Mektubum sanırım fazla uzun oldu, çünkü daha kısa yazmak için yeterince vaktim yoktu. -Pascal |
|
||||||||||
|
Evimiz hastane manzaralı. Balkona çıktım. Kuş sesleri ohh cıvıl cıvıl...Dünya hala çok güzelmiş ve de çok güvenliymişçesine ötüsüyorlar. Ağaçlar rüzgârla dans etmeye devam ediyor. Yaz kış yapraklarını dökmeyen ağaçlar yeşilin tüm tonlarıyla umut oluyor belki kuşlara. Bir ambulans geçiyor acı acı siren çalarak. Bir corona vakası mi acaba diye ürperiyorum hergun duyduğum kaniksadigim o sesle. Dünyamız yaşlanıyor. Kalbi dayanmıyor bunca çirkinliğe ve kirliliğe. Ormanları yaktık. Denizleri kirlettik. Buzulları erittik. Iklimleri bozduk. Yahu atmosferi deldik! Yuh bize...Bir avuç toprak için çocukları öldürdük,bazılarımızsa ölmelerine sessiz kaldık. Ölen bizim çocuklarımız değildi ki. Bizimkiler pahalı oyuncakalriyla 'güvenli bölge 'de oyun oynuyorlardı. Biz de o sırada gıdalarla oynuyorduk. Hastaliklar üretip ilaçlarını piyasaya sürüyorduk . Işıltılar içinde gülücükler saçıp dünya barışından bahsediyorduk. Afrika'daki insanlar insan mıydı... Mülteci çocukları sahi ya onlar çocuk muydu... Dünya kendini defalarca sarstı. Silken kendine gel ey insan! Ah insan...O çelik kapısını kapatmis paralarını sayıyordu oysa. Şimdi bütün dünyayı ilgilendiren bir sorunla karşı karşıyayız. Düşman gözle görülmeyecek kadar küçük ve dünyayı dar edip bizi evlerimize kilitleyecek kadar da büyük. Çesitli rivayetler var. Ben gel-gitler yaşıyorum. Bu bir kitle imha silahı mi yoksa dünyanın çığlıkları mi? insanoğlu bu kadar kötü olabilir mi bir sınırı yok mu kötülüğün. Bunların cevabını belki de hicbir zaman bilemeyeceğim. Ölümden o kadar korkmuyorum yani konum o değil ama yalnız ölmek ve bir ceset torbasında tıbbi atık muamelesi de görmek istemiyorum. Zaman durdu işte. Sonunda...hiçbir şey yetişmiyordu oysa... Her şey önemini yitirdi. T3k derdimiz sağlıkla hayatta kalmak. Tıpkı bombalarla yaşayan insanlar gibi. Şimdi eşit miyiz? Hayır hiçbir zaman eşit olmayacağız. Hastanesi hatta içecek temiz suyu bile olmayan insanlarla ya da bombalarla viraneye dönmüş evlerde nefessiz yaşayan insanlarla eşit bir şekilde nasıl savaşabiliriz ki bu yeni düsmanla. Kalbim acıyor vesselâm. Çok..mutfağımda kokan tarçınlı kekten hatta ve hatta yediğim ekmekten utanıyorum. Dünya için ağlıyorum bugün. Içindeki kötüler için...Içindeki masumlar için.. Sahip olduklarımdan utanarak. Gizlice... Bu güzel balkonda. Bu guzel kuş civiltilarina ağlıyorum...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bensan Çetinkaya , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |