..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Hata! Klavye baðlý deðil. Devam etmek için F11'e basýn...
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Eðitim > ömer akþahan




3 Þubat 2003
Öðrenci Notu Üzerine...  
ömer akþahan
Ekran baþýndaki öðrencilere, fýrsattan yararlanarak konuyla ilgili bazý sorular yönelttim. Ýlk sorduðum:


:CIAC:
Ömer AKÞAHAN

Geçen yýl Haziran ayýnda Buca Gölet alanýnda ilçe okullarýný bir araya getiren, "Eðitim ve Bilim Þenliði" bende çok güzel izlenimler býraktý. Çalýþtýðým firma Bilsa A.Þ. bu þenliðin ana sponsorlarýndandý. Firmamýzýn 2002 yýlýnda ürettiði ve adýný bir basýn haberinden alan "Notmatik" de bizim standýn en ilgi çeken köþesi olmuþtu.

Þenliðe ilk ve ortaöðretim düzeyinde katýlan bir çok öðrenci, kioks önünde duruyor, kendilerine verdiðimiz kimlik kartlarýyla defalarca programda kayýtlý öðrencileri ekranda izliyorlardý. Bu program, okul ve öðrenci bilgilerinin bulunduðu baþka bir programdaki bilgilerden sadece öðrenci devam-devamsýzlýk, sýnav ve ödev notlarý ile öðretmen görüþlerini, öðrencinin baþarý seviyesini ekrana yansýtmaktaydý. Yani, salt bilgi gösteren, ekrandan bilgi giriþine izin verilmeyen bir üründü.

Ekran baþýndaki öðrencilere, fýrsattan yararlanarak konuyla ilgili bazý sorular yönelttim.
Ýlk sorduðum:"Sýnav notunuzu öðretmenin sýnýfta yüksek sesle okumasýný ve bu notun arkadaþlarýnýz tarafýndan da duyulmasýný ister misiniz ?" Ýnanýn, bu soruya 'Evet' diyen çýkmadý. Ardýndan, "Peki, bu cihazýn okulunuzda olmasýný ister misiniz? deyince de, kimisi boynunu bükerek, olur mu acaba, dercesine 'Evet, isterdik..' dediler.

Bu kýsa söyleþiler bir anda beni öðretmenlik günlerime geri götürdü. O yýllarda neler yapýp, neler yapamadýðýmý düþündürdü. O günlerde bir çok teknik olanaksýzlýklarýmýz vardý ama, her þeyin de teknikle çözülmesi gerekmezdi elbet. Örneðin, ders saatleri dýþýnda da notlarý öðrencilere duyurabilirdim. Böylece derste not okumayla kaybedeceðim zamaný eðitim öðretime yönelik iþler yapabilir ve bu arada bazý öðrencilerimin ruhsal durumunu da bozmazdým. Maalesef, iþin pedagojik boyutunu, fýrtýnalý ve kaos bulutlarý arasýnda geçen meslek hayatýmda yeterince fark edemediðim gibi fark ettiren de olmadý.

Kimilerine göre, öðrenciye notun nerede ve hangi ortamda sunulacaðý, diðer eðitim sorunlarý yanýnda önemsiz görülebilir. Ancak hiç unutulmamalý ki, her karne dönemi intihara teþebbüs eden, evi terk eden, dayak yiyen öðrenci haberlerini okudukça iþin sosyal ve psikolojik boyutunu daha iyi anlamaktayýz.

Not, herkes gibi benim için de önemli bir deðerdir. Bu deðeri hayatýn her alanýnda kullanmaktayýz. Bu nedenle, notun nasýl verileceði konusu, gerek bilimin, gerekse not almasý ve not vermesi zorunlu kiþilerin ilgisini çekmeye devam etmektedir. Bu konuda genel kabul gören husus, not vermenin nesnel olmasýdýr. Gerek öðrencilik, gerekse öðretmenlik yýllarýmda bana verilen notlar nedeniyle zaman zaman sýkýntýlar yaþadým. Haksýzlýða uðradýðýma inandýðým anlar oldu. Kendim de yönetici olarak personelime gizli sicil formlarý doldurup, puanlar verdim. Ve yaptýðým her iþte benim de tam anlamýyla nesnel olamadýðýmý biliyorum. Sistemin henüz notu kýsa dönemde inkar edeceðini de sanmýyorum.

