..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir şey yaşam kadar tatlı değildir. -Euripides
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > Ebru Otuzbir




23 Mayıs 2021
Kadın...  
Ebru Otuzbir
Bugün kaç kadın dönüp arkasına takip eden var mı diye kontrol etti? Kaç kadın göz tacizine uğradı? Kaç kadın bunu yaparsam böyle derler diye düşündü? Kaç kadın bugün tecavüz edildi?? Bu sorular gibi binlercesi. Binlerce kadın binlerce korku, endişe, gözyaşı… Bir de bunun yarını var. Yarın aynı sorular tekrar sorulacak sonraki yine, bir sonraki gün yine. Ve bu soruları soran bir kadın sorduğu her hangi bir gün tanıdığı ya da tanımadığı biri tarafından taciz edilecek, tecavüz edilecek ya da öldürülecek.


:IJH:
Kadın…
Söylemesi kolay anlaması da bir o kadar zor olan bir kelime. TDK yaptığı komik tanımlamalarla kadın kelimesini bile anlaşılamayacak bir hale getirmiş. Kelime anlamını bile doğru yapamayan bir toplum için kadının manevi anlamını anlatmak ne kadar zor. Ki 365 günde 310 kadının bir erkek tarafından öldürülmesinden görüyoruz anlaşılmadığını.
Kadınların devlet yönetiminde bulunduğu eski Türk devletlerinde şuan ki kadınlara bakış açısından farklı olan neydi? Devlet siyasetine yön verenler, devleti idare edenler, hatta devlet başkanlığı yapanlar da varmış. Avcılık toplayıcılık zamanlarına gidelim tablo farklı değil. Erkek ava gider kadın evdeki bütün işleri yapar. Sadece siyasette kadına verilen bir hak yokmuş gündelik hayatta da ağır yük kadındaymış. Yüzyıllar sonra atalarımızdan öğrendiklerimizi devam ettirmememize sebep olan şey ne? Eğitim mi? Gelişmişlik mi? Düşünce yapısı mı? Peki bunların hepsi geliştiyse neden kadına olan bakış açımız geriledi. Neden yüzyıllar önce yaşamış atalarımızın kat kat gerisine gittik?
Kadının değerinin gittikçe gerilediği ülkemizde başımıza gelen en iyi şey Mustafa Kemal Atatürk olduğu görüşündeyim. “Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.” Diyen bir ülke başkanı, kadının eğitim öğretim, miras, hukuk, seçme seçilme daha bir dünya alanda kadını hayata ortak etmiş. Şimdi Atatürk bunları yapmamış olsa bugün ki kadınların nerede, nasıl, hangi sıfatlara maruz kaldığını düşünmek istemiyorum. Bütün bunlar yapılmış olmasına rağmen olduğumuz nokta çok mu iç açıcı? Tabi ki değil.
Kadının doğurduğu, var ettiği bir toluma kadını sığdıramamak komik gelmiyor mu size de? Kadın doğuruyor büyütüyor, nesilleri var ediyor, emek veriyor, kendi hayatından veriyor sonra kocası, amcası, kardeşi, dayısı ya da hiç bilmediği bir adam tarafından katlediliyor. Hiç adil değil değil mi?
Bir yılda öldürülen 310 kadından kaç tanesi başka bir kadın ya da hayvan tarafından öldürüldü?
Hiçbirisi.
Hepsini bir erkek öldürdü. Lütfen kadınlara değer kıymet veren erkekler kadınları koruyalım demekten vazgeçin. Kimden koruyorsunuz? Kendi hemcinsinizden. Peki hiç bilmediğiniz bir kadının sizin de öyle bir erkek olduğunuzu düşündüğünü biliyor musunuz? Kadınları korumayın, sahipte çıkmayın. O erkeklere yapın ne yapılması gerekiyorsa. Kadın sahip çıkılması gereken bir evcil hayvan değil. Kadın kendini korumasını bilir. O tip erkeklere ne yapmak gerekir onu düşünün.
Bugün kaç kadın dönüp arkasına takip eden var mı diye kontrol etti? Kaç kadın göz tacizine uğradı? Kaç kadın bunu yaparsam böyle derler diye düşündü? Kaç kadın bugün tecavüz edildi? Bu sorular gibi binlercesi. Binlerce kadın binlerce korku, endişe, gözyaşı… Bir de bunun yarını var. Yarın aynı sorular tekrar sorulacak sonraki yine, bir sonraki gün yine. Ve bu soruları soran bir kadın sorduğu her hangi bir gün tanıdığı ya da tanımadığı biri tarafından taciz edilecek, tecavüz edilecek ya da öldürülecek.
Üzerine çok düşündüm. Bir süre tek çözümün eğitim olduğunu savundum. Eğitim değilmiş mevzu. Bir akademisyenin, bir doktorun, bir öğretmenin öldürdüğü kadınları gördükten sonra anladım. Şimdi çözüm ne bilmiyorum. Bulamıyorum. Bir erkeğin bir kadını öldürmemesi için ne yapılır? Yaptırıcı ceza mı? İdam mı? Hadım mı?
Kadınları bir kalıba sokmaktan, ötekileştirmekten, güçsüzleştirmekten vazgeçin artık. Siz vazgeçin biz kadınlar da artık korkmadan, sıra bize ne zaman gelecek düşünmeden hayallerimizin peşinden gidelim. Kendi yolumuzu kendi aldığımız kararlarla çizelim. Yanlış yola girdiğimizde çıkmasını bilelim. Doğru da olsa yanlış da olsa yol bizim yolumuz. Düştüysek kendimiz kalkalım. Kimsenin bizi desteklemesine, onaylamasına, izin vermesine ihtiyacımız yok! Bizim gücümüz kadınlığımızdır. Bize izin vermeyin yoldan çekilin kafi.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kahramanıma...


Ebru Otuzbir kimdir?

“Yazmak istiyorum. Ama her zaman yaşamın günlük hareketliliklerini yeğliyorum. Caddelere çıkmak, doymak bilmediğim sokaklara bakmak, yeni köşeler keşfetmek, yabancı insanları seyretmek, doyumsuz yaşamı gözlerimden yüreğime indirmek istiyorum. Kısacık anlarda çeşitli olayları, insan varoluşunun özünü, zaman ve duyguları sınırsızlık içinde derinliğine düşünen insanlar çok mu? Bilmiyorum. ”

Etkilendiği Yazarlar:
Haper Lee, Poulo Coelho, Mauro De Vasconcelos, Sabahattin Ali, Franz Kafka


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ebru Otuzbir, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.