..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Bana ev hikayesinden söz açmayın. Artık benim oraya gideceğim yok!" Fuzuli, Leyla ile Mecnun
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Günlük Olaylar > Cahit KILIÇ




20 Temmuz 2011
Pkk'nın Ortalıktaki Kara Propaganda Aydıncıkları  
Cahit KILIÇ
Biz, millet olarak: Azınlıkların hakkını savunacağız diye (el hak savunmalyız) bu ülkenin aslî unsurunu ölüme mi mahkûm edeceğiz?


:BGBE:
Kaç gündür sustum. 13 şehidimizin arkasından duyduğum öfkem yatışsın, daha sakin bir kafayla ve öfkeden, kinden, nefretten uzak birkaç satır yazarım nasıl olsa dedim...

Ama bırakmıyorlar, üstümüze üstümüze geliyorlar...

Bilen biliyor ama gene de bazı şeylerin adını tekrar koyalım...

Bu ülkede, hiç kimseyi kendimden daha çok darbe karşıtı olarak görmüyorum... Darbenin her türlüsüne lânet olsun...

Ergenekondur, Balyozdur şudur budur...

Hepsinin adilâne bir yargı sonucunda cezalandırılmasından yanayım. Yeter ki yargı adil davransın, yeni bir Yassıada faciası yaşanmasın... (Evet, onun da suyunu çıkardılar. Darbeci generaller Gata-kulli ile dışarı vınlarken; ne topu, ne tankı, ne tayyaresi ne de çakar almaz bir tabancası dahi olmayan kıçıkırık gazetecileri darbeci diye içeride süründürüyorlar. Bunları görmüyorsan; vicdanını Kafdağına kara göndermişsindir demektir. Zor bulur Kafdağını. Ama bu fakir, başından hiç duman ve kar eksik olmayan Eleyez’in eteğinden geldi. Vicdanını kiraya vermez. Hesap vereceği tek merciin huzuruna da yavşaklık ve yalakalık için adalet duygusunu satmış biri olarak çıkmayacaktır...)

Beğensem de beğenmesem de, oy verip desteklesem de, desteklemesem de, kazanmasını asla istemediğim bir siyasi oluşum iktidar olsa da; hiçbir gücün milletin iradesinin üstüne ikame edilmesini, sivil iktidarların üzerinde askerî veya herhangi bir vesayetin oturtulmasını, tahakküm kurmasını asla kabullenemem...

Gençlik yıllarımdan beri, Kürt vatandaşlarımızın her türlü kültürel haklarının verilmesini; ana dillerinde eğtim haklarının, gene ana dillerinde basın yayın haklarının verilmesi vs gibi her türlü hak ve hukuklarını, kendi hakkımmış gibi savundum, bugün de savunuyorum...

Din, inanç, ibadet ve vicdan hürriyetini, düşünceyi ifade özgürlüğünü yüzlerce yazı ve şiirimde işledim. Hicvettim, dramatize ettim...

Adım Hıdır, elimden gelen budur...

***

Ve gelelim şu son günlerdeki kepazeliğe...

Bazı paşalar darbecidir diye ilelebed ordu düşmanlığı güden kimi zavallı kafalar...

Zamanında kendisine veya aynı siyâsi çizgidekilere yapılan haksızlıkların karşılığında; bitmek tükenmek bilmeyen bir kin ve nefret düşmalığıyla haklı haksız demeden Türk Silahlı Kuvvetlerine saldıran aklı ve bilgisi temerküz etmemiş küçücük beyinler...

Zamanında yapılan haksızlıkları sineye çekip bir köşeye sinmiş, korkudan ödü patladığı için tam siper olmuş ama şimdiki mevcut hâl ve ortamdan cesaret alan yüreksiz sahte kahramanlar...

En zor zamanlarda Allah, Kur’an, Ezan, Vatan, Millet, Bayrak diyerek yere düşenler bir kenara itilirken, o günlerde samanlıklarda kamufle olup şimdi vatan ve millet kurtarıcısı rolü kesen mongollar...

Polis içindeki öbeklenmeden beslenen birkaç yazar bozuntusu, ajan kırıntısı zübükler...

Bunlar, bugünkü statü değişip de yerine yarın ulusalcı bir yapı konduruluduğunda; onlar için de her türlü şaklabanlığa hazır iki yüzlü, şeref ve haysiyet yoksunu asalaklardır. Her devirde olmuşlardır, bugün de varlar, yarın da olacaklar...

Ve daha sayamadığım niceleri...

Görsel ve yazılı medyada...

İnternet sitelerinde...

Sosyal paylaşım sitelerinde...

Günün yirmi dört saatinde hep bir ağızdan koro hâlinde TSK komuta kademesine küfrediyorlar...

Güya suret-i haktan görünüp şehitlerimizin haklarını savunuyorlar...

Oysa açıkça PKK’nın kara propagadasının beleş leşkerliğini yapıyorlar.

“Telsiz emrini güvenlik güçleri çok önceden tespit etmiş ama buna rağmen tedbir almamışlar”...

Bahane bu... Saldıray abiler işbaşında....Saldırrrrr...

İlk geceden “Türk uçakları askerlerimizi vurmuş, uçaktan atılan roketler yangın çıkarmış ve askerlerimiz yanmış” propagandasını yaymaya çalıştılar fakat fos çıkınca çok fena bozuldular...

Şimdi bir tek telsiz var...

O telsizle “Vurun” emrini veren ve mehmetçiği arkadan alçakça vuran PKK’ya tek kelime etmiyorlar.

Şimdi soruyorum:

PKK militanları, Silvan kırsalında ellerine makineli tüfekler, lav silahları, el bombaları ile tavşan avına mı çıkmışlardı da, TSK onlara saldırdı?

TSK, o bölgede turistik bir otobüsü mü takibe almaya çalışıyordu da yanlışlıkla turistlerin saldırısına uğradı?

O vatan topraklarında TSK dolaşmayacak da kim dolaşacak?

Biz, millet olarak: Bazı paşalar darbeci oldular diye ömrübillah kendi evlatlarımızdan oluşan kendi ordumuza düşmanlık mı güdeceğiz?

Biz, millet olarak: Kimi şerefsizlerin kara propagandasını yaymak için bizzat kendimizi yok mu sayacağız?

Biz, millet olarak: Azınlıkların hakkını savunacağız diye (el hak savunmalıyız) bu ülkenin aslî unsurunu ölüme mi mahkûm edeceğiz?

Yüzde beşin, ya da onun, hadi on beşin gücünü yüzde seksen beşin üstüne mi ikame edeceğiz?

Mesele budur...

Ve...

Eğer PKK alçaklarına tek kelime etmiyorsanız, TSK yüzde yüz hatalı dahi olsa ona da tek kelime etme hakkınız yoktur!

Anladınız mı sümbülcükler?

Ve son olarak:

24 saat ağız dolusu küfrettiğiniz o TSK, bizim namusumuzun, haysiyetimizin, şerefimizin bekçisidir...

Ve asla sâhipsiz değildir!..

Sabrımızın sınırını imtihan etmekten vazgeçin!..


.Eleştiriler & Yorumlar

:: Şimdilik sabrımıza askeriz
Gönderen: Taner SARGIN / , Türkiye
10 Ağustos 2011
Duygu düşünce ve tespitlerinize yürekten katılıyorum. durumlara ve olaylara ilkel bir içgüdü ile hemen tepki verenler her zaman belirli çıkarlara hizmet ederler ister istemez. Bekleyip sabredip doru tespitlerle güzel bir yazı ortaya koymuşsunuz. Doğu halkımızı potansiyel suçlu olarak görüp baskı ve şiddet uygulayanlar bu gün kitaplar yazıp günah çıkartıyorlar. İster özgürlükçü ve insan haklarına saygılı fırsat eşitliği olan bir sistemde yaşayalım ister bunlardan sapmış bir sistemde yaşayalım güvenlik en temel insan hakkıdır. İhtiyaçlar hiyararaşisinde temel fizyolojik, sosyal ve kültürel ihtiyaçlardan sonra güvenlik ihtiyacı gelir. Yurdumuzda güvenlik zaafa uğratılarak insanların bilinçleri allak bullak edilip egemen güçlerin eli ile manipüle edilmeye kayankları talan edilmeye çalışılıyor. Özerklik ilan edildi de ne oldu. yıllardır ağaların şeyhlerin baskısı altında yaşayan halk özgürlüğüne mi kavuştu? refaha mı kavuştu? Birileri mastürbasyon yapıyor. arkalarına belirli güçleri almış ellerine verilen metinleri okuyorlar. kaynaklarımız yeni dünya düzeni aktörlerinin kolayca sömürebileceği bir şekilde yaşam alanımızı şekillendirmeye çalışıyorlar. ....................................................................................................................................................................................................................................Çok teşekkürler ederim Taner Bey, eksik olmayınız... C.Kılıç




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın günlük olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Savaş Cinayettir!
Pkk, Millî Kimlik ve Güney Azerbaycan Türkleri
Adettir Bidattır Da!
Gündemdeki Köy İsimleri Değişimi!
Daldan Dala!
İhanet ve Riyakârlık
Dünden ve Gündem

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kimi Kime Şikâyet Edeceğiz?!
Reactionem!
Boğanlar ve Boğulanlar…
Devrimler ve İlkeler!
Monolog...
Despotizmin Hâlleri…
Aydınlarımız ve Biz!
Dil Meselesi…
Mevzular Derin!..
Makûs Talih…

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Haccac-ı Fırat [Şiir]
Aklıma Şaşıyorum! [Şiir]
Sürgünler Şehri [Şiir]
Son Arzu… [Şiir]
Kimdir Gelen! [Şiir]
Uzaklar [Şiir]
Derkenar [Şiir]
Adamım! [Şiir]
Kars Eli [Şiir]
Derdimend! [Şiir]


Cahit KILIÇ kimdir?

‎"Kalem erbâbı olmak sadece ona buna çatmak değil, zaman zaman da hayatın küncüne kelimelerden çenet taşı koyabilmektir!. . " (Cahit Kılıç)

Etkilendiği Yazarlar:
Divan şairleri, divan şiiri. Ve elbette ki XX. yüz yıl şairlerimiz.


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Cahit KILIÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.