Hep gittiðini sandýðýn bir þehreydi dönüþün.
Burda hayat siradandi.
Insanlarin gülüþlerini kazýdýðýnda ki çoðu zaman kazýnacak gülüþler de olmazdý,
Zayýflýktan takma diþleri bile tutmayan boþ et yýðýnlarý görürdün.
Bu boþ et yýðýnlarý; nasirli elleri ve tutmayan dizleri gibiydi insanlarýn.
Hiç durmazdi.
Daima göbekli adamlardan ve boyalý, parlak ayakkabýlý kadýnlardan konuþurlardý. Günde beþ vakit dua ederdi bu et yýðýnlarý.
Ve yüzleri günde beþ vakit yýkanýrdý.

Hep gittiðini sandýðýn bir þehreydi dönüþün.
Burda erkenden sönerdi ýþýklar
Güneþi geç batýrýp erken doðuran kadýnlar vardý.
Güldüðünü duymazdýn kadýnlarýn.
Sevinçleri soðuk bir tebessümle geçerdi soluk yüzlerinden.
Ve aðladýklarýný daha çok görürdün güldüklerinden.
Ellerinde hamurla uyanýrdý kadýnlar.
Kýzgýn ateþlere girer; kazma kürek, orak ve çekiç de tutardi elleri
Hiç durmaz, yorulmazdi elleri.


Hep gittiðini sandýðýn bir þehreydi dönüþün.
Burda yazlar sarý ve sýcaktý.
Ayýplar ve günahlar yarýþýr ve hep sen kaybederdin.
Iþýðý bol bir þehirde olmayacak þeyler özlerdin.
Yasal olmayan türküler ve kaçak dumanlar tüterdi dudaklarýnda
Yorulurdun burda olmaktan
Fakat hep bu þehre dönerdin.

Hep gittiðini sandýðýn bu þehreydi dönüþün.
Burda hayat siradandi
Ve erkenden sönerdi ýþýklar.