..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Aþkýn aldý benden beni. -Yunus Emre
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm > Kemal Yavuz Paracýkoðlu




17 Mayýs 2012
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/2.  
Kemal Yavuz Paracýkoðlu
Kayaköy muhtarý, yanýnda aðzý laf edebilen, eli ayaðý düzgün bir iki kiþiyle birlikte sabah erkenden Kabaloðlu çiftliðine ulaþtý...


:BBGA:
Asýl son noktayý ise Celal Kabaloðlu’nun abisinden yadigâr yeðeni Fiko koymuþtu. Fiko, hemen o gece, uykularýn en aðýr olduðu saatlerde yirmi adamýný silahlandýrýp Kayaköy’e saldý. Yirmi adam ikiþer kiþilik gruplar halinde birer eve dalýp ev sakinlerini yediden yetmiþe tekme tokatla, don fanila köy meydanýnda toparladýlar.
Eþkýyabaþý, “Hamido aðamýn selamý var ey köylüler,” diyerek söze baþladý. Hamido, Muþ ovasýnda ne kadar köylü varsa, hepsinin bildiði, ama yüzünü görüp tanýmadýðý ünlü bir eþkýyaydý. “Duymuþtur ki, arazinizi Kabal aþireti reisine satmýþsýnýz. He?”
Köylüler, bu eþkýyanýn Kabal aþiretiyle düþman olduðunu duyarlardý, bilirlerdi. Hamido’nun, babasýný öldürten Kabal aþireti ileri gelenlerinden intikam almak için daða çýktýðý, hatta onlarla bir çatýþmasýnda tek gözünden vurulup tek göze kaldýðý her tarafta bir efsane gibi anlatýlýrdý. Anlaþýlan o ki, Kayaköylüler arazilerini Kabaloðlu’na satmakla Hamido’yu çok kýzdýrmýþlardý. Muhtar boynunu bükerek eþkiyabaþýný sakinleþtirmek için kekeleyerek bir þeyler söylemeye çalýþtý.
“Aðam, bilirsin ki kim kuvvetli ise biz onun kulu olmak ile mükellefiz. Kabaloðlu gelmiþtir, gücünü getirmiþtir dikmiþtir karþýmýza, bizi kulu etmiþtir. Þimdi, silah Hamido aðamýzdadýr, þimdi onun kullarýyýz… Hamido aðam derse ki satmayýn ulen arazinizi, hemen yarýndan tizi yok ki, Kabaloðlu’na veririz paralarýný alýrýz tapularýmýzý.”
Bu laflar eþkiya baþýný daha da kýzdýrmaktan baþka bir iþe yaramadý.
“Ulen, siz Kabaloðlu’nun karþýsýna dikilip al paraný, ver tapumu diyebilecek adam mýsýnýz, deyyuslar! Deseniz de, o siktir olun gidin karþýmdan deyince ne yaparsýnýz, he! Onu demeye Hamido aðam gibi dirayetli bir adam gerekir. Hamido aðam sizin namý hesabýnýza Celal Kabaloðlu’na yollayacak paralarý ve de tapularýnýzý alacak elinden. Haa, sonra da, bi daa araziyi o Kabaloðlu deyyusuna satmaya kalkýþmayacaksýnýz, ona göre! Tamam mý ulen!”
Köylüler üzülsünler mi sevinsinler mi, bilemeden, minnetle eþkiyabaþýnýn elini eteðini öpmeye koyuldular.
“Tamam aðam, Hamido aðamýz versin paralarý alsýn tapularý madem. Biz ant olsun ki bidaa Hamido aðamýzýn hasýmlarýna satmaya kalkýþmayýz arazimizi…”
“Tamam. Kuruþunu eksiltmeden getirin aldýðýnýz paralarý teslim edin bana bakim!”
Köylüler birer eþkýya nezaretinde evlerine daðýlarak, evlerindeki tomarlarý getirip açýlan bir çuvalýn içine sýkýþtýra týkýþtýra doldurdular.
“Kuruþunu eksiltmediniz inþallah! Kabaloðlu, Hamido aðama kuruþu eksik bunun deyip hakaret ederse, vallah gelir canýnýza okur, ona göre haa!”
Herkes, “yok valla, hepisini teslim ettik,” diye uðuldadý.
Bu iþlem bitip de, eþkýyalara gitmek üzere yol göründüðünde Kayaköylüler bu büyük belayý hiçbirinin burnu bile kanamadan savuþturmuþ olmanýn huzuruyla hemen orada, topluca, ikiþer rekât þükür namazý kýlýp, yarým kalan uykularýný tamamlamak üzere evlerinin yolunu tuttular.
*
Kayaköy muhtarý, yanýnda aðzý laf edebilen, eli ayaðý düzgün bir iki kiþiyle birlikte sabah erkenden Kabaloðlu çiftliðine ulaþtý. Celal Bey misafirlerini hemen sucuk, pastýrma, sosis, salam gibi çeþitlerden kurulu sabah sofrasýna oturtup dertlerini dinlemeye baþladý.
“Aðam, Hamido köyümüze baskýn verdi.”
“Yapmayýn yahu… Tuh, tuh, tuh!”
“Araziyi size sattýðýmýzdan dolayý çok kýzdý.”
“Vay deyyus vay…”
“Elimizden paralarý alýp, paralarý size iade edip, sizden tapularýmýzý geri alacaðýný söyledi. Ama vallahi rýzamýz hilafýnda…”
“Elbette, elbette… Yoksa zorla kimin topraðýný aldýk ki, deðil mi?”
“Elbette… Hepimiz rýzamýzla verdik tapularýmýzý. Hamido gelip de bi densizlik eder ise, bizden bilmeyesiniz diye rahatsýz ettik zatýâlinizi…”
"Estaðfurullah! Hele bir gelsin de gününü görsün o…”
“Allah razý olsun beyim…”
Kaygýlý geldikleri çiftlikten, rahatlamýþ olarak çýkýp gittiler.
*
Celal Kabaloðlu Hamido tarafýndan tehdit edilecek olmasýnýn Kayaköylülerin provokasyonu olmayacaðýna ikna edildikten sonra huzur bulan Kayaköylüler, Bulanýk’a gelmiþken bir de hemþerileri Ali Elmas’a uðrayýp birer çayýný içmek istediler.
Ali Elmas’a her kafadan bir ses çýkartarak geceki baskýndan söz ettiler.
“Eþkýya Hamido, arazisini, Kabaloðlu’na satanlar, ölümlerden ölüm beðensin, dedi.”
“Hamido, paralarý verecek Celal beye, tapularý geri alacak.”
“Celal Beye gidip, bizden bilmesin diye, Hamido’nun korkusundan he dedik amma, biz tapumuzu istemeyiz dedik.”
“Sizin bir suçunuz yoktur, eþkýya karþýsýnda insanýn eli ayaðý tutmaz, deyip teselli etti bizi Allah razý olsun.”
Ali Elmas kara kara düþünmeye daldý.
“E? Celal Kabaloðlu, benim araziyi de almak isterse ne ederim! Vallaha o Hamido eþkiyasý dinlemez, karýma, çoluk çocuðuma bir zarar verir maazallah!”
“He valla, kulana gider ise…”
“Sizin sattýðýnýz hemen anýnda gitmiþte, benimki gitmezmiymiþ…”
“Vallah dakkasýnda gider hemide.”
“Gider vallah”
“Hemide sen köyde durmadýðýndan çoluk çocuðun korumasýzdýr.”
“Hemide öyledir vallaha! Vermem Celal beye billaha, tapularý ben... Kusura bakmasýn hemide.”
*
Meclisin gündemi yoðundu ve memleket iþleri aksatmaya gelmezdi. Celal Kabaloðlu’nun acelesi vardý, bir hafta içinde Ankara’ya dönmesi gerekiyordu. Çiftlikten Bulanýk’a indiðinde doðruca Yetiþtirme Yurduna gidip, yurt müdürüne misafir oldu. Niyeti, Ali Elmas’ýn ikna edilmesi konusunda saðlayacaðý desteðe karþýlýk yurt için bir þeyler yapýp hayýr iþlemekti, ama müdür beye göre bu kadarcýk bir destek uðruna yurt için bir þeyler yapmanýn hiç gereði yoktu. Evvel Allah, devletin gücü yurt için gereken her þeyi ifaya yeterdi. Kendisi tam yirmi yýldýr, þerefiyle, namusuyla hizmet vermiþti bu kurumda, ama bir elinden tutaný olmayýnca yurt müdürlüðünden ileri gidememiþti; oysa yanýnda yetiþmiþ insanlardan bakanlýk müsteþarý olanlar bile vardý. Bakanlýk münhal bulunan Muþ’taki Sosyal Ýþler Müdürlüðüne bir buçuk senedir birini bulup yollayamamýþtý, oysa ne gerek vardý dýþardan adam aramanýn, kendisi gibi yetiþmiþ elemanlar mevcut iken,“deðil mi efendim?”
“Haklýsýn. Þu arazi iþimi bir halledeyim, ilk iþim senin terfiin için uðraþmak olacaktýr, merak buyurma.”
“Aman efendim, onu olmuþ biliniz. Ali evladým gibidir, hiç çýkmaz sözümden.”
Celal Kabaloðlu, yurttan içi rahatlamýþ olarak çýktý.
*
Yurt Müdürü müstahdemi Ali Elmas’ý makamýna çaðýrtýp, masasýnda aðýrlarken, “gözün aydýn Âli’ciðim, baþýna talih kuþu kondu!” dedi.
“Aman müdürüm, kim kaybetmiþ de biz bulacaz.”
“Öyle deme. Celal Kabaloðlu, köydeki tapulu arazini satýn alacakmýþ…”
Tahmin ettiði gibi, Celal aða onun arazisine de talip olmuþtu iþte! Arazisini satmamak için bir mazeret üretmek istiyordu, ama aklýna bir türlü bir bahane gelmiyordu. Tek çare inat etmekti.
“Çý-ýh! Hemen bugün olmaz müdürüm, bi düþünmem gerek,” diyerek kesip attý.
Yurt müdürü ne kadar dil döktüyse de, Nuh dedi, peygamber demedi.
*
Celal Kabaloðlu, yurt müdürü,
“Ali Elmas bir düþüneyim dedi, beyefendi,” diyerek haber getirdiðinde onu,
“yiyemeyeceðin yarran altýna neden yattýn be kardeþim,” diyerek kovdu.
Yurt müdürüne güvenmekle hata etmiþti. Yakýnýndaki avukata seslendi:
“Þamil bey, var þu odacýnýn yanýna, konuþ, inadý sürdürmesin deyyus!”
Avukat Þamil Bey, verilen görevi yapmak üzere oradan ayrýldý.
Celal Kabaloðlu karþýsýnda el pençe emir beklemekte olan çiftlik kâhyasýna, “kim ulen bu Ali Elmas dediðiniz deyyus, tanýyamadým?” diye sordu.
Kâhya, “bizim buradan kahveci Hüsseyn vardý hani aðam, rahmetliyi eþkýya öldürdüydü onbeþ senem ne önce…” dedi. Biraz susup, onbeþ sene önce öldürttüðü adamý hatýrlayýp hatýrlayamadýðýný anlamak için beyefendinin yüzüne baktý. Beyefendi hatýrlar gibi olmuþtu. Kâhya devam etti. “O rahmetli Hüsseyn’in bi kýzý var idi, hani Hacer…” Beyefendi, ne bileyim ben Hacer’i der gibi bön bön baktý, elbette ki babasýný hatýrlayamayýnca kýzýný hiç hatýrlayamazdý. Beyefendi Ali Elmas’ý hiç bilmez, tanýmazdý, onu tanýtmak için Hacer’i hatýrlatmasý þarttý, “Hani, yegeniniz Fiko, Onyedi sene evvel illada alcam deyip dað köyüne kaldýrýnca bulup indirterekten…” deyince beyefendinin birdenbire jetonu düþüverdi.
“Haa, þu kýzýna mukayyet olamýyan Hüseyin deyyusunun kýzý…”
“He, aðam. O Hacer’i, bu Kayaköylüylen evertip, Kayaköylüyü Yurda odacýlýða siz sokmuþ idiniz.”
“Vay nankör deyyus!”
“Bu Hacer’in aðabeyi Topal Hassan’ý da siz soktuydunuz yurda, terzi olaraktan.”
“Vay nankör deyyuslar vay… Bunlarýn derdi ne olaki bizimlen kâhya?”
“Bi þey gelmekte aklýma beyim, emme velâkin söylemekten korkarým.”
“Korkma len!”
“Aðam, dedikoduya girer diyi…”
“Ne olmuþ giriyorsa? Hep karýlar mý eder dedikoduyu? Sen de ediver anasýný satim!”
“Öyle dersiniz madem… Bu Ali, karýsý Hacer’i kýz oðlan kýz almadýydý ya aðam; hani Fiko’dan dolayý?”
Celal beyin jeton bir kez daha düþmüþtü. “Haa!... Onun kiniyle yokuþa sürmek istemekte yani?”
“Vallah, öyledir gibime geliyor aðam.”
“Makul…” Celal bey, “makul… Mantýklý… ” diye söylenerek düþüncelere dalmýþtý ve kýzsa mý gülse mi karar verememekteydi.
*
Avukat Þamil Bey, Yurt müdürünün Ali Elmas’ý alýp getirmesini bekledi bir süre. Az sonra, Yurt Müdürü yanýnda Ali Elmas olmaksýzýn odaya gelip, “Ali’nin kendisiyle görüþmek istemediðini,” söyleyince, Avukat Þamil bey üstüne varýp þýmartmamak için hiç muhatap olmadan yurttan ayrýldý.
*
Doðruca Celal Kabaloðlu’nun yanýna gidip, Ali Elmas’ýn kendisiyle görüþmek istemediðini, kendisinin de görüþmek için ýsrar etmeden dönüp geldiðini söyledi.
“Anlaþýlan o ki, inatçý ve saygýsýz birisi bu Ali Elmas. Onu hizaya getirecek bir baþka yol bulalým.”
“Bulalým da, on gün içinde o tapuyu devrettirelim. Onuncu gün meclisten kamulaþtýrma kararý çýkýp ilan edilmiþ olacak. Ona göre…”
“Bu Ali, Cuma akþamlarý köyüne varýp, Pazartesi sabahlarý döner imiþ…”
“Ee?”
“E’si þu ki, köy yolunda bi gözdaðý ile inadýný kýrabilirsek, Pazartesi günü týpýþ týpýþ kendi ayaklarýyla getirip devreder tapuyu, demekteyim.”
*

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: ...
Gönderen: Nihat Kaçoðlu / , Türkiye
31 Mayýs 2012
Tebrik ederim.Çok iyi bir üslubunuz var.Baþarýlar dilerim.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn 1. bölüm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/1.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/3.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/9.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/4.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/8.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/6.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/5.
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/7.

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bizim Köyün Ayýlarý
Paþazade... 2
Paþazade…1.
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/40)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/37)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/36. )
Mevsim Gülbahar - 1. Bölüm/10. (1. Bölüm Sonu)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/39)
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/35. )
Mevsim Gülbahar - (2. Bölüm/38)

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Part - Time Seviþmeler [Þiir]
Bir "Hiçbir Þey" Olmak [Þiir]
Deliler Bayramý [Þiir]
Nazlý Nazlý Karýlar... [Þiir]
Gülbahar'ým; Can Çiçeðim! [Þiir]
Ýkimiz Ýçin [Þiir]
Hayatým [Þiir]
Halepçe [Þiir]
Senden Önce, Sensiz [Þiir]
Çapkýn Kýz... [Þiir]


Kemal Yavuz Paracýkoðlu kimdir?

Okur yazar, okuduðunu anlar, yazdýðý okunur, emekli büro memurluðundan devþirerek, kendi kendine oldu yazar. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Hiç kimseden etkilenmemiþtir, kendine özgü bir yazý dili kullanýr...


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Kemal Yavuz Paracýkoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.