Taliban Neden Türkiye'nin Sorunu
Bütün dünya elini eteğini çekerken, Türkiye neden bu kadar Afganistan sorununun içine girdi?
Bütün dünya elini eteğini çekerken, Türkiye neden bu kadar Afganistan sorununun içine girdi?
Tarihin tekerrür (tekrarlamak) ettiğini zihinlerimize kazıyan şeyin ne olduğunu hiç merak ettiniz mi? Neden tarih hep tekerrürden ibarettir derler bilir misiniz?
Gelin hep beraber dünyada üne kavuşmuş, kitapları milyonlar satan, hatta sinema filmine uyarlanan yazarların zihin yolculuğuna çıkalım.
Herkesin bildiği klasik para masalının nasıl olduğunu bilirsiniz. Parayı Frigyalılar buldu. Kâğıt para ilk kez Çinde basıldı. Antik çağlarda para yerine altın ve gümüş kullanılırdı. Evet, bu hikâyede tek gerçek olan şey, kâğıt para çıkmadan önce altın ve gümüş para olarak kullanılıyor olmasıdır.
Her şey tamamlandı. 2012 yılından beri istenilen bütün detaylar işlendi ve harekete geçildi. İnsana dair ne varsa her şey tamamdı. İstekleri, dürtüleri, bakış açısı, tercihleri, sezgileri, hisleri kopyalandı. Sadece bir konu eksik kalmıştı. Onu da bakın nasıl tamamladılar.
Bir kütüphane yapımı için sosyal sorumluluk projesidir. Her kitap okuyucusunun yardımlarını bekliyorum.
Tanrıları ve insanları yaratan sen, kutsal ve ilahi sayı. Engin ve saf birlik ile başlayan kutsal rakamı, kutsal rakamı 4 gelinceye kadar, hepsini yaratan, hepsini içeren, hepsini bağlayan, ilk doğan, asla vazgeçmeyen, asla yorulmayan, kutsal 10a
Bu duayı yaptıktan sonra üçgen üzerine tapınmak, ona inanmak ve
Yirminci yüzyılın ikinci yarısında Amerikan edebiyatına damgasını vuran Kurt Vonnegutun kısa öykü hakkındaki tezi, vakti zamanında Chicago Üniversitesi tarafından kabul edilmemişti. Zaman, üniversitenin yanıldığını gösterdi. İşte Kurt Vonnegutun verdiği derslerde önerdiği sekiz hikâye tüyosu:
Elektrik direğinin az ilerisinde, az önce nefesleri kesilircesine koştukları sokağın bitiminde elinde kanlı baltayla onlara bakıyordu. Avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı, Kaç Nazlıcaaaann kaaaççççç!
Ufacık bir yalanın vicdanı asit gibi yaktığını, ardından yara alan vicdanın nasıl kendiliğinden nasır tuttuğunu anlatacağım size. Okuyun bakalım, kendinizden bir şeyler bulabilecek misiniz?
Büyük bir sınır hattı. Ben ıslak kaldırımda izmaritimi yırtık ayakkabımın altında ezerken, 50 lirayı cebine sokuşturan valenin tepesine 2 kişi daha dikildi. İkisi de ellerini açtılar, çocuğa sert sert baktılar. Bizimle paylaş dediler 50 lirayı. Konuşmalar, ikna çabaları, eziklenmeler, ağlaşmalar derken 50 lira 3e bölündü.
"Seni son kez uyarıyorum Meltem. Treni kaçırdın. Eğer delilleri kullanabilseydin belki bir şansın olurdu. Ama kullanmadığına göre, artık örgütün içine soktuğun muhbiri herkes tanıyor demektir. Yani deşifre oldun! 2 gün sonra çok kötü şeyler olacak. Peşine 3 kişi taktılar. Sana son kez söylüyorum, “Kaç kurtul!”
Ayrıca,
Şu anda yaşadığımız 2000'li yıllar büyük TERÖR ÇAĞI'dır. Terör, tüm dünya insanlarını esir alacak. Her birey ait olduğu ülkeyi ve devletini sorgulamaya başlayacak. Çünkü terörü yayan ve yapanın, yaşadığı ülkenin devleti olduğunu idrak edecek. Bu acı gerçekle insan, artık aidiyet duygularından vazgeçmek zorunda kalacak. Küresel çetenin taktığı çiplerin
N'erde arızalı tipler var, gelir beni bulur arkadaş. Bende mi bir gariplik var anlamadım.
"Şoför bey, daha ne kadar bekleyeceğiz? 15 dakikadır bekliyoruz!"
"Boş mu gidelim abla? Biz para kazanmayalım mı yani?"
"Yok öyle demek istemedim de, işimiz gücümüz var. Geç kalıyoruz."
"E o zaman ne minibüse biniyorsun abla, atla taksiye git!"
Cumartesi günü yine sigaram bitmiş. İlk önce bakkala uğradım bir paket sigara aldım. Çantama atarken, paketi ilk açacağım ve içeceğim yeri kafamda planlamaya başladım. Gözümün önünden film şeritleri halinde paketi açtığım yer, içmeye başladığım yer imgeleri geçmeye başlıyor.
"Bak dostum, sana bir şey söyleyeyim mi? Benim kafamda dönüp duran duygulara sen bir isim taktın ya, hah işte o taktığın isim sensin! Masanın üstünde hararetle bana söylenerek yazdığın reçetedeki ilaçları al, k..çına sok! Benim o ilaçları içmeye niyetim yok aslan parçası. Seni gölgelerinden korkan normal insan seni!"
Amir şoka girmişti. Telefonun diğer ucundan ses seda gelmiyordu. Şimdiye dek Okan'ın böylesine aptalca bir vukuatı hiç olmamıştı. Okan gibi tecrübeli bir baş komiser böylesine çocukça bir hata yapabilir miydi?
Alo, amirim? Duydunuz mu beni?
Yeme lan beni, sen kimi kandırıyorsun sersem! Neyin peşindesin
Sorun sen de değil bende. Çünkü senin kocaman yüreğinin içinden geçerken ben, hep bir şüpheler içindeyim. Şüphe!
Nedense bu Nerdesin? sorusu da hep naberden sonra gelir. Neredeysem neredeyim, sana ne? Yanıma mı geleceksin sanki!
Yazmak yaşam biçimim, çizmek ise suskunluğumun çaresi.
kimseyi ilgilendirmez
Arkamı döndüm ama sen yoktun,şimdi ben de sende yokum!
Etkilenmiyorum, sadece okuyorum.
Benzemez Kimse Bana