"Hemen yüzüne gül suyu seperek Leyla'yı ayılttılar." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
Çocuk; hayatımızda en güzel yere sahip olan, dünyamızın bir çiçek bahçesi haline gelmesinde en önemli rolü oynayan kıymetli varlıklarımızdan bir tanesidir. Yaşamımızı değerli kılan bu çiçeklerin solmaması için elimizden geleni; hatta fazlasını yapmamız icap ettiği de vazife edinilmelidir. Cehaletin çocuklarımızı değirmen taşı misali öğütmesinin önüne geçilmelidir Bizler geleceğimizi emanet edebileceğimizi düşündüğümüz bu güzelliklere sahip çıkmaz, onları güneş altında kurumaya bırakırsak telafisi mümkün olmayan en büyük yanlışı yapmış oluruz. Yaptığımız bu büyük hatanın da bizlere yükte hafif pahada ağır kayıplara mal olacağının da farkına varmakta geç kalırız. Bu geç kalmışlığın üzerimize bıraktığı ağır yükü taşıyamaz, büyük zorlukların altında kalırız. Çocuklarımızın yanlış tercihlerde bulunmalarının da bizzat önüne geçilmeli,içine sokulmakta oldukları tehlikeler yüzünden uğrayacakları kayıplardan söz edilmelidir. İçinde bulundukları hayata ait şartların zorluklarını kavrayabilmeleri için çocuklarımıza sorumluluk sahibi olmaları bilinci aşılanmalıdır. Üzerimize düşen en önemli görev: Hayatımızı neşe ile tanıştıran çocuklarımızın eğitimi ile sonuna kadar ilgilenmektir. Onlara sahip çıkmayıp kendi kaderlerine terk etmek, vicdani duygularımızı kaybetmemiz anlamına gelmektedir. Çocuklarımızı kendi kaderlerine terk ederek hayatın rüzgarında oradan oraya savrulmalarına göz yumarsak, hayatlarının en büyük karanlığını yaşamalarına sebep oluruz. İlgisiz davranarak geleceğimizin garantisi olarak gördüğümüz çocuklarımızın dünyasını güneş ışığına hasret bırakacağımız da bir an olsun unutulmamalıdır. Üzerlerinden ilgimizi eksik ettiğimiz takdirde onların ucu bucağı olmayan bir boşluğa sürüklenmesine sebep olacağımız aşikar. Bunların yaşanmaması için bencilce davranışlarımızla vedalaşmalı, edinmiş olduğumuz görevlerimizi bir tamam yapmalıyız. Başta ebeveynler olmak üzere, biz büyüklerin çocuklarımızın önlerine çıkan engelleri kaldırmak için çabalamamız icap etmektedir. Bahsetmekte olduğum çaba gösterilmezse hayatımızın rengi olan çocuklarımızın avuçlarımızın içinden kayıp gideceği göz önünde olan bir gerçektir. Bizi hüsrana uğratacağını bildiğimiz bu kayıp gidişin önüne geçebilmek için çiçeklerimize zarar veren her şeyin hayatlarından çıkarılmasını sağlamamız gerekmektedir. Başta çocuklarımızı teknolojinin olumsuzluklarından kurtarma yollarına gidilmelidir. Ben hiçbir zaman demiyorum ki teknoloji işe yaramaz; fakat bizim yarınlarımız olan çocuklarımız işe yarayan yönlerinden çok yaramayan yönleri ile kafalarını dolduruyorlar. Oynadıkları oyunların olumsuz etkisinde kaldıklarına ve gözlerini kör eden karanlıkta kaybolmaya başladıklarına şahsen birebir şahit oluyorum. Onun için de diyorum ki evinize internet kurulumu yaptırırken muhatap olduğunuz şirkete oyunlara engel koymaları gerektiği anlatılmalıdır. Bu konuda bize düşen vazifeler göz ardı edilmemeli,eksiksiz yerine getirilmelidir. Hayatımızda en önemli yere sahip olduğunu düşündüğümüz çocuklarımızın, şiddet içeren diziler ve programlardan uzak tutulması gerekmektedir. Hayatlarında olumsuz etkilere meydan vermemek için bahsi geçen program ve dizileri seyretmelerine müsaade edilmemelidir. İnsan hayatında kaba kuvvetin hiçbir hükmünün olmadığına dair çocuklarımıza bilgiler verilmelidir. Kapatmamız gerektiği düşünülen kapıyı açmamak da aile büyüklerinin en önemli vazifesidir. Okuma sevgisini de bizzat çocuklarımıza aşılamamız onların okumanın önemini kavrayabilmesi için ilk önce bu yola kendimiz çıkmamız lazım gelmektedir. Ben bir baba değilim ;fakat hem öğrencilerime hem de etrafımda yer alan yeğenlerime okumaları konusunda vermem gereken tavsiyeleri vermekten kaçınmıyorum. Çünkü ,onlar ne kadar çok okurlarsa o kadar çok gelişme göstereceklerdir, inancı ile yolumda durmaksızın yürüyorum. Kendim onlara verdiğim tavsiyeleri uygulamazsam uçsuz bucaksız, sonu olmayan boş bir yola çıkmış olurum. Bu da önüme bakmayıp yönümü kaybettiğim anlamına gelmektedir. Cehaletin pençesine düşmüş insanlara okumaktan zarar gelmeyeceği ve manasız boş vakit geçirmenin insanoğlunun yapmakta olduğu en büyük israf olduğu anlatılmalıdır. Bu bilhassa teknolojinin lüzumsuz esareti altına girdiğini gördüğümüz çocuklarımıza bıkmadan yorulmadan dile getirilmelidir. Yapılan ufak bir hata çocuklarımızın dönülmez yanlışlar yapmasına sebep olacaktır. Bu hatalara düşmemenin yolu da bir şey bildiğini sanarak cehaletin esiri olan şahısların, ne işe yarar diye küçümsedikleri okumaktan geçmektedir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hüseyin İbiş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |