Zorluk Zamanlarındaki Sır
Dünya hayatında karşılaştıkları zorluklar, hastalıklar, iman edenler için kendilerini Allah’a yaklaştıran birer vesiledir. Oysa bu zor durumlar bazı insanların Allah’a isyan etmelerine yol açar.
Dünya hayatında karşılaştıkları zorluklar, hastalıklar, iman edenler için kendilerini Allah’a yaklaştıran birer vesiledir. Oysa bu zor durumlar bazı insanların Allah’a isyan etmelerine yol açar.
Bir süre sonra fasulyelerin çatladıkları ve filizlendikleri görülür. Belli bir zaman sonra ise filizler ışığa doğru iyice uzarlar ve her öğrenci bir ‘sihirli fasulye’ ağacına sahip olur. Çocuklara çok doğal bir süreç olarak açıklanan bu olay, gerçekte olağanüstü bir mucizedir.
Allah’ın sınırları içinde yaşayanlarla, insanların koyduğu kurallara göre yaşayanlar arasında yaşamlarının her anında derin ayrılıklar vardır. Kur’an, bu önemli farklılığı, “Şimdi Rabbinden apaçık bir belge üzerinde bulunan kimse, kötü ameli kendisine ’süslü ve çekici gösterilmiş’ ve kendi heva (istek ve tutku)larına uyan kimseler gibi midir? (Muhammed Suresi, 14)
Peygamberimiz’i(sav) savunmak/desteklemek de, ancak Kur’an’a tabi olarak, O’nun gibi Kur’an ahlâkını yaymaya çalışarak ve O’nun üstün kişilik özelliklerini kazanmaya gayret ederek mümkün olacaktır.
Allah katında din tektir. Parçalara ayrılıp özünden saptıkça, bozuldukça Allah resûller göndererek gerçeği tekrar hatırlatmış, tüm peygamberler aynı hak dini tebliğ etmişlerdir.
İnsan, gerçek hayatın ahirette olduğunun ve sonsuz hayatı için hazırlanması gerektiğinin bilincinde değilse, imani yönden ilerlemeye ve ahlakını güzelleştirmeye çalışmıyor, durumunu değiştirmiyorsa, hayatını gerçekten ıskalamıştır.
Yakından bakılan bir çiçekte, bir kuşun kanadında hatta minik bir böcekte Allah’ın yaratma sanatındaki inceliği görmek mümkündür. İnsan da, herşeyi mükemmel detayla ve inceliklerle yaratan Rabb’imize karşı detaylı ve ince düşünmeli, kudretini gereği gibi takdir edebilmelidir.
Büyük bir kesimde yaygın olan çarpık anlayışa göre dini, yalnızca yaşlılar, belli günlerde mevlût okuyan hocalar, köşesinde oturup tesbih çeken ya da Yasin Suresi’ni okuyan nine ve dedeler yaşar. Gençler öncelikle dünya zevklerinden yararlanmalıdırlar; ileride isterlerse ibadetlerini yapabilirler.
Sanırım siz de aynı düşüncedesiniz. Bugün pazar ve bir önceki pazar günü olanlar sanki birkaç gün önce yaşanmış gibi. Yanılmıyorsunuz; zaman gerçekten hızlı geçiyor. Ahir zamandayız ve zaman kısalıyor. Önce "zaman nedir?" kısaca bakalım:
Dünyada yaşanan sıkıntıların asıl kaynağı Allah’tan ve Kur’an’dan uzaklaşılmasıdır. Oysa insanlar Kur’an’a göre yaşam sürdüklerinde mutlu olacaklardır. Ve en önemlisi, Allah dünyanın mutluluğunu hak kitaba uyulup uyulmaması üzerine bağlamıştır.
Bu dehşet verici üslup sebebiyle tüm Müslümanların bu yapıda olduğu zannedilmiş, İslama karşı dalga dalga bir nefret yayılmıştır. Bu cahil ve yobaz kesim yüzünden Müslümanlara karşı önyargı oluşmuştur.
