Bütün sanatlarda insanı şaşırtan bir yan vardır. -Alain |
|
||||||||||
|
Bir yazarı yazmaktan alıkoyan şeyler nelerdir?Yazarım diye geçinen insanlar yazamamaya başlarlarsa bünyelerinde ne eksilir?Bu hayatlarına nasıl yansır? Yazamadıkları dönemlerde yazar olmaktan çıkarlar mı? Bu ay aslında paylaşmak istediğim konular bunlar…Belki de bu dönemi bizzat yaşadığım içindir;kim bilir?! Elimin ilk kez beyaz kağıda ve kaleme gitmediği günlerdeyim.Yaşama dair hiçbir konu kalmamış gibi aklıma, işlenmeye değer bir olay bile gelmiyor.İşim insanken,insana dair tek kelime edemiyorum.Fazla yüklenmeden midir,yoksa her türlü olayı bir anda görüp,çözüm bulmaya uğraşırken bir de bunları yazıma konu yapmak mı içimden gelmiyor;bilmiyorum. İşim gerçekten insan.İnsanların beğenileri,arzuları,tutkuları,yalanları,söylemek isteyipte ifade edemedikleri…Gruplar arası uyumsuzluklar ve bunlara çare bulmak benim işim.Her gün yaşananlardan bin tane fıkra yazabilirim size.Ama iş edebiyat yapmaya geldiğinde nedense içimden gelmiyor.Bu kadar fazla insanla uğraştığım için artık insan yazmakta istemiyorum.Fabl yazmayı beceremem,şiir yazmayı hiç beceremem.Ee,o zaman neyi deneyeyim ki insana dair? Galiba işimin bu kadar fazla insan olması tüketti benim hayallerimi.Eskiden kurduğum mizansenler,olmamış ama olabilitesi yüksek hayatlar gitti,hayatın gerçekleri aldı yerini.Sanırım içimde hayal kuran o erkek çocuğunu def etti gerçekler… Hep korktuğum “İçimdeki çocuk kaçıyooooo!Yakalayınnnn!” sendromu bende de baş gösterdi.Başını ezmek istiyorum,olmuyor!Üstüne çıkıp tepinsem,avaz avaz bağırsam,ajansın ortasında elma şekeri ile dolaşıp “Ben artık çocukluğumu geri istiyorum,müşteri kendi işini kendi yaptırsın” diye bağırsam;geri gelir mi içimdeki çocuk? Ben artık bu plazanın camlarını açmak,içerde sigara içmek ve mümkünse müşteriye de creatiflere de “Ne haliniz varsa görün”demek istiyorum. Ben hayatımı her sabah 6 ‘da uyanıp, 9 ‘da eve girerek sürdürmek,kendime ayırdığım tek vaktin kuaför olarak geçmesini istemiyorummmm!! Ben artık bu düzenin mümkünse elma şekerleriyle,pamuk şekerlerle,lunaparklarla değiştirilmesini talep ediyorum.Lunaparkta,atlıkarıncaya binip,saatlerce dönmek dönmek,sonunda mide bulantısından çimenlere yığılmak ve günü seyretmek istiyorum… Kaçınız böyle yaşıyorsunuz?Kaçınız günü seyredebiliyorsunuz?Ve kaçınız içinizdeki çocuğun şu an ki coordinatlarını biliyorsunuz?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ESRA BAYKAL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |