Ölümlü Bir Öykü
“Peygamber gibi adam” derdi kasabadaki herkes onun için. Ve bu sıfata layık görüldüğünde daha kırk bile değildi yaşı. Fakat o karakteriyle, yaşantısıyla gerçekten de fazlasıyla hak ediyordu bu sıfatı.
“Peygamber gibi adam” derdi kasabadaki herkes onun için. Ve bu sıfata layık görüldüğünde daha kırk bile değildi yaşı. Fakat o karakteriyle, yaşantısıyla gerçekten de fazlasıyla hak ediyordu bu sıfatı.
Yıllarca Asala, Hizbullah ve PKK gibi terör örgütlerinin hedefi olan ülkemiz, hepsinden farklı yepyeni bir terörle tanışmıştı; Hiçbir ideolojik ve siyasi amacı olmayan bu terör sadece belli bir bölgeyi veya toplumun belli kesimini değil, bütün ülkeyi ve ülkede yaşayan herkesi tehdit ediyordu. Üstelik bu terörün militan sayısı diğerlerini
Büyükler için bir masal anlatmak istedim...
Yalnızca diyaloglardan oluşan mizahi kısa bir öykü
Sevmek illaki sahip olmak değildir. Sevdiğinin mutlu olması da yetebilmeli bazen sevene. İlla karşılığı olması gerekmez sevginin, sadece sevmek de güzeldir ve sevilmek şart değildir her zaman. Karşılık olmaz sevgide, sevilmese de sevdiğine hizmet etmeli insan. Yoksa ticaretten ne farkı kalır sevginin...
Yazmayı seviyorum, yazmak benim için bir ihtiyaç. Ekmek gibi, su gibi, ibadet gibi... O gün birkaç güzel cümle yazabilmiş isem kendimi görevimi layıkıyla yapmış gibi mutlu hissederim, eğer hiçbir şey yazmamışsam o zamanda ihanet etmiş gibi hissederim, kendime ve kalemime. Hayattaki en büyük zevkimdir yazmak ve ben hep yazmak istiyorum, ömür boyu yazdıklarımın yayınlanmayacağını bilsem bile...
Bilecik'in Söğüt ilçesinde doğdum. Çocukluğum Söğüt ilçesinin Çaltı Beldesinde geçti. İlköğrenimimi burada tamamladıktan sonra Bilecik'te Endüstri Meslek Lisesi Elektrik bölümünde okudum. Daha sonra İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Adalet Yüksekokulunu bitirdim. Okul vesilesiyle geldiğim İzmir'e yerleştim. Çok değişik işlerde çalıştım. Halen 6 yılı aşkın bir süredir devlet memuru olarak çalışmaktayım. Fakat bu işlerin hiç biri beni tatmin etmiyor. Bu hayatta beni tatmin edecek bir tek meslek var; Yazarlık. En büyük hayalim, yalnızca yazarak hayatımı sürdürebilmek. Bunun hayali bile beni inanılmaz mutlu ediyor. İlkokul 4. sınıftayken bir 10 Kasım günü yazdığım ilk şiirle düştü bu yazma ateşi yüreğimi ve o günden sonra tek hayalimdi yazmak.
İZMİR
Olanı, değil olması gerekeni anlatmak istedim daha çok.
Reşat Nuri Güntekin, Ahmet Ümit, Zülfü Livaneli
Reşat Nuri Güntekin, Ahmet Ümit