Yaşama karşı sımsıcak bir sevgi besliyorum... -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Bu güzelim besin yoğurt, bilenler bilir müthiş uyku verir, ister yiğit ol, isterse normal bir vatandaş, o yoğurdu yediğin zaman göz kapaklarının ağırlığı ben diyeyim bin ton, sen deyiver beş bin ton. Olduğun yerde kalır, yatağa bile zor gider, hatta gidemezsin... Ve dahi yoğurt yiyip olduğu yerde uyuyanlar yüzünden, boşanmaların arttığı bile söylenmektedir... Muhteşem Süleyman lakaplı, İslamköy’ün Yiğidi büyük devlet adamımız Süleyman Demirel de öyle söylemiş ’’Meseleleri mesele yapmazsanız mesele diye bir şey kalmaz.’’ demek ki neymiş efendim, meselelere kafayı takmayacağız. O zaman neremize takacağız? Hiç bir yerimizi takmayacağız... Şeyimize bile, şeyimize bile derken yanlış anlaşılmasın, omurilik soğanından ve sarımsağından dem vuruyoruz... Taktık mı, sonrası sıkıntı. İşin gücün yoksa psikolog psikolog dolaş, yok efendim çocukluğuma inerdin, inemezdin, oradan geriye çıkardın çıkamazdın. İşimiz olmaz... Aslında mesele nedir, diye bir soru sorsak, durur durur bin tane mesele sayarsınız. Bunların belki yarısından fazlası incir çekirdeğini doldurmaz şeylerdir, işte bu incir çekirdeğini doldurmaz şeyler yüzünden hayatınız bir anda alt üst olur, altını tekrar üstüne getirmek için bir dolu çaba içine girmeniz gerekecektir mutlaka... Anladık yoğurdu sarımsaklasanız da saklayabiliyorken, meseleleri de yoğurt gibi düşünüp saklamaya kalkarsanız, meseleler mesele olmaktan çıkar, artık büyük büyük dert olmaya başlar, sonrada ’’Dertlerimi zincir yaptım birbirine ekliyorum.’’ şarkısını söyler durursunuz... Bazı çok önemli meselelerde vardır ki bunları illaki mesele yapmak gerekir, hayati konulardır bunlar, memleketin geleceği vardır ucunda... Neler mi? Mesela Survayvır da bu sene kim birinci olacak, Şeyma’nın yeni sevgilisi kim acaba, neler biliyoruz onun hakkında... Acun yat ve uçak almış, acaba kaça almış. Bir kanal daha almayı düşünüyormuş, acaba hangi kanal? Nusret, et lokantasından sonra kuru fasulye lokantası da açacakmış, ama fazla gaz yapar diye vazgeçmiş. İşte böyle önemli meseleler var memlekette... Bazen de önemsiz toplumsal olaylar oluyor mülteci akını gibi filan onu da kafaya takmamak lazım...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |