Bana arkadaþýný söyle, sana kim olduðunu söyleyeyim. -Cervantes |
![]() |
|
||||||||||
|
![]() Hz. Mevlana, kendisi hakkýnda vefatýndan sonra dedikodular çýkacaðýný, birçok konuda yanlýþ anlaþýlacaðýný biliyordu ve: ‘Benimle ilgili iddialara cevap vermeyin, ahirete býraktým’ demiþtir, yine de belli konulara ýþýk tutmuþtur Mesnevi’sinde. Örneðin; Þems ile arasýndaki dostluðu baþka yerlere çekmeye çalýþanlara sitem etmiþ ve ‘ Beni nasýl yanlýþ anlar bir Müslüman, Yakup aleyhisselamýn oðlu Yusuf aleyhisselama nasýl seslendiðini, hislerini bilmezler mi!’ der. Gerçekten de Þems ile Mevlana arasýndaki aþký herkes týynetine, fýtratýna göre anlar. Tasavvufun bir okyanus olduðunu, rehbersiz girmenin sakýncalarýna deðinen Hz. Pir, hak yolundan ayrýlmamayý da önemle vurgular. Öncelikle Mevlana’nýn Moðol casusu olduðuna dair iddiaya deðinelim: O dönemde Moðollarýn bir ajana ihtiyacý yok, savaþ usulleri bilinir, üç kez elçi gönderirler, ne yapacaklarýný, ne olacaðýný söylerler, teslim olunmadýðý takdirde istilaya baþvururlar Moðollar. Zaten güçlü ve organize durumdaki bir imparatorluða karþý Selçuklular, bu seviyede deðillerdi güç bakýmýndan. Hatta Alaeddin Keykubad’ýn elçisini kardeþim diye karþýlayýp, ayný soydan saymalarý, kardeþimin ülkesine girilmeyecek þeklinde Cengiz Han’ýn talimat vermesi Moðollar ile Selçuklularýn iliþkilerinin iyi olduðunu gösterir. Keykubad’ýn vefatýndan sonra baþta oðlu Gýyaseddin ve emirler hýrsa kapýlýr, yanlýþ iþlere giriþirler. Mevlana ise bu yanlýþlýklar karþýsýnda ;Moðollarla kötü olunmamasý, Cengiz Han ile yukarýda bahsettiðimiz sözleþmenin, sulhun sürmesini tavsiye eder. O dönemde ticari faaliyetler oldukça iyiydi, tüccarlarýn imtiyazý fazlaydý, güvenlikleri son derece önemliydi. Ýþte böyle huzurlu bir ortamda Selçuklu emirlerinden biri, Cengiz’in tüccarlarýndan beþ yüzünü casus olduklarý gerekçesiyle öldürtür. Cengiz bu duruma hem çok kýzar, hem de ‘ Hadi birkaçý casustu, suçluydu, beþ yüz tüccarý öldürmek nedir?’ düþüncesiyle on gün boyunca bir maðaraya kapanýp düþünür, nihayetinde Selçuklulara saldýrýr ve onlarý yener. Selçuklular, Cengiz’le çok güzel bir anlaþma yaparlar, buna göre Konya istila edilmeyecek, Selçuklular Moðollara vergi verecektir. Katýlýklarý ve gaddarlýklarýyla nam salmýþ Moðollarla böyle bir sonuç elde etmek büyük baþarýdýr. Bu baþarýda büyük saygý ve ilgi gören Mevlana’nýn etkisi büyüktür. Moðollar, Mevlana’nýn adýný Ýran’dan duymuþlardýr. Çünkü Ýran, daha doðrusu Araplar þiire, þairlere çok kýymet verirdi, Türklerden de böylesine büyük bir þairin çýkmasý duyan herkesi etkilemiþtir. Moðol sultanlarýndan Gazi Noyan, Konya’yý kuþattýðýnda Mevlana ile görüþür, Hz. Pir’in bir gazeliyle saatlerce aðlar hatta. Mevlana o dönem hem Diyanet baþkaný, hem de þimdinin YÖK baþkaný gibi görülür, kendisine saygý gösterilirdi, dahasý Selçuklu sultaný arkasýnda namaz kýlardý. Ýþte Mevlana sayesinde Konya, dönemin keþmekeþini savuþturur. Hz. Pir hakkýndaki suçlamalardan bir diðeri, onun eserlerinde Türklerden hiç bahsetmediði, Türkleri sevmediði, Türkçe yazmamasýnýn da buna en büyük delil olduðunun iddia edilmesidir. Mevlana’nýn dostu, can yoldaþý Þems-i Tebrizi, Azeri kökenli bir Türk’tür ve Hz. Mevlana her þiirinde Þems’i; ‘Türk’üm’ diye sever. Türkler dobradýr, nettir, her þeyi hesapsýz kitapsýz en saf þekilde ortaya dökerlerken, Acemler fesat ve kibirlidirler. Mevlana þiirlerinde Türkleri bu nedenle hem över, hem de kolay aldatýlabilecekleri kaygýsýyla eleþtirir. Türkçe yazmama mevzusuna gelecek olursak; O dönem Farsça çok hakim, geliþmiþ bir dildi. Türklerin yazýlý edebiyatlarý ise göçebe kimliklerinden dolayý pek geliþmemiþti. Ayrýca henüz Müslüman olmamýþ geniþ bir coðrafyada Türkçe bilinmiyordu. Edebi ifade kudretinde de Farsça oldukça etkili, geliþmiþ ve önemsenen bir dildi. Fakat asli neden daha geniþ kesimleri Müslümanlýða kazandýrmaktý ki, bu seçim can yoldaþý Þems tarafýndan da önemsenmiþ ve desteklenmiþtir. Ayrýca Horasan erlerinin kökenlerini ön plana çýkarmamak gibi bir tarzlarý vardý, bu Mevlana’da da, Yunus’ta da, Hacý Bektaþi Veli’de de böyledir. Sultan Alparslan’ý bir þiirinde övmesi, Ýstanbul’un fethine iþaret etmesi bunun sonucu olarak peygamberimizin övdüðü millet olduðumuz vurgusunu yapmasý, nihayetinde bir þiirinde: ‘ Dilim acemce söylüyorsa da aslým Türk’tür’ demesi bu suçlamalara en net cevaplar olacaktýr. Umuyorum ki bu konuda ifade etmeye çalýþtýðýmýz fikirler ikna edici olmuþtur. Bu konuda güvenilir isimlerin takip edilmesi, eserlerinin okunmasý bize açýlan dünyayý daha da aydýnlatacaktýr. Son olarak; Allah ayýpladýðý, davranýþ, söz ve tutumlarýný hoþ görmediði insaný, Allah dostlarýna iftira atmakla toplum içinde açýða çýkarýr, diðer insanlarýn da bunu anlamalarýný saðlar. Bu yüzden kime muhalefet ettiðimize dikkat etmemizin, aðzýmýzdan çýkan kelamýn nerelere varacaðýnýn iyi hesap edilmesinin saðlýklý bir eylem olduðunu düþünüyorum.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
![]() | Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2023 | © YUSUF ALPASLAN ÖZDEMÝR, 2023
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |