Çek Yüreğini Ölümden
Hüzünle bakan gözlerimde, / Kıpırtılar ardına kadar, / Seni taşımaktan
Hüzünle bakan gözlerimde, / Kıpırtılar ardına kadar, / Seni taşımaktan
Başımı eğdim karanlığa / Söndü yıldızlar / Ağlamaklı gözlerim
Sadece bir nefeslik ömrüm olsun sende,
Sadece bir hasretlik yerim olsun yüreğinde
Çalkantılı bir denizdi düşlerim… Avuçlarımda acıtan bir sevdanın sureti kanamaktaydı. Sen yoktun. Mutluluklarım hasret meydanlarına yığılarak yakılmış; hüzün tablolarıma, talihsiz hayat sergileri açılmış kimsenin gelmediği… Kendimle söyleşiyor gizli kapaklı ruh hallerimin acı telaşı. Bir de rüzgar kulaklarımda sürekli konuşuyor. Ne dediğini anlamıyorum, çok mutsuzum. Gecelere saplanmış kirpiklerimin uyku
Sıcak bir Eylül akarken gözlerinden, gün sevdadır, gün vedadır... Tek suçludur Eylül, o çağırmıştır sevda sancılarını ve bitmeyecektir. Aralık kapıları kapanırken günlerin yüzüne, yeni merhabalar kucaklanır acımadan... Bunu sezer yürek ve kırılır aynalardaki gülümseyişe. Yalnız dillerde kraliçedir ceylan bakışlı sultan... Bir kez daha anlar ki aşk yoktur. Bir
Sensizliğin denizinde yürüyorum çıplak ayaklarımla. Simsiyah bir haykırış akıyor gözlerimden, ellerim anılarımda… Mavi bir gül aşkı anlatıyor semalarımda. Ne yapmaktasın şimdi, hangi sevda yollarını adımlamaktasın bilmiyorum. Başlıyor yokluğun infazları, kan damlıyor gözlerimden. Sen git… Ben kalmak istiyorum gecelere sığmayan sevdamla.
Köklerimi toprağa verdim / Sessiz çiçeklerimi , / Rüzgarın mutlu
Nerdesin… Yokluğunda paramparça, kuru bir kalabalık sözlerim. Gel de bereketlensin sofrası düşlerimin. Gelişinle dinsin döktüğü gözyaşı, şiirlerimin. Geçen zamanla birlikte savruluyoruz uzaklara. İki efsane yürek, nedensiz kederlerimizle istemediğimiz yollara sapıyoruz. Bir “unutuluş” sürekli kendini hatırlatan. Sevda ile yüz yüze kalamadan, batan güneşe döndüm yüzümü. İstemesen de eğdim boynumu
Ey düşlerimin bereketi yar / Şahit yazdım geceleri, gidişine /
İnce bilekleriyle, gece saçlarıyla rüzgar güneşe yalvardı doğmaması için. Tek isteği gecenin yıldızlı yorganlarının altında koca çınara sarılıp derin uykulara dalmaktı. Mutsuzluğun dokunamayacağı tek varlıktı sevdaları. Yüreklerindeki çaresiz boşlukların adı bile kalmamıştı. Ne kadar acıklı olsa da unutuşlar, bu ıstırabı ruhlarından çıkarıp attılar. Çaresizliklerin karşısında dimdik durarak minik
Karanlık bir şehirde eski bir ağacın altında can çekişen umutları ölüyordu kucağında. Menzili yoktu sevdalı gözlerin, bir damla yaş olur akardı mevsimlerin sonbaharı. Saatler hüznü vururken sevdaya hazırlanan bir kadındı hazan.
Karanlık bir şehirde eski bir ağacın altında can çekişen umutları ölüyordu kucağında. Menzili yoktu sevdalı gözlerin, bir damla yaş olur akardı mevsimlerin sonbaharı. Saatler hüznü vururken sevdaya hazırlanan bir kadındı hazan.
Gittiği her yerden güneş toplardı gözlerim senin için… Ve sen avuçlarımdan hayatı içtiğini söylerdin. Her gün bayram coşkusuyla öperdin, öperdin düşlerimden. Oysa ne çok olmuştu gözlerimden denizi görmeyeli… Dudaklarımdan tuzunu tatmayalı ne çok olmuştu…
Haberin var mı sevgili?
Boğazıma yıldızlar dökülüyor
Adını ağzıma alsam çölleniyor dudaklarım
Çatlıyor mecnun hüzünlerim
Bir yanım çöl, bir yanım Leyla benim
Gidiyorsun değil mi… Satırlar öksüz, geceler yıldızsız semalarımda… Felaket tellalı şimdi hüznü vuran saatler. Dertlerin işgalinde buruk gülüşlerim. Yosun tutmuş gamzelerime dokunup, ağlayacak bir şey yok deme bana. Kederli bir yıkılışla nereye baksam sen varsın sevgili, yokluğun zehir zemberek, yokluğun diğer adı ölümün.
“Ölüme gülümserken varlığım, yüreğini sürmelisin gönlüme
İmkansızlığın kanarken içimde, gamzelerimde dindirmelisin yalnızlığı yar.”
“Rüzgar aşıktır tene, dokunur; sarılamam
Değer geçer buse almaz yanağımdan
Gizli bir şey bağrıma bastığım
Atsan atılmaz satsan satılmaz yalnızlığım
Ne bileyim işte, eksik bir şey var.
Gözleri yaşlı bir kimseyim / Keskin anlamlı sözcüklerle / Soran
Gözlerimin hüzünlü dalgınlığında boğuldu umutlarım… Titreyen dudaklarımda bir ayrılık şarkısı olmuş adın… Uykusuz gecelere diktim gözlerimi yine… Anladım seven hiç sevilmiyor… Yüreğimde yangınlarımla, senden yadigar karanlıklarıma sarıldım sevgili… Bu ne bitmez azaptır anlayamadım… Kalbimi nereye gömsem nereye söyle… Şimdi hangi deniz serinletir beni, hangi mehtap avutur, hangi hayat
Yüreğim yüreğine muhtaçken sevgili bırak, varlığın eksik olsun. Sevgini ver bana. Aşkın eşiğine gelecek dermanı ver dizlerime, yeter. Sen sus, yüreğinin sesini ver bana. Yalnızlığımın konuşkanlığı artmadan yetiş. Yetiş diyorum çünkü; hüzünlerimi doğmadan bilirsin sen sevgili. Yüreğime dokun ki duyayım dualarını. İçimin sana kanatlanışını karşıla. Yanık bir deli
Umut kıyılarından hayal okyanuslarına kürek çeken deli bir kızın türküleri...
Umut vadisine ilerleyen tek kişilik yolculugun ardına kalan not düşümleri..
İzmir
Ölüm Suskunlugunda Yogrulmuş Hayat Tazeliginde Harelenmiş Umut Yolculuğu
Ahmet Altan, Cezmi Ersöz
Bana en yakın kendim...