Olgular görmezden gelindikleri için var olmaya son vermiyorlar. -Huxley |
|
||||||||||
|
Posted by gülenay börekçi on May 12, 2016 John Green, “Ayný Yýldýzýn Altýnda” ve “Kâðýttan Kentler” gibi romanlarýn yazarý. Gençler için yazýyor ve yazdýðý her þey çok büyük baþarý kazanýyor, sinemaya uyarlanýyor. Peki ama yazmak onun için nasýl bir þey? bu kadar popüler ve baþarýlý bir yazarýn da kafasýnýn karýþtýðý, konu bulmakta yahut hikâyesini yazmakta zorlandýðý oluyor mu? Oluyormuþ! Peki nasýl çýkýyormuþ iþin içinden? Burada… Gülenay Börekçi john green egoistokur gulenay borekci pegasus Sevgili yazar adayý, Þahsi hard disk’imin derinliklerinde bir yerde, “Saçmalýklar” adýný verdiðim bir klasör duruyor. Bitiremeden terk ettiðim hikâyeleri sakladýðým etkileyici bir arþiv. Genetiðiyle oynanmýþ canlýlara dair zombili bir kýyamet romaný var, Kuveyt’te yaþayan bir Amerikalý bowling dehasýný anlattýðým baþka bir hikâyem var, bir ýssýz ada romaným var, var da var… Arasanýz, bu hikâyelerin tek bir ortak noktasýný bulabilirsiniz olsa olsa: Hepsi 25 bin kelimede kalmýþ þeyler. Neden hep bu noktada býrakýyorum acaba? Yoruluyorum. Artýk eðlenceli gelmiyor. Hikâye berbat gidiyor ve her gün dev bir kâseden abur cubur atýþtýrarak bilgisayarýn baþýna geçmek benim için pek bir anlam ifade etmez oluyor. En önemlisi, savaþ oyunu için plastik tank ve tüfek hazýrlayan bir çocuk gibiyim, hazýrlýk kýsmýný savaþ kýsmýndan daha güzel buluyorum. Bir þeyi bitirmek insaný düþ kýrýklýðýna uðratýyor. Bu yüzden terk edilmiþ romanlar hep bitenlerden daha vaatkâr geliyor. Muhtemelen siz de yazarken kendinize, “Neden delice bir çabayla bu anlamsýz roman üzerinde çalýþýyorum ki?” diye sorduðunuz o kritik ana gelmiþsinizdir. Romanýnýzýn hiç de umduðunuz gibi olmadýðýný, en azýndan henüz o kadar iyi sayýlamayacaðýný fark etmiþ ve onu tamamlamanýn sizi hiç de eðlendirmeyeceðini düþünmeye baþlamýþsýnýzdýr. Þu an o durumdaysanýz, býrakýn. Hemen býrakýn. Ya da zaten býrakmýþsanýz, katiyen yeniden baþlamayýn. Bakýn; hepimiz öleceðiz. Mensubu olduðumuz canlý türü de bir gün yok olacak hatta bizi ve yaptýklarýmýzý hatýrlayacak tek bir kiþi bile kalmayacak. Türdaþlarýmýz toz olup daðýlacak ve “insan bilinci” dediðimiz tüm o deneyim, rafa kaldýrýlacak. Okunmamýþ olarak, büyük yaradanýn þahsi hard diskinin o dev “Saçmalýklar” klasörüne… O halde niçin yeni bir kelime daha ekleyelim o klasöre? Üzgünüm. Benden istenen yazýnýn yarýsýna geldim ve þu an sanki birazcýk daðýlmaya baþladým, içimi sýkýntý bastý, bitiremeyeceðimi hissediyorum. En iyisi size, ne yapmayý denersem deneyeyim, daha iþin yarýsýna bile gelmeden beni kýskývrak pençesine alan o varoluþ krizine karþý bulduðum kesin çözümü anlatayým: Bitmek bilmez bir ýsrarla bizi tüketmekte olan nihilist dürtülerle savaþmamýza yardým edecek tek þey hikâyelerdir. Size iyi bir roman yazmanýz mümkün deðilmiþ gibi geliyor olabilir. Ben de öyle hissediyordum. Yine de üç yýl didinerek romanýmý tamamlayabildim. Hepimizin içinde günün birinde gökten bilgisayarýmýzýn klavyesine akan bir esinle þahane bir roman yazacaðýmýz umudu vardýr. Ama roman yazmak zordur, aðýrdýr ve kesinlikle tatsýz tuzsuz bir süreçtir. O halde baþladýðýmýz iþi niye bitirelim ki? Çünkü bitirdiðiniz zaman, bu sizin için olaðanüstü bir deneyim haline gelecek… Yazmayý öðreneceksiniz. Ýnsan olmayý… Yeldeðirmenleriyle savaþmanýn hiç de azýmsanamayacak önemini. “Saçmalýklar” klasörümle ilgili son bir þey daha: “Ayný Yýldýzýn Altýnda” ve “Kâðýttan Kentler” adlý romanlarýmýn son taslaklarý da orada duruyor. Onlar da baþlangýçta sadece birer saçmalýktý… Bitmiþ halleriyle bile. Yazýyor ya da okuyor olmanýz fark etmez, bir kitabýn ortasýndan sonuna gitmek sihirli bir yolculuktur. Robert Frost’un dediði gibi, “Çýkmak için girmek gerek”… Ýþte benim size tavsiyemin mikro özeti: Kaçýnýlmaz baþarýsýzlýðýnýzýn yüzüne tükürün ve þu s@#&o romanýnýzý bitirin. En iyi dileklerimle, John Green Yukarýdaki yazý Egoist Okur sitesinden alýntýlanmýþtýr.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © MUSTAFA ESER, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |