Bir insan bir kaplanı öldürmek istediğinde buna spor diyor, kaplan onu öldürmek istediğinde buna vahşet diyor. -Bernard Shaw |
|
||||||||||
|
İlk çağ içinde som bencil oluş varken; kolektif yapılı toplumlarla birlikte bağıntılar vardır. Bağıntılar toplumsal çevrimden sonra bencil oluşa göredir. Bağıntılar ilişkilerden sonra artık çabalar, yapabilirlikler, KULLANIMLAR vs. hiçbiri kişisel değildi. Bugün TV kullanıyorsunuz. TV'yi kullanım için ortaya koyuşun gerçekleşmesi, işin eğitim ve öğretim bilgisi gibi işin üretim bilincinden tutun da onu ortaya koyan teknik, teknolojilerin hiçbiri kişisel emek değildi. Kişisel çaba; kişisel bilgi, kişi sel donanım; kişisel kapasite, kişisel aktarım; kişisel depolama, değildi. TV üretimi içindeki her bir parça ve entegrasyona dek billurlaşmış emek vs. hiçbiri bir kişinin veya kişilerin ömrü içinde ortaya koyabileceği sahipliği değildi. Yani kişilerin çabaları kişisel değil toplumsaldır. Kolektif içlemde kişiler çaba gösterirken kişisel bilgi ile değil, kolektif düzenlen imli kolektif donanımlarla çaba göstermektedir. Bu ne demekti? Kolektif eylem de kişi avı ürkütüp, avı bir yöne doğru amaçlı biçimde yönlendiriyorsa; ürküten tutum asla kişisel tutum ve kişisi çaba değildi. Tek başına kişi avı ürkütüp pusuya yatmayı bile akıl edemez. Etse de (!) sonuç alamaz. Bu nedenle pusuya yatan akıl ancak ve ancak kolektif alanlı, kolektif düşünceyle olanaklı olan kolektif akıldır. Kolektif olan genelde anonimdir. TV üretiminde kullanılan Maxwell ve Faraday yasaları çok kıymetli şahısların eklemli katkılarıyla da olsa; üretimin gerisinde hem "billurlaşmış anonim emek" vardır. Hem de Faraday yasalarını oluşurken ve Maxwell denklemlerini oluşurken gerisinde "canlı kolektif emek" vardır. Kolektif bir "billurlaşmış emek" ve "canlı bir kolektif emek" olmaksızın Faraday Faraday olamazdı. Maxwell, Maxwell olamazdı. Şu da bir gerçek ki gerisinde her billurlaşmış kolektif emekle canlı bir kolektif emek bulan kişiler de Ne Faraday olabiliyordu. Ne de Maxwell olabiliyordu. Buradaki zorunlu bağıntıları sezmeliyiz. Çünkü o şeyin gerisinde kolektif alanlı, kolektif üstel durumlu üssü yansımalarla; o şeyi donatan veya o kolektif birim zamanı finanse eden hem billurlaşmış hem canlı kolektif emek zaman vardır. Bir kolektif alan avlanma için pusu atıcı üsse yansımaları ve o işin sürdürülebilir ligini ortaya dökmüştür. Kişisel olan başarı dıştan bir depo enerji kullanamadıkça sürdürülebilir değildir. Kolektif alan içinde pusu kurma olasılığını ilk fark edip eyleme dökeni bilmeyiz. Bu anonim oluşun içindeki billurlaşmış kolektif emektir. Yine av yapacakla pusu atanın ve avı ürkütenin gerisinde o anda o av sahnesini destekleyip o anı sürdürüle bilir yapan canlı bir kolektif emek vardır. Nedir bu canlı emek? Ava gidenlerin akıllarının arkada kalmaması için arkada kalan yavruların bakımı, barınma alanında ateş yakıcılığı, barınma alanının ve kendilerinin korunmasının ve gözetlenme yapılıyor olması o andaki av ve pusu atma işin devam etmesini sağlayan CANLI VE KOLEKTİF EMEKTİR. Aynı zamanda da av ve pusu atma işi; bekçiliğin, koruyuculuğun ve yavru bakımının gerisinde olan canlı emektir. TV. ihtiyaç duyan herkes için anonim kullanımdır. TV. kullanırken devre kanunlarını, transistörü, manyetizma yasalarını vs. kimin, hangi toplumsal düzey ve düzlem içindeki kişisel eklemlerle bulunduğunu bilmeyiz. Ve TV'yi bunları bilmeden anonim yetkiyle kullanırız. Yani ihtiyaç nesnelerini ve alanlarını kullanım anonimdir. Anonim kullanırız. Kişisel bir avlanmada o bir tek kişi kendi av yapmasına kollayıcı gözcülük yapamaz. Kendi üzerine avı yönlendirip ürkütemez. Ürkütme yapıyorken de pusuda olamaz. Kişi kollayıcılar, pusuya yatma ve avı ürkütme gibi üç parçalı olamaz. Olsa bile(!) sonuç alamaz, sürdürülebilir olamaz. Bu nedenle tek kişi tedirginlik içinde kısa aralarla uzun süre ava odaklanamadan leş toplamak, kısa süreli şans eseri gizlenip avlanmak, börtü-böcek, ot, kök ve ağaçlarda meyve yemiş toplamak zorunda. Şöyle ki kolektif eylemde kişinin yönlendirerek ürküttüğü av bilinçli bir şekilde pusudaki en az ikinci bir kişinin üzerine doğru olur. Uzun süreli pusu ve deney tekrarları mümkün olur. Erken çağda kişi hem pusuya yatıp hem avı kendi üzerine ürkütemez. Parçalı eylemli ve bağıntılı planlama içinde ürküten emek de pusu da yatıp avlayan emek de kolektif emektir. Kolektif bilinçtir. Kolektif donanımdır. Ve illaki kolektif yapabilirliktir. Türümüz toplumsal varlık değildi. Türümüz toplum içine doğmuyordu. Ama türümüz sonradan toplumsal varlık olmuştu. Şimdiden sonra (totemi üreten yapılarla) türümüz önce toplumsal, sonra da insan olmuştu
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |