Beni tanımazsınız belki birçoğunuz. Tanımayın da öyle kalsın. Sadece edebiyat yapıyor deyin basit bir dili de var, aynen böyle söyleyin ama. Sonra sallayım ben dizelerimi ama birkaçı yüreğinize gerçekten dokunsun. Beklediğiniz performansın üstünde bulun birkaç dizemi, bu kafi bana. Bilime gönül vermişken şiirin tatlı kucağında buldum kendimi. Hayallerimde ikisini kuma yapmak kendime; çünkü ben hem bilime hem sanata aşığım. İsim vermek bu yüzden istemiyorum sayfamda ve bunun gizemi kaçırıp aşkı yok edeceğine inanlardanım. Dizelerim bazen boğazımda düğümlenir, belki hissettiremem kendimi size ama birçoğu benim için alelade değil aslında. Benim hayatımın anlamı bu sözcükler kimseyle paylaşamayıp buraya dökebildiğim. Bir de müzik var ki sormayın onun anlamını bana. Dediğim gibi benim için sanatla bilim kuma olmalı, onları kandırmakla meşgulüm bu aralar baya. Sözlerim ne kadar dokunabiliyor yüreğinize hiç bilmiyorum, belki sadece paralel geçiyordur değmekten ziyade ama benim için anlamı çok büyük bu sözlerin. Aşkımızdan sır veriyorum sizlere, onun ölmesine göz yumarak. Size hiç gül battı mı? Bana gül batıyor ve şiir oluveriyor. Sözlere dökülüyor ve yüıreğe sığmıyor bazen. Bunlar aslında bana ait sözler değil, bu kelimeler ki biriktiler temelinden ve bende toplanıverdiler. İçiniz burkuldu mu mesela bir şiirden, sizi içten etkilemesine izin verdiniz mi? İnsan artık salt gerçeklere inanmak istiyor sadece gerçek. İnsan acısını görmek istemiyor biraz da bazen de gerçekten zırvalıyor insan ama ondan hep kaçıyor. Dur bir soluklan, bir yudum kahvenin dizelerine girmesine izin ver. Ben de çok kaçtım şiirden ama artık ona teslimim. Aşk böyle birşey, aşkın şiir olması çok daha anlamlı birşey. Benim aşkım bu. Sanat, bilim... Kendi yaptığım işe sanat demiyorum ama onunla vakit geçirmek yetiyor bana. Bir de gün batımında elinde kalem ve kağıt... Salt gerçekler insana birşey katmaz yaranı açmaktan başka. Hergün başka alemlere dalarım bu yüzden ben. Dalarım ve sadece düşlerim. Üretkenlik ilk buradan başlar. Ben üretken olmalıyım arkadaş, üretmeliyim sürekli. Alfabe bazen dislektik kelimelerle boğuşur benim dünyamda, onları bazen özenle seçerim ve itiraf etmeliyim ki alalade olduğu zamanlar da geçerli. Birçoğu bu yönümü görmez, söylemem ben. Kimliğimi gizlemeliyim, gizem aşkı büyütür. Bu sayede ancak ikisi benim için kuma olur. Beynimin en derinliklerinde... En derinlerde saklanacağım yer var, kimsenin ilişemediği, izin vermediğim... Oraya işte sadece şiir girebiliyor. Ben aşkımı hep ifade ettim şiire kelimelerle barıştıktan sonra. Ona beyaz bayrak dalgalandırdım çünkü ve onun da benden istediği bendim. Küçük yaşlarda yapıştı bana, pek anlamamışım dilini; herkes anlayamaz çünkü. Ben de herkestim. Hala onun için kimse olduğumu söyleyemem aslına bakarsanız. Dediğim gibi tanımayın en iyisi mi siz beni. Sadece edebiyat yapıyor kendi çapında deyin ve basit de bir dil kullanıyor. Öyle ahım şahım biri değil yani; ama birkaç dizem dokunsun yüreğinize, o kafi bana. Dünyanın en mutlu insanının şiirlerini okuyacaksınız demektir bu.