..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Değişim dışında hiçbir şey sürekli değildir. -Heraklitos
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Türkiye > M.NİHAT MALKOÇ




28 Mayıs 2019
Ramazan Davulcuları ve Manilerimiz  
M.NİHAT MALKOÇ
Müstesna zaman dilimlerinden birisidir mübarek ramazan… Onun için de Müslümanlar tarafından büyük bir şevkle karşılanır. Bu aya erişmeden evvel hazırlıklara girişilir. Kadınlar ramazanlık yiyecekler hazırlamaya aylar önceden başlarlar. Yufkalar açılır, konserveler yapılır. Kadınlar her gün birbirine gidip bu gibi hazırlıkları beraberce yaparlar. Bu ayda büyük bir yardımlaşma ve dayanışma örneği gösterilir.


:AJDE:
M. NİHAT MALKOÇ

Müstesna zaman dilimlerinden birisidir mübarek ramazan… Onun için de Müslümanlar tarafından büyük bir şevkle karşılanır. Bu aya erişmeden evvel hazırlıklara girişilir. Kadınlar ramazanlık yiyecekler hazırlamaya aylar önceden başlarlar. Yufkalar açılır, konserveler yapılır. Kadınlar her gün birbirine gidip bu gibi hazırlıkları beraberce yaparlar. Bu ayda büyük bir yardımlaşma ve dayanışma örneği gösterilir.

Ramazan deyince hiç şüphesiz ki aklımıza ramazan davulcuları geliyor. Çok eskilerden bugüne intikal eden ramazan davulculuğu geleneği bugün de devam ediyor. Oruç tutacaklara sahuru haber veren ve kalkıp yemelerini sağlayan bu kişiler nedense günümüzde bazı kesimler tarafından dışlanıyorlar. Hatta bazı belediyeler ramazan davulu çalınmasını yasaklıyorlar. Oruç tutmayanlar bu köklü geleneğin kalkmasını istiyorlar.

Gerçi oruç tutanların bir kısmı da ramazan davulcularına sıcak bakmıyor. Çünkü küçük çocuklar gecenin yarısında uyanıyorlar; hatta korkuyorlar. Bir daha da yataklarına yatmıyorlar, anneleriyle yatıyorlar. Bazı çocukların davul sesinden etkilenip uyandıkları doğrudur. Fakat bunda asıl kabahat davulcularındır. Çünkü davul çalmanın da belli bir adabı vardır. Amaç oruç tutacakları uyandırmak ve ertesi gün aç kalmalarını önlemektir. Fakat bazı davulcular sanki inadına mahalleyi ayağa kaldırıyor. Bir anda her şey arapsaçına dönüyor. Bu gibi sorumsuz kişiler çok köklü bir geleneğin yavaş yavaş kaybolmasına neden oluyor.

Bazı belediyeler ramazan davulcularının eğitilmesine önayak oluyor. Müzik alanında çalışanlar onlara davul çalmanın yollarını öğretiyor. Bu doğru ve yerinde bir uygulamadır. Çünkü gece yarısında ritimsiz bir gürültüyle uyanmayı hiç kimse istemez. Çok eskiden insanların diledikleri saatte uyanmasını sağlayan çalar saatler yoktu veya çok yaygın değildi. Fakat günümüzde hemen her evde çalar saat vardır. Hatta teknolojinin nimetlerinden biri olan cep telefonları saat görevi de görerek bizi istediğimiz saatte uyararak kalkmamızı sağlıyorlar. Demek ki artık davulcuların görevi insanları sahura kaldırmaktan öte köklü bir geleneği devam ettirmek, ramazana eğlenceli bir hava kazandırmaktır. Bunu yapanların belli bir müzik eğitiminin olması şarttır. Özellikle vurmalı çalgılar konusunda tecrübeli olmaları, bu alanda eğitim almaları gerekir. Aksi halde gelenek ve eğlence zulme dönüşür. Bu çağda insanları ritimsiz gürültüyle sahura kaldırmak, geleneğin yozlaşması sonucunu doğurur.

Ramazanlarda davulcular hem davul çalar, hem de bu ayın ruhuna uygun maniler söylerler. Mani halk kültüründe ve edebiyatımızda çok köklü bir geleneğe ve muhtevaya sahiptir. Maniler, söyleyeni belli olmayan, genellikle 7’li hece ölçüsüne göre söylenen dörtlüklerdir. Doğu Anadolu’da mani yerine ‘bayatı’ sözü de kullanılmaktadır. Uyak düzeni “a - a - b – a” şeklindedir. İlk iki mısra birbirinden bağımsız olup; asıl vurgulayıcı içerik, üçüncü ve dördüncü mısralarda yer almaktadır. Konuları aşk, gurbet, ayrılık, kıskançlık olabileceği gibi, ramazan manileri gibi özel zamanlara ait manilere de rastlanmaktadır. Ramazan ayında davulcuların söylediği manilerden bir kısmını dikkatinize sunmak istiyorum:

“Yeni Cami direk ister / Söylemeye yürek ister
Benim karnım toktur amma /Arkadaşım börek ister

Sokak yolu dar mıdır? / Minaresi var mıdır?
İftara kal diyorlar, / Acep aslı var mıdır?

Aldanma sağa sola, / Gel gidelim hak yola,
Güzel oruç tutanın, / Akıbeti hayrola.

Maniler çiçeklidir. / Birbirine eklidir.
Davulcunun daveti, / Mutlaka böreklidir.

Herkes sabırla bekler, / Zayi olmaz emekler.
İftara geliyoruz. / Hazırlansın yemekler.

Bak geldi etli dolma, / Çok yiyip göbek salma.
Üstüne bir kahve iç, / Terâvihe geç kalma!..

Kavuştuk Ramazana. / Ne de büyük ihsana.
Bu ayda oruç tutmak, / Huzur verir insana.

Sahur oldu ışıyor, / Bülbüller ötüşüyor,
İftarda çay deyince, / Yüreğim tutuşuyor.”

Milletler gelenek ve göreneklerini yaşayarak daha güçlü kalırlar. Her ne kadar bu işi maddi bir beklenti karşılığında yapıyorsa da, ramazan davulcusu köklü bir geleneği devam ettiren insandır. Milletimizin değerleriyle zıtlaşmak, onlarla mücadele etmek yerine bu kültürel birikimi koruyup kollamalıyız. Milli ve manevi değerlerimiz sayesinde birbirlerimizle kenetlenebiliyoruz, aynı ruhu yaşıyoruz. Bizleri kendisine benzetmek ve yozlaştırmak isteyen Batılı toplumlara mesafeli durmalıyız; değerlerimize ve değerlilerimize sımsıkı sarılmalıyız.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın türkiye kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gümüşhaneli Hacı Hüsrev Doğan
Göç Veren Trabzon
Türkiye'de Arıcılık ve Bal Kültürü
Başkan Gümrükçüoğlu'yla Sabah Kahvaltısı
Trabzon Kanunî Sultan Süleyman Havalimanı
Göçmek Çözüm Değildir
Hepimizin Cumhurbaşkanı: Abdullah Gül

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
şair Haydar Çoruhlu'yla Şiirin Kalbine Yolculuk...
Yılmaz İmanlık'tan Yağmur Kokusu'nda Sımsıcak Hikâyeler
Bahaettin Kabahasanoğlu'ndan "Kalbim Seninle, 61 Kere"
Tevfik Serdar Anadolu Lisesi"nin Semender Dergisi
Hocaların Hocası: Ahmet Hilmi İmamoğlu
Cemil Meriç"in Akıl Defteri
Trabzon"un İkinci Özel Hastanesi: İmperial
Köprübaşı - Beşköy Dostluğu ve Kardeşliği
Mersin Yenice 4. Barış ve Kültür Festivali
Gerçek Hayaller Dükkânı

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Senin Olan Sana Gelir (Manzum Reçeteler - 1) [Şiir]
Sen Kurtuldun, Bizler Öldük [Şiir]
Ümmetin Yetimleri [Şiir]
Kıyameti Bekle Bir Gün! [Şiir]
…... Gecenin Kanat Sesleri…... [Şiir]
Derbeder [Şiir]
Sen Hep On Beş Yaşındasın! [Şiir]
Berceste Mısralar - 310 [Şiir]
Zihnimiz İşgal Altında [Şiir]
Kıyameti Bekle Bir Gün! [Şiir]


M.NİHAT MALKOÇ kimdir?

NİHAT MALKOÇ’UN BİYOGRAFİSİ Beş çocuklu bir ailenin en küçük ferdi olarak 1970 senesinin 1 Haziran’ında Trabzon’un Köprübaşı ilçesine bağlı Gündoğan Köyü’nde hayata “Merhaba” dedi. İlkokulu komşu köy olan Güneşli Köyü’nde okudu. Orta ve lise öğrenimini Köprübaşı Lisesi’nde tamamladı. En büyük emeli iyi bir hukukçu olmaktı. Lise son sınıfta girdiği üniversite imtihanında KTÜ/Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü’nü kazandı. Dersaneye gitme imkânı ve zaman kaybına tahammülü olmadığı için kazandığı fakülteyle yetindi. 1992 yılında okulu bitirdi. İlk göz ağrısı olarak nitelediği Gümüşhane’de beş yıla yakın öğretmenlik yaptı. Her geçen gün öğretmenliği daha çok sevdi. Artık öğretmenliği bir tutku olarak görüyor. Vatan borcunu İstanbul’da Kara Kuvvetleri Lisan Okulu’nda Yedek Subay Öğretmen olarak onurla yerine getirdi. Bu peygamber ocağında yüzlerce yabancı subaya güzel Türkçe’mizi öğretti. Ankara’da girdiği sınavı kazanarak Akçaabat Anadolu İmam-Hatip Lisesi’ne Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak atandı. Burada iki yıl görev yaptı. Daha sonra girdiği yazılı ve sözlü imtihanı kazanarak Türkî Cumhuriyetlerden Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’a,üç yıl görev yapmak üzere, öğretmen olarak gönderildi. Burada Mahdumkulu Türkmen Devlet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde ve İlâhiyat Lisesi’nde Türk Dili öğretmeni olarak çalıştı. Yine Aşkabat’ta Türkçe Öğretim Merkezi’nde(TÖMER) bir yıl boyunca değişik milletlerden kişilere Türkçe’yi sevdirerek öğretti. Şu anda Akçaabat’a bağlı Derecik İlköğretim Okulu’nda görev yapmaktadır. Bugüne kadar,en büyüğünden en küçüğüne kadar onlarca dergi ve gazetede fikrî,edebî,felsefî ve kültürel konularda yüzlerce yazı ve şiir yazdı. Bu yayın organlarından Türk Edebiyatı,Türk Dili,Bizim Çocuk,Çınar,Bizim Azerbaycan,Anadolunun Sesi,Üniversitelinin Sesi,Türkiye,Bizim Okul,Şenliğin Sesi,İnsanlığa Çağrı,Yeni Sesleniş,Gençliğin Sesi gibi dergilerde;Türksesi,Demokrat Gümüşhane,Kuşakkaya,Ortadoğu,Yeni Mesaj,Hergün,Candaş,Edebiyat,Bolu Üçtepe,Akçaabat Yeni Haber,Karadeniz Olay,Hizmet gibi gazetelerde yıllardan beri deneme,makale,fıkra ve şiirler yazmaktadır. “Bizim Okul” isimli kültür,sanat ve edebiyat dergisinin Yazı İşleri Müdürlüğü’nü yaptı. Kültürel organizasyonların çoğunda aktif olarak görev aldı. Sevgi,Dostluk ve Kardeşlik konulu şiir yarışmasında birincilik,Trabzon Belediyesi’nin düzenlediği Çevre ile ilgili yarışmada birincilik,yine aynı belediyenin düzenlediği “İki binli Yıllara Doğru Trabzon” konulu makale yarışmasında mansiyon,Akçaabat Belediyesi’nin değişik zamanlarda organize ettiği şiir yarışmalarında birincilik,ikincilik,üçüncülük ödülleri kazandı. Karadeniz Yazarlar Birliği kurucularındandır. Halen bu birliğin üyesidir. Bunların yanında elinin altındaki öğrencilere rehberlik ederek ve bizzat örnek olarak,onların da pek çok kültürel yarışmada ödüller almasına zemin hazırlamıştır. İkisi kız,biri erkek olmak üzere üç çocuk babasıdır.

Etkilendiği Yazarlar:
Necip Fazıl Kısakürek,Mehmet Akif Ersoy,Yahya Kemal Beyatlı


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.