamaktayız. |
|
Soyunmalısın
(osman demircan) 10 Aralık 2007 |
Gelecek |
| |
Hiçbir savaş madalyalarla kazanılmaz.Üstte başta ne |
|
Sen Trensin Ben Deve
(osman demircan) 10 Aralık 2007 |
Yaşam |
| |
Sen istersin ki bildiğim yoldan gideyim, yoldan yordamdan hiç çıkmayayım. |
|
Deliliğin Dili
(osman demircan) 25 Aralık 2007 |
Yazarlar ve Şairler |
| |
Yerinde duran sadece ayak kokusunu duyar ve daima sayıklar.Yürü git deliliğin dili olsun ağzında.Ve konuş durmadan; cümlelerle koş hayata.Ses getirsin kalem oynatmaların.Her kalem gıcırtısında kapılar aç; dünyayı yerinden oynat.Yürü ayak kokunu sadece çakıl taşları |
|
Göz Mü Gözyaşı mıyım
(osman demircan) 25 Aralık 2007 |
İtiraflar |
| |
Hem katilim hem maktul.Kendi cenazemi kaldırır ellerim.Kendi cenazeme ağlar gözlerim. Peki neyim ve kimim ben.Hem Kürt hem Afrikalı mı? Bir Türk’ün gururunu taşır mı bedenim? Bir Yahudi’nin helakini yaşar mı gecelerim? Kör karanlık sularda boğulur mu gülüşlerim? Dudaklarımdan yankılanır mı Kızıldeniz’in |
|
Bir Aşk Mektubu
(osman demircan) 26 Aralık 2007 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Yüreğimin ne olduğunu bilmediğim huysuzluğunda, duygularımı dizginlemeye çalışırken, sana çalakalem bu satırları yazıyorum. |
|
Şair En Çok Zenciye Benziyor
(osman demircan) 31 Aralık 2007 |
Yazarlar ve Şairler |
| |
Şiir bahçesinde esiyor yine esin rüzgarları.Kırılıyor en ince yerinden gül dalları.İnciniyor bülbülün ince dudakları.Öpmelerinden geriye bir yığın tarumar kalıyor.Ahhhh gül endamları yerlerde kan ağlıyor.
Yeryüzü sularını ince çizgiler halinde yaralarından süzüyor.Bir sancı halinde yayılıyor vadiler boyunca nehirler.Çocuklar suların debisinde |
|
Kim Kurtaracak Türkiye'yi?
(osman demircan) 15 Ocak 2008 |
Türkiye |
| |
ABD soykırım dedi. Atalarımı Ermenileri katletmekle suçladı. Ah adalet güçlünün elinde bir sopa mısın? Yalın ayak yürürken Türkiye ileri daha ileri gitmek için çabalarken tabanlarına indirilen değnekler reva mıdır? Türkiye'm memleketim... |
|
Tanrı Gülümsemesi
(osman demircan) 17 Ocak 2008 |
Yaşam |
| |
Yemeğe içmeğe insan çok.Dostluk mideden geçmekte boğazda düğümlenmekte.Açlık bütün maskeleri söküp atan en önemli Tanrı gülümsemesi olarak zuhur etmekte. |
|
Gül Kokulu Cümleler
(osman demircan) 5 Şubat 2008 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Bu gece şiir yazmak gelmedi içimden.Çünkü yüreğimdeki istasyonda tren boşalmaktaydı ve duygusal yolculuklarımın hesabını aklım sormaktaydı.İlk |
|
Bir Çocuğun Topuna Karışan Allah
(osman demircan) 7 Şubat 2008 |
Din |
| |
Çocuktum topum uçuruma takıldı.Ne yapacaktım.Küçük ellerimi havaya kaldırdım.Gökyüzü masmaviydi.Tanrı gülümsüyordu.Bulutlar beyaz kanatlı kuşlar gibi baş ucumda uçmaktaydı. Ama benim topum uçurumdaydı.Dua ettim o an.Dudaklarımdan döküldü acı dolu sözcükler.Ağlamaklıydı bütün cümleler. |
|
Hz. Muhammet Kimdir
(osman demircan) 6 Mart 2008 |
Din |
| |
Hz. Muhammet en büyük devrimcidir.Kabileler halinde yaşayan bir topluluğu önce toplum haline getirmiş sonra millet haline dönüştürmüştür.Sonrasında hayat verdiği o millet kurduğu devlet aracılığıyla dünyaya siyasi ve iktisadi düşüncelerini yaymıştır. Siyasi bir amacı olmayan bir ordu şüphesiz sadece kan döker oysa İslam ordusu kan dökmek için değil dünyaya sağlıklı bir yaşam kazandırmak amacıyla savaşmış ve bunu başararak eşine az rastlanır bir medeniyet kurmuştur.Dünyanın en büyük medeniyeti Roma ya da İngiliz imparatorluğu olduğu görünse de aslında dünyada gelmiş geçmiş en büyük medeniyeti Hz. Muhammet kurmuştur. |
|
Pkk Gerçeği
(osman demircan) 7 Mart 2008 |
Türkiye |
| |
1890'lı yıllarda tasarlanan Yahudi devleti tam da İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Yahudilere uygulanan soykırımın sonrasında 1948'de İsrail'de kuruluyor. Almanya devleti tazminat ödemeye mahkum ediliyor ve şu an alınan her BMW ve Mercedes ile birlikte İsrail'in gelişmesine aslında herkes katkıda bulunmuş oluyor. |
|
Tanımcılık
(osman demircan) 7 Mart 2008 |
Sanat |
| |
Dünyada her şey birbirini tanımlamak ve tamamlamak için vardır. Gökyüzündeki yıldızlar ve ay geceyi tamamlamak için var olabilir fakat geceyi asıl tanımlayan baykuştur. Aslanı tamamlayan her ne kadar ceylanlar ise de onu şühesiz ki tanımlayan kükremesi ve yelesi olacaktır.Kelimeler,resimler ve müzik hayatı tamamlayan anahtarlar olabilirler fakat hayatı asıl tanımlayan insandır.Çünkü insan bütün anahtarların kapısıdır.Hayatta en bağlayıcı şey insanın kendisidir.Bir kişinin duygu ve düşüncelerini bir başkasına açması bütün kainatın kapılarını açmasıdır.İnsanı anlamak hayatı tanımlamaktır.
|
|
Saatler Kimin İçin Çalıyor
(osman demircan) 7 Mart 2008 |
Toplum |
| |
Saati zenginlerin bulduğu kanaatindeyim.Yoksulları, köleleri nasıl çalıştıracaklarına karar verirken, saati akıllarına getirdiklerine inanmaktayım. Çünkü saate ihtiyacı olan işçidir, memurdur.Şu saatte kalkması, şu saatte mola vermesi, şu saatte paydos etmesi gereken odur.Patronun kendisi saate ihtiyaç duymaz.İsterse çalışır, isterse çalışmaz.Geç geldiği için kimse kendisinden hesap sormaz.Gider Bebek sahilinde kahvaltısını yapar kimse ona karışmaz.Oysa işçi, memur o saatlerde ya otobüs durağındadır ya bir dolmuşun içinde sıkış sıkıştır ya da işe geç kalma korkusuyla ter içindedir. Kolundaki saat bileğine vurulmuş bir kelepçedir.Zamana mahkumdur ve her şey zamanında yapılmalıdır.
|
|
Her An Kapı Çalabilir
(osman demircan) 7 Mart 2008 |
Günlük Olaylar |
| |
Her an kapı çalabilir içeri azrail girmezse jandarma girebilir. Çocuklarına söyle ağlamasınlar. Eşine söyle kadın olmak zor; erkeğini elinden alabilirler. Bütün kapılar kapanabilir de. Sonra bir tekmeyle içeri polisler girebilir. Bileklerine kelepçe takabilirler alnına bir kurşun sıkabilirler; erkek olmak zor. Yüreğini ezebilirler. |
|
Mutluluk
(osman demircan) 7 Mart 2008 |
Yüzleşme |
| |
Bir ağacı budamak onu kökünden etkiler mi? Bir derenin önüne taş koymak suyu engeller mi?
Hayatımızda birçok sorun yaşamaktayız. Bu sorunları geçici çözümlerle önleyebiliriz belki ama bir gün o sorunların yeniden yeşerdiğini ya da yeni bir kaynaktan önümüze çıktığını görürüz. Öyleyse yapılması gerek şey sorunun köküne inmektir.
Sorunun kaynağı düşüncelerimiz mi, duygularımız mı, davranışlarımız veya tavırlarımız mıdır? Kaynağı ne ise oraya inmeli ve o sorunu kökünden halletmeliyiz.
|
|
Söyle Sevgili Kendinden Ne İstedin
(osman demircan) 17 Mart 2008 |
İtiraflar |
| |
Seninle sevişmemi mi yoksa nü resmini yapmamı mı istersin? Seni öpücüklerle sevmemi mi yoksa tuallere çıplak resmini çizmemi mi daha çok istersin? Saçlarını okşamamı mı istersin yoksa onlara gül takma mı istersin? Sana veda ederken gözlerine bakma mı yoksa gözlerimi yumarak gitmemi mi, söyle hayatta hiçbir isteği gerçekleşmemiş sevgili ne istersin. |
|
Yalnızlık
(osman demircan) 17 Mart 2008 |
Anılar |
| |
Bir gün tükendiğinde mum ışığı yalnızlığın girdabına çeker seni karanlıkların. Yokluğun ta kendisidir gecenin bir yarısında saatin tik taklarında yükselen hayhırışların.O saatlerde ne bulut bulunur gökyüzünde ne de sımsıcak bir mücizeyi andıran gün ışığı.Donup kalırsın buz kesen yalnızlığında.Yalnız kınına çekilmiş bir bıçağa benzer bütün hatıraların. |
|
Hangi Çeşmenin Girdabında
(osman demircan) 22 Mart 2008 |
Yazarlar ve Şairler |
| |
Hangi çeşmenin girdabında ellerin su içmek niyetine sele tutuldu.Ve hangi nehrin akıntısında yüreğin duygulara boğuldu.Soluğunda çakıl taşlarının sertliği mi oluştu.Her nefes alışında yüreğine kayalar mı düştü ve neden böyle bir acıya dönüştün.Az daha bir ekmek adına buğday tarlalarına dil uzatacaktın.Ve kızarak ona buna gökteki bulutlara laf atacaktın. |
|
Ayak Takımıysan Ezilirsin
(osman demircan) 24 Mart 2008 |
Toplum |
| |
Ayak takımıysan ezilirsin.Bu yüzden ayak altında dolanmamalısın.Ayağa kalkmalı yüreğini ve bileğini güçlü tutmalısın.Yoksa kendini ilah sananların dünyaya yaydıkları ayak kokusunu duymak zorunda kalırsın.Bu yüzden kendini yüceltmelisin. |
|
Aslan Başlı Ceylan
(osman demircan) 30 Mart 2008 |
İtiraflar |
| |
Yağmur pencerelerle konuşmaktaydı ve ince parmaklarıyla camları tıklatmaktaydı.Oysa içerde kadın yalnız ve ağlamaklıydı.Gece gözlerine düşen son umut ışıklarını da karartmaktaydı.Yaşamak yağmurlu bir gecenin altında ve bir evin içinde dramatik sahneye dönüşmekteydi.Kadın ağzında biriktirdiği bütün sözcükleri kusmaktaydı. |
|
Kadını Ne Yüceltir
(osman demircan) 4 Nisan 2008 |
İlişkiler |
| |
Erkeği cesareti yüceltir.Kadını ise iradesi.Bir toplumda kadınlar erkekler kadar namussuz olsaydı hiç şüphesiz o toplumda namuslu insan kalmazdı.Bir toplumu ayakta tutan ve ona güç veren kadındır.Erkekler bu güçten faydalanarak cesaretlenirler.Bu yüzden iradesini yitirmiş kadınlar korkak çocuklar türetirler. |
|
Aşk Olmayan Yerde Sahte Güller Biter
(osman demircan) 4 Nisan 2008 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Kim hiç balık olmayan bir gölde avlanmak ister? Kim bir su içmek uğruna dudaklarını katleder? Söyle dürüstlükten, adaletten, samimiyetten söz eden. Kim bir çöl olma sevdasıyla yüreğine kaktüs diker. |
|
Donumu Kaybetmiştim
(osman demircan) 14 Nisan 2008 |
İtiraflar |
| |
Bir şuursuzluk anında yaptım bütün bu şeyleri.Kendimi bir köpek gibi salıverdim önce.Daha sonra rastladığım bir pazardan don aldım kendime.Ve sonra donumu unuttum insanların yoğun olarak yaşadığı bir şehirde.Saatlerce, günlerce, aylarca iç çamaşırım olmadan dolaştım izbe yerlerde.İçim dışıma çıkmıştı ve ben ay ışığı altında yalnız kalmıştım.Bir bilsen deli yağmurlar üzerime yağmıştı.Ve ben tek kelime etmeden bulduğum gazeteleri başıma örterek bir ölü gibi dolaşmıştım.Bütün mürekkepler saçıma akmıştı.Alın yazım gazete sütunlarından alnıma akmıştı.Ah başım çok ağrımıştı. |
|
Aptal ve Zeki
(osman demircan) 28 Nisan 2008 |
İlişkiler |
| |
Zeki insanları alt etmenin en kestirme yolu onları detaylarla yormaktır.Kurnaz ve o derece de aptal insanlar detayları çok severler.Çünkü küçük hesap peşindedirler.Oysa zeki insanlar büyük düşünürler ve zor problemleri çözmek isterler.Maalesef en kolay ve basit olasılığı akıllarına getiremezler. |
|
Padişah ve Kapıcı
(osman demircan) 28 Nisan 2008 |
Toplum |
| |
Padişahın kapıcısına hediye verirseniz buranın padişahı benim der ve şımarır.Ortalığı ayağa kaldırır ve önüne geleni ezmeye çalışır.Gider çimenleri mahveder ve sarayın gül bahçesini tarumar eder. |
|
Yorgunum Anla Beni Deniz
(osman demircan) 6 Mayıs 2008 |
Düşler |
| |
Yorgunum anla beni deniz.Çek üzerimden martı kuşlarını.İstemem senden ne kumsal ne de yakamoz.Boğmaktasın soluklarımı.Bir rüya uğruna insan kaç kez başını yaslar ki denize.Çek! Çakıl taşlarımdan sularını.Ne olursun sus, duymak istemem sahile vuran dalga seslerini! |
|
Beylik Laflar Etmekle Olmuyor Dostum
(osman demircan) 6 Mayıs 2008 |
İlişkiler |
| |
Beylik laflar etmekle olmuyor dostum.Bey olmak lazım, beyefendi olmak lazım önce.Yoksa yüreğinle, dudakların aynı ritmi tutturmuyor ve sesin kulakları tırmalıyor.Ne olur anla beni dostum; lafla peynir gemisi yürümüyor.Oysa benim yüküm başımdan aşkın.Bana sözünün eri biri lazım. İnsan er olmayınca, beylik laflar etse de bey olamıyor dostum.Bu yüzden git başımdan dostum.Şarkılarını başkalarına söyle.Bak sana kargalar bile gülüyor.
|
|
Yaşamak Nedir
(osman demircan) 13 Mayıs 2008 |
Yaşam |
| |
Gül kokulu topraklardan, badem ağaçlarından, yamaçlardaki mor renkli patikalardan, çorak bayırlardan ve bol yıldızlı gecelerden başka nedir ki hayat. |
|
Kuşların Salıncaklara İhtiyacı Yoktur
(osman demircan) 9 Mayıs 2008 |
Doğa ve Dünya |
| |
Kuşların salıncaklara ihtiyacı yoktur.Çünkü salıncaklar sadece çocukları aldatır.Ve kuşlar kanatlarıyla gökyüzünü kucaklarken, çocuklar yetim kalır.
Kuşların ağaçlara ihtiyaçları çoktur; çünkü ince dallarında yuva yaparlar.Yapraklarının arasında, gün ışıklarıyla beraber hem mutluluğa hem yeme doyarlar.Ayrıca daldan dala atlayarak oyun oynarlar.Oysa çocukların uçurtmaları ağaçlara takılır ve birçoğu ne yapacağını şaşırır. |
|
Kavanoz
(osman demircan) 9 Mayıs 2008 |
Düşler |
| |
Düşünceler beyin kavanozundadır.Uçmak isterler, özgür kalmak isterler.Aklı başında insan, açar bütün kapaklarını, salıverir karasineklerini ve beynini yiyip bitiren sivrisineklerini.
Bazen düşüncelerimizi bir sinek gibi salıverdiğimizde, gidip bir pisliğe konabilir.Yanlış düşünceler bizi, yanlış yerlere sevk edebilir. |
|
Teselli
(osman demircan) 10 Mayıs 2008 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Teselli edemez beni ne gül yüzün ne de kokun.Ben artık bir yağmurun altında sırılsıklam oldum.Her şey gri ve donuk.Gözlerinin rengini hatırlayamıyorum artık.Seninle kaç kez göz göze geldiğimi unuttum. |
|
Yetersizim
(osman demircan) 20 Mayıs 2008 |
Yaşam |
| |
Hiç çiçek açmayan bir dal gibiyim.Bahar gelmiş gelmemiş neyime.Kupkuru bir ağaca dönüşmüşüm. Acı vermekte bana gül dalları. Toprakta yeşeren çimenler yüreğimi ezmekte.Hayat beni çiğnemekte, hayata dair her şey üzerimden geçmekte.Çünkü ben ölmekteyim.Çünkü ne kadar yaşamak istesem de bir umut yeşermemekte bende. |
|
Antik Bir Şehre Benzerdin
(osman demircan) 20 Mayıs 2008 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Belki seni unuturum. Vazgeçerim bembeyaz çiçeklere bakmaktan. Vururum yüreğimi dağların sırtlarına. Uçurumlara baka baka belki seni unuturum. Şiir yazmaktan usandım. Roman yazdım, kelime kelime seni anlatan. Saçlarının renginde gün batımı manzaraları çizdim. Belki seni görmekten vazgeçerim diye göz kapaklarımı diktim. |
|
Miras
(osman demircan) 26 Mayıs 2008 |
Doğa ve Dünya |
| |
Bir mirastır tohum toprağa.Ağaç ormana mirastır. Yağmur buluta mirastır ve yağmur şakır şakır yağdığında yeryüzü ıslandığında insan bu döngüye muhtaçtır.Kimse kimsenin elinden avucundan cehennemi çalmasın.Kişi kendi eliyle kendini yakmasın. |
|
Kimse Sevgiden Bahsetmesin Bana
(osman demircan) 3 Haziran 2008 |
İtiraflar |
| |
Kelimeler artık benden uzak dursun. Çünkü boş sözlere karnım tok artık. İstemem kimseden ne teselli ne de bir avuntu. Bütün insanlara kapılarım kapalı ve bütün anahtarlarım kör kuyulara atılı.
Hiçbir iyilik istemem kimseden. Çünkü iyiliğe inancım kalmadı artık. Herkes kendine güneş. Bütün dünyam karanlık. |
|
Sırat Köprüsü
(osman demircan) 11 Haziran 2008 |
Yaşam |
| |
Karanlık bir dünyada bir ışık aramanın sonsuz mutluluğunu terk edip bütün mum ışıklarını parmak uçlarımla söndürerek kendimi kör karanlık kuyulara atmak çılgınlığıydı bendeki deli sevda. Yaşamanın zifiri karanlığında bir tek ışık bulamamanın hüznüydü gözlerinde bir pırıltı aramak. Çok muydu mazlum rolüne girmeden güzel bir oyunda oynamak? |
|
Üçüncü Dünya Ülkesi Türkiye
(osman demircan) 22 Haziran 2008 |
Türkiye |
| |
Bir üçüncü dünya ülkesinde yaşıyoruz.Belki üçüncü sınıf otelde kalmak gibi bir şey bu. Belki duvarlarında salya sümük şiirlerin olduğu, her an dökülmeye hazır sıvalarıyla alnına ilkellik kazılmış bir binada kalmanın diğer bir adı bu. Yani üçüncü sınıf dünya vatandaşı olmanın bir başka benzer tarafı bu. |
|
Tanrı'dan Ağlaya Ağlaya Uzaklaşanlar
(osman demircan) 24 Haziran 2008 |
Din |
| |
Yalnız iki kapı sürgülüdür:Biri cehennemin diğeri cennetin kapısı.Ve bu iki kapının arkasında Tanrı gizlidir. Bütün nehirler ceset ve kan akıttığında ve bu manzarayı görenler intihar ettiğinde Tanrı’ya inanmayanlar sadece bir kapı aralığından bakamayanlardır ya da gözleri yaşlı olanlardır. İşte öyle insanlar ağlaya ağlaya ölüme giderler de arkalarında merhamete dair bir iz aradıklarında sadece geride kendisini sürekli ileriye iten hayatın hoyrat ellerini görürler ve önlerinde ise ketum bir uçurum vardır. |
|
Bazıları Yaşamayı Bazıları Ölmeyi Düşler
(osman demircan) 9 Temmuz 2008 |
Düşler |
| |
Cehennemin kare kare olduğu ve ateşlerin yüreğine damla damla aktığı saatlerde, günahın orman olmak ise nasıl dayanabilirsin ki bunca yangına, gözyaşları yeter mi bunca yürek ateşini söndürmeye cennet gözlüm ?Sen hiçbir kimse için ağladın mı peki?Gözlerin cenneti hatırlatacak kadar güzelken söyle açları, yoksulları hatırladın mı ki? Hiç kimseye gözyaşı döktün mü sevgili? |
|
Kadınlar ve Erkekler
(osman demircan) 20 Temmuz 2008 |
İlişkiler |
| |
Asıl babayiğitlik kadınların duygu dünyalarını anlayabilmektir.Belki bir erkeği hemcinslerinden ayıran en büyük yol ayırımı da bu olsa gerek.Nice filozoflar, nice bilim adamları insanlığa çok büyük yollar açmışlardır da, sıra kadınlara gelince çıkmazlar yaşamışlardır.Kadınlarla aynı dili konuşamadıkları için aşkın tadına da doya doya ulaşamamışlardır.Erkekler ağızlarından kan kusarken, kadınlar dudaklarına kelepçe vururken, birbirlerine söyleyecek bir söz bırakmamışlardır.Kadınlar ve erkekler farklı duygu dünyalarının insanları olarak iç içe değil, anca yan yana yaşamayı başarabilmişlerdir.Aşk iki kutbu bir araya getirirken, yalnızlık hem kutsal hem de kutupsal olarak kalmıştır. |
|
Romanım Yakında Çıkıyor
(osman demircan) 25 Temmuz 2008 |
Yapıtlar |
| |
Hayatta her şeyden kovulmuş bir insanın yazdığı roman nasıl olurdu sizce? Kendisine yaşama hakkı bırakılmamış fakat haktan hukuktan bahseden insanların arasında kalmış bir insanın yazdıkları ne olurdu acaba? |
|
Sana Baktıkça Islık Çalmak İstiyorum
(osman demircan) 17 Ağustos 2008 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Sana baktıkça ıslık çalmak istiyorum.
Sen bana yemyeşil çayırları, masmavi denizleri hatırlatıyorsun. Sana baktıkça atlar koşuyor dörtnala yaylalarda. Çiçekler açıyor yalçın kayalıklarda.Sana baktıkça içimde bir ateş yanıyor ve sanki içim seninle ısınıyor. Bütün takvim yaprakları bir mutluluk habercisi gibi bana en güzel yaşanmışlıkları bağışlıyor. Öyle huzurla doluyor ki gönlüm, Allah'ın yarattığı uzun saplı tüm güller gökyüzünün en ışıltılı yerinde açıyor. Ve ben sevmeyi şükrederek öğreniyorum o vakit. |
|
Asırlardır Yalnızım
(osman demircan) 19 Eylül 2008 |
Yaşam |
| |
Yeni bir şey değil bu.Asırlardır içimde yer eden bir yaranın biraz Picasso biraz Goethe, biraz Mozart ve biraz da Sezar tarzı kan akışı bu.Sanki içimde bir şehir var ve caddelerinde fahişeler günü kurtarmanın telaşıyla gururlarını ayak altında ezdirmekte. |
|
Taciz
(osman demircan) 19 Eylül 2008 |
İtiraflar |
| |
Elimde ateşten top.Buna dünya diyorlar.Ne zaman avuçlarımı yağmur duasına kaldırsam, bulutlardan ateş dökülür ellerime.Ne zaman hayata tutunmaya çalışsam, parmak uçlarımda çam ormanları tutuşur. |
|
Bir İntihar Mektubu
(osman demircan) 5 Ekim 2008 |
Yaşam |
| |
Kimsenin suçu yok.Bilirim tabancanın bile bir asaleti vardır.Kendimi vursam kurşun yüreğime saplansa, bütün silahlar benden iğrenir.Kendimi denizlere atsam, dalgalar bedenimi sahile vursa, martılar bile ağlamaz.Bilirim hayat boynumdaki kirdir.Yaşarken her gün gömlek değişsem de, ölümümden sonra kefenim üzerime kanımla yapışacak, o zaman kirimi kim çıkaracak? Boynuma ip geçirsem enseme yapışan bu kirden beni hangi intihar kurtaracak? |
|
Basit Bir İnsanım
(osman demircan) 1 Kasım 2008 |
İtiraflar |
| |
Basit bir insanım, basit bir insanım.Tıpkı musluktan damlayan bir su kadar ucuz bir insanım. Ben ne bir kiri temizleyebilirim ne de coşkun sular gibi çağlayabilirim. Sadece küçük bir suyum. Dışarda bardaktan boşalırcasına yağmur yağsa da, ben kendi bozuk dünyamda su koyuveren bir damlayım. Ne bulutları bilirim, ne de yapraklarda çiyim. Basit ve bozuk bir dünyanın içinden sızan dolu dolu bir damlayım. Ne dudak tanırım ne de gözyaşı. Ben başlıbaşına bir problemim. |
|
Sen Benim Ellerimi Zayıflatıyorsun
(osman demircan) 10 Kasım 2008 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Sen benim ellerimi zayıflatıyorsun.Her ne zaman sana ellerimi uzatsam, benim kolumu kanadımı kırıyorsun. Her ne zaman kollarımı sana açsam, boşluğu sarıyorum. |
|
Lanet Olsun İçimdeki İnsan Sevgisine
(osman demircan) 21 Ocak 2009 |
İtiraflar |
| |
Lanet olsun içimdeki insan sevgisine. Lanet olsun bana intiharları, bunalımları reva gören herkese. Yaşamak zorunda bırakıldığım ne olduğunu anlayamadığım acılara isteklere, elemlere; sayısal değerlerin tek değer yargısı kabul edildiği ideolojilere ve her şeye yazıklar olsun bin kere. |
|
Ölümüm İntihar Süsü Verilmiş Bir Ölüm Olacak
(osman demircan) 14 Mart 2009 |
Düşler |
| |
Ölümüm intihar süsü verilmiş bir ölüm olacak. Fakat sen bunu asla bilemeyeceksin.İki üniversite de bitirsen bilemeyeceksin.Çünkü okuduğun kitapların sayfalarının arasında kurumuş bir karanfili asla göremeyeceksin. Bir bardağın son damlasının, göz pınarları kuruyan bir toprağın kıpkırmızı bir karanfilinden damlayan arta kalmış çiy olduğunu düşünemeyeceksin. Sen dudaklarını buruşturup şarıl şarıl akan derelere koşacaksın. Benimse acılara boğulduğumu göremeyeceksin.Ya da sararıp solduğumu ve öldüğümü öğrenemeyeceksin. |
|
Uçurtma
(osman demircan) 14 Nisan 2009 |
Anılar |
| |
Sen benim gökyüzümsün lütfen uçurtmalarıma zarar verme. Bil ki ilk terk edilişi uçurtmam tellere takılınca yaşamıştım.Ve hayat benim için ilk defa o zaman kördüğüm olmuştu. İlk defa uzaklara gitmek isterken uçurtmamla acılara bu kadar yakın düşmüştüm. |
|
Güller de Ağlar
(osman demircan) 8 Mayıs 2009 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Güller de ağlar tıpkı senin gibi. Sen de bir kelebeğin ardından gözyaşı dökersin. Onun için hayaller kurarak, beynine giden damarlarından arzularını yürütürsün. Kalbinin bir başka attığını düşünürsün. Daha bir güzelleşirsin. |
|
Soğuk Düşler Yaşadım Hayata Dair
(osman demircan) 18 Eylül 2009 |
İlişkiler |
| |
Mektubuma bu şiirle başlamak istedim. Çünkü sen derdin ki kelebekleri incitmek istiyorsan gülleri kanatlarından kır. İşte bu yüzden seni mutlu etmek için gül kokan mısralarla başladım mektubuma mor kelebeğim. |
|
Türkiye'de İki Kutuplu Medeniyet
(osman demircan) 18 Eylül 2009 |
Türkiye |
| |
Türkiye iki kutuplu bir ülke. Aslında çok kutupluluktan da bahsedebiliriz ama temel olarak iki taneden bahsedebiliriz. Bir yanda elitlerin oluşturduğu resmi kültür diğer yanda halk kültürü. |
|
Hayat Bir Oyun İnsanlarsa Soytarı
(osman demircan) 23 Eylül 2009 |
Yaşam |
| |
Bir elimde ateşten meşale karanlığımda güneş gibi parlarken diğer elimde bozbulanık bulutlar yüreğime sel sularını akıtmakta. Kendi ellerimle ben düştüm bu ikileme. Ya güneşimi sel sularına kaptırdım ya da suları ateşimle buharlaştırdım. |
|
Kelepçe
(osman demircan) 6 Kasım 2009 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Acı bileğime kelepçe gibi takılmış. Nereye el atsam kollarım acıyor.Yaşamak bir özgür türkü gibi bırakmaz dudaklarımı. Her ne zaman mutluluk dolu bir türkü söylemeye çalışsam, bileğim kanar. Hayat şah damarımdan incitir beni. |
|
Türkiye'de Sanat Anlayışı
(osman demircan) 8 Kasım 2009 |
Türkiye |
| |
Artık insanlar iyice saygısız olmaya başladı. Konser, tiyatro ve sinema gibi mekanlar eskiden saygılı insanların olduğu mekanlardı. Şimdi ise cep telefonu sesi, patlamış mısır sesi ve çekirdek sesinden hiçbir şey izlenilip dinlenemiyor bu mekanlarda. |
|
Neden Bütün Aynaları Kırmıyorsun
(osman demircan) 9 Kasım 2009 |
Düşler |
| |
Sorular aynı olunca cevaplar da aynı oluyor. Neden bana farklı sorular sormuyorsun? Neden bir fark yaratıp benden farklı cevaplar beklemiyorsun.
Bilirim seni hep aynı ifadeler mutlu eder. Harikasın, senden iyisi yok, sen dünyaya bir renk bir desen katıyorsun gibi...Oysa sana ben bir sapa benziyorsun, gülü ortada olmayan demek istiyorum. Yok illa sen bana gülüm deyin istiyorsun. |
|
Özgürlük Nedir?
(osman demircan) 13 Kasım 2009 |
Türkiye |
| |
Özgürlük kişinin özgür iradesiyle kendi siyasi görüşünü belirleyebilmesi ve o partiye oy verdiğini rahatlıkla söyleyebilmesidir. Gel gör ki Türkiye'de en çağdaş en demokrat en özgürlükçü geçinenlerin yanında bile hangi siyasi partiye oy verdiğinizi söyleyemezsiniz. Söylerseniz ne olur; zavallı, kör ve buna benzer ithamlarla karşılaşırsınız. |
|
Atlar Gibi Öleceğiz
(osman demircan) 24 Kasım 2009 |
Yaşam |
| |
Biz de atlar gibi doğduktan bir kaç saat sonra koşabilseydik, maymunlar gibi bizi soğuktan koruyan uzun tüylerimiz birkaç gün içinde çıksaydı böyle bir zekaya gerek kalmayacaktı. Demek ki zekanın en önemli görevi insana doğada yardım etmek ve insanı korumak gözetmektir. İnsan zekası sayesinde barınır, yer, içer. |
|
Pkk
(osman demircan) 26 Kasım 2009 |
Türkiye |
| |
PKK bir holding gibi çalışıyor. Parayı uyuşturucudan, kara paradan ve haraçtan kazanıyor. PKK Avrupa'da iş adamlarından haraç keserken, İngiliz istihbaratı, Alman istihbaratı neden bir şey demiyor? Demek ki milyarlarca dolarlık bu gelirden Avrupa devletleri de pay alıyor. Bu yüzden Avrupa PKK'dan desteğini çekmiyor. |
|
Çam Ormanı
(osman demircan) 8 Aralık 2009 |
Din |
| |
Ben her kış ağustos böceği olmak isterim. Ölmek için değil şarkı söylemek için bunu isterim. Hiçbir şarkıyı tamamlayamadım bugüne kadar. Hep yarısında bitti coşkularım. Ve ben dua ederken bile dilime şarkılar takıldı. Tanrı beni affetsin bu yüzden. Çünkü ben şarkılarla Tanrı'ya yalvardım. |
|
Objektif Olan İnsandır
(osman demircan) 22 Aralık 2009 |
İlişkiler |
| |
Objektif olan insandır. Gerisini at çöpe. Ve dünya yana kayıyor. Hayatın dengesi allak bulak oluyor. Kime alkış tutarsan o sana elini uzatıyor. Bir ceylanı parçalayan aslanın dişi oluyor, pençesi oluyor insan. |
|
Ey Tanrı'm
(osman demircan) 25 Aralık 2009 |
İtiraflar |
| |
Ey cehennemin sahibi Tanrı'm yine yüreğimi yakmaktasın. Dersin ki ben insanın kalbinde bulunurum. Bak ateş içindedir duygularım söyle neredesin? Ben hep seni sevdim tek seni sevdim. Uykularımı bölerken kabuslarım, hep dualarımla başımı güven içinde sana yasladım. |
|
Mutluluk Senin Ellerinle Bana Dokunurdu
(osman demircan) 22 Mayıs 2010 |
Düşler |
| |
Gömleğimin her düğmesinde sen vardın sevgili. Parmak izlerinin dolu olduğu göğsümü senin ellerine bırakırken, yüreğime işlerdi dokunuşların. Gömleğimin her düğmesi teker teker açıldığında, elin uzanırdı tenden örtülerime. O tenimden örtülere parmak uçların, sanki oyalı süslemeri nakış nakış işlerdi. Oysa hiç kimse senin kadar tenimi süsleyemedi. Ellerinin güzelliğini senden başka hiç kimse tenime nakşedemedi. Tenim bir gül bahçesi olurdu senin yanında. Sen de tüm çiçekleri toplardın tenime her dokunuşunda. Koklardın senin için bahara dönüşen her yerimi. Ben de burnun ucundan öperdim seni. |
|
Muz
(osman demircan) 31 Aralık 2009 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Porselen tabaktaki dilimlenmiş muz gibi parlıyordun. O an dilim dilim yemek istedim seni. Dudaklarıma sevinç, dilime tat, ağzıma nefis bir haz olurdun. Ah yiyebilseydim seni hiç çatal kullanmadan. Elimle bir çiftçi açlığıyla mideye indirmek isterdim seni. |
|
Bir Aşk Masalı
(osman demircan) 18 Ocak 2010 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Adamın biri dört mevsim dört bucak dolaşmış ama aşkı bulamamış. Demiş ki en iyisi bir masal kitabı alayım. Almış ve bir kütüphaneye gidip okumak istemiş. Kütüphanede herkesin canı sıkılıyormuş, kitaplarsa raflarda çürüyormuş. Oturmuş kitabı açmış ve satırlar arasında gezmeye başlamış. Hiçbir savaşın kadının namusu için çıkmadığını öğrenmiş. |
|
Türklere Mektup
(osman demircan) 24 Ocak 2010 |
Türkiye |
| |
Bu şehir duvarlar arasında sıkışmış bir çığlık gibidir. Ve bu şehrin duvarlarına yağlı boya resimler yapmak isterim. Ey sevgili sen treni bilirsin, uçağa binersin. Bu şehir yumrukların gül olduğu, kelebeklerin dövüldüğü bir şehirdir. Aynı ülkenin farklı coğrafyasında yaşamaktayız. Sen oturduğun sitenin çevresini duvarlarla çevirirsin. |
|
Akrebin Gözyaşları
(osman demircan) 26 Ocak 2010 |
Uzay |
| |
Bütün ideolojilerin dünyayı kurtarma çabası olduğunu düşünüyorum. Bir komünist kendi düşünce yapısının en iyi olduğunu savunur ve bunun karşısında olan kişileri kötü niyetlilikle suçlar. Yeri geldiğinde karşıt görüşlü insanları öldürür. Aslında bunu iyi niyetiyle yapar, çünkü kendi davasında haklıdır diğerleri ise haksızdır. |
|
Okurlarıma Mektup
(osman demircan) 28 Ocak 2010 |
Yüzleşme |
| |
Bugün birisinin yanına hayırlı olsuna gittim. Kendisi bir bakkal işletiyordu. Dükkandan içeri girdiğimde beni soğuk bir edayla karşıladı. Zoraki konuşmaların ardından ben bir koltuğa oturdum. Onun için oraya gitmiştim ve çok yorgundum. Oturduğum yerden kalkmamı isteyip beni hıyarların olduğu bir yerde oturtmak istedi. Ayakta kalakaldım. Sonra bir hıyarla aynı yerde olamayacağımı düşünerek oradan ayrıldım. Giderken kusura bakma burası bakkal seninle ilgilenemedim dedi. Dedim ki senin gençliğini de bilirim canını sıkma. Oradan uzaklaşırken kendimi çok kötü hissettim. |
|
Dostluk
(osman demircan) 28 Ocak 2010 |
İlişkiler |
| |
Benim küçük şiirimdiler. Tıpkı küçük bir kasabayı andıran. Herkesin birbirini tanıdığı, insanların birbirine bir dağ gibi yaslandığı bir kasaba gibiydiler. Orada insanlar o kadar dağlaşırdı ki kendini gökyüzüne yakın hissederdin. İşte orada yakınlık böyle kurulurdu. İnsanlar birbirlerine, dağ, ova, deniz, göl, bağışlardı sanki. Kendini bazen bir martı, bazen serin sularda yüzen alabalık gibi hissederdin. Böyle bir kasaba haritalarda olmazdı tabi. |
|
Şanzelize
(osman demircan) 31 Ocak 2010 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Bir çam ağacının gövdesinde çam sakızı, denizin en karanlık yerinde ışık saçan bir balık, bir zeki kadının beyninde düşünce, bir şairin yüreğinde imge, bir çocuğun ağlayışında gözyaşı, bir ülke coğrafyasında metropol, bir adada palmiye, bir fakirin evinde sımsıcak çorba, bir zenginin evinde antika, senin ise sadece sevgilin olmak istedim. |
|
Hayal
(osman demircan) 2 Şubat 2010 |
Düşler |
| |
Elsiz ayaksız birinin hayata dört elle sarılması gibi seni kucaklamak istedim ey sevgili. Bir tabloda görünen sensizlik gibi her resimde senin yokluğunla göz göze geldim. O zaman bütün renklerden nefret ettim. Sen yeryüzündeki en güzel şiir iken, neden ressamlar senin gibi bir şiirin sadece tek dizesinin resmini çizdi. Ayak diplerine halılar serilirken, neden halıların motifleri bir parmağının güzelliğine denk gelmedi. Sen bir denizken, neden insanlar kaya balıkları gibi etrafında gezdi. Ey sevgili yok bu dünyada sana layık bir güzellik. |
|
Tıpkı Senin Benden Vazgeçtiğin Gibi
(osman demircan) 3 Şubat 2010 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Evimin her köşesini senin zevklinle donattım. Tıpkı bir şarkı bestelemek gibi dudaklarım ve yüreğim heyecanla doldu. Kimseler görmedi seni bu kadar sevdiğimi. Bir bardağa su doldurup içmek gibiydi içimi senin sevginle doldurmak. Suyun duruluğunda sen vardın. Karanlık kördü ve ben ışığı yaktım. Evim senin ışıltınla doldu. Ayla yıldızın yan yana gelmesi gibiydi seni evimde hissetmem. |
|
Tanrı Tümüyle Sizin Olsun
(osman demircan) 9 Şubat 2010 |
Doğa ve Dünya |
| |
Ne geçmişim var ne geleceğim. Tüm saatlar durmuş. Akrep ve yelkovan kudurmuş. Tam sevme zamanı ya da duyguları coşturma zamanı derken ve at gibi koşmak isterken, bacağım kırılır. Hayat beni işte o zaman vurur. Dallarda kirazlar salınıp durur. Bense ağzım açık bakarım öylece. Hayattan tat alamam böylece. Neden hayat bana hep aynı oyunu oynayıp durur. Bundan içimdeki çocuk sıkılır.
|
|
Dağ
(osman demircan) 12 Şubat 2010 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Kelepçeye ne gerek var. Elim kolum bağlı. Ben yalnızlığa mahkumum. Sen olsan olsan bir gardiyan olursun. Oysa ben bütün zincirleri kırmak isterim. Sen ise sadece hapsetmek istersin beni senin zindan gibi karanlık dünyana. Senin kapasiten budur. Bir mum yaksam karanlığı yok etmek için, rüzgar olursun. |
|
Ey Sevgili Yana Yana Kül Olacağız
(osman demircan) 15 Şubat 2010 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Önce seni, sonra beni, en sonra da evi yakacağım. Bacasından hiç duman tütmeyecek evin. Ne senin bana yandığını ne benim sana yandığımı kimse bilmeyecek. Bir yangın ki alevi sade yürekleri yakacak. Duygular harlanacak. Ne polisler cesedimizi tanıyacak ne de itfaiye bu yangını söndürebilecek. |
|
Kendini Başkasıyla Tanımlamaktan Vazgeç
(osman demircan) 19 Şubat 2010 |
İlişkiler |
| |
Zaman duvarlardan sıvaları koparır gibi insanları da söküp atmakta hayatından. Sabırla, tek tek taşlarını dizdiğin duvarları yıkmaya çalışmaktasın artık. İnsan dünyada en kompleks varlık iken yetmemekte sana. Arzudan arzuya, duygudan duyguya atlatmakta seni. Sanki ip atlatır gibi. |
|
Hadi Gülümse
(osman demircan) 19 Şubat 2010 |
Gülmece (Mizah) |
| |
Bir atın katıla katıla güldüğünü düşünün hemen ürperirsiniz. At gülmez kişner. Bir köpeğin kediyi kovalarken güldüğünü düşünün. Böyle bir tabiat olayı olmaz dersiniz. Doğal gelmez böyle şeyler size. Bir saksının şaka olsun diye kuaförden yeni çıkmış hasbanın başına düştüğünü farz edin. Hasba yerde yatarken saksıdaki güllerin iki yanağında durduğu da cabası olsun. O zaman güler misiniz ağlar mısınız? |
|
Hayatın Güzelliği Acımasızdır
(osman demircan) 25 Şubat 2010 |
Yaşam |
| |
Yıldızlar ne kadar da uzaksınız benden. Tıpkı yıldız yıldız parlayan gözler gibi. Şimdi ben ne yapayım göğe baksam görmez kimse gözyaşlarımı. Güneş yine doğar, ay yine ışıldar, yıldızlarsa göz kırpar. Yere baksam toprak çiçeklerle dolar, ağaçlar yeşerir, çimenler boylanır. Yerle gök arasında yerim nedir benim. Her şey benden bihaber, her şey yeniden yeşermeye ve boylanmaya aday. |
|
Çaresizlik
(osman demircan) 7 Mart 2010 |
Yaşam |
| |
Çaresizlik bir yılanın ağzındaki kurbağaya benzer. Nefes alsan da bedenin yavaş yavaş yutulmaktadır. Kaçamazsın kaderin yılan dişli ağzından. Hayat bir kez sana diş geçirmiştir ya da canlı canlı yutmaya çalışmaktadır. Kurtuluş nerededir bu yılan yuvası dünyada?
Kalbin göğüs kafesinin içinde bir saatli bomba gibi çalışmaktadır. Bir intihar bombacısı gibi dolaşmaktasın güzel yüzlü insanlar arasında. Bir tatlı dil bulamazsın insanım diyenler arasında. Neden bu kadar yalnızsın yılan yuvası dünyada? |
|
Frezya
(osman demircan) 1 Mart 2010 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Bugün bir şarkı dinledim. Öyle bir duygusu vardı ki tıpkı frezya çiçeği gibi narin ve iç gıdıklayıcıydı. Dedim ki bu duyguları bir erkek taşıyamaz. Erkek it gibi sever, eşek gibi sever. Böyle bir duyguyu kadın yüreğinde barındırırdı ancak. Kuşlardan, bulutlardan, nergislerden, güllerden bahseden bir ruh anca narin bir kadın bedeninde bulanabilirdi. Çünkü kır çiçeklerini boynuna takan narin bir kadının bedeni aşk kokarken zümrüt ve yakut gerdanlığı elinin tersiyle iterdi. O anca aşkla duygusal anlamda zenginlik yaşardı. Başka zenginlikler narin kadını bir pırlanta dükkanına çevirebilirdi ama onu asla kraliçe ve prenses yapmazdı. Onu anca saçına takılan kır çiçeklerinden yapılma taç prenses yapardı. Erkek de severdi fakat it gibi eşek gibi severdi. |
|
Şimdi Sen Sus, İnsanlar Sussun
(osman demircan) 3 Mart 2010 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Gideceğim buralardan beni otobüs duraklarında arama. Ne tabutta olacağım ne de gözyaşında. Ayaklarım öyle sessiz hareket edecek ki bastığım yerde ayak izimi bulamayacaksın. Uçurumun başında Allah'ım canımı al diye yalvarılmaz. Direkt kendini atarsın boşluğa duaya gerek kalmaz. Ama ben ölmeyeceğim ve yüksekte bir kar gibi birikeceğim. Çığ gibi düşeceğim derin uçurumlara. Kanım sopsoğuk akacak kar suları gibi. Sonra başımı kaldıracağım kardelenler gibi. |
|
Hadi Gel
(osman demircan) 9 Mart 2010 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Fırtınanın dindiği andaki bozkırın ruhu sarı yapraklarda hayatın ta kendisiydi. Yamaçlarda, dağlarda, ovalarda, ağaçlar toprakla sevişmekteydi. Dallarda çiçekler tohumlarını çıplak toprağın kasıklarına dökmekteydi.
Hadi gel yağmur görsün sevişmek rüyalarda. Gecelerce büyüsün saçlarınla uzayan şarkılar. Vadi diplerinin henüz su görmemiş kuytuları gibi dinmez dediğim duygularım durulsun. Ey sevgili bu gece kalbimiz aşkın okuyla tam on ikiden vurulsun. |
|
Gri
(osman demircan) 12 Mart 2010 |
Yaşam |
| |
Hayatıma gri renk hakim. Böyle ortada kalmışlık hiç hoşuma gitmemekte. Ya kapkara olacağım ya bembeyaz. Ortası olmayacak bu duruşun. Ha böyle de yaşayabilirim gri ve hep gri. Ama grilik yine bakış açımı kapatacak. Pencerelerime gri yağmurlar yağdıracak. Dünyayı ışıl ışıl, pırıl pırıl göremeyeceğim. İçimi ve dışımı temizlemeden, yüreğimi parlatmadan dünyayı net göremeyeceğim bilmekteyim artık. Bu yüzden grilikten kurtulmam lazım. |
|
Kalbim Ağrıyor
(osman demircan) 14 Mart 2010 |
Yaşam |
| |
Neden beni en acılı duygularda arıyorsun. Neden beni bulutun en koyusunda, yağmurun en yoğununda arıyorsun. O kadar uzaklaşma benden. Bak gözlerimde sana ait gözyaşı var. Ağlamak istiyorum ağrıyan yüreğimle sana. Neden ellerimi bırakıyorsun sonsuz bir terk ediş gibi. |
|
Rize
(osman demircan) 14 Mart 2010 |
Yerler |
| |
Heykelim dikilecek boynu bükük gezdiğim sokaklarda belki. Rize'nin adı anıldığında insanların yüreğinde buruk bir duygu olacağım. Oysa ben bu şehri hiç sevmedim. İnsanları o kadar arsız ki en mahrem duygularıma girecek kadarlar. Durması gereken yerlerde durmazlar, yaralarıma basarlar. Bana acı bir yürümek bırakır bu şehir. |
|
Seninle Nasıl Anlaşayım
(osman demircan) 6 Mayıs 2013 |
Modernizm |
| |
Seninle nasıl anlaşayım, hav hav diyerek mi miyavlayarak mı? Tek derdin yemek, içmek, sevişmek. Bunca romana, şiire, daha birçok esere ve hatta insanlığa araç olmuş bir dille seninle anlaşmak istemem. |
|
Bir Fırtına Bir Fırtınaya Yakışır
(osman demircan) 20 Mart 2010 |
Doğa ve Dünya |
| |
Ben yüksek dağlara yağan karım. Güneş olup sevme beni, eririm sonra. Yağmur olup yağma üzerime, her damlan bir kurşun gibi saplanır yüreğime. Eğer beni sevmek istersen gerçekten, kardelen ol. Yüreğimin buzlu duygularından çık dışarı. Işığı seninle göreyim. Öyle bir yara aç ki bedenimde, kardelenler açsın tenimde. Eğer bana dokunmak istersen, ellerin tertemiz olsun. Çünkü ben parmak uçlarından berrak bir kristal gibi dökülmek isterim. |
|
Lütfuna İhtiyacım Yok
(osman demircan) 14 Mayıs 2010 |
İtiraflar |
| |
Asaletin göklere kadar uzansa da sana kısaca anlatayım, karşımda dağ gibi durma, boyundan büyük işlere karışma. Ben beş parasız biri olsam da, seni cebimden çıkarırım bunu unutma. Güzelsin, hoşsun ama boşsun. Bu saatten sonra gönlünü şiirlerle, şarkılarla, türkülerle dolduramam. Senin boşluğuna yıldızları koyamam. |
|
Orospu Çocuğu
(osman demircan) 2 Haziran 2010 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Ben derdimi taş yaptım da denize attım. Yüreğim öyle yalnız ki bir insan bu kadar sevgi dolu iken bu kadar sıcak duygular içindeylen nasıl olurdu da bu kadar soğuk düşler yaşardı? Kimi incittim de yalnızlık kaderim oldu. Öyle bir uçurumdayım ki ne dağ ne kayalık düştüğüm bu yalnızlık çukurundan daha fazla acı yaşatabilirdi bana. Bir ummanın ortasında karanlık suların içinde düşten ve rüyalardan uzak yatmaktayım. Kim bana can ve kan katabilir ki? |
|
Afişte Bir Yıldız Gibi Dolabilir misin Gecelerime
(osman demircan) 23 Haziran 2010 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Bana geniş evlerden bahsetme. Yüreğin geniş mi onu söyle. Ben coşkulu bir adamım. Yatağın sularımı taşırmadan akıtır mı? Dünyanın tüm ülkelerinde yaşayan insanlardan bana ne? Benim sınırlarımı sen çizebilir misin onu söyle? Durup durup güzel şehirlerden dem vurma. Ben bir sokak çocuğuyum, beni köşe başlarında gülerek karşılayabilir misin, yoksa ilk kavşakta taksiye binip kaçar mısın? Bana PKK' nın dağ kadrosundan söz etme. |
|
Hediye
(osman demircan) 30 Haziran 2010 |
Doğa ve Dünya |
| |
Bana denizden bahset ama içinde su kelimesi geçmesin. Çünkü yıllarca acılara boğuldum ben. Bana çölden bahset ama içinde kum geçmesin. Yıllarca, her sabah kalkışımda dünya gözüme toz toprak gibi saplandı. Bir türlü deve bakışıyla bakamadım dertlerimin kum gibi birikmişliğine. Bana yağmurdan söz et ama cümlelerin bir şimşek gibi çakmasın. |
|
Yaşamak
(osman demircan) 17 Temmuz 2010 |
Yaşam |
| |
Bazıları bu dünyada bulunur, bazıları ise kaybolur. Bazıları yaşar, bazıları ağlar, bazıları ise yazar. Seni yazdım ağaçların her birine. Seni anlata anlata tüm ormanı dolaştım. Eğer neler yazdığımı merak edip ormanda dolaşsaydın, kaybolurdun. Sonra beni saçına dağ çiçeklerini takmak için bekler bulurdun. Oysa sen yaşamayı değil, orada burada bulunmayı tercih ettin. |
|
Güller ve Kelebekler
(osman demircan) 16 Temmuz 2010 |
Yaşam |
| |
Bir su damlası denize düştüğünde kendini umman sanır. Sonra anlar ki bir hiçtir derya içinde. Dalgayla dalga, denizle deniz, güneşle buhar olsa da özünde çektiği acı birdir. Bir boşluğu doldururken, boşluk da kendisi olmuştur. İçindeki boşluğu bir başka boşlukla doldurmaya çalışanlar, bu dünyadan bomboş gitmiştir. |
|
Peluş Bebek
(osman demircan) 22 Temmuz 2010 |
İlişkiler |
| |
Harika bir fikrim var dedi esas oğlan: Bundan böyle peluş oyuncaklar yapacağım, bak tıpkı bu elimdekiler gibi ama daha güzellerini. Konuşurken gözünde yeni bir ümidin ışıkları vardı. Atıldı hemen esas kız sevdiğine olan inancın etkisiyle ve çocuksu: Ben de istiyorum bu oyuncaklardan birtane.Tabi ki dedi delikanlı: En güzelini senin için yapacağım. YAPMADI. Bir üzüntüyle bir hüzünle esas kız dedi neden yapmadın. |
|
Güvercin
(osman demircan) 27 Temmuz 2010 |
Doğa ve Dünya |
| |
Pencereme vuran güvercinler döküldüler. Ben onlara bir şey yapmadım. Her şey kendiliğinden oldu. Sadece ben evim sıcacık olsun istemiştim. Karda kışta evim soğuk almasın diye cam taktırmıştım. Nereden bilecektim güvercinlerin pencereme çarpacağını. Nereden bilecektim benim rahatlığımın bir başkasının huzurunu bozacağını. Evim benim yuvamdı sadece. Sığındığım bir dört duvardı. Oysa masmavi gökyüzü ve yemyeşil dallar onlarındı. |
|
Seni Bırakırsam Eğer, Ellerimden Utanırım.
(osman demircan) 29 Temmuz 2010 |
Düşler |
| |
Biz edebiyat kitabında yer alan matematik probklemi gibiyiz. Kim anlar problemimizden sevgili. Daha çarpım tablosunu bile ezberleyemeyenler mi? Yoksa iki kelimeyi bile bir araya getiremeyenler mi? Boşver sevgili... Biz güzel bir yüzden dökülen yaşlar gibiyiz. Ne güzel ağlıyor diyenler mi bize mutluluk yüzü gösterecek sevgili. Biz sokak çatışmasındaki yanan lastikleriz. Hangi taraf yangınımıza bir son verecek sevgili. |
|
Mor Menekşe
(osman demircan) 12 Ağustos 2010 |
Din |
| |
Yüreğim bir yamaç mor menekşelerle dolup taşan. Bir neyzenin sesi kulaklarımda yankılanmakta. Hafiften bir deniz kokusu yüzümü okşamakta. Bir an ölüm gelmekte aklıma beyaz kefenlerde bedenim. Hiç kusur yok dudaklarımda. Sonsuz bir uykuya kapanmışçasına. Ne dost peşindeyim artık ne de sevgili arayışında. |
|
Şerefsizlerin Şerefine
(osman demircan) 16 Ağustos 2010 |
Modernizm |
| |
Kadehimin dolu yarısını sana kaldırıyorum. Bana dolu dolu yaşattığın bağ bozumları için. Güneşin ateşli bir kadın gibi gökyüzünde yanıp durduğu saatlerde bana pınar başındaki serin sular gibi öpüşler yaşattığın için kadehimi sana kaldırıyorum. Ellerimin hiç çiçek dermemişliğinde gül kırmızısı şarabı senin hatırana döküyorum. Herkes bana ne oluyor sana derken, karakolda sokaklardayken sağa sola çarpıp kırdığım eşrafın beş kuruşluk ticari itibarının ifadesini verirken, dudaklarımda bıraktığın şarap tadının hesabını kimseye vermiyorum sevgili. Hayatın çok pahalı olduğunu söyleyenlerin yanında, senin sevgini hesapsız yaşadım. Kadehin boş yarısını boş beyinlere kaldırıyorum. |
|
Cesareti Olmayanın Umudu Olamaz
(osman demircan) 26 Ağustos 2010 |
Günlük Olaylar |
| |
Cesareti olmayanın umudu olamaz. Cüret et yeni cümleler kurmaya. Korkma! İnsanların sana omuz silkmelerinden. Çünkü sen başını kimsenin omzuna koyarak uyumadın ki zaten. |
|
Arkamda Sadece Seni Bırakıp Gideceğim
(osman demircan) 27 Ağustos 2010 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Arkamda sadece seni bırakıp gideceğim. Ne gerimde bir çöp ne bir top kalacak. Bütün yitirilmişleri ve oyunları önüme katarak gideceğim. Bir mendilde senin toza bulaşmış ve hiç temize çıkmamış aşkın olsa da senden bir cevap beklemeden gideceğim. Yol öyle uzayıp gidecek ki bir lastik gibi bile esnemeyecek. |
|
Geri Dön
(osman demircan) 31 Ağustos 2010 |
Sanat |
| |
Sen hiç o şarkıyı dinledin mi peki? Hani Sezen Aksu, " Geri Dön " diyordu. Seni hatırladığım o şarkının her notasında kalbim narkoz yemiş bir bedenin içindeydi sanki. Hatıran neşter gibi bedenimi keserken, sana sardığım kollarım kayıtsızca yanlarıma düşüyordu. Senin yokluğun beni böyle kolsuz kanatsız bırakırken, kimbilir sen kimin yanında kelebeğe dönüşüyordun. |
|
Dağ Yaklaştıkça Büyür, İnsan Yaklaştıkça Küçülür
(osman demircan) 7 Eylül 2010 |
Doğa ve Dünya |
| |
Sen aşk coğrafyamda önce bir buluttun, üzerime cesur yağmurlar serpen. Çimenlerin üzerinde yürürken, parmaklarımı ıslatan çiydin umut yolumda. Bir ovanın ortasında tümülüsttün geçmişten geleceğime. Bir tablettin antik bir şehrin kalıntısından ellerime değen. Bir yamaçtan aşağı kayan çocuğun neşeli haykırışıydın kulaklarımda çınlayan. Bir adaydın okyanusun karanlık sularının tam ortasında. Yüreğime kazınan bir haritaydın duygu kalemleriyle çizilen. |
|
Aşkçıkmazı
(osman demircan) 14 Eylül 2010 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Gök gürültüsü büyük, yağmuru küçük aşklar yaşattı bana hayat. Her yukarı bakışımda başımı yere eğdim tekrar tekrar. Bütün yağmurlar acı bir tokat gibi vurdu suratıma. Her ne zaman birini bir ağacı sever gibi sevmek istediysem, boyundan daha büyük gölgeler düşürdü berrak sularıma. İşte bu yüzden dostum, bu zamana kadar hep istemediklerimi yaşadım, isteklerimi ise kimse gerçek anlamda anlayamadı. Bir yalnızlıktı benimki dallardan tek tek kopan yapraklar gibi. Bir yalnızlıktı benimki mum ışıkları arasında yüzüme çarpan. |
|
Para Sevgiyi Değil; Sevgiliyi Getirir
(osman demircan) 25 Eylül 2010 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Para sevgiyi değil; sevgiliyi getirir. Para için gelen para bitince gider. Oysa sevgiyle gelen sevgisini bırakır gider ve bu bırakılan sevgi, seni sürekli mutlu eder. Hayata her küstüğünde o sevgi bir zindan penceresi gibi kararan yüreğine bir ışık süzer. O aydınlık ne bir zengin evinin salonundaki mücevher ışıltılarına ne de gökyüzündeki gece yıldızlarından doğan ışığa benzer. O aydınlık ki insanın gözünün önüne hep cenneti serer. |
|
Bana Bir Gözyaşı Bile Bırakmadan Çekip Gittin
(osman demircan) 27 Eylül 2010 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Sen sadece gözlerimi sevdin. Sonra bana bir gözyaşı bile bırakmadan çekip gittin. Söyle sevgili gözlerimden ne istedin. Ne seninleyken ne de sensizken kimseye bakmamışken, şimdi tüm otobüslerin camlarından dışarıyı seyredenlere belki sensindir diye bakar oldum. Öyle bir zamanda terk ettin ki beni her yanım kesiklerle doluyken, tüm bulutlardan yaralarıma tuz yağdırarak gittin. |
|
Kestim Bütün Zincirlerin Damarlarını
(osman demircan) 6 Ekim 2010 |
Türkiye |
| |
Attım kendimi mavi sulara. Kulağıma su kaçtı. Duydum kurak diyarların sesini. Yüreğimin çatlaklarından duygu aktı. Yüzdüm martı çığlıkları altında. Daldım o an hayallere. Kulaklarıma gemi kaçtı. Kürek mahkumlarının çektiği prangaların sesleri, doklarda kılıç oldu. Kestim bütün zincirlerin damarlarını. Demirlerden pas aktı. Bir gürültü doldu kulaklarıma. Önce vapur sesleri sandım. Sonra anladım ki, kulaklarımdan İstanbul aktı. |
|
Dünyasından Çiçekleri Koparılmış Bir Kelebek Gibiyim
(osman demircan) 9 Ekim 2010 |
Yaşam |
| |
Dünyasından çiçekleri koparılmış bir kelebek gibiyim. Canım öyle yanmakta ki, bir pervane miyim yoksa ateş miyim belli değil. Bakışlarından da gözyaşları alınmış bir çocuk gibiyim. Ağlayamamam, beni mutlu gösterirken, annem bile mutsuzluğuma inanmamakta. Kimse beni gözlerimden tanıyamamakta. Bir galeride ünlü tablolar arasında sıkışıp kalmış resim gibiyim aynı zamanda. Kimsenin gözü bende değil. Hayatım amatörce çizilmiş bir resim gibi. |
|
Türban Sorunu Nasıl Çözülür
(osman demircan) 16 Ekim 2010 |
Gelecek |
| |
Bir eve pencereden de girilir, bacadan da. Kapıyı çalmadan da eve girilir, kapıyı kırarak da. Türkiye'de tüm sorunlara kapılar kırılarak ya da bacadan girilerek çözüm bulunmaya çalışılmakta. Ters durumlar bunlar. Hak yolu varken tersten girişi tercih etmek, Türkiye'de sapkınlığa yol açmakta. Türban sorunu iki şekilde çözülür. Birincisi, türban direk laikliğin ve Atatürk'ün simgeleriyle bağdaştırılmamalı. İkincisi yeni bir anayasa yapılmalı. |
|
Siyah Gül
(osman demircan) 20 Ekim 2010 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Dünyanın tüm acıları bir çiçek olurken, benim mutlu bir kelebek gibi ortalıklarda dolaşmamı kim bekleyebilir?Yüzüm tüm acılara sürtünürken, yanaklarımın yeni yağmış bir karın doldurduğu dağ yamacı gibi olmasını kim isteyebilir? |
|
Saçlarının Bir Teli Kırılsa, Başın Ağrırdı
(osman demircan) 27 Ekim 2010 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Saçlarının bir teli kırılsa, başın ağrırdı. Peki, okşamaya kıyamadığım saçlarını başkalarını okşatırken yüreğin hiç sızlamadı mı? Saçların bir uçurtma idi aşk rüzgarımda. Her teliyle göklere yükselirken, bir bit gibi saçlarından temizledin beni. Başını alıp giderken, saçların sonbahar yaprakları gibi dökülürken önüme, sana doğru koşamadım incinirsin diye. |
|
Tüm Gözyaşları Yalnızdır
(osman demircan) 31 Ekim 2010 |
Günlük Olaylar |
| |
Gülüşleri kıskanan çok olur. Tüm gözyaşları ise yalnızdır. Seçim senin. İster gül ister ağla... Ya kıskanılacak biri olacaksın ya da yalnız... İnsanlar gülüşlerini saklarlar, kıskanılmaktan korktukları için. Ya somurturlar akşama kadar ya da yüzlerinde nötr ifadeler taşırlar. Dünyada gülmek, kolay değildir. Kolay olmayanı başaranlar göze batarlar. Gülmek, tüm nazarları üzerine çeker. |
|
Şimdi Seni Şarkılarla Korkutacağım
(osman demircan) 2 Kasım 2010 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Kurbağaların bir orkestra edasıyla bağırmalarını yılanlar duymadı. Duysalardı belki de sürünmeyeceklerdi. Yılanların tek derdi midesini doldurmak oldu. Bu yüzden kurbağaların sesi yılanların kalbini hiç burkmadı veya yılanların dili çatallı olduğu için, kurbağalarla birlikte hiç şarkı söyleyemediler. Belki de asıl düşmanlıkları bundan kaynaklandı. Hayatım delik deşik oldu. Her yanım yılanlarla doldu. Daha şarkımı söylemedim ben. Neden bana bunca acı? Zehirledi beni hayatımda var sandığım her süzülen boy. |
|
Boşsun
(osman demircan) 5 Kasım 2010 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Boş tencere karın doyurmaz. Bu yüzden tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş demem. Boşsun, boşsun , boşsun, bomboşsun. Boşluğunu kapakla örtme. Sana kapak olamam. Ben yarım dönümlük araziyim, sen bir dönümlük arazisin ama bomboşsun. Boşsun, bomboşsun. Aşkı herkes aynı yaşamaz. Yüreğin boştur. |
|
Senin Kurallarının Benim Trafiğimde Geçerliliği Yoktur
(osman demircan) 6 Kasım 2010 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Arabalar ne zaman yol verecekse o zaman geri geri giderler. Uçaklarınsa böyle bir sorunu yoktur; tıpkı benim böyle bir sorunumun olmadığı gibi. Senin hayatından uçup giderken, arkama bakmam. Ayrıca dikiz aynam da yoktur. İstersen makam koltuğunda otur. Senin kurallarının benim trafiğimde geçerliliği yoktur. Hadi sana elveda. Geç gelen mutluluk, mutluluk değildir. Daha uğrayacağım yer çoktur. Gökler yıldız ışıklarıyla doludur. O ışıklar ki ne kırmızıdır, ne sarıdır, ne de yeşildir. |
|
Zeka Bazen Elde, Bazen Ayakta, Bazen de Sırtta Bulunur
(osman demircan) 12 Kasım 2010 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Zeka her zaman kafada bulunmaz. Zeka bazen elde, bazen ayakta, bazen de sırtta bulunur. Sırtını dönebilmek, elinin tersiyle itebilmek, ayaklanmak bazen çok zekice hareketler olabilir. Yazarların ve enstrüman kullananların zekası ise parmak uçlarında bulunur. Parmak ucumla seni gösteriyorsam bil ki, ya bir şiir kadar zarifsin ya da bir keman kadar etkileyecisin. |
|
Piç ile İbne
(osman demircan) 23 Kasım 2010 |
İlişkiler |
| |
Bir piç hiç şüphesiz karşısındakine ibne diye hitap eder. Aslında bilmez ki o neyse kendisi de aynıdır. Sadece kelimeler arasında nüans farkı vardır. Ne garip değil mi? İnsanlar az bir farktan dolayı, büyük ayrıcalıklar yaratmak istemekteler kendilerine. Orospuya orospu deyip, onunla sevişenler genelevden adam gibi çıkmaktalar. Kocasının yatağında, sevgilisiyle sevişenler, bilmezler mi yüreğin erkeği, dişisi olmaz; bir mert olanı vardır yüreğin, bir de namert olanı... Namert yürekle sadece öpüşmeyi ve sevişmeyi sevenler, bedenleri doyunca başka bedenlere elin karısına da ondan sonra orospu derler. |
|
Bıldırcın Bakışlı Sevgili
(osman demircan) 26 Kasım 2010 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Kalkıp gitmenin vakti gelmiştir. Ayak niyetine taşıdığım uzuvlar, elbet beni bir yere kadar götürür. Bu kaçışım ne açlığımdan ne de susuzluğumdandır. Ah sevgili bu gidişim senin o gözlerindeki derinlikte boğulmamak içindir. Ey sevgili bana bir daha bakarsan, ölürüm diye korkarım. Ne açlık ne de susuzluk, senin süründürücü ve öldürücü bakıştan daha fazla beni mahvedici olabilir. Seninle göz göze gelmek, tsunami dalgalarıyla burun buruna gelmek gibidir. |
|
Ölümüm Güzelleşir Seninle
(osman demircan) 28 Kasım 2010 |
Düşler |
| |
Yolumun sonunda cehennem varsa, ayak altıma İran halıları sersen ne çıkar. Bana öyle gel deme, çek ayak diplerimden saltanatını. Bana lüks caddelerde hız yapan spor araba olacaksan eğer, benim başıma gelen en büyük hata olursun. Çünkü ben başımı alıp dağlara çıkmak isterim. Dağlarda, soğuk sular içmek, çiğdemlerle hemhal olmak isterim. Senin bana yaşatacağın güzellik, bir çiçeğin sapı kadar bile olamaz. Seninle el ele yürüsem, avuçlarımda güller kurur. |
|
Sen Giderken
(osman demircan) 3 Aralık 2010 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Renklere mi küskünsün ki saçlarını bir fırça gibi savurup dünyayı siyaha, beyaza, yeşile, maviye boyamamaktasın. Bir küstüm çiçeği misin ki, bir bahar dalı gibi bana güzellik yaşatmazsın. Nedir sendeki bu telaş? Güvercinler gibi camlara yıldız yağmuru gibi yağarsın. Ruhun acısından bana billur bir göl bırakmaz. Çalkantılı ve bulanık sularda bedenimi sırılsıklam bırakırsın. Ve sonra alır başını gidersin. Gitmek bilirsin, terk etmektir. Gitmek, hiç geriye bakmamaktır. |
|
Bir İnsanın Son Kez Çay Getirişidir Belki de Ruhumun Ölümcül Soğukluğuna
(osman demircan) 5 Aralık 2010 |
Yüzleşme |
| |
Ah bin kere ah... Son kez denize bakışımdır belki de yıldızların denizle oynayışını seyredişim. Bir boğulma anıdır denizle mehtap arasında kalışım. Bir insanın son kez çay getirişidir belki de ruhumun ölümcül soğukluğuna. Bir insan gözünün son bakışıdır bana gülüşlerimin son çabasında. Bu dünya sizin olsun, her gün eşeleğiniz çöplükleriyle. Artık yeter dediğimin, yetersizliğindeyim. |
|
Seni Sevmek Yanarak Ölmeye Benzer
(osman demircan) 7 Aralık 2010 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Bir göl ki sularına vurur söğüt dalları. Dalga dalga yayılır serin suları. Bir rüzgar ki saçlarına değmeden gider. Çimenler bu manzara karşısında boynunu eğer. Çünkü saçların çiy düşmüş çimenlere benzer. Tıpkı saçlarına tutamamamın verdiği hüzünle, bükerim ben de boynumu. Yoksul bir çocuğun, eşofmansız haliyle, arkadaşlarının top oynayışını izlemesine benzer sana bakışım. |
|
Sürahi ile Bardak Gibiydik
(osman demircan) 24 Aralık 2010 |
Düşler |
| |
Sürahi ile bardak gibiydik. Çift kaşarlı dost gibiydik, deniz kenarındaki bir masada. Bir örtüydün sen, ben ise üzerindeki çiçeklerdim. Sen yeşil bir gözdün, ben içindeki bir ışık... Sen gözdün mavi ya da siyah... Ben göz kapaklarında kirpiktim. Sen saçtın, ben rüzgar... Sen neşeydin, ben gülüş... Sen bahardın, ben çiçekli bir dal... Ben bir denizdim, sen derinliğimde sedef içinde bir inci... Ben bir vazoydum, sen rengarenk çiçek... |
|
Haykır Beni
(osman demircan) 25 Aralık 2010 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Önce sessizce yüreğine al beni. Bir duygu yap beni. Bir imge olayım ardından düşüncelerinde, şiir diye yaz beni. Notalarla süsle beni ey yar. Al eline kemanı çal beni. Hangi şarkıysam gecelerinde, dudaklarından o tatla haykır beni. Kelimelerinin içinde kalayım ey yar. |
|
Binlerce Çiçeğe Dönüşmek
(osman demircan) 29 Aralık 2010 |
Yaşam |
| |
Hayatta hep tek başına mücadele etmek zorunda olanlar vardır. Arabalar yanından geçerken dost yüzler hep dikiz aynalarından gülümser onlara. Kaldırımda karşılaştıkları, sadece bir kahve kokusudur o kadar. Derdini kimseye söyleyemezler. Yerlere düşseler bile, kendilerini kaldıracak kimseleri yoktur. Bir ağaçtırlar; ama dallarında hep yiyiciler vardır. |
|
Bir 58 K Cinneti
(osman demircan) 30 Aralık 2010 |
Yerler |
| |
Saat on onbir suları. Evimdeyim. Eşim, açılan kapıdan sel sularının getirdiği bir yaprak gibi yanıma süzüldü. Kupkuru ve sopsoluktu. Şaşkınlıkla kendisine bakarken, gözlerimin içine bakarak babamın öldüğünü söyledi. Şaka sandım önce. Dudaklarımdan şaka bu diye hüzünlü bir ifade çıktı. Babamın hastalığını hatırlatınca, öldüğüne inandım. Üzerimdeki şoku atlatır atlatmaz, doğruldum. Dizlerimin birbirine kenetlendiğini hissettim. |
|
Yılbaşının Talihsiz Kuşu Güvercin
(osman demircan) 31 Aralık 2010 |
Yerler |
| |
Bir güvercindim. Uçtum bulutlarla gökyüzüne. Sonra dolu dolu ağladım. Bir hapishanenin penceresine kondum. Göz göze geldim bir mahkumla. Bakışlarında sarmaşık gülller vardı. Duvarlara tırmanıp, sokağa taşmak isteyen bir hali vardı. Sustu, sazın sesiyle. Titreten tellerde, gözyaşları diken olmuştu. Dikenli tellerde şarkıları bile hapis kalmıştı. Yılların biriktirdiği acılar, yüreğini yakmaktaydı. Duyguları kül rengindeydi. Gözleri alev alevdi. |
|
Dualarındaki Amin Olayım
(osman demircan) 31 Aralık 2010 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Karanlığında yıldız yap beni. aydınlığında gölgen olayım. Her gün geçtiğin yol olayım. Eteğinin ucunda dantel, ellerinde eldiven olayım. Hep seninle olma isteğidir bu. Göz kapaklarında kirpik, bakışlarında manzara olayım. Olayım olayım sevgilin olayım. Şiirlerinde ahenk, kaleminin ucunda yazı... En mutsuz anında yüzündeki gamzende gül olarak biteyim. Burnunun dibinde hep olma isteğidir bu. |
|
Ben En Çok Saçlarına Benzerim
(osman demircan) 4 Ocak 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Ben en çok saçlarına benzerim. Tıpkı onlar gibi bazen bitli, bazen kirli, bazen de, tertemiz olurum. Tıpkı saçların gibi uzar gider yalnızlığım ve hiç kimse okşamaz beni. Saçların gibi kıvrık ve iki büklüm olur bazen hayatım. Dünyaya bir saç teli kadar bağlıyımdır o anlarda. Ha koptum ha kopacağım derken, bir el uzanır inceliğime ve sonra o el hayatımı örer yeniden. Saçlarının kadar siyahımdır ve toz kir içindeyimdir, hayatla mücadelemde. |
|
Ben Masallara İnanırım, Senin Realiten Beş Para Etmez
(osman demircan) 6 Ocak 2011 |
Düşler |
| |
Gözlerimin içinden kopup gelen bir sabah uykususun. Yüzümün su görmemişliğinde, dudaklarımdaki çırpınan balıksın. Burnumdaki, deniz mağarasısın. Her nefes alışımda, içime dolan iyot kokususun. Gözlerimin açıklığında deniz dibi kumsalı, gözlerimin kapalılığında inci dolu sedeften saraysın. Sen masalları andıransın. Sen, bana masalları inandıransın. İnançsın, güvensin, vefasın ve merhametsin. İşte bu sözlerle başlar asıl masalllar. |
|
Cehennemden Bir Mektup Var
(osman demircan) 10 Ocak 2011 |
Yazarlar ve Şairler |
| |
Cehenneme bir damla gözyaşı gibi düşeceğim. Senli günahlar, bakışlarımda çengeli iğne olacak. Bakaşlarım, gözlerimden bir beyaz kağıt olarak akacak. Cennetteki adresine, cehennemden bir mektup var diye göndereceğim, acılarımı. Senli mektupların kenarı yanıkken, ben cehennemde tamamiyle kül olacağım. Çünkü seni sevmenin kahredici azabını, senden şımarmayasın diye gizleyeceğim. çünkü yangınlarımın asıl sebebi sen değilsin, benim bir mum altında şiir yazarken, mısralarımın ateş alışıdır. |
|
Seni Çok Seviyorum
(osman demircan) 10 Ocak 2011 |
Düşler |
| |
Beyninde kuş cıvıltıları. Öyle ılık, öylesine sıcak bir rüzgar el gezdiriyor dallarda. Ardın sıra, kuşlar ötüşüyor yapraklar arasından ışıkların sahne yaptığı yerlerde. Beynimin içinde güzel sesler bir cennet nehri gibi şakımakta, çağıldamakta. Mutluyum işte. Seni düşünüyorum ondan. Düşüncelerimde bir kuş, bir şarkı, bir ılık rüzgar oluyorsun. Gözlerimden fışkırıyor ağaçlar. |
|
Mahvettin Dudaklarımı
(osman demircan) 13 Ocak 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Önce bana dönüktün. işte o an gözlerin bir ova kadar büyüktü. Sonra yan duruşunu gördüm, gözlerin sanki başımın yanından vızlayıp geçen bir kurşundu. Daha sonra sırtını döndün bana. Giderken arkandan baktım sadece. Bir saç telin düştü kaderime. Öyle ince bir saçın vardı ki, onunla ben, birden koptuk sanki aşk ülkesinden. Sana geri dön diyemedim. |
|
Karakollardaki Tutanaklara Şiir Gibi Geçmemişimdir
(osman demircan) 16 Ocak 2011 |
Yaşam |
| |
Yine akşam olmakta. Ağaçlar, yapraklar, insanlar, çekilmekteler kendi manşetlerine. Ben ise tüm gazateleri çektim üzerime. Harf harf yalnızlığı sardım üzerime. Sen evinin köşesinde, umut çiçeklerini sulamaktasın. Ben ise gazatenin köşe yazısında, beni hiç tanımadığı halde bir yazarın kaleminin ucunda can çekişmekteyim. |
|
Ey Kömür Gözlüm Yüreğimin Ateşinden Uzak Dur
(osman demircan) 18 Ocak 2011 |
Düşler |
| |
Yine bahtıma rüyalarım düştü. Rüyalarıma girersin sen her gece. Her sabah uyandığımda da, kor gibi yüreğime küreklenen kömür gözlerini unutmak için tüm gün kömür ocağında çalışanlar gibi terden sırılsıklam olurum. Gözlerin sonra toz halinde bulaşır tenime. |
|
Bakışlarım İse, Gözlerimin Ortasında Bir Kaktüs Gibi Kalmıştır
(osman demircan) 19 Ocak 2011 |
İtiraflar |
| |
Ezelden ebede uzanan yolda yalnızlığım tek yarenimdir. Ruhlar aleminde tek başına bir köşede, kendi gölgemi siyaha boyamışımdır. Bir ruh ikizim olmamıştır hiç. Otagara kavuşamayan bir otobüs gibi şarampole yuvarlanmışımdır. Tek kişilik bir kazayım ben. Kanım, ruhumun kimsesizliğinde saklıdır. Bir bedene bürününce anne karnında, kordan bağımdan annesizliği içmişimdir. |
|
Kadına Mutsuzluk Yakışır
(osman demircan) 23 Ocak 2011 |
Sanat |
| |
Bütün kadınlardan tablo yapılabilir biri hariç. O da kim midir? Tabi ki yontulup şekillendirilen ve bir resme monte edilebilen taş gibi kadındır. Bir resme başladığınızda dikkat edin, kompozisyonuzda kadın figürü olacak kişi, mutluysa eğer sıradan pozlar verir ve boyayı taşırır. Kadını mutsuz et ki, tabloya heyecan ve renk katsın. Böyle olmazsa kadın katılaşır, taşlaşır. O zaman resme bir figür olarak değil, bir motif olarak katılır. |
|
Sen ve Ben
(osman demircan) 24 Ocak 2011 |
İtiraflar |
| |
Bugün bir film izledim. Her karesinde sen vardın. Ellerin bir merhametti. Bütün paslanmış parmakların inadına seninkiler altın gibi parlamaktaydı. Ellerindi ihtiyaçlarımı gideren. Ellerindi bana zahmetsiz bir gün geçiren. Senin eline düşmek, parmağında bal olmaktı. Parmakların yürek peteğimden keşke hiç çıkmasaydı. |
|
Bir İnce Belli Bardak ve Çay Deminde Bir Kadın
(osman demircan) 25 Ocak 2011 |
İtiraflar |
| |
Bir masa... Masada anlık fotoğraflar... Bir kadın ve üç adam... Devrilen ince belli bardak mı yoksa kadın yüreği mi anlamak zor. Masada ağır bir travma... Kadın çayın deminde bir silüete dönüşmekte. Kadın ince belli bir bardak mı koyu demlenmiş bir çay mı kimse bilmemekte. Ortalık bir duygu hali. Duygular ise şaşkın ve üzüntülü. Bir ressam yüreğinde, adam portresi açık arttırmada. |
|
Yak ve Kül Et
(osman demircan) 27 Ocak 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Acıyı elime bir ateş olarak verdiler. Dediler git, sevgiliyi yak ve kül et. Yanına varınca, baktım sevgili gülüşmelerde. Attım ellerimdeki ateşi o vakit. Koydum yüreğimin üzerine ellerini. Parmak uçlarıyla öyle bir tutuştu ki, kurtaramadım onu içimdeki aşk ateşinden. Ey sevgili, sen bir volkan ben ise yamaçlarında kurulmuş bir şehir miyim? Ya her gün beni sarsacaksın ya da her gün yakıp kül edeceksin. Kolay mı bilirsin her gün cehennem olmayı. |
|
Al Beni Sen Kurtar Anne
(osman demircan) 5 Şubat 2011 |
Gelecek |
| |
Al beni götür buralardan anne. Burada güneş bile soğuk. Dokun cümle ırmaklarıma. Avuçlarına dolsun kelimelerim. Belki anlarsın beni o zaman anne. İç yüreğimdeki korkuları. Bir su gibi akar hayatım. Suyum kendi içine akar anne. Akıt içine duygularımı. Belki yüreğine bir su gibi düşerim. Acılarımı hissedersin anne. |
|
Bir Şehrin Hiç Olmaman Gereken Yerindeyim
(osman demircan) 8 Şubat 2011 |
Yerler |
| |
Bir şehir dolusu insanın beyninin küçük bir yerini dahi fikirleriyle, görüntüleriyle, davranışlarıyla dolduramamasına rağmen, seni aptal ve iğrenç bulmaları ne kötü kader değil mi? Bir dünya dolusu insanın seni sevmediklerini söylediklerinde üzüntüden ölmeni bekledikleri bir anda senin katıla katıla gülmekten ölmen ne güzel kader değil mi? |
|
Ruhum Kokan Bir Demet Söz
(osman demircan) 9 Şubat 2011 |
Yaşam |
| |
derdin ki ne güzel kokuyorsun. ben güzel kokular sürünüp yanına her gelişimde, sen dünyamı egzoz dumanıyla doldururdun. çekip giderdin, bagajına doldururdun gitme deyişlerimi. git deyişlerimi şimdi plakan yaptım arkana taktım. yolun açık git sevgili. sana birlikte el sallayacağım yeni bir sevgili buldum. şunu unutma sevgili el sallayan herkesin bir eli boştadır. şimdi o elim doldu sevgili.
|
|
Nerdesiniz Gurbet Kuşları
(osman demircan) 10 Şubat 2011 |
Yerler |
| |
Bu nasıl bir şehir. Apartmanlarında, bir çocuğun ev çizimlerindeki hayaller bile yok. Birbirinine dayanan apartmanların, insan içine çıkacak halleri yok. Bu nasıl bir şehir. Yolları kananilazyon tünelleri, arabaları lağım fareleri. Düştüm bir çukuruna şehrin, insanlar seyretmekte beni. Çocuklarım ağlamaklı ve garip. Nerdesiniz gurbet kuşları? |
|
Her Beyazlık Aynı Değildir.