Kan isteyeni Allah o kanda boğar. Allah, Kur’an ahlakını kansız hakim edecektir; insanın buna kanaat getirmesi gerekir. İnsanı en etkileyen silah tehdit, saldırı, yaralamak ve kan mıdır; yoksa sevgi, şefkat ve merhametle yaklaşmak mıdır?.. Kuşkusuz en büyük silah sevgidir. İman, akıl ve ilim, sevgi ile birleştiğinde dünyanın en
Mümin, Allah’ın rızasını, rahmetini ve cennetini kaybetmekten korkar. Allah’ın sevgisini kaybettirecek kötülüklerden Allah korkusu sayesinde sakınılır. Örneğin bir ayette, “Allah, her büyüklük taslayıp böbürleneni sevmez” (Nisa Suresi, 36) buyrulur. Allah korkusu olan insan, büyüklük taslayıp böbürlenmekten şiddetle kaçınarak Allah’ın sevgisini kazanacağını umduğu bir hareket yapmış olur.
İki yüzlü davranan ve tuzak kurmaya çalışan, atalarının dininden vazgeçmeyen, nefislerine uygun başka bir Kur’an getirmesini söyleyen, Peygamberimiz (sav)’i tutuklamak, sürmek hatta öldürmek isteyen çok sayıda insan olmuştur.
Mümin kadın ve erkeğin evlilikleri, Allah aşkından kaynaklanan derin bir aşk ve tutku üzerine kuruludur. Kadın ve erkeğin ruhunu açan bu aşk, dünyevi aşklar gibi geçici ve sonlu değildir. Bu özel duyguyu Allah, müminler için yaratır; yalnızca onlara yaşatır. Sonsuzluğa kilitlenmiş bir aşktır bu ve sonsuz ahiret yaşamında
"Alemlere Rahmet" olarak gönderilen Peygamberimiz (sav) şakacı, güzel ve hikmetli espriler yapan bir insandı. Çok yakışıklıydı; tertemizdi ve hep mis gibi gül kokardı. Yüzü pembe-beyaz, gözleri simsiyah ve sürmeli, sakalı siyah, kirpikleri uzun ve kıvrıktı.
“Doğru söyleyen dokuz köyden kovulur” sözünü çevremizden sıkça duyarız. Toplumda, dürüstlüğün insanı kayba uğratacağı gibi gerçek dışı bir inanış vardır. Birçok anne baba çocuklarına vicdanlı, dürüst ve samimi davranmayı değil, yalnızca kendi çıkarlarını korumayı öğüt verir.
İsraf denildiğinde genellikle para, yiyecek ya da malların israfı düşünülür. Oysa zamandan sağlığa kadar Allah’ın bahşettiği her nimetin, Allah rızası dışında gereksiz yere harcanması bir israftır. Ve Allah, “Sonra o gün nimetten sorguya çekileceksiniz.” (Tekasür Suresi, 8) buyurarak insanların, verdiği nimetleri nasıl kullandıklarıyla ilgili ahirette sorguya çekileceklerini haber
?.. Bu yerleri görmediğim, bu filmleri izlemediğim, bu lezzetleri tatmadığım ve bu romanları okumadığım için öldükten sonra pişmanlık duyar mıyım?..
Allah’ın hoşnutluğunu kazanan insanı ise artık Rabb’i yönetir; kalbini, ruhunu ve bedenini Allah’a tam bir teslimiyetle teslim eden insan, her an mutluluğu ve güzelliği yaşar.
6 yıldır insani ve imani konularda makaleler ve çocuk yazıları yazıyorum. Yaklaşık 5 yıldır Haber Vaktim, Cemaat.com, Sayha Dergi, Edebistan, Turuncu Dergi, Körpe Kalemler, Edebiyat Defteri gibi dergi, portal ve haber sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Yazılarımı ve inandıklarımı paylaşmak için İz Edebiyat'dayım.
Ayrıca Risale Çocuk, Kalem.biz ve Beyan/İstikamet Dergisi'nde çocuk yazıları yazıyorum.
40 yaşındayım. İstanbul'da yaşıyorum. Ekonomi okudum. 6 yıldır imani konularda makaleler yazıyorum.
İstanbul