Eğer bir kelebeği sevebiliyorsak, tırtıllara da değer vermemiz gerekir. -Antonie de Saint-Exupery |
|
||||||||||
|
Bizim nesil, sadece kendi hayatımızdaki meşakkatleri sırtlanmanın ötesinde; ülkenin ve dünyanın dertlerini de yüklendik. Kırklı, ellili, altmışlı yıllarda doğanlar, ülke ve millet adına kendi hayatlarını feda ettiler. Kimimiz kara toprakta kardeş kurşunuyla, kimimiz de karanlık zindanlarda çürüdük. Arta kalan kimilerimiz de, gelecek nesillere güzel bir ülke bırakmak için çırpındı. *** Ömrümüzün son demlerinde bu çırpınış hâlâ da devam ediyor. Devranın gerdişi bizi dişlilerinde öğütmeye çalışsa da; son nefesimize kadar hakkı ve adaleti savunacağız ve savunuyoruz da… *** Ama dünya… Çelik pençelerle avucunun içinde tutulmak istenen ve hükmedilen bir zindan olmak yolunda hâlâ da kalmaya devam ediyor. Çünkü ebna-ı beşer, dün ne idiyse bugün de o… Özellikle “Şark”ın makûs talihi henüz yenilmiş değil… Ve ne hazindir ki… Emperyal güçlerin postalları altında inleyen topraklardan ancak Taliban fışkırıyor… *** O Taliban ki… Bizzat emperyal güçler tarafından üretilerek tedavüle sürüldüler… Gün geldi, varoluş sebebi olan o menfaatperest emperyal güçlere biat etmekten vazgeçtiler… Onca teslim olmuşluktan sonra: Özgür bir toplum ve özgür bir birey olmak yerine sapkınlığı ikame ettiler… Yıllarca terör ürettiler… Suikast bombaları patlatarak masum insanları öldürdüler… Kadınları recm ettiler, kurşuna dizdiler… Hak, hukuk, adalet demediler. İslâm adına İslâm’ı kirlettiler… Cehaletin pençesinde esir oldular. Beyinlerinde saplantı hâlinde kendi ürettikleri sapık bir dinin sapıkça uygulayıcısı oldular... Yaşatmak için değil, öldürmek için kurguladılar kendilerini ve onlara biat eden cahil mensuplarını… *** Ve işe bakınız ki… Tam devlet yöneteceğiz dedikleri bir zamanda… Emperyalistlerin bir zamanlar kendi çıkarları için yarattığı canavarlar, şimdi kendi yarattıkları canavarlar tarafından bombalı saldırılara maruz kaldılar… Bunca yıldır “Siz yeteri kadar Müslüman değilsiniz, kâfirsiniz” diyerek günahsız insanları öldürenler, şimdilerde kendilerini kâfirlikle suçlayanlar tarafından havaya uçuruluyorlar… İlâhî adalet böyle mi tecelli ediyor yoksa? *** Evet, ey azizan… Ve yine dünyanın doğusu, evet, özellikle doğusu; bir türlü doymak bilmeyen harislerin, hükmetme histerisine tutulmuş ve amir-i mutlaklığı bile azımsayan, kadir-i mutlaklığa (hâşâ) göz diken, kifayetli-kifayetsiz muhterislerin pençesinde kıvranıyor… *** Bugünlerde… Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bağımsızlığına kavuşan ülkeler, bağımsızlıklarının yirmi beşinci yılını kutluyorlar veya önümüzdeki aylarda kutlayacaklar… Ne acıdır ki… Bağımsızlığına kavuşan Baltık Devletleri (Estonya, Letonya ve Litvanya), demokrasiye geçerek birer özgür ülke vasfını kazanmış oldukları hâlde; bağımsız ama özgür olamayan ve bir türlü demokrasiye geçemeyen ülkeler de Türkî Cumhuriyetler oldu… Her birinin başına bir despot yerleşti… *** Halkları açlıkla mücadele ederken; ülkenin yeraltı ve yerüstü kaynakları, bu despotlar tarafından kendilerine ve kendi kurdukları despotik düzene hizmet edenlere peşkeş çekildi… Bugün ülkemizde gündemde olan mülteci sorununda, Türkî Cumhuriyetlerden gelen yüz binlerce mülteci de tartışmaların bizzat odağındalar. Oysa o ülkelerin yeraltı kaynakları bizim ülkemizden katbekat fazladır… *** Ünlü Rus yazar Lev Tolstoy’dan çevirdiğim “Makaleler ve Mektuplar” isimli eserinde, 1902 yılında Rus çarı II. Nikola’ya yazdığı mektup, 120 yıl geçmesine rağmen bugün bu bahse konu, kendini yeni çarlığa konumlayan despotlara yazılmış gibidir sanki…(*) Neylersiniz ki… Bizim de bunları yazıp çizmekten başka elimizden bir şey gelmiyor! Zira… Azerbaycan halkının medarı iftiharı, şâir Bahtiyar Vahapzade’nin: “Korkuram dünyaya bir zaman gele; İnsanlar yaşaya, insanlık öle!” Dediği noktadayız… (*): Akıl Fikir Yayınları, 2020
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Cahit KILIÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |