ADIYAMAN GELÝÞÝYOR

Bu son ziyaretimde Adýyaman’ýn geliþtiðine þahit oldum.
Bu kez Yeþilyurt Kozluk tarafýndan açýlan yol üzeri gidiyoruz.
“Kaptaj” dediðimiz Malatya’ya hayat veren Pýnarbaþý’ndan giriþ yapýp 20-30 dakikada kendimizi Çelikkan’da görüyoruz. Daha doðrusu “Çat Barajý” üzerinden Çelikkan’a gitmek Belkýs’ýn Tahtý’ný getirmek kadar kýsa ve yakýn bir yol…
Lakin Çelikkan ötesi zulüm…
Çelikkan’dan sonra yol gitmek bir zulüm çünkü hala Cumhuriyet döneminden arta kalan bir yol. Yani hala yenilenmemiþ, kazma kürek deðmemiþ/iþ makineleri girmemiþ bir yol. Hala çarpýk-çurpuk, dönemeçli, sert virajlý bir yol. Kýsacasý hala kaderine terk edilmiþ bir yol…
Söylediklerine göre Adýyaman Valisi uðraþýyormuþ bu yol için, proje aþamasýnda imiþ…
Sayýn Valimizi buradan bu vesileyle tebrik etmek istiyorum. Allah güç kuvvet versin, proje aþamasýnda olan bu güzel hizmetin bir an önce hayata geçmesini temenni ediyorum.
Söylediklerine göre Malatya’dan Çelikkan’a giden yoldan daha güzel bir yol açýlacakmýþ Çelikkan’dan Adýyaman’a…
Týpký Ferhat’ýn Þirin aþkýna daðlarý deldiði gibi, daðlar-tepeler aþýlýp, yer yer tüneller kazýlýp yepyeni bir yol yapýlacakmýþ Çelikkan’dan Adýyaman’a…
Ýnþallah, ölmeden önce görmüþ oluruz.
Faydalý olacaðýna inandýðým bu girizgâhtan sonra; evet Adýyaman’a gittim…
“Ne vardan bundan” demeyiniz, herkes gezer, görür ancak herkes Evliya Çelebi olamaz.
Ben de bir Evliya Çelebi olamam lakin moralim yerinde olmuþ olsaydý, herkesin rantla enerjisini harcadýðý bu dönemde hala bir aksiyon adamý kalmaktan ýsrar eden Keskin Hoca ile 28 Þubat Süreci’nde cezaevi arkadaþým olan Ahmet Kazgan’la yaptýðýmýz bu seyahati teferruatýyla anlatýrdým…
Lakin teferruata inmiyorum; uyum içerisinde yapýlan bir dað yolculuðunun baþta tansiyon gibi hastalýklara iyi geldiðini, Çelikkan’da mola verip peynirden yapýlan mis kokulu sýcak katmerden yiyip, yol boyu akan soðuk çeþmelerden su içtiðimizi mevzubahis etmeden Adýyaman Tatlý Salonu’na ayak basar basmaz Mavi Marmara Gazisi Abdullah Keskin’in ikram ettiði ve Adýyaman’a has envai tatlýlarýn damaða býraktýðý leziz tatlardan (nefsinizin þerrinden emin olmak için) bahsetmiyorum…
Kahta’da, eðitim camiadan bir grup öðretmenlerin, eðitimde bir hamle olarak baþlatmýþ olduðu “Eðitimle Diriliþ Derneði”nin daveti üzere gelen dostum Dr. Mehmet Çelen’in konferansýndan bahsetmekten çok, anekdotlarla anlatmak isterdim…
Çelen; “O; acýkýr, yer, içer, sevinir, üzülür, evlenir, yeri geldiðinde boþanmak ister, çarþýlarda gezer, alýþveriþ yapar, borçlanýr, rehin býrakýr, hediyeleþir, savaþýr, barýþýr, týpký bizim gibi bir beþer, hem de peygamberdir” þeklinde özet kapak yazýsý ile de ifade edildiði gibi; Hz.Muhammed (s.a.v) hakkýndan bugüne kadar yazýlanlardan daha farklý bir üslup ve anlatýmla “Siyer-i Nebi” adlý kitabýndan bahsetmeden ve ayný konu çerçevesinde Kâhta Kültür Merkezi’nde verdiði konferansa da katýldýðýmýzý belirtmeden edemeyeceðim.
“Eðitimle Diriliþ Derneði”nin; “Taþpýnarý Tesisleri”nde ikram ettiklerinden çok, sevgili Kâhtalý hemþerilerimin samimi ve sýcakkanlýlýðý ile onlarýn batý kültür erozyonuna henüz uðramadýðýný görmek elbette ki sevindirici…
Adýyaman ve Kâhtalý hemþerilerimin kültürel çalýþmalarý, bana 28 Þubat Süreci öncesi Malatyalýlarý çaðrýþtýrdý…
Umarým hep öyle saf ve temiz kalýrlar…
Suya sabona dokunmadan çiziktirdiðim bu yazýmýn bir ana temasý olsun diye; Adýyaman geliþiyor…
Çok güzel bir hastanesi (Adýyaman Üniversitesi Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi) var…
Bir de þahsi çekiþmelerle yapýldýðý halde iþletilmeyen bir otogarý…
Lütfen Hüsrev Baþkan!
Her ne kadar bir önceki Baþkan Necip bey borçlu olarak sizlere devretmiþse de bu bir kamu hizmetidir, birilerine kýzýp bu güzelim otogarý zayi etmeyelim…
Ve sevgili kardeþim Davut Keskin, misafir ettiniz bizi, yabancýlýk çektirmediniz, bir teþekkür de sana olsun…
“Tebdil-i mekânda ferahlýk vardýr” ve ben bu ferahlýðý bir kez daha yaþadým Adýyaman’da…
Neþeli ve þen gezileriniz olmasý dilek ve temennilerimle…