Geniþ bir kitleyi ilgilendiren bu konu hakkýnda bir yazý kaleme almayý düþündüðüm bir dönemde, elime geçen bir dergide* Prof. Dr. Atalay Yörükoðlu’nun görüþleri, þenlikte görüþtüðüm öðrencilerin görüþleriyle örtüþüyordu. Deðerli eðitimci ve bilim adamý Yörükoðlu, öðrencilere, öðretmenlere, idarecilere ve velilere seslenerek: "Öðrenci ile diyalog kurmak öðretmenlerin iþini kolaylaþtýrýr. Çocuklarýn ilgisini çekecek þekilde eðitim yapsýnlar. Onlarý daha çok (eðitime Ö.A.) katsýnlar, tartýþmaya daha çok özendirsinler. Notla korkutmasýnlar."demekte; oysa, günümüzde bir çok meslektaþým hocamýzýn aksini savunarak, "Öðrenciler artýk nottan korkmuyorlar!" diye yakýnýp, sýnýfta yeterince otorite saðlayamadýklarýný dile getirmektedirler. Öðretmen, sahip olduðu bilgi gücü ve formasyonuyla sýnýfta lider rolü oynayan kiþi deðil midir? “Öðretmen lider olmalý mýdýr?” konusu, elbette ayrý bir yazý konusu olarak ele alýnabilir.

Sayýn Yörükoðlu mesajýnda devamla:"Hollanda'da kimse kimsenin notunu bilmiyor, bunu biliyor muydunuz?" diye de soruyor. "Açýk not verme yok. Notlar öðrencinin ailesine söyleniyor. ÖÐRETMEN ÖÐRETMEKLE, ÖÐRENCÝYÝ GELÝÞTÝRMEKLE UÐRAÞIYOR! Bu da çaðýn çok ilerisinde bir tutum."diyerek; biz, henüz buralara daha gelmedik demek mi istiyor acaba?

Bilsa grubunun büyük bir gayretle tanýtýmýný yapmaya çalýþtýðý Notmatik programý ve kioks cihazlarýný yavaþ da olsa okul giriþlerinde ve basýna yansýyan haberlerden görmeye baþladýk. Okul yöneticilerinin yaný sýra öðretmenler de konuya duyarlý davrandýklarýnda, Yörükoðlu'nun üzerinde önemle durduðu asýl öðretmenlik iþlevini daha iyi yerine getirebiliriz, diye düþünüyorum.

Yörükoðlu söyleþisinin sonunda, Amerika'da bulunduðu yýllarda, çocuklarýyla ilgili bir anekdotla konuya farklý bir boyut daha katýyor." 72 yýlýnda Amerika'daydým. Ýki çocuðum ilkokuldaydý, karne getirdiler. Ben bir þey anlamadým. Okula gittim. 'Ben bundan bir þey anlamadým, notlar nerde bu karnede?' dedim. Not yok, sadece gözlemler var. Matematikte çok ilerideler, Ýngilizcede çok iyi geliþim gösteriyorlar... þeklinde gözlem yapmýþlar. Kýzýmýn durumu nasýl diye sorduðumda, 'Fevkalade.' dediler. Nerden anlýyorsunuz, diye sordum. 'Bakýn, kýzýnýz, geçen ay kütüphaneden beþ tane kitap ödünç almýþ.' dediler." Bu ifade, bence, Hollanda'nýn daha ilerisinde bir durumu bize anlatmaktadýr.

Not, eðitimde bir araçtýr, amaç olamaz. Nasýl, öðretmen not vermek için bilgi öðretmiyorsa, öðrenci de 'mutlaka not almalýyým' diyerek, bazý þeyleri öðrenmeye çalýþmaz. Not, öðrencinin öðretmenle bir güven köprüsü kurmasýna yardýmcý olan iletiþim aracýdýr. Nesnel ve pedagojik olduðu sürece yararlý, aksi halde yýkýcý etkileri yýllarca unutulmayacak hasarlara yol açar. Bu nedenle, sayýn Yörükoðlu'nun uyarýlarýný dikkate alarak not verme düzenimizde hýzla bir deðiþikliðe gitmemiz gerekmektedir.

Bu yazýyý bir fýrsat bilerek; öðretmenliðimde not nedeniyle kalbini kýrdýðým, belki de öðrenme motivasyonunu zedelediðim öðrencilerimden geç de olsa özür diliyorum. Umarým bu yazýmý okurlar da, beni affederler. .../...

*Prof. Dr. Atalay Yörükoðlu Ýle Söyleþi, Yaþar Ertuðrul, Zeynep Doymuþ, K. Þule Erdem, Bilim ve Aklýn Aydýnlýðýnda EÐÝTÝM, Eylül 2002, Yýl:3, Sayý:31, Sayfa:14



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn eðitim kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Öðrenci Odaklý Eðitim
Eðitimde Yeni Yapýlanmaya Gidilirken...
Öðrenci Baþarýsýzlýðýnda Yönetimin Yeri

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ödemiþli Güzide Bestekar Kasým Ýnaltekin (*)
Nietzsche Aðladýðýnda
Mustafa Erdal
Engellilerden Kutsal Çaðrý
Goethe Der ki...
Engellilerden Kutsal Çaðrý
Atatürk Çocuklarý Kütüphanesi
Ben Ýstediðim Sürece Yaþarým!
Ödemiþ Üç Eylül Parký Ýle Londra Hyde Park
Safranbolu"ya Aþýk Olmak...

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Hiçliðe Övgü [Þiir]
Kayýtdýþý Þiir [Þiir]
Gece Dokunuþlarý [Þiir]
kalem [Þiir]
Meðer [Þiir]
Güz Yaðmurlarý [Þiir]
Küçük Mariya Ýçin Kar Senfonisi [Þiir]
Giderken Düþürdünüz 'Ben'i Çantanýzdan [Þiir]
Issýz Sokak [Þiir]
ayrılıklar [Þiir]


ömer akþahan kimdir?

Kendini nasýl anlatýr ki insan… Oturup yazýlmaya kalkýlsa, her edebiyat iþçisinin yaþamý kalýn bir roman olur. Ben bunu zaman zaman yazdýðým denemelerde ve þiirlerimde yansýtmaya çalýþýyorum. Yapýtlarýmý izleyenlere küçük birer ipucudur; söylenen her bir sözcüðümüz, tümcemiz. . Kendimi þiirde ilk keþfediþim beni ayný zamanda büyük bir hayal kýrýklýðý yaþattý ve düzene yenik düþtüm. Yol göstericim de yoktu yanýmda; düzene isyan edeceðime, þiire küsüp öyküye yöneldim. Bütün bu yaþananlar ortaokul dönemime rastlar. Yine bir gün düzen beni aldý, bir sonbahar yapraðý gibi Aydýn Daðlarýnýn zirvesine fýrlattý. Yýl 1981. Ve beni yeniden hayata baðlayan sihirli gücün þiir olduðunu orada anladým. O gün bugündür, can yoldaþým, arkadaþým, sýrdaþým ve en büyük sýðýnaðýmdýr ÞÝÝR! Ýnanýyor ve haykýrýyorum; þiir mabedinde yanmayan hiç kimse, ben buyum, ben þuyum diyemez. Tek inancým, ömrüm oldukça yazmaya, gerekirse yazdýrarak da olsa þiire ihanet etmeyeceðim. Aydýn’ýn Ýncirliova ilçesinde, ‘53 yýlýnýn Ocak ayýnda, bir Kova erkeði ve sevgili annemin tek eþinden 14. yavrusu olarak dünyaya gelmiþim. Babam ve annem ümmiydi. Okul yüzü görmemiþ bir ailenin ilk üniversite mezunu olarak kutsal öðretmenlik uðraþýmý resmi düzeyde ‘99 yýlýna dek sürdürdüm. Halen özel sektörde iþimden arta kalan zamanlarda, öðrencilere Türkiye’nin hemen her noktasýnda þiir dersleri veriyorum, gönüllü. Yeni Türk þiirini mevcut Türkçe ve Edebiyat kitaplarýndan öðrenemeyen gençlere yeni Türk þiirinin kapýsýný aralamaya çalýþýyorum. Ýnanýn bu çalýþmalarda þiir adýna öyle ilginç olaylara tanýk oluyorum ki, gözyaþlarýnýzý inanýn tutamazsýnýz. Tüm uðraþlarýmdan edindiðim çok önemli bir gerçeðin altýný kalýnca çizmek istiyorum: ÞÝÝR ÖYLESÝNE SÝHÝRLÝ BÝR ANAHTAR KÝ, AÇMADIÐI BÝR KAPIYI GÖSTEREN HENÜZ ÇIKMAMIÞTIR! Bugüne dek, bir çok edebiyat dergilerinde þiir, deneme, öykü, inceleme, gezi , aný yazýlarýmla yer aldým. ‘90’da Ödemiþ EFE dergisi yöneticiliði, Almanya’da Almanca yayýmlanan GEMEÝNSAM adlý yayýnýn sorumluluðunu yaptým. Almanca þiir, öykü denemelerinin yaný sýra yurda döndükten sonra da Almancadan Türkçeye þiir kazandýrma çalýþmalarýmý yayýmladým. ‘90’da “Nasýl Çalýþalým? Nasýl baþaralým?” adlý çalýþmam M. E. B. ca tavsiye edildi. Egebank tarafýndan 3000 adet basýldý. ‘98’de ilk þiir kitabýmý Sivas’ta yakýlan 37 güzel insana adadýðým için yalnýzca 37 þiir içermektedir. Evliyim. Eþim de emekli sýnýf öðretmeni olup, bir oðlum ve bir kýzýmla beraber yaþamýmýzý renklendirmeye çalýþmaktayýz.

Etkilendiði Yazarlar:
Mayakovski, Cemal Süreya, Sabahattin Ali, Cahit Tanyol


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © ömer akþahan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.