..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünya hayal gücünün tuvalinden başka birşey değildir. -Henri David Thoreau
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Politik Olaylar ve Görüşler > Osman AKTAŞ




5 Ekim 2024
Sefiller ve Sefilliğe Kefiller  
Osman AKTAŞ
Kanun çıkaracak olan bir mecliste uyuşturucu trafiğini araştırma komisyonu kurulması teklif ediliyor ve kendi deyişleriyle "cumhur ittifakı" tarafından reddediliyor. Ben aslında mevcut muhalefetin (ne kadar muhalif olduğunun da tartışılması gerektiğini düşünüyorum) nasıl "Uyuşturucu trafiği araştırılsın" diye bir teklif verdiğini de anlamakta güçlük çekiyorum.


:ACG:
Kanun çıkaracak olan bir mecliste uyuşturucu trafiğini araştırma komisyonu kurulması teklif ediliyor ve kendi deyişleriyle "cumhur ittifakı" tarafından reddediliyor. Ben aslında mevcut muhalefetin (ne kadar muhalif olduğunun da tartışılması gerektiğini düşünüyorum) nasıl "Uyuşturucu trafiği araştırılsın" diye bir teklif verdiğini de anlamakta güçlük çekiyorum.

"Muhalif" kavramını kullanınca aklıma geldi; yazmazsam çok önemli bir eksiklikmiş gibi aklımı sürekli kurcalayacak. "Muhalif" bizim oralarda cansız, yetersiz, zayıf, tutarsız ve işe yaramayan anlamına geliyor. "Muhalif" kavramının gerçek anlamı mevcut düzenin aksayan her şeyini dillendirip, yanlışlara karşı çıkan ve yanlışların değişmesi için mücadele eden anlamına geliyor. Bizdeki muhalefet, gerçek anlamında değil, tabiri caizse, işe yaramayan anlamını temsil ediyor.

Kanun çıkaran bir mecliste uyuşturucu komisyonu kurulma teklifi reddediliyorsa, reddedenlerin bu trafiği yönetenler oldukları ya da yöntenlerle işbirliği içinde oldukları anlamına gelir ki, bu milllete yapılan çok önemli bir ihanettir.

Sokak ortasında bir genç kıza tecavüze yeltenen iki sapık, gözaltına alınıyor ve birkaç saat içinde yeniden serbest bırakılıyor. Bu namussuzları serbest bırakan hakim ve savcıların kendi karılarına ve kızlarına aynı saldırı olmuş olsaydı, saldırganı serbest bırakırlar mıydı, çok merak ediyorum? İkincisi daha da vahim, sosyal medya baskısı sonucu serbest kalan sapıklara tekrar tutuklama kararı çıkarılıyor. Bu sapıkların tutuklanmasını gerektiren unsur varsa, hakimler neden serbest bırakıtılar? Suç unsuru yoksa hakimler, bu sapıkları neye dayanarak tekrar tutuklanmalarına karar verdiler? Mahkemelerin nihai kararlarını kanunlar ve onları uygulayan hakimler ve savcılar değil de, sosyal medya mı veriyor?

Bu olay yalnızca kamu sorumluluğu değil, aynı zamanda ahlaki bir sorumluluk. Bu adamları serbest bırakanların ahlaklarının da bir göstergesi ve aynı zamanda toplumsal yaranın başka bir boyutu.

Amerika'nın 1800'lü yıllardaki durumuna döndü ülke. Ortada bir devlet yok, herkes kendini ve ailesini kendi bildiği ve istediği şekilde korumak zorunda.

Devletin tanımında, vatandaşının güvenlik, sağlık, eğitim ihtiyaçlarını karşılamak ve adaleti sağlamak zorundadır, demiyor mu?

Ülke sınırı ve kontrolü yok, giren çıkan belli değil. Sadece Avrupa ülkelerine mülteci geçmesini engelleyen sınır denetimi var. Ülkemizin sınırını değil, Avrupa'nın sınırını koruyor devleti yönetenler.

İşte uluorta herkes birbirini öldürüyor, ölen öldüğüyle kalıyor, öldüren elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Sokak ortasında bir kız çocuğu cinsel saldırıya uğruyor, birkaç saat içinde sapıklar serbest kalıyor.

Sağlık yine aynı, sigortası olmayan vatandaşlar devlet hastanelerine dünya kadar para ödüyor, sigortası olanlar ise katkı payı ödüyor. Oysa ülke dışından gelenlerin sağlık giderlerinin tamamı devlet tarafından karşılandığıyla kalmıyor, muayene sırasında da öncelik hakkı kullanılıyor.

Adalet ise hak getire; bir yığın suçu belirlenmemiş kişi yıllardır içerde yatarken hırsızı, katili, sapığı, tecavüzcüsü, tacizcisi dışarda yeni suçlar peşinde koşuyor. Acaba ülkeyi yönetenler yine suçu engelleyemedikleri ya da engellemek istemedikleri için, "Herkes çocuğuna sahip çıksın. Akşam karanlığında dışarıda ne işleri var" ya da "Erkekleri tahrik edecek kıyafeti niye giyiniyorlar? Giyiniyorlarsa, sonuçlarına da katlanırlar" mı diyecekler.

Şimdi soruyorum; acaba medeniyet ve kalkınma bu mu? "İktidar ve yandaşları 2023'te uçacağız" derken ahlaksızlık, güvensizlik, sahtekârlık, namussuzluk, hırsızlık yönünden uçacağımızı mı kastediyorlardı, yoksa ülkeye doldurdukları kontrolsüz yabancıları kendilerine kanat yapıp, kendilerinin mi uçacaklarını kasdediyorlardı? Bu muamma da çözülmüş değil.

Hâlâ bir makam, 250 lira çocuk parası, bir miktar valilik veya kaymakamlık yardımı, 14 bin lira emekli maaşı ve 17 bin lira asgari ücrete kendilerini iktidara kiralayanlara ne demeli? Acaba bu sosyal yaratıklar kendilerini kiralaracak olan başka iktidarlara da aynı sadakati gösterecekler mi?

Nereden nereye geliyoruz? İşte ahlaksızlıkta sınır bırakmayanların toplumsal ve töresel boyutta değerlendirilmesi de kolay olmuyor. Birbirini alanlardan birbirini satanlara kadar kokuşmuşluk her alanda olunca konu da işte böyle yayılıyor.

Bir gün düzelmeye başladığını görebilme ihtimali dileğiyle...

5 Ekim 24
Gölcük



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın politik olaylar ve görüşler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Millet Olmak İçin Toplumsal Değerler
Çağın Ütopyası
Bu Vatan
Yusuf Kuyusu Ya da Milli Eğitim
Vicdansız Medya Cahil Toplum
Sosyal Medyada ve Tanıtım Panolarında Dilencilik
Büyüklerin Toprak Kapmaca Oyunu
Yusuf Tekin Tekke ve Zaviye Bakanı mı
Yusuf ile Müfredat
24 Kasım Şenlikleri (Önlükleri)

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İslam ve Rejim
İrade ve Kudret
Kanlı Temmuz
Devrimci Bir Derviş: Mehmet Akif
"Kadın Şairler Aşktan Bahsettikleri Zaman" Üzerine Birkaç Söz
Göğüs Kafesinde Kuş Yetiştiren Şair: Şükrü Çanku
Yazar ve Şairlerin Değişen Anatomisi ve Sosyal Statüsü
Kanlı Temmuz
17 Eylül ve Ülke Kaderini Değiştiren İdamlar
Sabahattin Ali

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Veda Partisinde Veda Hutbesi [Şiir]
Düş Geçiti [Şiir]
Saat Gökyüzüne Yaklaşıyor [Öykü]
Efsun [Öykü]
Sevgi Ya da Aşk Algısı [Deneme]
"Korkma Sönmez... "" Şairi [Deneme]
Aşkın Tarifi [Deneme]
Doğanın Çılgın Yaratığı ve Aşk [Deneme]
Bugün 23 Nisan [Deneme]
Eros'a Rekabet [Deneme]


Osman AKTAŞ kimdir?

1965 Erzurum doğdu. Gazi üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, TDE bölümünden mezun oldu. Sırasıyla Van, Bartın, Antalya,Bursa, Ankara, Bodrum'da öğretmen olarak görev yaptı. Halen Kocaeli'bde görev yapmakta. yaklaşık 40 yıldır şiir,öykü ve eleştiri yazıları yazmakta. Eserleri: 1. ayArsız; Uludağ Yayınları 2007 (Şiirler) 2. bermudayı tek geçmek; Cinius Yayınları 2016 (Şiirler) 3. AsiMilat(ör); Cinius Yayınları 2017 (Politik Denemeler) 4. (D)OKU(N)MUŞTUK; Cinius Yayınları (Kitap Eleştirileri) 5. cennet cazgırları; Cinius Yayınları 2017(Şiirler) 6. çorak düşler ülkesi; Cinius Yayınları 2018 (Şiirler) 7. Yağmur Yankıları; Artus Yayınları 2018 (Öyküler) 8. Sessiz Çığlık; Cinius Yayınları 2018(Kitap Eleştirileri) 9. dar vakitte aşk; Cinius Yayınları 2018 (Şiirler) 10. Âşık Hüseyin Fizâhî; Cinius Yayınları 2018 (Şiirler) 11. Şuaraya Elhan Olmak; Cinius Yayınları 2019 (Şairler Üzerine Denemeler) 12. ναυάγιο αγάπης (enkaz-ı aşk): Cinius Yayınları 2019 (Şiirler)


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Osman AKTAŞ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.