..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kürtaj sadece kendileri bir zamanlar doğmuş insanlar tarafından savunuluyor. -Ronald Reagen
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Unutulamayan Dönemler > Hakan Yozcu




8 Haziran 2016
Nerede O Eski Ramazanlar?  
Hakan Yozcu
Bayramlar, Ramazanlar ve özel günler hep güzeldir. Güzel olduğu için güzel yönleri hatırlanır. Kötü olan silinip gider akıldan. Küçüklükten kalan hatıralar sarar belleğinizi. Çocukluk günlerinde yaşadığınız bayramlar, Ramazanlar unutulmaz hiç.


:AFFB:

     Bir reklam film var: “Yaşlı kadın yanına oturan gence soruyor: “Oğlum senin adın ne?” “Ramazan Teyzeciğim.” Kadın derinden bir iç çekerek “Ah nerede o eski Ramazanlar” diyor.
     Nedense, insan, yaşamı boyunca hep eskiye, geçmişe özlem duyuyor. Geçmişte yaşanan güzellikler hatırlanıyor. Peki, güzel olmayan yok muydu geçmişte? Mutlaka vardı. Ama insan kötü olanı hatırlamaz. Hep güzel olanı, beğendiği, sevdiği şeyleri hatırlar.
     Bayramlar, Ramazanlar ve özel günler hep güzeldir. Güzel olduğu için güzel yönleri hatırlanır. Kötü olan silinip gider akıldan.
     Küçüklükten kalan hatıralar sarar belleğinizi. Çocukluk günlerinde yaşadığınız bayramlar, Ramazanlar unutulmaz hiç.
     Hangi çocuk, Şeker Bayramında elinde bir çanta ile şeker toplamamıştır? Hangi çocuk yakınlarından harçlık alarak para biriktirmemiştir? Hangi insan, o günlerde yediği tatlıları, pastaları, börekleri, çörekleri unutmuştur?
     Bayramlık diye alınan yeni elbiseleri giyince kim sevinmemiştir? Hangi çocuk, paralarını defalarca sayıp cebine koymamıştır? Veya çocuk olup da annesine “Beni de sahura kaldırın” diye yalvaran olmamıştır.
     Ben de çocukluğumda anneme yalvarır, sahura kaldırmasını isterdim. Her defasında “Oğlum sen oruç tutamazsın. Küçüksün” derdi. Sonra yalvarmalarıma, ağlamalarıma dayanamaz ve herkesle birlikte beni de sahura kaldırırdı.
     Bir başka güzel olurdu sahurlar. Yağda kızartılmış, içi patates dolu börekleri hala unutmam. O tatlar yıllarca damağımda durur öylece… Çay ile birlikte tadına doyum olmazdı. Sahurda mutlaka üzüm hoşafı da olurdu. Annem, kuru üzüm ve kayısıyı karıştırıp hoşaf yapardı. Şekerini de bol koyardı. Unutulmaz bir tat olurdu bizim için. Oruç tutanlara “Bol bol için. Susamazsınız” derdi. Bir de yumurta haşlardı. Bunun da karınları tok tuttuğunu söylerdi hep.
     Ben, oruç tutamazdım. Bana “Çinçik orucu tut” derdi. Çinçik, Adana yöresinde küçük kuşlara verilen isimdi. Yani kuş orucu tutmamı isterdi. O da öğleye kadardı. Öğle olunca bana “Senin oruç vaktin doldu. Gel iftarını aç” derdi. Yemeğimi verirdi.
     Aslında bunlar, benim aç kalmamam için tasarlanmış bir oyundu. Hem Ramazanı sevdiriyordu, hem de orucun ne demek olduğunu öğretiyordu.
     Tabii o zamanlar yokluk da vardı. Her istediğimizi bulamıyorduk öyle. En kral yemeklerimiz kuru fasulye, bulgur pilavı idi ve yanında bas soğan olurdu. Soğanlar,mutlaka yumrukla kırılarak yenilirdi. Ekmek, zeytin, domates eksik olmazdı. Etli yemek, yılda ancak bir iki defa olurdu. O da kurban Bayramlarından sonra…
     Her şeye rağmen huzur ve mutluluk vardı yuvamızda. Herkes birbirine saygılı idi. Kavga dövüş olurdu arada bir ama Ramazan girdi mi kimse çıt çıkarmazdı. Kavgalar, sataşmalar son bulurdu.
     İftarlar, mutlaka kalabalık yapılırdı. Tüm hane halkı sofrada olurdu. Yemek ne olursa olsun kimse itiraz etmezdi. Ben, en çok makarnayı sevdiğim için makarna olduğu günler sevincim ona katlanır, bayram yapardım.
     Bir de herkes gücüne göre iftara misafir alırdı. Akrabalar, dostlar yemeğe davet edilir ve hoşça vakit geçirilirdi. Anlamadığım şey o zamanlar dahi “Nerede o eski ramazanlar?” diye başlanırdı söze. Bu gün de biz başlıyoruz hemen “Nerede o eski ramazanlar” diye…
     Oysa Ramazan hep bizimleydi. Yanı başımızdaydı. Tadını çıkarmak, zevkini almak bizlerin elindeydi…
     Her şeye sevgi ile yaklaşmak, her şeyi paylaşmak ile güzeldi Ramazan…
     İnsan, nefsini terbiye ediyordu. Önce midesini, sonra gözünü, sözünü ve dilini kontrol altına alıyordu. Kötülüklerden, çirkinliklerden uzak kalıp, sevgiyle, saygıyla yaklaşıyordu her şeye…
     İşte Ramazan’ın sihri bu idi. Gücü bu idi…
     Tüm kötülüklerden, çirkinliklerden uzak kalmak,
     Herkese, her şeye, sevgiyle yaklaşmak…
     Hepinize Hayırlı Ramazanlar diliyorum…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın unutulamayan dönemler kümesinde bulunan diğer yazıları...
bir Çanakkale Hikayesi

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir "Mavi Köşk" Yazısı
Kıbrıs'ın İlk Yerli Komedi Filmi
Kadın Olmak Zordur
Öyle Bir Dünyada Yaşıyoruz Ki!
Girne’de Kahve İçimi
İstanbul Notları
Ben Olsam
Meyhi Keyf
güvercinlik’te Hafta Sonu
Muhtarlarımızın İstekleri

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
El Eder [Şiir]
Vakit Gelince [Şiir]
Acı Ektim [Şiir]
Hayallerim [Şiir]
Gönlümün Tacısın Yar [Şiir]
Kara Güzel [Şiir]
Kurban Olurum [Şiir]
Nerdesin? [Şiir]
Yüreğimde İhtilal Var [Şiir]
Hayat Seni Çözemedim [Şiir]


Hakan Yozcu kimdir?

1964 doğumluyum. Kuzey Kıbrıs'ta yaşıyorum. 1988 Erzurum Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldum. 20 yıl çeşitli okullarda edebiyat öğretmenliği yaptım. Uzun yıllar Yenivolkan ve Güneş Gazetelerinde köşe yazarlığı yaptım. Şu an Habearkıbrıslı ve Güncelmersin Gazetelerinde yazıyorum. Birçok internet gazete ve sitelerinde yazılarım yayınlanıyor. Şiir, öykü ve tiyatro oyunları yazıyorum. Bu alanlarda çeşitli ödüllerim var. Kendime ait basılmış "Güzel Bir Dünya" ve "Mesela Başka" isimli iki adet öykü kitabım var. 7 tane tiyatro oyunum var. 6 yıl Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü görevinde bulundum. Halen Başbakan Yardımcılığı Ekonomi, Turizm, Kültür Ve Spor Bakanlığı'na bağlı Müşavirim.

Etkilendiği Yazarlar:
...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.