(osman demircan) 14 Şubat 2011 |
Yaşam |
| |
Yağmurların derelerle birlik olduğu zamanlarda, toprak yüreğinden kopan her parçasını sulara kaptırır. Toprak sele dayanamaz, çünkü su sinsice yüreğine işler. Bilmez ki, suyun kirlendiği vakitlerde, saflığını da yitirir. |
|
Matematik Bu Yüzden Küsüratlarımı Görmek İstemez
(osman demircan) 15 Şubat 2011 |
Doğa ve Dünya |
| |
Kalbim yuvasından yere düşmüş bir kuş yavrusu. Gözlerim yuvalarından fırlayacak gibi. Gözlerim uçamamakta. Bakışlarım ağacın altında, soğuktan nemlenmekte. Ağladığımı sanmayın sakın, gözyaşları beni hiç ilgilendirmemekte. Bir ağaç, duygusal bağ kurmadığı meyvelerini kuşlara kaptırmakta. Ne nefret ne sevgi var içinde. Ben ağaç altında çırpınmaktayım. Ağaçta bir kıpırtı yok. Gölgesi karanlığı resmetmekte. |
|
Ey Kara Gözlüm
(osman demircan) 16 Şubat 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Ey kara gözlüm! Beni bu gece rüyanda görür müsün? Rüyalarda saklanır, en gizli aşklar. Beni bir ömür boyu, gözlerinde saklar mısın? Gözlerini her sabah açtığında bile ve gözünde bir cam parçası halinde kalsam bile, ölünceye kadar bu acıya dayanabilir misin? |
|
Yalnız Notaları Oynadım Bu Zamana Kadar, Şarkılar Hep Aşklardan Bahsederken
(osman demircan) 16 Şubat 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Bir gözün hep arkasında kaldım. Göremedi garipliğimi bana sırtını dönenler. Oysa ben onların saçlarını gördüm. Saçları bakışları olsaydı keşke. Bir uzun bakış düşürseydi yoluma. Yollarım bir merdiven oldu bir rampa. Her adım atışımda şehrin bütün ayakkabalırımın bağlarını çözdüğünü gördüm. Ben bu şehre, bu yüzden hiç bağlanamadım. Bir ezan sesi kadardı haykırışlarım; ama bir türlü dik duramadım minare gibi. Eğdi ve büktü beni bütün inançlar. |
|
Kocaman Bir Çığlığım
(osman demircan) 22 Şubat 2011 |
İlişkiler |
| |
İhanet, ikiyüzlülük, vefasızlık yoğun bir kar yağışı... Bir ölümcül acının tam altındayım. Parmaklarım donmakta, ayaklarım kaymakta, ellerim beni kurtaramamakta. Kocaman bir çığlığım. Bağırsam çığ altında kalırım, sussam donarım. Bir beyaz masumiyetin içinde bir ben miyim suçlu? Gözlerimdeki karı atmaktan yorulur bakışlarım. Ağlasam gözyaşlarım buz, nefesim ayaz olur. Üşürüm ölümcül yalnızlığın içinde. Kimse duymaz sesimi. Her yer kardan dağ, buzdan nehir... Bütün yollar bana kapalı. Yüreğimin, beynimin buz kestiği ayazda ve kışta, bir acının keskinliğinde soluğum kesilmekte. Ufkumda hiç güneş görünmemekte. Tüm insanlar ya dalları kar dolu ağaç, ya da sesimi duyunca üstüme çöken bir çığ. |
|
Uzak Mesafeli Aşklar
(osman demircan) 11 Mart 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Yanlış anlaşılmaları düzeltmek için, iletişim kurmaya çalışıyorum karşıdaki kişiyle. Telefon etmek istiyorum. ona. Ya meşgul oluyor ya da çağrılarıma cevap vermiyor. Aradaki mesafe, söz anlamında kilometrelerce büyüyor. Yan yana hiç gelemediğimiz için, nerede ve nasıl yaşadığımı bilmiyor. Onun yaşamını bildiğim için, telefonda konuşurken acılarını hissedebiliyorum. |
|
Ter de Pis Kokar; Ama Emek Olmazsa O Koku da Olmaz
(osman demircan) 13 Mart 2011 |
Yaşam |
| |
Hayattan ne aldığın değil; hayata ne kattığın önemlidir. Tüm sahneler boştur; senin oyunculuğun elleri ve dudakları coşturur. Tüm kadınlar, çicektir ve daldır. Rüzgarsan, dalları kırma, çiçekleri yerinden sökme. Tükettin kadar, hayatın çöplüktür. Üret sevginin en sıcağını. |
|
Of Of... Ne Güzel Bir Gün
(osman demircan) 16 Mart 2011 |
Düşler |
| |
Of of... Ne güzel bir gün! İnsanın bir arabaya binip, kaçası geliyor; ama nereye? Tüm bahçeler gül dolu, lale dolu. Tüm şarkılar sevinç terennümlerinde... Şöyle akşamüstü kimse yokken, çırılçıplak denize girmek geliyor insanın içinden. Denizi kucaklamak, donsuz ve şortsuz bir balık gibi yüzesi geliyor insanın. Koşmak istiyor insan, çayır çimen. Sonra yumuşak bir yastığa baş koyar gibi, sevgilinin teninde rahatlamak istiyor insan. |
|
Hepiniz Gazetelerdeki Köşe Yazıları Gibi Boşsunuz. Nedense Hayatımdaki Tüm Köşeleri Tutmuşsunuz
(osman demircan) 18 Mart 2011 |
Toplum |
| |
Şöyle bir sana ne diyebilsem. Karşımdaki de bu sözümün ne anlama geldiğini bir anlayabilse. Toplum öyle sokulgan ki, yılandan farksız. Hayatında yeter ki bir gedik bulsun, hemen içeri girer. Diyemezsin ki hayatımda ne işin var. Arkadaştır, dosttur... Ne yapsa iyilik içindir. Uf dersin, anlamaz. Sana nefes aldırmaz. Neden bu kadar yapış yapışsın dersen, seni ayakta tutmak için der. |
|
Senin Ne Olduğun Önemli Değildir
(osman demircan) 23 Mart 2011 |
İlişkiler |
| |
Aristo da olsanız, size genelevi de soran olur, hayatın ne olduğunu da. Sonuçta sizin ne olduğunuz önemli değildir, önemli olan karşınızdakinin ne olduğudur. Bir bakın hayatınız, piç diyenlerle, orospu çocuğu diyenlerle, hiçbir şey diyemeyip susanlarla ya da yalan konuşanlarla doludur. Peki bu yargılara başvuranlar kimlerdir? |
|
Mevsimlerden Bahar
(osman demircan) 25 Mart 2011 |
Günlük Olaylar |
| |
Mevsimlerden bahar... Toprak kokusu yok etrafta. Ne çocuk gülüşmeleri ne de kadın çağırmaları işitilmemekte. Yaşamak güzel kokudur, bakışların parlamasıdır oysa. Mevsimlerden bahar... Bağırmalar, çağırmalar, küfürler, sövmeler havada uçuşmakta. Kelebekler yok. Herkes bir örümcek galiba. Kim dünyayı bu hale getirmekte. Sebzelerde ve meyvelerde eski tatlar yok. Toprak adeta taş. kaya, uçurum. Her şey intihar etmiş sanki. |
|
Neşeli Bir Gün
(osman demircan) 30 Mart 2011 |
Günlük Olaylar |
| |
Bugün neşeli bir gün... Dudaklarımda insanca gülümsemeler... Güzel bir yüz ifadesi var bende. Yağmurları ve sisleri istemem artık. Gitsin kara bulutlar, ağlamak isteyenlere. Tozlu kitapların tertemiz sayfalarını çevirmekteyim. Bugün en güzel cümleleri ezberlemekteyim." Ölüyorum, ellerini uzat bana. Son sıcaklığımı vereyim sana." cümlesi gibi. Yaşamak ne harika. Paketlere konulan hayatın hediyelerini açmaktayım. |
|
Bileklerindeki Malleolları Severim
(osman demircan) 7 Nisan 2011 |
İlişkiler |
| |
Karanlıktayım, alkollüyüm, sinir ilaçlarını içmiş vaziyetteyim, damarıma enjekte edilen morfinleyim, bileklerimdeki kesiklerleyim... En kötü haldeyim, hayatın torpido gözündeyim. Bir şehrin manzarası en güzel yamacı gibi karşıma çıkma. |
|
Senden Kaçsam da Sana Gelsem de Ayaklarım Kan İçinde Kalır
(osman demircan) 17 Nisan 2011 |
İlişkiler |
| |
Yalnızlık yüreğimde derin bir kuyu... Bütün dileklerim birikse de içinde, duygularım yine sensiz. Acılar yağan yağmur altında kuru daldır. Bütün su birikintileri dallarda asılırken, bir umut yeşermez o ağaçlarda ne yazık. Aklımdasın, bir çivi gibi. |
|
Kulaklarım Çınlamakta
(osman demircan) 18 Nisan 2011 |
Günlük Olaylar |
| |
Kulaklarım çınlamakta, başım dönmekte... İşitme kaybı yaşamaktayım. İnsanlar mırıldanmakta sanki yanımda. Duymak istemekteyim seslerin enerjisini. Cümle varlığımla katılmak istemekteyim hayat kitabına. |
|
Sen Bir Fazla Gözükmelisin
(osman demircan) 20 Nisan 2011 |
Yaşam |
| |
Aşkta ve sevgide de adil olmalısın. En fazla yüreğini ikiye bölmelisin. Rasyonel davranıp 1/2 olmalısın. Sonuç itibariyle eşit olsanız da, o 1' de kalırken, sen 2' de kalmalısın. Çünkü sen her zaman daha fazlasını hak ediyorsun. Onun yanında olmayışı senin bir eksiğindir belki; ama o giderse kendini değersiz sanma. |
|
Ayrık Otları
(osman demircan) 21 Nisan 2011 |
İlişkiler |
| |
Seni okşayan ellerin yanında sanki bileti kesilen garip bir yolcuyum. Seni severlerken başka gözler ve eller korkular, kaygılar otobüsünün içindeyim. Kimdir bu üçüncü kişiler? Sen ve ben aralığında özgür bir ülke bırakırken, kimdir o ülkelere girip talan edenler? Bir elin parmaklarının diğer elin parmaklarının içine girmesi gibi kimdir bizimle bu kadar içli dışlı olanlar? Kimdir aşk apartmanımızın asansörüne bindiğimizde bizimle beraber binen ve inen? Üçüncü kişiler akan bir renge benzer, karışır diğer renklere. |
|
Sen Giderken O Beyaz Güller, Beyaz Kefenim Olmuştur
(osman demircan) 23 Nisan 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Acı bir kova su. Başım dalıp çıkmakta içine. Nefesim gırtlağımdan çıkamamakta. Bir ölüm kalım savaşı başımın yazgısıdır. Başım bedenimin volkan ağzı. Beynim gri bir lav, gözlerim kor ve alev. Şimdi bu kafayla sana nasıl şarkı söyleyeyim? Sözlerim kasabalarını yakar, yaşadığına pişman olursun. Eğer benim sevgim sende olsa, dilini çiğnersin. |
|
Bir Kadın Gördüm
(osman demircan) 28 Nisan 2011 |
Yaşam |
| |
Bugün bir kadın gördüm. Titrek bedeninde, sarsılmaz tek yer dudaklarıydı. Dudakları keskin çizgilerle yüzünde bir bıçak gibiydi. Dudakları tüm suskunluklarını ve haykırışlarını taşımaktaydı. Kollarını üst üste kavuşturmuş, elleriyle su şişesini tutmaktaydı. Yalnızdı kimsesiz bile olamayacak kadar. |
|
Gözyaşlarımı Isırmak İstiyorum
(osman demircan) 29 Nisan 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Gözyaşlarımı ısırmak istiyorum. Susturmak istiyorum seni isteyen duygularımı. Ellerimi, kollarımı, gözlerimi senden uzak tutmak istiyorum. Seni öyle arzuluyor ki azalarım, sanki her birini ipe bağlıyorsun ve sonra çekiyorsun uçlarını. Senin beni kendine çekmene dayanamıyorum. Damarlarım çatlayacak gibi oluyor, kollarım kopacak gibi oluyor ama; aşkından kopamıyorum. |
|
Şeytanın Doldurduğu Tüfeğe Benzeyen İnsanlar
(osman demircan) 3 Mayıs 2011 |
Meslekler & İş Yaşamı |
| |
Bedenime kazınan bir dövmeydi insanlar. Tenime yosun kokusu hakim olunca, mavi bir dalga yıkadı beni ansızın. Silindi tüm bedenime kazınan figürler. Ne güzel bir dokunuştu öyle sevgilim denizin ıslak elleriyle beni yıkayışları. Ipıslak bir aşkın dalga sesleriydi yürek limanıma ve koylarıma dolan. |
|
Kulağının Dibinde Çalan Bir Kemandım
(osman demircan) 6 Mayıs 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Kulağının dibinde çalan bir kemandım da beni işitmedin. Eğer boynunu bana doğru eğmiş olsaydın, sana hüzzam şarkılar eşliğinde seni seviyorum diyecektim. O kadar dik başlıydın ki, ellerinde keman oldum da, başını bana doğru yaslamadın. |
|
Bir Türlü Bir Masaya Kurulup Tam Tadında Bir Aşk Yaşayamadım
(osman demircan) 8 Mayıs 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Saçlarımın rüzgarda dağılışı yalnızlığımdı. Çünkü bir daha toplayamamacasına karanlığa kaptırdım siyah saçlarımı. Gündüz seni düşünürken saçlarımı yoldum. Gece yolduğum saçlarımı karanlığa kaptırdım. Ne yıldız düşürdün saçlarıma ne de gözlerimde mehtap ışıltısı verdin. Sen sadece kendini sevdin. |
|
Sen Giderken
(osman demircan) 10 Mayıs 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Zarif bir çiçeğin renklerinde kırmızı dudakların vardır. Bahar dudaklarında şen şakrak kahkahadır. Güldüğün kadar mutlusundur, ağladığın kadar esir. Bırak koyuver gözyaşlarını, sevgilinin adı silinip gitsin. Seni güneşe muhtaç eden, gece karanlığında yıldızlara esir eden sevgili tüm yağmurları yüreğine doldurup da, sana üşüme bırakırsa, uzattığın ellerini geri çek. |
|
Büyük Ağaçların Yaprakları Küçük Olur
(osman demircan) 12 Mayıs 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Takılıp kaldım yapraktaki çiy tanesine. Yağmuları sevmek varken, ben birazla yetindim. Biraz sıcaklık yetti bana karlı havalarda. Birazcık sevgi istedim yürekten konuşanlardan. Biraz ışık yeter dedim, zindandan hayatımda. |
|
Sen Benim Gözlerimin Altındaki Mor Halkasın
(osman demircan) 22 Mayıs 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Bir sevgi bu dayanılmaz acılar içerir. Yürüyüşümü değiştirir kaldırımlarda. Seni her düşünüşümde yalpalar bedenim. Ha düştüm ha düşeceğim olurum sokaklarda. Ölüm ve yaşam yüreğimde aynı anda var olur. Seni düşünmek ya ciğerlerime temiz hava doldurur ya da yüreğime mahvoluşumun ölümül duygularını vurur. |
|
Uçurumlarından Üzerime Dök Şelalelerini
(osman demircan) 23 Mayıs 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Yeraltı suları gibi çıkmak istiyorum, duygu kapalılığından. Yüreğiminin çatlaklarından duygularımı fışkırtmak istiyorum. Ey sevgili bundan cesaret alıp yanımda çiçek olmaya kalkma. Seni sıcak sular gibi haşlarım. Eğer sevgime denk olmak istiyorsan bir dağ gibi çık karşıma. Aşkım diye bağırdığımda aynı tonda ve yakıcılıkta sesim yankılansın yanımda. |
|
Ey Tanrı'm Kendini Benim Yerine Koy; Şimdi Ben Ne Yapmam Lazım
(osman demircan) 24 Mayıs 2011 |
Yüzleşme |
| |
Tanrı'm bu yüreği neden bana verdin? Yine kollarım böğrümde yine cılar içindeyim. Bir tükenmiş kalemim. Yeni sayfalar açsam ne çıkar. Tüm defterlerimde sil baştanlar. Artık tüm sayfları ya silmekten ya da yenilemekten sıkılmaktayım. İçimin tükenmişliğinde bir güzel cümle kurabilecek güçte değilim. Ben Tanrı'nın yonttuğu bir mermer heykel miyim? |
|
Elveda Aşkım Elveda
(osman demircan) 25 Mayıs 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Sana elveda dediğimde güldün. Zannettin ki seni terk edip gidemem. Zannettin ki bu yürek ayrılığını taşıyamaz. Sandın ki sensizlik beni öldürür. Gittim. Ne telefonlara sarıldım ne de boşluğuna. Aramam dedim ya sana işte aramadım ve de ağlamadım. Bir gözyaşı dökseydim belki hatıralarına, koşardım ayaklarına. Yok öyle olmadı. Ayaklarından dökülmedim bu sefer yollara. Adın harf harf bir mermer yazısı gibi düştü de aklıma, yine de parçaladım içimdeki seni. Gömdüm seni yüreğime ve adının kazındığı yere. Yüreğimin acısına dayandım. |
|
Özlemek
(osman demircan) 28 Mayıs 2011 |
Yaşam |
| |
Özlemek neye yarar ki hiçbir şey eskisi gibi kalmadıktan sonra. Eskiden bir kediyi sever gibi severdin beni. Ben de yanında süt dökmüş kediler gibi dururdum. Şimdi ne kedi sokuluşları kaldı bende ne de senin sıcaklığını arayışım kaldı bende. İnsan yaşamamak istedeğini yaşamak ister; ama elden bir şey gelmez. |
|
Üşüdüm
(osman demircan) 30 Mayıs 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Bir bulut gibi geldin gözlerimin önüne. Yüreğim gök kadar karardı. Neredeyse ağlayacaktım. Eğer ağlasaydım, düşüncelerim kasırga olacaktı, beynimi darmadağın edecekti. Aklım uçuşan sandalyeler, arabalar gibi savrulacaktı. Deli olacaktım senin için. |
|
Ey Tanrı'm Gazan Mübarek Olsun
(osman demircan) 2 Haziran 2011 |
İtiraflar |
| |
Ey Tanrı'm! Otur kullarınla çay iç. Sen de ki ben yarattım. Onlar da desinler ki biz de sövdük, küfrettik, dövdük. Ey Tanrı'm gazan mübarek olsun. Her yanımda sensizliğin günahları var. Kullarında ise senden değil de, günahtan korkan kalp var. Şimdi anla ey Tanrı'm. Kulların ne seni sevmekte ne de beni. Eğer dersen ki beni zaten seven sevmiş. |
|
Feryat
(osman demircan) 5 Haziran 2011 |
İtiraflar |
| |
Beni dostluksuzlukla korkutmayın. Bütün dostluklarım bıçaklar gibi elimi kesmiştir. Kimse de yarama merhem olmamıştır. Şimdi ben nasıl sevgi adına, dostluklar adına insanlara el uzatayım. Bırak karanlık sokaklara gireyim. Gölgem bile vurmasın duvarlara. Tüm duvarlar bile yalpaladığın ve ellerimle onlara yaslandığım saatlerde beni yok saysın. En büyük dostum sigara iken bile her gün canımı yakar. Simsiyah bir bulut olarak dudaklarımdan çıkar. |
|
Haksızlık Değil mi Bu
(osman demircan) 9 Haziran 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Sen sevgimi hiç hak etmemişken, şimdi özleminle beni mahvetmektesin. Haksızlık değil mi bu. Çünkü sen ne sevilmeyi ne de özlenmeyi hak etmektesin. Gel gör ki yüreğime söz dinletememekteyim. Sana karşı gururdan surlar yaparken, sen beni içten yıkmaktasın. |
|
Kimse Yetişemezsin Hızımıza
(osman demircan) 15 Haziran 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Mutluluk sensin, mutsuzluk da. Su şırıltısı da sensin, boğulmak da sensin. Bir çocuk sevinci yaşarım yanında. Her daim can diye dolaşırsın damarımda. Ey sevgili beni lüks arabalar içinde görmek istersin. Dersin ki bu araba bile sana yakışmaz, sana jip almalıyım. Kafanı sen benle bozarsın, ben seninle. Ey sevgili bizi kim tamir edecek söyler misin? Beni gülümserken seversin ama dersin ki ben senin kötü tepkilerini, kusurlarını ve yanlışlarını da özlerim. |
|
Sevgili Seninle Sevişmek Ne Güzel
(osman demircan) 18 Haziran 2011 |
İlişkiler |
| |
Doruklara çıkıp sonra kendini bırakarak kaymak ne güzel!Bedeninin kontrolünü kollara ve bacaklara vermek ne güzel! Titremek sarsılmak ve oh çekip rahatlamak ne güzel! Sert kayalardan içinin bir su gibi sızması, akmak ne güzel! Beyninin bir pamuk gibi aşk rüzgarıyla savrulması
ve tüm yaralarını sarması ne güzel! Tüm güzellikleri ince parmakların göğsüne okşayarak dikmesi ne güzel! |
|
Gözlerinin Karası Gecelerime Siner
(osman demircan) 4 Temmuz 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Gözlerinin karası gecelerime sinerken hiçbir ay ışığı vurmaz karanlık sularıma. Işıltın sızar gündüzlerime de bir gölge gibi düşerim kaldırımlara. Her geçen aksini ezerken, hiçbir yansıman düşmez gölgeme. Ah sevgili gözyaşlarım bakışlarımı bir küpü doldurdurur gibi doldururken, yokluğunun boşluğunu görürüm gözlerimde. Ah sevgili neden bana delilikten elbise dikersin. Oysa ben her gün yüreğime güzelliğini çizerim. |
|
Tanrı'm Bana Niye İntiharı Çok Gördün
(osman demircan) 10 Temmuz 2011 |
İtiraflar |
| |
Tanrı'm bana niye intiharı çok gördün böyle yaşamak daha mı iyi? Zorundalıklar içinde, ağlamak isteyip de ağlayamamaklar içinde, canım yanarken ateşi sevmek mecburiyeti içinde yaşamak daha mı iyi? Bir melek masumiyetini yitirip bir şeytana dönüşerek tüm lanetleri yaşamak daha mı iyi? |
|
Kurşunlardan Kaçamayan Atlar
(osman demircan) 25 Temmuz 2011 |
Toplum |
| |
Bir deniz resmi çizdim. beyaz ışıklar çizerken sularına göz kamaştırıcıydı. Mor ışıklar ruh okşayıcı, sarı ışıklar göz alıcı, turuncu ışıklar can yakıcıydı. Kırmızı ışıklar kalbimdi. Duygularım gibi dalga dalgaydı ve ben çizdiğim o deniz resminde su alan bir sandaldım. Küreklerim ve güvertem yalnızdı. Ve ben deniz ortasında geceleri insanlara bırakan gün batımıydım. Tüm güzelliklerin ortasında kaybolan ve en son hayatının tüm renklerine simsayah boya çeken bir ressamdım. Bir sandal yalnızlığında kendi karanlığını yaratan yüreğinde gün batımları eksik olmayan bir ressamdım. Kimsenin duvarına sığmayan resimler yaptım. |
|
Tüm Aşk Balkonlarından Sana Düşmüşüm
(osman demircan) 30 Temmuz 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
seni sevenler yüz güzelliğinden, boyunun posunun ihtişamından bahseder. ey sevgili seni görünce intihara teşebbüs eden kişilerin durumuna düşerim. her yerden sesler gelir, gölgeler düşer etrafıma. hiçbir şey hatırlayamam. ölüm döşeğindeki hastanın kendi derdine dönmesi gibi olurum. ey sevgili hastayım sana. ya öldür beni ya da hayata döndür. çaresizliğim kendimedir. beni anca sen iyi edersin. kendime sözüm geçmez. tüm aşk balkonlarından sana düşmüşüm. acılarım sana olan sevgim kadar büyüktür. bu yüzden ey gülüm bana böcek deme. |
|
Nerden Bilecektim
(osman demircan) 19 Ağustos 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Güneşin doğumunda yoktun. Yağmurlar ılgıt ılgıt yağarken sokaklara, parmaklarım ıslanırken sen yoktun ellerimde. Şiirlerimin duygusu sendin; fakat ezberimde yoktun. Acıların vardı, mutluluğun yoktu. Mum ışığı, şarap, masa örtüsünün dantelleri vardı. Sarhoşluğumda sen yoktun. Nemdin duvarlarımda, yıkıntılarımda ise yoktun. Gümüş tepsilerde, altın varaklarda senin güzelliği vardı; fakat muhabbetin yoktu. Aşkın bir bıçak keskinliğinde yanımdayken, damarlarımda sen yoktun. Ruhum gibi beni terk ettin ey sevgili. |
|
El Bari
(osman demircan) 29 Ağustos 2011 |
Din |
| |
Bir şişeyim sensiz. İçimde aşk tadında bir şarap seni damla damla biriktirir. Boğazımın en dar yerinde hıçkırıklarım bir ip gibi olur, içmek ister misin beni böyle demek isterim sana; fakat ağzımda bir mantar, tıkar tüm sözcüklerimi. İçimi açamam sana, dökemem yalnızlığımı dudaklarına. Bir şişeyim mahzenlerde. Yıllanmış acılar var içimde. Kadehine alsan beni, sarhoş ederim seni. |
|
Açtım Yüreğimin Perdelerini
(osman demircan) 3 Eylül 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Açtım yüreğimin perdelerini. Çırılçıplak artık karşındayım. İster gecenin esmer tenini izle, ister bedenimin tüm karelerinde seksek oyna. Zıpla bedenimin avlusunda. Öyle bir tutkuyla dolan ki bedenimin avlularında, serin nefesim seni ferahlatsın önce. Ardından nefesim söndürsün bedeninde yanan tüm mumları. Her yer karanlığa bürünsün. Sadece ellerimiz aç kurtlar gibi ten ormanımızda dolaşsın. |
|
Şaheser
(osman demircan) 5 Eylül 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
ey sevgili senin eteğinin küçük bir parçasını parisin tüm giyim mağazalarına değişmem. eyfel kulesi, nasıl parisin göbeğine vurulmuş bir şaheser ise, izin ver ey sevgili göbeğinin tam ortasından seni öpüşüm de aşkımızın şaheseri olsun. ey sevgili çin işkencelerin geçerken bile seni unutamamaktayım. bütün çin ayaklar altına alsa bile beni, belki senin ayaklarına rastlayıp öperim diye ölmem. mısır çarşılarında baharat kokularının yoğunluğu bile bana seni unutturamaz. ey sevgili anla artık seni sevmek bir piramitin zirvesinden gün batımını seyretmektir. |
|
Bir Hareketimle Seni Yok Sayarım
(osman demircan) 30 Eylül 2011 |
İlişkiler |
| |
Kapıyı kapattığımda yoksun. Perdeleri örttüğümde varlığın da bana dışta kalır. Yüzümü sana döndüğümde karşımdasın, yüzümü çevirdiğimde yoksun. Sırtımı dönüp gidersem, arkamda bir gölge, kendimi sana döndüğümde önümdesin. Bir hareketimle seni yok sayarım. |
|
Ah Leyla
(osman demircan) 7 Ekim 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Yüreğimden kumlar dökülür Leyla'nın yoluna. Leyla yine de anlamaz beni. Bir çöl sıcaklığı altında yaksın beni, tenim pul pul olsun ve aşkın rüzgarıyla savursun beni isterim. Oysa Leyla bensizdir de ayak tabanlarına batan bir taş kadar bile değilim onun yolunda. Ufak bir acı bile yaşatamam ona. Ne geldiğiyimdir ne gittiğiyimdir. Leylanın düşüncesinde yokum, yüreğinde ise hiç yokum. Onun varlığı şiire susamış bir şairin kalemi gibidir bana. Onun varlığı içimdeki boşluğa dolan serin sular gibidir. Ah Leyla senin için çöle düşmeye razıyım. |
|
Boş Masa ve Sandalyeler Kadar Yalnızım
(osman demircan) 18 Ekim 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Sağanak halindeki yağmurlar gibi bırakmaktasın beni. Kanımı akıtmaktasın sokaklara ve ızgaralara. Silip süpürmektesin sana olan çığlıklarımı. Bağırmaktayım bağırmaktayım ağlamaktayım. Sonra bir şemsiye gibi kenarda bırakılmaktayım. Yapayalnız ve ıpıslak bir köşeye atmaktasın beni. Mahvetmektesin beni. Ey sevgili bir bilsen kadehinde şarap, masanda gül, gecende mum ışığı olurum. Sen aşk şarkıları söylersin muhabbetle şevkle. Ardından eteklerini toplarsın, saçlarını tarayıp gidersin. Beni dağınık bir masa gibi bırakırsın ulu orta yerde. |
|
Dünyanın Yatak Altlarından Çıkar Beni
(osman demircan) 21 Ekim 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Gecenin karanlığını, ince dalların arasından yırtarak gel. Tüm korkularımı al benden. Rüzgarlar sallarken duygu dallarımı, yüreğim korkuyla dolar. Bir metal tıkırtısı dolaşırken kulak merdivenlerimde, bir katili görmüş gibi göz bebeklerim büyür. Ey sevgili dünyanın yatak altlarından çıkar beni. Korkularımı al benden. Yüreğim seni sevmenin mutluluğuyla kelebek kadar narin olsun ve aşkının ateşinde yanmaktan hiç korkmasın. |
|
Beni Sevsen Yüreğin Kırağı Yemiş Çimenler Gibi Olur, İçin Üşür
(osman demircan) 13 Kasım 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Piminin çekilmesini bekleyen bir bombayım. Senin narin ellerine yakışmam. Sen git çiçek topla. Ben senin coğrafyanda bir gül bile olamam. O ellerin bana yakışmaz. Sen git yiğidim diyenlerle el ele tutuş. Ben yiğidim diyenlerin tespihi bile olamam. Sen git onların ellerine tut. Çünkü ben el değmemiş dağ çiçekleri kadar gururluyum. Birinin eline düşsem bomba gibi patlarım. Sen git günlük kahramanların eline tutuşturulan ödül ol. Onlar yanında masal kahramanı gibi dolaşsın. Benim gerçeklerim seni paramparça eder. Senin ellerin eldiven içine saklanır, benim parmaklarım hep kapı aralarına sıkışır. |
|
Ey Sevgili Senin Aradığın Benim
(osman demircan) 16 Kasım 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
ey sevgili herkes sevdiceğine seni seviyorum der. ben seni görünce nutkum tutulur, sesim kısılır; ben seni görünce konuşamam ki. ey sevgili seni görünce yüreğim duracak gibi olur, nefesim tıkanır. sana seviyorum desem ardından selam okunur. herkes sevdiceğine bas bas sevgisini bağırır. ben seni görsem susarım. ey sevgili bir anlasan suskunluğum sana çok şey anlatır. |
|
İntihar Eden İnsan Gibi Yüzüstü Beni Bıraktın
(osman demircan) 23 Kasım 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Başımı yastıklara vuruşumun kan damlalarıydı rüyalarım. Her sabah seninle göz göze gelişimin kan birikmeleriydi rüyalarım. Ağlayışlarımı göz kapaklarımla kapatışımdı rüyalarım. Hiç gülmeyeceğime katlanırdım da seni göremeyişime katlanamazdım. Sensizlik her an kör bir zamandı ve sen gözlerimin önünden bir jilet gibi giderken, bakışlarımda biriktirdim acılarımı. Güzel yüzünü bir daha göremeyeceğimin verdiği ıstırapla buruş buruş bir kağıttım dünya çöplüğünde. |
|
Sadece Bir İnsandım
(osman demircan) 1 Aralık 2011 |
Doğa ve Dünya |
| |
bazen bir gülüş oldum dudaklarımda. bazen bardaktan boşalırcasına yağmur oldum gözlerimde. sustum, haykırdım, delirdim ve sakinleştim. ne kimseyi anlayabildim ne de kimseye kendimi anlatabildim. üşüdüm, korktum, rezil oldum. |
|
Bu Şehirde
(osman demircan) 19 Aralık 2011 |
İtiraflar |
| |
Yüzümde düşüp kalkmanın kan izleri. Yüzümde adını bile bilmediğim insanların hayatıma girip çıkarken bıraktığı ayak izleri. Ben bu şehrin halkını yüzümdeki ayak numaralarından tanımaktayım. Ben bu şehrin insanını bir tükürük gibi yüzüme fırlatılmasından, bir tekme gibi, bir tokat gibi yüzüme vurulmasından tanımaktayım. Biri seni üzüyorsa başkasını mutlu ediyordur sözüne istinaden ben bu şehrin insanlarını başkalarının yüzüne gülerken tanımaktayım. Bu şehrin insanları yabancı bir melodi gibidir kulaklarımda. Bu şehrin insanları kuru bir dal görüntüsüdür gözlerimde. Bu şehrin insanları acı bir tattır dudaklarımda. |
|
Yüreğimi Korkak Büyütmedim
(osman demircan) 24 Aralık 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Yine sana sesleniyorum yar! İznin olursa yüreğine ihtiyacım var. Bırak gözlerin gözlerimde kalsın; Yüreğimin yüreğine söyleyecekleri var. Sana seni anlatacağım için midir bilmem; ama ilk defa cümlelerimde bir telaş var. Nefes nefese hecelerim... Sevdan uğruna bir araya gelmek için savaşıyor harflerim. Belki de bundan sonra hep kifayetsiz kalacak şiirlerim; seni hak ettiğin gibi anlatamayacakları için. Biliyorum boynu bükük olacak bundan sonra cümlelerimin. İznin olursa yüreğine ihtiyacım var. |
|
Ben En Çok Aklımı Kaybettim Dünyada
(osman demircan) 26 Aralık 2011 |
İtiraflar |
| |
Ben en çok kalemimi kaybettim dünyada. Kim bulduysa, cümlelerimin tekrarını yazamadı. Ben en çok kağıdımı kaybettim dünyada, kim bulduysa buruşturup attı bir kenara. Ben en çok aklımı kaybettim dünyada. Kim beni bulduysa, hiç acımadı bana. Ya bir tutanakla kayıt altına alındım; kendimi bile hatırlamadığım anlarda. |
|
Bakışların Çığ Olup Düştü Üstüme
(osman demircan) 26 Aralık 2011 |
Sevgi ve Aşk |
| |
sen bir beyaz kağıttın, şairliğime layıktın. sana şiirler yazmak isterken, sen buruş buruş olan yüzünü gösterdin ve yaşlı olduğunu söyledin. ne büyük cahildim, beni sevmediğini sandım. ne büyük cahildim. bilemedim ki en güzel sözler buruşmuş kağıtlarda olurdu. kırışmış yüzünde ne gizli vadiler ne şiirlerden çiçekler saklıydı bilemedim. seni kırışmış yüzünle sevmek istedim. |
|
Of Of
(osman demircan) 4 Ocak 2012 |
İtiraflar |
| |
Köpek cehennemine düşmüş bir kedi gibiyim. Köpeklerle beraber olduğuma mı yanayım; yoksa ateşler içinde olduğuma mı yanayım? Offff offfff! Köpekler cehenneminde bir kediyim. Köpeklere bir kemik değeriyle peşkeş çekilmekteyim. Kulaklarıma köpek sesleri ateş gibi dökülür. Gördüğüme mi yanayım, duyduğuma mı yanayım? |
|
İstanbul'un Zindan Taşlarıyla Örülmüş Kaderim
(osman demircan) 8 Ocak 2012 |
İstanbul |
| |
İstanbul'un izbe bir semtiyim. İçimde öldürülecek, iç organları çıkarılacak, birileri var. Korku kol gezmekte tüm bedenimde. Hücrelerimde ve organlarımda tutsaklık ve açlık var. İstanbul'un zindan taşlarıyla örülmüş kaderim. Yedi tepesinde yüreğim bir elma sepeti. İçimdeki duygu elmalarım yuvarlanmakta yokuş aşağı. Kaygılarım, endişelerim sağa sola dağılmakta. |
|
Aldatmak Bozuk Para Gibidir
(osman demircan) 24 Ocak 2012 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Öyle bir duygusun ki hangi ten bana yaşattığın özlemi, aşkı, tazeliği, sıcaklığı hissettirebilir. Senin yanında kınalı bir kuzuyum Allah’ına kurban olduğum. Seni severken çöpleri karıştıran ve onun bunun artığıyla beslenmeye çalışan bir köpek nasıl olabilirim. Sen sevgilileriyle övünen erkek olmayı değil, karım diyerek mutlu olan erkek olmayı öğretirken bana, bir çatı altında bir avizenin iki lambası gibi yanmayı seninle yaşayabilirim ancak. |
|
Bir Garip Şiir Dolanıyor Dilimde
(osman demircan) 25 Ocak 2012 |
İtiraflar |
| |
Bir garip şiir dolanıyor dilimde. Mısralar bir uçurtma oluyor bir rüzgar. Yokluğunun boşluğu gökyüzü kadar büyüyor. Ne yazık ki ne bir öpücük uçurabiliyorum sana doğru ne de uçurtmalar maviyle buluşuyor. Hep fırtınalar kopuyor başımda. Yokluğunun akşamında her yere simsiyah gece manzarası çiziyorum. Karanlıktan korkan ellerimi ceplerimde saklayarak, sokak sokak seni arıyorum. Yokluğunda başımdan aşağı kaynar sular dökülüyor. |
|
Canım Yanıyor Baba
(osman demircan) 29 Ocak 2012 |
İtiraflar |
| |
Canım yanıyor baba. sen hep bir dağ gibi durdun hayatımda. Senin uçurumun ben oldum baba. hep korkular vardı bende senin yanında. Hayatının ölümlü kıyısında ben bir uçurum çiçeği gibi büyürken, sen çiçeği burnunda bir genç gibi taptaze kaldın. Senin yanında ben yaşlandım baba. Ben bir çam gibi büyüdüm sen ise çam sakızı çorban armağanı vermek isterken bana bedenimde ve ruhumda yaralar açtın. Bir çam ağacı gibi büyürken baba kabuk bağladım. |
|
Bir Kazanım Ben
(osman demircan) 2 Şubat 2012 |
İlişkiler |
| |
Bir kazanım ben. Dünyanın acılarıyla yanarken tabanlarım, içimde kaynar durur et parçalarım. Ne yakan benim ne de içimde pişenler benim. Ey dünya bir kazanım. İçime doldurdukların tarifi imkansız acılardır. Herkes tuzum biberim eksik der, yine de herkes kepçeyle alırken benden kaşıkla vermez. Ey dünya içimi herkes bilir ve benimle herkes midesiyle konuşur. Ey dünya kimseye anlatamam derdimi ben. Dünyadan alamam bir tat yıllardır açım ben. Ve dünya ile insanlar benim açlığımı bilmelerine rağmen bu konuyu kapatalım der. Üzerime kapaklanır herkes. Herkes içimi yer bitirir de kimse doymak bilmez. |
|
Bir Can Ne Kadar Dayanırsa Azrail'e
(osman demircan) 3 Şubat 2012 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Gözlerim gözyaşlarıyla dolu, o beyaz ellerin mendilim olur mu? Dudaklarım gülüşe kapalı, neşem olur musun? Baştan aşağı kibrit çöpüyüm, ateşim olur musun?İnsanlar, mont, kaban, kürk sen benim güneşim olur musun? Nice sahibinden satılık arabalar gördüm, nice kiralık evler gördüm. Sen benim en değerli varlığım olur musun? Bir can ne kadar dayanırsa azraile, bu yürek o kadar dayanabilir sensizliğe. Özlemim hançerdir içimde, tüm bedenimi kılıf yapıp saklarım seni yüreğimde. Belki kavuşmak yok seninle dünyada. |
|
Ey Sosyalist Sevgilim
(osman demircan) 19 Şubat 2012 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Ey sosyalist sevgilim. Haksızlığa uğrasam, benim için oturma eylemi yapar mısın? Açlık olsam, ekmek kavgam olur musun? Düzen beni dümdüz etmeye kalksa, benim için dağ olur musun? Gesi bağları olsam benim için saz olur musun? Hep tabureler, tahtım olmuştur. Benim için çay ve simit olur musun? Üşüdüğümde parkam, yandığımda Dicle ile Fırat olur musun? Ben ölüme inanmışım, benim şehadetim olur musun? Ey sosyalist sevgilim! |
|
İnsanlar Dünya Kadehinden Boşalır Gider
(osman demircan) 25 Şubat 2012 |
Doğa ve Dünya |
| |
Ey sevgili, içki içmem günahmış. Bu gece efkarlıyım söyle nasıl içmeyeyim. Gel yanıma, sana bakıp içmeden sarhoş olayım. Ne ben günaha gireyim ne sen hoyrat ellerde kadeh gibi kırıl. Seni sevmek üzüme bakıp şarap küpüne dönmektir. Gel otur yanıma, sağım solum bağ bahçe olsun. Yüreğim yanında ezilip büzülerek şaraba dönüşsün, sarhoşluk damarlarıma dolsun. Ne ben günahkar olayım ne sen başımı döndüren içki ol. Yanımda altından şarap nehirleri akan cennet gibi kurul da, seni sevmenin sevabına ereyim. |
|
İnsanlar En Çok Sevdiği Şeyi Alırken Kazıklanır
(osman demircan) 8 Mart 2012 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Aslında hep tükenmişliklerden, bitmişliklerden medet umarız. Bir kadın annesinden, babasından, sevgililerinden, arkadaşlarından ve dostlarından sıza sıza, süzele süzüle bir erkeğe ulaşır. Tıpkı çöldeki bir nehrin en son damlasıyla bir çiçeğe ulaşması gibi. |
|
Bir Atım Olsa
(osman demircan) 10 Mart 2012 |
İtiraflar |
| |
bir atım olsa. dağ bayır demeden koşsak. geride toz duman bıraksak. her nal kaldırışında, tekme atsak geçmişe. ki geçmiş küçük bir tay gibi... |
|
Deniz Ülkesi
(osman demircan) 14 Mart 2012 |
Düşler |
| |
Yorganları yastıkları doladım bedenime. Üşüdüm çok üşüdüm. Ben sandım ki dışarıda kar yağıyor. Meğerse senin beyaz suretin içimde kar manzarası idi. İçimin titremesi ondandı, üşümem ondandı. Ne zamanki seni sımsıcak öptüm, içim ısındı. Yorgansız ve battaniyesiz o gece uyudum. Seni o gece bedenime doladım. Ben sarmaşık oldum, sen yüce bir ağaç oldun. Sana sarılarak mutluluktan göğe ulaştım. Seni sevdim ve güneşi bıraktım. Göğümü seninle doldurdum. Dört mevsimi senin çevrende dolanarak yaşadım. Ben seninle dünya kadar mutlu oldum. Üşümek yalnızlığımın buzdan akışıydı. Üşümek yorganlara sarılmamdandı. |
|
Çocuğum
(osman demircan) 19 Mart 2012 |
Gelecek |
| |
Vallahi ne isteğimle dünyaya geldim ne de isteğimle çocuk oldum ve en kötüsü ölmeyi de istemiyorum ve yine bana kimse sormayacak. İşte kimse bana neyi isteyip neyi istemediğimi sormadığı için hala çocuğum. Ve hayat bir oyunken nasıl büyüdüm diyebilirim. |
|
Piyano ile Kemanın Aşkı
(osman demircan) 26 Mart 2012 |
Düşler |
| |
bir aşk hikayesi yazmak istiyorum. piyano ile kemanın aşkı olmalı bu. keman tel tel titrerken, piyanonun yüreği tuşlar gibi yerinden oynar. ve bir şarkı tuttururlar birlikte. çalınan her notanın vurgusu ve tonu çok ağırdır. keman aşkını vurur tellere, içi yanarak, piyano söyler derdini kan ağlayarak. keman ile piyano hiç susarak sever mi? onların suskunluğu ötekilere benzer mi? |
|
Beziyorum Gözlerimi Koparan İnsan Selinden
(osman demircan) 13 Nisan 2012 |
İlişkiler |
| |
Gözlerim şarap çanağı. İçiyorum gözyaşlarımı. Kurudukça göz pınarlarım, bakışlarımda güller yapraklarını döküyor. Kopuyor gözlerimden acının kızıl yaprakları. Kıpkırmızı bir damardan bakışlarım akıyor her yere. |
|
Hayat
(osman demircan) 15 Nisan 2012 |
Gelecek |
| |
Bastonsuz kör gibiyim ve her gün istemeden kuyruğuna basıyorum hayatın. Bu nedenle her gün tırmalıyor beni hayat. Yine de kör topal yaşamaya çalışıyorum. Bir kara kedi gibi ayaklarıma dolansa da hayat ve her gün onun kuyruğuna bassam da, yoluma devam ediyorum. Çünkü başka yolu yok yaşamanın. Ağacın kalın dallarında çiçek olmaz. Dal inceldikçe çiçek dolar ve o dal kocaman meyveleri taşır sonra. Ben de sabırdan meyveleri taşıyorum kollarımda. |
|
Beden Dilini Konuşturan Bir Sporcu O
(osman demircan) 30 Nisan 2012 |
Yaşam |
| |
kendi başına dünyanın pusularına direnen sporcu o. o bir savaşçı. dövüşmek hayatla tek konuşması. sözleri yumruk gibi, tekme gibi. beden dilini konuşturan bir sporcu o. elleri ve ayakları yürek çarpması gibi. vurdukça elleri ve ayakları hayatın pusularına sisler dağılmakta. |
|
Tüm Bedenim Çin Olur, Ruhum Çin İşkenceleriyle Mahvolur
(osman demircan) 4 Mayıs 2012 |
İtiraflar |
| |
Bir kan izi, bir sperm lekesi, ter kokusu tüm odayı sararken, içimde beslediğim güller kurumak üzere. Gülleri kurtarma adına, tüm vazolarımı kirletmekteyim. Bedenimi bir mendireğe koyup ateş topu gibi fırlatırken, bedenim hırsın, şehvetin içinde yanmakta. Ruhum İbrahim peygamber gibi garip ve üzgün. Allah'tan bir rahmet beklemede. Bedenim şehvetin ateşli dudaklarında bir odun. Şehvet üfledikçe üzerime nefesini, bedenim kavrulmakta. Ey Allah'ım beni de kurtar bu ateşten, İbrahim peygamberi kurtardığın gibi. Yoksa bu külden sana insan şeklinde kul çıkmaz. |
|
Sen Kimsin
(osman demircan) 21 Mayıs 2012 |
Yaşam |
| |
Sen kimsin bir arsız mı yoksa sevgili mi? Hayalime çöreklenen sensin. Bana bir başkasını düşündürtmeyecek kadar beynimin her karesine çöken bir yığın düşüncesin. Yüreğimi sıkan bir elsin. Duygularımı ele geçirensin. Ya sen kimsin bir sevgili mi yoksa haydut musun? Duygularımdan ve düşüncelerimden daha mı değerlisin? Senin gözlerin kıymetli, senin sözlerin değerli, |
|
Bütün Kulaklar Aynı Millettenmiş Gibi Bana Sağır
(osman demircan) 31 Mayıs 2012 |
İtiraflar |
| |
Benim suskunluğum ne dilsizliktendir ne de aşktan. Benim suskunluğum sebebi hangi dilden konuşursam konuşayım bütün kulakların aynı millettenmiş gibi bana sağır kalmalarıdır. Tüm kulaklar cop olurken, sesimi duymayarak dövmekteler beni. Suskunluğum ateşten kaçanın, sopayla dövülmesi gibi. Canımı yakan her sağır ve dilsiz bakış, üzerime bir barut fıçısı gibi dökülmekte. Yangınım her geçen gün büyümekte. |
|
Narsizmin de Böylesi
(osman demircan) 24 Haziran 2012 |
Gülmece (Mizah) |
| |
İstanbul'a gitmiyorum. Yerle bir olmasın, karizması sarsılmasın diye. Bir gittiğimde marmara depremi olmuştu. Şimdi gitsem ne olur Allah bilir. Oradakiler İstanbul'un karizmasıyla yetinsin. İstanbul benim gibi bir padişah daha görmesin. |
|
Çakıl Taşlarını Ben Hep Yıldız Sandım
(osman demircan) 16 Temmuz 2012 |
İtiraflar |
| |
yüreğim hakkını nasıl ödeyeceğim. seni hep kavanoza çevirdim. seni yalanlarla doldurdum. seni çok kırdım. ah yüreğim ah! seni hor kullandım. oysa senin masmavi gökyüzü kadar ferah ve geniş olmanı ne çok isterdim. ah yüreğim beni bağışla. başım eğik gezdiğim için, hep taşları gördüm ve onları sevdim. ah bu garibanlığım kahrolsun. |
|
Çüp Çüp Su İçtim
(osman demircan) 30 Temmuz 2012 |
İtiraflar |
| |
Kopya kağıtlarını yutan bir öğrenci gibiydim. Sana söylemek istediğim tüm kelimeleri, cümleleri içime attım. Davula döndüm de gümbür gümbür sana seni sevdiğimi söyleyemedim. Tüm utangaçlıklar bendeydi. Tüm kızlar ise yüzü kızarmayanların, utanmayanların sevgilisiydi. Ben tüm acılarımı içimde biriktirdim. |
|
Sayın Başbakanım
(osman demircan) 8 Ağustos 2012 |
Türkiye |
| |
Sayın başbakanım
Sizlerin yapacağı yanlışlar saf Müslümanların yani mütedeyyin insanların hanesine yazılacaktır. Dünün kaşarları türbanlı genç kızlarımıza öcü derken, yapacağınız yanlışlar bugünkü türbanlı genç kızlarımıza yeni yaftalar söylenmesine sebep olacaktır. |
|
Hayatta Aslında Hiçbir Şey Yoktur
(osman demircan) 21 Ağustos 2012 |
Yaşam |
| |
Canım sıkılıyor. yokluktan değil varlıktan... Her şey var; ama aslında hiçbir şey yok. Varlık alemi yok diyen dudaklara benziyor ve alay eder gibi gülmesi canımı sıkıyor. Ne vakit varlık aleminden bir şey istesem, her daim çölden bir damla su istenir mi diyor bana. Varlık alemi plastik meyvelerle dolu masaya benziyor. Meyve var sanıyorum, yedikçe anlıyorum ki aslında meyve yok. Tattığım olmayan şeylerdir. |
|
Bazen Birine Seni Seviyorum Demek, Kasaba Bir Kilo Et Verir misin Demek Gibidir
(osman demircan) 1 Ekim 2012 |
İtiraflar |
| |
İnsan kendini onarmak adına hep başkalarından bir şeyler koparır. Taş üstüne taş bırakmaz. Böyle insanlar hep başkalarının yaşamı içinde bir gecekondu olur. Çaldıklarını kaptırmamak adına da, kendi kapısında köpek gibi havlar. Böyle insanlara yaklaşayım dersen, ısırılmayı göze almalısın. Eğer benim ağaçlara sevgim varsa, hep bu it sürülerinin arasında yaşamamdandır. |
|
Mutluluk Kendi Sandalımdır
(osman demircan) 22 Ekim 2012 |
İtiraflar |
| |
Mutluluk kendi sandalımdır. Bu sandalda, kürek mahkumuyum. Özgürlüğüm ise yine kendi ellerimde. Ne kadar denize düşüyorsa gölgem, o kadar aydınlıktayım. Güneşe doğru yol almaktayım. Ufkum renklerin her türlüsüyle dolu. Küreklerim bazen mor bazen kırmızı. Sular yosun tadında, balık tadında. Yüreğim mangal kıvamında. Kendi açlığımı kendim dindirmekteyim. Kimseden yardım istememekteyim. |
|
Sevgiliye Mektup
(osman demircan) 15 Ekim 2012 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Kutuptaki bir insanım. Kar, kış içinde umutlarımın bir başka bahara kalması ne acı. Kutupta hiç bahar olmaz. Olsa da çok kısa sürer. Bunca üşümenin ardından az bir güneş ışığını umut etmem ne acı. Hiç mi dinmeyecek bu üşümelerimin verdiği sancı. |
|
Beni Yiyecekler Ama Asla Acılarımın Tadına Bakamayacaklar
(osman demircan) 16 Ekim 2012 |
İtiraflar |
| |
Köpekleri boynundan insanları ayağından bağlarlar. Esaret prangadır ayaklara vurulan. Ben bu yüzden her gün ayaklarım acıyarak eve dönerim. Ah ayaklarım, derisi yüzülmüş, kemikleri kırılmış, leşe benzeyen bir şehirde, ete kemiğe doymuş insanların akbaba gibi dolaştığı bir şehirde ruhuma özgürlük arama adına sana yaşattıklarım için özür dilerim. Dünya iki türün savaş yeridir. |
|
Ağlama Gözlerim Ne Olur
(osman demircan) 31 Ekim 2012 |
İtiraflar |
| |
Ağlama gözlerim ne olur. Sen bir kez ağlarsan ben bin parçaya bölünürüm. Gözyaşı olurum, bir karlı dağ olurum. Sel olur, çığ olur düşerim gözlerimden. Parçalanır bir intihar bombacısı gibi vücudum. Gözlerim ağlama ne olur. Onu göremediğim zamanlarda dakikalara, saniyelere, saliselere bölünürüm. Ey gözlerim bir kez ağlarsan, ben her an sopsoğuk kar yağışına dönüşürüm, üşürüm. Ellerim çıplak, ayaklarım ıslak asfaltta dizüstü dururum. |
|
Görsün Dünya Bir Yalnızlıktan Ambar Dolusu Bolluğun Nasıl Çıktığını
(osman demircan) 18 Kasım 2012 |
Yaşam |
| |
Elimde bir tohum... Tarlam kıraç. Su çok uzakta. Gölgesine sığınacağım bir ağaç yok. Ben kendi gölgeme sığınıyorum. Elimde bir tohum var; başımda kızgın güneş... Avuçlarıma su verecek kimsem yok. Bir bulut görmese de gözlerim bir dere gibi bakıyorum. Yüreğim su gibi akıyor. Gönlümü serin tutmaya çalışıyorum. Küp küp sözler taşınmakta bana; ama bir fincanı doldurabilecek işe yarar söz yok. Bir çakal dışkısı ne kadar tavuk kokarsa, herkes yanımda o kadar insan kokuyor. Elimde bir tohum... Yanımda kasa kasa buğdaylar kaldırılıyor. |
|
Soytarı Değilim; Bir Palyaçoyum Belki Farkım Bu
(osman demircan) 15 Aralık 2012 |
İtiraflar |
| |
Soytarı değilim; bir palyaçoyum belki farkım bu. Sıradan insanların mahalle ağızlarında bir dedikoduyum. Çoluk çocuğun topu, büyüklerin şutuyum. Acıların tuzu biberi hayat mutfağının ocağında kaynayan bir ceylan yüreğiyim. Sevgilerim çimen yeşili; korkularım aslan dişi beyazı. Kan kızılıyım. Bir hırdavat dükkanında baltaların ve kazmaların arasında unutulmuş ve her gün kendi yüreğine saplanan bir çiviyim. |
|
Bir Şehrin Kar Yağışında
(osman demircan) 22 Aralık 2012 |
Yaşam |
| |
Bir şehrin kar yağışında, dondurucu gökyüzünün altında paltoma sımsıkı sarılırken, bedenim evsizlerin barınağı gibi havaya sadece nefesin dumanını yayıyordu. Adımlarım mahşer yerinin koşturmalarındaydı. |
|
Her Yıkıntı Sütun Başlarımı Ortaya Çıkarır
(osman demircan) 6 Şubat 2013 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Seni yalnız görmemeliyim. Yanında benden daha yakışanını görmeliyim. Seni kürkler içinde, yanındakini kabarık cüzdanlı görmeliyim. En lüks arabanın içinde gülmelisin. Saçlarını camdan dışarı sarkıtıp sevgilin seni seyretmeli. Hatta tutkuyla öpüşmelisin onunla. Sana delice aşık olmalı ve seni çiçek demeti gibi yapmalı. Seni prensesler gibi yaşattığını görmeliyim. Onun yanında buz sarkıtları gibi erimelisin. Kar kristalleri gibi parlatmalı seni. Elini sıcak sudan soğuk suya değdirmediğini görmeliyim. Seni yalnız görmemeliyim. Seni yıldızlar gibi yaşatanın yanında görmeliyim ki farkımı anlayasın. Rakipsiz olduğumu anlamalısın. Kime gidersen git, yüreğinin dönüşü banadır. Neden mi sen bana hastasın, ben de sana uyan tek kanım. Şimdi anla yüreğin kime muhtaç |
|
Kilim
(osman demircan) 19 Mart 2013 |
Doğa ve Dünya |
| |
Bir bardak nasıl mecbursa suyla dolmaya, ben de öyle mecburum seninle olmaya. Çünkü ne dudaklarından uzak durmaya ne de susuz kalmaya tahammülüm var. Ne olur en daraldığım yerden tut beni. Yoksa durdurduğum yerde kırılıp parçalanacağım. Bir bardağın kenarına kondurulan dudak izi gibi öp beni. Bir ömür yapışsın bana kızıllığın. Hem gün batımları hem şafak kızıllığı hatırlatsın bana seni. Sabahtan akşama kadar aklımda kal. Bir iğne deliği kadar bile boşluk bırakma yüreğimde. Her an iğne ucu gibi saplan kalbime. |
|
Benim İse Boynuzsuzluğum, Bir Geyiğin Boynuzları Kadar Büyüktü
(osman demircan) 15 Nisan 2013 |
İtiraflar |
| |
Bir çok şehirler kurdum beynimde. Köprüleri sağlam, nehirleri kuruydu. Kuru derelerinde insanlar boğuldu. Çok gezdim, beynimde. Yoruldum düşüncemin hızıyla. Kimsenin olmadığı bu şehirde, ağaçkakanlar beynimi deldi. Bir kuş sesi bile duymadım. İnsan sesleri girince beynimin yollarına, metrolar döşedim şehrime. |
|
Bulunmaz Derdime Çare
(osman demircan) 21 Temmuz 2013 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Bir garip bedendeyim? Ben bedenimin neresindeyim?Dudaklarım sigaraya sarılırken, gözlerim dumanların içinde kör sevdalarda. Ellerim kalemi oynatırken kağıt üzerinde, parmaklarım kağıttan uçaklar yapıp sevgiliye haber uçurma peşinde. Yüreğim bir fırtınanın içinde annesinin ellerini kaybetmiş bir çocuk gibi, nereye gideceğinden habersiz yüreğim. Beynim bir çam ormanında yanan bir kibrit çöpü gibi... Düşüncelerim kıvılcımlar gibi yanmakta... Ah ateşim volkan gibi beynimden akmakta... |
|
Mutluluğu Duada Arıyorum
(osman demircan) 6 Ağustos 2013 |
Gelecek |
| |
Mutluluğu duada arıyorum. Ellerimi yukarı kaldırıyorum. Yalvarıyorum Allah'a. Diyorum ki çölde kaktüse su veren Allah'ım bana da bu dünya çölünde su ver. Susuzluğum kum nehri kadar çoktur. Yalvarmam da kum kadar çoktur. Bir damla düşür neşeme. Sevincim bir çiy gibi düşsün yüreğime. Masum bir yüreği duymaz mısın? Dualarımı yükseltiyorum sana. Alçaltma beni istiyorum. |
|
Anladım Kimse Sevmemiş Bu Ülkede
(osman demircan) 3 Eylül 2013 |
Yapıtlar |
| |
Anladım kimse sevmemiş bu ülkede. Şarkılar kulak tırmalayıcı, aşkın okşayıcı sesi yok hiçbir yerde. Anladım bu ülkede kimse sevmemiş. Sus ulan sus diyesim geliyor herkese. Boşuna tüketilmiş nefesler, sesler bu ülkede. Bir şarkı bulamadım ikimize. Aynı yöne bakan, aynı düşünceleri savunan, aynı duyguları anlatan ve bütün bunları tek yürekte, tek beyinde birleştiren bir bütünlük yok şiirlerde, öykülerde, sazda ve sözde. |
|
O Artık Bir Başkasını Seviyor
(osman demircan) 29 Kasım 2013 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Yağmur iplik iplik kaldırımlara ıslak halılar örüyor. Ve bacaklarım söğüt dalları gibi suya değiyor. Her adımda şehrin taştan kalbi: O artık başkasını seviyor diyor. |
|
Belki Rüzgar Bir Yaprak Düşürür Yüreğime
(osman demircan) 24 Aralık 2013 |
Yaşam |
| |
Yüreğim bir çöl. Duygularım çöl çiçeği. Kum fırtınalarına dayandığım sürece, yağmurlar yağacaktır. Yüreğimin serinliği bu yüzdendir. Yağmurun yağacağına güvenmemdendir. Zira hala yüreğimin daha kurumamış köşelerinde geçmişten kalan bir damla mutluluk vardır. Ki o damla yağmurun gelmesine kadar bana yetecektir. Bir damla mutluluğu asla küçük görmem. Bilirim ki bir damla su çölde kalan için okyanustan daha değerlidir. İşte bu yüzden hala şezlongda beklemem, hala mayolu beklemem bundandır. Yüreğimin serinliğin nedeni rüzgarların sadece koca kadırgaları taşımadığını bilmemdendir. |
|
Bazen Söğüt Ağacına Benzersin
(osman demircan) 8 Şubat 2014 |
Anılar |
| |
Bazen söğüt ağacına benzersin. Hep aşağı çeker seni kaderin. Ellerin duaya kalkamayacak kadar yorgun düşer. Suya düşer gölgen ve yaprakların. Suya düşer ayın silüeti. Suya düşer hayallerin. Hep düşmeleri görürsün de talihine seni yüceltecek bir şey düşmez. Bir söğüt ağacı gibi hep boynun bükük olur. Yanında çamlar boy boy uzanır. Yüreğinde hasret uzar, yollar uzar, gökyüzü uzar; yakınında bir vefa bir sefa bulamazsın. Kavuşamazsın lastiğin ucundaki mutluluğa. Lastik sürekli uzar; ama sen hep bodur kalırsın. Bir çöl yalnızlığı yaşarsın. |
|
Çağır Beni Hayat
(osman demircan) 13 Mayıs 2014 |
Gelecek |
| |
Çiçek saksıda mı olur sadece? Neden ben hep aynı yerdeyim? Bunca bahçe kime tarh? Ben niye hep aynı yerdeyim? Gece gündüzlerden ayrılır, su pınarından, yaprak dalından ayrılır. Ben ise ayrılamam durduğum yerden. Böyle yazılmış kaderim ezelden. Ben ne montumu değiştirmek, ne evimi değiştirmek, ne eşyaları değiştirmekten yanayım, ah ah kaderim değişmedikten sonra. Bir ayrılık şarkısı özler dudaklarım. |
|
Karalahana
(osman demircan) 12 Mayıs 2014 |
Yaşam |
| |
Bu ara karalahana gibiyim. Karalahana kara değil; ben de ben değilim.
Kendi rengimi ortaya koyamamaktayım. Evet, ben yeşilim ama nedense kara talihim peşimde. Sürekli bana kapkara bir ön yargı giydirilmekte. Kişiliğime uygun bir boya hayatımı renklendirememekte.
|
|
Yer Kabuğu... Ağaç Kabuğu...
(osman demircan) 26 Mayıs 2014 |
Yaşam |
| |
Yer kabuğu... Ağaç kabuğu...Elma kabuğu... Ceviz kabuğu... Kaplumbağa kabuğu... Tüm acılar kabuk bağlamış. Yine de kaplumbağa kabuğuyla yürür. Ağaç kabuğuyla büyür. Elma kabuğuyla şekillenir, ceviz kabuğundan çıkıp filizlenir. Sen de kır kabuğunu ya da durma yerinde. Ya çık göklere ya yürü ümitlere. Hangi acı aynı dozda kalır, hangi acı mutluluğu kapatır? Aç pencereleri, kapıları, bacaları. Duman gibi dol gökyüzüne, ışık gibi dol yeryüzüne. Acılara yol ver. Hangi yolcu ebediyen kalır istasyonda? Herkes biletine göre alır yol. |
|
Ah Bana Korku Ne Acılar Yaşatır
(osman demircan) 8 Ağustos 2014 |
Gelecek |
| |
Bazı topraklarda yağmur değil; gözyaşı akar. Tıpkı bazı insanların gözlerinin Gazze'ye benzemesi gibi. Her gün göz kapakların korkuya açılır. Tanktır, tüfektir korkuların ve insan gölgesi tıpkı bir kara bulut gibi bakışlarını kaplar. Öyle bir açmak istersin ki gözlerini, kara bulutlardan, tanklardan daha kocaman olmasını ister gibi. Ağlayışın içine akan yağmur sularıdır ve o sular sokaklarda boylu boyunca yatanların cesetlerini de içine taşır. |
|
Hırs ve Azim
(osman demircan) 20 Ekim 2014 |
Yaşam |
| |
Yavaş yavaş acele ediniz. azmi ne güzel anlatan bir cümledir bu. Azmin elinden hiçbir şey kurtulamaz. Çünkü azmin elleri hem duadadır hem sabırdadır ve bu ikisiyle olan her daim kazançtadır. Azim yiğit bir delikanlıdır. Ne pusu kurar ne hile yapar. Kahramanca, savaşır hayatla. Yüreğini koyar, bileğini koyar, bedenini koyar ortaya azim. Hırs ise bir cadıdır. Sürekli cadı kazanında hile kaynatır, tuzak kaynatır ve bu cadı kaynattığı kazanda kendini pişirir. Hırs kendini yiyip bitirir. Bu yüzden hırs denen cadı tat alamaz hayattan. Azim yiğidiyle hırs cadısı birbirine asla sevdalanmaz. Çünkü azimde sevgi, hırsta nefret vardır. Bu nedenle barışık değillerdir. |
|
Mum Işığı Neden Titrer Bilir misin?
(osman demircan) 25 Kasım 2014 |
Düşler |
| |
Mum ışığı neden titrer bilir misin?
Tabi ki karanlıkta kaybolup gitmekten korktuğu için.
Peki mum ışığı karanlıkta kaybolup gitmekten neden korkar? |
|
Kalbin Erişemeyeceği Yerdedir Aşk
(osman demircan) 13 Aralık 2014 |
İlişkiler |
| |
Birbirimizi seviyoruz evet. Kalplerimiz birbirimiz için çarpıyor buna da evet; ama birbirimizi gönülden sevmiyoruz. İşte bu yüzden birbirlerini sevenler hep başkalarına gönül veriyor. Neden mi? Çünkü birbirini gönülden seven yok. Birbirine gönülden bağlı olan yok. Her şeyi kalbimize yüklüyoruz. Oysa gönlün başardığını kalp başaramaz. |
|
Kanguru
(osman demircan) 17 Aralık 2014 |
İtiraflar |
| |
Bazen kendimi hiç kimsenin çözemediği bir matematik problemini çözen matematik dahisi gibi hissediyorum. Bazen ise kafasındaki düşünceleri toparlayamayacak kadar dağıtmış bir ayyaş hissediyorum kendimi. Bazen şiir delisi, bazen müzik manyağı, bazen resim çılgını hissediyorum kendimi. Bazen bir orkestra şefi, bazen hapishane kaçağı, bazen ise güneş karşısında tutulmuş ay gibi hissediyorum kendimi. Keşke herkes gibi olaydım: Sadece bir kanguru olaydım kesesinde kendi egosunu taşıyan. İnsan nasıl bir yerde yaşamak isterse hayalindeki kişi de odur. Örneğin ben, bir göl kenarında yaşamak isterim. Suyun durgunluğu, yağmurun sesi, yaprakların hışırtısı yeter bana. Fazla ses istemem doğrusu. doğa güven verir. Güven isterim. Doğa renk dolu. |
|
Ben Mutlu Olunca Baklavaya Benziyorum
(osman demircan) 26 Aralık 2014 |
İtiraflar |
| |
bazen bir tepsi baklavaya benziyorum. başka bir mutluluk tadında da olmak istemiyorum. çörek tadı mutlulukları, hamburger tadı mutlulukları sizin olsun diyorum. anca baklava tadında mutlu oluyorum ve dahası şeker oranım iyi, kıvamım iyi oluyor. hele şöyle güneşte içim ısınınca ooo hayatın tadını ta içimde hissediyorum. |
|
Üreyin
(osman demircan) 9 Ocak 2015 |
Türkiye |
| |
Gittikçe yaşlanıyormuşuz. Türkiye'nin gençlere ihtiyacı varmış. Üreyene para verilecekmiş. Üreyin. Üreme kapasitesi olanlara saygı duyun. Ortalama sıcaklığı iyi tutun ki üremede bir sıkıntı olmasın. Hatta sıcak bölgelere, sıcak kumsallara yollayın. Otel parasını verin. Tek gezene hemen bir eş bulun, çiftleştirin. Hatta arpa yulaf ezmesi verin. Yuvalar yavru dolsun, yavrular kuzu kuzu okula gitsin. Hatta faceden partner bulmayı kolaylaştırın. Arkadaş listelerini kabartın. |
|
Kolun Gider, Bacağın Gider... Duyguların Kemikleşir Bu Sefer.
(osman demircan) 7 Şubat 2015 |
Yaşam |
| |
Çok cesur insan olduğunu düşünüyorum peki korkuların nelerdir? Hedeflerine ulaşamadan ölmek. Hedef ne demek? Dünyalık hedefler, ekonomik, aile.... Düzenli bir yaşam mesela. Düzenli bir yaşam diyorsunuz peki dünyada bir düzen var mi bunu dünyadan istiyorsunuz? Yaşamsal boyutta kurulmuş bir düzen var tabi; doğanın düzeni asimetriktir. Peki her ailede bir mağdur vardır; ilk adaletsizliği ailede görürüz çünkü. Sizin böyle bir durumunuz söz konusu mu? Her insan böyle durumlarla karşılaşmak zorundadır. |
|
Ben Bir Kuzuyum, Bembeyaz; Tıpkı Senin Dişlerin Kadar
(osman demircan) 31 Ocak 2015 |
İlişkiler |
| |
kasabıyla yaşayan bir kuzuyum. bana bıçak sırtında yaşam sunuyor. ve diyor ki sana bu dünyada ne bıçaklar gösterdim, ne satırlar hediye ettim. hala seni sevmediğimi mi söylüyorsun. ulan senin sevgin dağda biten ota benzer, senin bir emeğin var mı bana onu söyle. |
|
Derdimi Kime Döksem
(osman demircan) 19 Şubat 2015 |
Yüzleşme |
| |
Derdimi kime döksem? Hristiyan'a döksem din değiştir önce der. Ateiste döksem hadi oradan der. Devlete döksem ücret veremiyorum der. Ben derdimi kime döksem?
Her insanın yaşadıkları onu bir alana sürükler. Yaşanan sıkıntılar ressam olsun, şair olsun, yazar olsun, tasarımcı olsun, sporcu olsun diye bir yol ve yön bulmak içindir, aslında. Oysa biz tek hedef olarak zenginliği belirlediğimiz için, sıkıntıların bir yol ve yön bulma olduğunu unutmuşuz. Sıkıntıları zengin olmamızı engelleyen bir faktör olarak görmeye başlamışız. Bu da sıkıntıların asıl amacını görmemizi engellemektedir. |
|
Nasıl Gideyim Söyler misin
(osman demircan) 3 Mart 2015 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Ey uzak iklimlerde yaşayan sevgili, kayalara da mı bakmazsın, denizi de mi görmezsin, hiçbir kapkara bulut da mı hatırlatmaz beni sana? Bu dünyada hiçbir yerim mi olmamış sana. |
|
Ya Rab
(osman demircan) 9 Mart 2015 |
Yüzleşme |
| |
Bir gül uğruna çimenleri ezeceksem, namussuzca, şerefsizce, kul hakkı yiyerek yaşayıp ardından tövbelere yaslanarak cennete gireceksem o cenneti istemiyorum. Benim cennetim karşımdaki güzel insanı kırmamaktır. Benim cennetim onurlu ve namuslu yaşamaktır. Benim cennetim kul hakkı yememektir. Eğer beni onursuzca yaşatacaksan cennetle de ödüllendirme; bu dünyada rezil edeceksen cennette tac da istemem ya Rab. |
|
Bakışlarına Tutulmuş Balık Gibiyim
(osman demircan) 10 Mart 2015 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Bazen mavi, bazen mor renge dönüşüyorum. Sonra hayatın griliğinde kayboluyorum. Aşk hayatın griliğine karşı koymaktır. Aşkı kaybettiğimde renklerimi yitiriyorum. İşte sizlere aşka dair renkli sözler: Sana kök salsam. Sen de erik çiçeği gibi açsan. Çiçeği burnunda aşk yaşasak. Hızla düşen uçak gibi senin yüreğine düşsem. Senin için nasıl paramparça olduğumu yüreğinde hissetsen. Soba dumanından zehirlenmek ne ki aşkın gırtlağımda soba borusu. Her kelimenin ucu kalemin ucundan sivridir. Aşk en sivridir. |
|
Dünya Bana Sen İnsansın Diyecek
(osman demircan) 26 Mart 2015 |
Günlük Olaylar |
| |
Bu şehirde evliya yanındakine tuzak kuracak, eşkıya yanındakine kumpas kuracak... Bu şehirde yaşamak kime ne sağlayacak?
Bu şehirde herkes konuşacak, ama kimse ben insanım demeyecek... Bu şehirde insanlık nasıl sağlanacak?
Dünyada mutlaka bir deniz kenarı bulacağım. Siz tüm sahilleri sahiplenmeye çalışsanız da. Bir martı çığlığı bile yetecek içimdeki duyguyu anlatmaya. |
|
Allah Kainatı Yaratmadan Önce Ne Yapıyordu?
(osman demircan) 4 Nisan 2015 |
Din |
| |
Cevap: Allah önce lebi yarattı. Yani lezzeti, hazzı, mutluluğu yarattı. Sonra tat alınsın diye kainatı ve canlıları yarattı. Nankörlük edenler için de cehennemi, şükredenler için de cenneti yarattı. Allah lütuf sahibidir. Kainatı yaratmadan önce lebi yarattı sonra lütfetti leb-i deryayı yarattı. |
|
İki Aşk Arasında
(osman demircan) 27 Nisan 2015 |
İtiraflar |
| |
Leyla bana dua eder. Ey Züleyha sen ise iyi toprak atarsın. Şimdi söyle ey Züleyha hanginiz beni aşka gömer.
Ben Leyla'yı içimdeki kuyulara attım. Sen git Yusuf yüzlüleri kuyulardan kurtar. Bana ip atma, sana bağlanamam. Leyla'nın göz çukurlarından çıkamam.
Ben Leyla'nın gözünün içindeki rengim. Sen git Yusuf yüzlülere kırmızı gül ver. Bana Leyla'nın göz rengi yeter.
Ben Leyla'nın kusurlarına aşığım. Sen git kendine Yusuf yüzlü bul ey Züleyha. |
|
Aç Kalırım Terlik Yerim
(osman demircan) 9 Mayıs 2015 |
Türkiye |
| |
Onurumu ayaklar altına aldırmam, aç kalırım terlik yerim. Nedir bu iğrenç eli cebinde hareketler? Kadınlarınız ve çocuklarınız sizlerin cebinden düşmüş üç kuruşluk şahsiyetler olabilir. Sizler bu tavırlarınızla medeniyete yükseleceğinizi mi sanırsınız? |
|
Yağmurda Islanmak İstiyorum
(osman demircan) 5 Mayıs 2015 |
İtiraflar |
| |
Yağmurda ıslanmak istiyorum. Güneşlenmek, kırlarda koşmak, gözlerimden yaş gelinceye kadar gülmek, denize girmek, köpüklü sularda yıkanmak, en sevdiğim şarkıları dinlemek, en sevdiğim yemekleri yemek hatta beni mutlu eden ne varsa yaşamak istiyorum. Resimler yapmak, bir orkestrayı yönetmek, imza günü düzenlemek, Lamborghini ile gezmek, önüme kırmızı halı döşenmesini istiyorum. En zor matematiksel problemleri çözmek, bol bol para kazanmak, dünya gezisi yapmak istiyorum. Ah ah bir bilsen aslında ben tek bir ifadeyle seninle olmak istiyorum. |
|
Öyle Doluyum ki
(osman demircan) 26 Haziran 2015 |
İtiraflar |
| |
Öyle doluyum ki patlasam İstanbul'da sur kalmaz yansam Roma'yı yakarım. Öyle doluyum ki tüm bulutlar köy çeşmesi kalır yanımda su gibi basarım her yanı. Öyle bir doluyum ki nar zeytin tanesi olur yanımda. |
|
Biz Birbirimizi Aslında Çok Sevdik
(osman demircan) 13 Ağustos 2015 |
İtiraflar |
| |
Bu kirli dünyada birbirimizi hayatımızdan silerek temizlenmeye çalıştık; ama şunu gördüm ki yas tutarak karalar giyinerek ak olmuyor insan.Birbirimizi kire toza bulanmış ellerimizle temizleyebiliriz ancak. |
|
Sal Gitsin
(osman demircan) 17 Kasım 2015 |
Anılar |
| |
Yağmurun yağışı güzeldir. Aşkla sırılsıklam olmak da güzeldir. Yalnız yağmur suyu içilmez. Bırak içemediğin yağmur suları gidenin ayak izlerini silsin. Sal gitsin. Bir gülsen yağmur sularının sende bıraktığı damlayı güneş parlatsın. Bırak günün ışıkları seni mutlu kılsın. |
|
Karadeniz Şarkıları Kadar Güzeldin
(osman demircan) 30 Kasım 2015 |
Sevgi ve Aşk |
| |
Oysa ben sana vurulmuştum. Neden bu kadar silah bana çevrildi anlamıyorum? Sen yanımdayken tek düşmanım akıp geçen zamandı. Neden herkes beni topun ağzına sürüp, bir yere fırlatmak istedi, neden senden ayırmak istedi? Neden sana olan sevgim başkalarında nefreti ateşledi. Oysa yandığım sadece sendin.
Tuttuğum el seni |
|
Çoktan Kül Olmuştum Harran Büyüklüğünde
(osman demircan) 28 Ocak 2016 |
İtiraflar |
| |
Acılarımı anlayanı değil; acılarımı anlatanı seviyorum. Keşke bir ah sesi olabilseydim iç çekişlerinde. O vakit anlardın yüreğimin İbrahim olduğunu ve dünyanın yüreğimi ne derece yakmak istediğini, her türlü fitne, fesat, hırs ateşini içime yerleştirdiğini dünyanın . Ki bir umut damlası olmasaydı inancımda Yaratan, çoktan kül olmuştum Harran büyüklüğünde. |
|
Mavi Işık
(osman demircan) 25 Ağustos 2016 |
İtiraflar |
| |
Atılmış bir mektup, silinmiş bir yazısın artık. Nerede kiminle yaşadığın ne de ne yaptığın umurumda değil. İçimde yakıyorum sana ait mektupları, yazıları. İçimde soğuyan bir mavi alevsin artık. Alev renginde kızıl güller yüreğimde bitmeye başlıyor. Bitmeye başlıyor sana olan sevgim. |
|
Ah Angelina
(osman demircan) 29 Ağustos 2016 |
Düşler |
| |
Aynı şehirde yaşamamak ne kötü. Gözlerimin yalnızlığını bilemezsin. Bakışlarım kayaya çarpan dalgalar gibi. Hem gözlerim ıslak hem duygularım paramparça. Ah Angelina keşke denizkızı olsan! Gelsen sahile. Ya da benim cesedimi bulsalar deniz kıyısında. Bir masal uğruna ölmek de var unutma Angelina. |
|
Varlığım Bir Okyanus
(osman demircan) 8 Şubat 2017 |
İtiraflar |
| |
Varlığım bir okyanus. Kendi sularımda boğuluyorum. Çırpınışlarım, haykırışlarım bir dalga sesi. Kendimi atıyorum kıyılarıma. Sonra bir iç çekiş gibi kendimi çekiyorum yine kendime. Sürekli bir gelgit hali yaşıyorum. Varlığım boğuyor beni. |
|
|
Ben intihar ediyorum. Kendimi edebiyat denizine atıyorum. Kelimelere boğuluyorum. Ölüyorum. Siz bunu nereden bileceksiniz ki. Kaç yazarla tanıştınız ki onun ölümünü de tanıyasınız.
|
|