"Gülün dikene katlanması onu güzel kokulu yaptı." -Mevlana |
|
||||||||||
|
Toplumun oyuna vesayet konularak, ihtilâl adı altında, demokrasi askıya alınarak, iktidarda bulunan hükümet ve parti üyeleri tutuklanıp özel mahkemelerde yargılanıyor. Yargı sonucu başbakan ve iki bakan idam edilerek, diğerleri çeşitli hapis cezalarına mahkûm ettirilmişti. Yirmi yıl sonra, Ülkenin Genel Kurmay Başkanı ve Kara, Hava, Deniz ve Jandarma Kuvvet Komutanları, ülkede yaratılan kaosa göz yumarak, hatta kaos yaratılmasına zemin hazırlayarak, ülke gençlerini askeri kamplarda, ceza evlerinde tutarak, işkence yapıp yargılayarak, ülkenin siyasi yapısı, demokrasi anlayışının altüst edildiğine şahit olmuştuk. Yıllardır süren, önce ‘sözde soy kırımı’ bugünlerde ‘asılsız soy kırımı) denen, Türkiye Cumhuriyeti aleyhine soy kırımı adı altında, Ermeni diasporası tarafından iddia edilen ve yıllardır devam eden bir davamız var. Bu olay ne bir iddia, ne de ‘sözde soy kırımı’, içinde Ermeni çetelerinin de bulunduğu, Türk ve Ermeni olarak ölümlerle sonuçlanan, 97 yıl önce yaşanmış bir vakıadır. Türkiye’nin suçlanmasının bir nedeni, Osmanlı’nın Ermeni vatandaşlarına verdiği zamansız ‘Tehcir’ kararıdır. Bu olayda Ermeni ve Türk toplumunun huzurunu bozan, aralarının açılmasının birinci nedeni, 1887 yılında yaşanan Türk - Rus savaşında Ermenistan’ın Rusların yanlarında yer almaları, ikincisi de Ermeni çetelerin ölümlerle sonuçlanan baskınlarıdır. İletişim araçlarının yok denecek kadar az ve kısıtlı bir ortamda bunlar yaşanırken, I. Dünya savaşı içinde olduğumuz, Osmanlı İmparatorluğunun son yılları olduğunu da unutmayalım. İletişim araçları yok dedik, evet Ermeni çetelerinin o günlerde, Cuma namazlarında camilere saldırdığı, saldıracağı haberlerinin doğrulanması veya tekzip edilme olanaklarından yoksunluk, bu vahim olayları doğurmuştur. Avrupa Birliğine girmemiz aşamasında, muhalif olarak engeller çıkaran Fransa ile siyasi gerginlik yaşanmıştı. İlk defa duyduğumuz ‘Fransız olma’ tabiri kullanılan ortam Fransa Devletinin Cumhurbaşkanı Sarkozy’nin, kendi devrimiyle çelişen ‘Ermeni katliamını inkar edenler’ yasasını meclisinden geçirerek yasalaştırmıştır. Fransa da bu yıl yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, vatandaşı Ermenilerin oylarını almak için, insanın irade özgürlüğüne yakışmayan bu yasayı çıkarmıştır. Burada şunları da belirtmemiz gerekiyor. Geçmişte yaşanmış bu olayın ardından üç kuşak nesil değişmiştir. Babamın anlattıkları ve kendi kanaatimle Osmanlı döneminde yaşanmış bu olaya, Türkiye Cumhuriyeti ve sorumlu hükümetlerin, günümüzde Adalet ve Kalkınma Partisinin koyduğu tavı, eşyanın tabiatına uygundur. Yorumunu okuyucuya bırakıyorum. Saygılarımla.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Haydar Köprülüoğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |