Þiir, tarihten daha felsefidir ve daha yüksekte durur. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
Yaz geldi mi bu mübarek karýncalarda zýrt diye, zort diye, zýnk diye, hatta hönk diye, birden ortaya çýkýveriyorlar. Ne yapsanýz, ne etseniz kâr etmiyor. Severimde keratalarý mübarek hayvanlardýr... Hazreti Süleyman’la bile hasbihalleri vardýr zibidilerin. Zibidilerin dediðime bakmayýn, canlarým onlar benim de yere de bir parça toz þeker ya da reçel dökülmeye görsün... Eve doluþmuþlar, ben çaðýrmadým tabi ki ’’Buyurun gelin iki lafýn belini kýralým.’’ diye... Kim çaðýrmýþ orasý da belli deðil. Hoþ kimseler çaðýrmasa da onlar atlayýp geliyorlar, eþikten... Þu meþhur Aðustos Böceði ile Karýncanýn Lafonten Amcanýzdan masalýný hepiniz bilirsiniz, duymuþsunuzdur... Çalýþkan belleriz hep karýncalarý... Ben de konuþmaya kalksam þimdi bu karýncalarla ’’Canlarým bitanelerim tatlý þeyler hadi yavaþ yavaþ voltanýzý alýn.’’ desem beni duymayacaklarý kesin, yüzde bir milyon... Öldürmeye de asla yanaþmam, içim elvermez... Bir çare bulmalý, ne þiþ yanmalý ne de kebap misali, tereyaðýndan kýl çeker gibi bu iþten sýyrýlmalý... En güzeli elektrik süpürgesi... Takarým fiþe, çekerim canlarýný acýtmadan makinenin torbasýna, sonrada bahçeye boca ederim... Çocuklara da tembih ederim, bir daha yerlere reçel bal gibi maddeleri damlatmayýn sakýn diye... Bilinen bir anekdottur ama biz yine de burada paylaþalým karýncalara, o mübarek hayvanlara belki biraz faydamýz dokunur... ’’Osmanlý Devleti’nin kudretli padiþahý Kanunî Sultan Süleyman, Topkapý Sarayý’nýn bahçesinde zaman zaman gezintiye çýkardý. Aðaçlarý, çiçekleri çok sever, sarayýn bahçesinde kuþ sesleri arasýnda denizi seyre dalardý. Bir gün yine bahçede dolaþýrken meyve aðaçlarýndan birkaç tanesinde çürüme emareleri fark etti. Dikkatli inceleyince aðaçlarýn karýncalarýn istilasýna uðradýðýný gördü. Aklýna aðaçlarý ilaçlayýp karýncalardan kurtarmak geldi. Ancak karýnca da can taþýyordu. Bunun vebali olacaðýný düþünerek hocasý Ebussuud Efendi’ye danýþmak istedi. Hocasýný odasýnda bulamayýnca edebi üslupla bir soru yazýp odasýna býraktý.’’ ’’Sanatkâr ruhlu bir hükümdar olan Sultan Süleyman, mahir bir kuyumcu olmasýnýn yaný sýra Muhibbi mahlasýyla þiirler de yazardý. Onun ince bir üslupla yazdýðý sualini Ebussuud Efendi odasýna döndüðünde gördü ve tebessümle okudu. Sonra Kanunî’nin yazmýþ olduðu satýrlarýn altýna sualin cevabýný yine þairane bir üslupla yazdý. Kanunî hocasýna þöyle sormuþtu:’’ ’’Meyve aðaçlarýný sarýnca karýnca / Günah var mý karýncayý kýrýnca? Hocasý Ebussuud Efendi ise þöyle cevap veriyordu: Yarýn Hakk’ýn divanýna varýnca / Süleyman’dan hakkýn alýr karýnca.’’
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |