Köklü ve þerefli bir geçmiþe sahip olan devletimiz asýrlarca yok edilme operasyonlarýna maruz kalmýþ, bunu mertçe savaþ meydanlarýnda baþaramayan müstevliler, içten yýkma, yani manevi yollardan alt etme gayretine girmiþlerdi. Bu kirli çabalardan alnýmýzýn akýyla çýkmasýný bildik, dönemler, insanlar, isimler, roller deðiþse de bugünlere geldik. Haçlý ittifaký pes etti mi peki, hayýr, tam tersine var güçleriyle uðraþmayý sürdürüyorlar. Çünkü tarih onlara Türkler’in ne olduklarýný ve neler yapabileceklerini ziyadesiyle öðretti.
Bugünlerde iç ve dýþ düþmanlar yine bilindik silahlarýyla dört koldan saldýrýyorlar ülkemize. Malum silahlarý yine din, ayný taktikler, ayný saldýrýlar ve yine Allah’ýn izniyle hep ayný hezimeti alacaklar. Bu noktada vatanýný, milletini gerçek anlamda seven ve dinimize iyi niyetle hizmet etmeye gayret edenler yanýnda þaþkýn insanlarýmýz da var elbet.
Hak kitabýmýzdan, ezanýmýzdan, kýsaca kutsal olan her deðerimizden rahatsýz olan ve bunu artýk açýk açýk ifade etmekten çekinmeyen aymazlar öyle bir kenetleniyorlar ki, ne bu düþüncelere itiraz ediyorlar, ne itiraz sahibini ayýplýyorlar. Davalarýnda istikrarlý ve birlik beraberlik içindeler. Ya biz?
Malum olduðu üzere son günlerin günceli kaynana-damat ile hicap veren ve gerçek olduðu hala bilinmeyen damat-kaynata iliþkileri. Gafiller sürüsü, dinimizce haram olmanýn yanýnda toplumda asla ve asla kabul edilmeyen ve müsebbiblerinin dýþlandýðý ensest iliþkiler konusunda hocalarla ve bu vahim konuyla dalgalarýný geçiyorlar. Daha acý olan durum ise olaylarý yarým bilgileri ve kapitalist dünyanýn hazlarýyla etraflarý çevrilmiþ gençlerin, demek ki din de hocalar da böyleymiþ diyerek hak dinlerini, yaradanlarýný, sevgili peygamberlerini unutarak, ateizm ve deizm bataklýðýna düþmeleri, bu mendeburlarýn oyunlarýna gelmeleri. Onlar birbirlerine ve deli saçmasý fikirlerine kol kanat gererken, bizim de onlarla mücadele etmemiz gerekirken, toplumu dini konularda uyarmakla mükellef hocalara saldýrýyor, kendi gemimize bir de biz delik açmaya çalýþýyoruz.
Gerçekten okuyan, okuduklarýný anlayan, hakikati tüm ruhuyla yaþayan insanlarýmýz elbette her þeyin farkýnda, olan biteni, tuzaða düþenleri hüzünle izliyorlar; kolaylaþtýrmayýp güçleþtiren, müjdelemeyip korkutan ilim erbabýna da kýzýyorlar tabi.
Yerinde ve zamanýnda yapýlmayan, yanlýþ usüllerle tatbik edilen bilgiler ve uyarýlar ters teperek istenmeyen neticelere sebep olmakta haliyle. Her iki tarafça en çok gündeme getirilen kadýn erkek iliþkileri ve yükümlülükleri neden özellikle yanlýþ gösteriliyor? Günümüz insanýna, gençlerine kurulan tuzaklarýn en büyüðüdür þehvet çünkü. Kadýnýn da erkeðin de karþýlýklý yükümlülükleri varken her iki taraf da iþine ve kendilerini dinleyenlerin hoþuna gidecek þekilde dinimizin bakýþ açýsýný yansýtmaya çalýþtýklarýndan iþler çýðrýndan çýkýyor. Bir taraf, özgürlük kisvesi altýnda her türlü ahlaksýzlýðýn bayraktarlýðýný yaparken; diðer kesim de kadýnlarý tek suçlu, dikkat etmesi gereken taraf ilan ediyor( Kadýnýn giyim kuþam, gösteriþine dikkat etmesi gerekirken, erkeðin de harama bakmama, nefsine uymama mükellefiyeti yok mu ya da madem ki ortamýn, düzenin vahþiliði düþünülüyor, kadýnýn rýzasý olmadan tek kuruþunu almayacak, zorla çalýþtýrmayacak, tüm yükü ona býrakmayacaksýn!!!).
Toparlayacak olursak kötü örnekler varsa bu dinin deðil, insanlarýn suçudur. Dinimiz bize göre deðil, biz dinimize göre yaþayacaðýz. Tüm olumsuzluk ve kýþkýrtmalara karþý biz sevgili peygamberimizin; ‘ Ýnsanlar size bakýp müslüman olmaya özenmiyorsa, imanýnýzý gözden geçirin!’ sözünü þu fitne ortamýnda düstur edineceðiz ve her iki dünyada da kazanan olacaðýz inþallah.