Kendinden daha uyanık insanları işe aldığın zaman, senin onlardan daha uyanık olduğunu kanıtlamış oluyorsun. -R. H. Grant |
|
||||||||||
|
Zordur sewdayı doyurmak,çok zordur, Ancak sen beni bilmezsin ki gülüm. Benim yakan dokunuşlarım vardır. Gözbebeklerim bir kez düştümü silüetine , Sen bu çemberden sağ salim çıkamazsın . Bakışlarım üstüne düştüğünde , Bir yağmur gibi serinletir tenini . Ellerim bir dokunaç gibi ellerini sarmaladığında Kurtulumazsın. Ve o an çırpınman sadece boşuna. Kollarımdan hiç çırpınma sen kaçamassın. Kaç sabahtır gözlerim , İstanbulun kızılca doğan , Güneşini seyrediyor tek başına , Kaç mini mini giyinmiş gemiler yanaştı bordoma , Kaç vapur geçti yanımdan , Kaç, Kaç, Kaçççç, Fakat ben hiç birini sana değişmedim. Sen allı bir gelin gibi , Süzüldün denizin üstünden , Yeşil gözbebeklerime. Çıkardım güneş gözlüklerimi , Saatlerce çırılçıplak gözlerle , Senin gönlüme doluşunu izledim. Oooof bir nefes gibi sen, Dokunuşlarım bir buz gibi serinliği ile düştüğünde tenine, Sen kaçma , Zaten kaçamazsın, Çırpınmanda boşuna yakarım o kahve gözlerini offf . Benim elektrik yüklü ikibinüç wolt sanayi ceryanı tutkularım var. Şimşek şimşek bak çakıyorlar gönlümde. Tufan gibi esiyorlar içimde. Sen bilmezsin ki içimde kopan fırtınaları, Çıldıran okyanusları, Kasırgaları, Sen dağ gibi sevdamıda bilmessin . Bakışlarım bir kez üstüne düşmeyi versin gülümmm. Beynime işte o an kazınacaksın. Korkuyorsun, Biliyorum, İllede şimşek şimşek çakan bulutlarımı indireyim ayaklarına dizlerine, Söyle , Söyle, Peki öyle olsun, Onlarıda indiririm bekle. Aşk yağmurlarım var benim sana yağan. Seni serinleten. Kışın da bir yorgan gibi üşümemen için üstünü sımsıcacık örten. Yaşayacaksın. Sende bana çöl yağmurlarıyla gel , Sar bedenimi ıslat beni . Bir çiçek olayım sen sula beni . Dolanayım boynuna bir sarmaşık gibi. Ve öpeyim . Dudaklarım ıslatsın tenini, Ve dudaklarını, Oooffff şu rüzgar ne kadar da vefasız, Senin kokunu getiriyor bana karşı yakadan nispet yapar gibi . Ve kıskanıyorum . İçimde sana karşı kaynayan şeyler bir bir diziliyor tek sıra boğazıma. Yutkunuyorum , Her yutkunmamda sen, Oysa şu istanbul geceleri öyle değil . Her gözde sen, Her dudakta sanki sen, Ve ben içiyorum seni bu istanbul geceleri . Her kıza baktığımda, Kahverengisinde , Sarısında saçlarının, Ve kokusunda , Gözlerinin kahvesinde. Bende bir kahve oluyorum onunla beraber acaba senmisin diye. Islak dudaklarım ismini söylüyor o kahverengi gözlere. Sen bakışlarımı bilmessin donar teninde. Ama ben o tenlerde donmadım gülüm demekki sen yoksun o güzellerin içinde. Sen güzel değilsin benim için, Sen özelsin. Sen bir bebeksin. Islak dudaklarım konuşuyor şu an seninle. Biliyorum okuyacaksın. Bir güvercinle postalayacağım mektubumu sana. Postacı eğer şaşırmassa içimdeki sevgiyi içinde yaşayacaksın. Ben aşkın içinde sevgiyi yaşamayı sevmem. Çabuk geçer bir yaz yağmuru gibi. Oysa benim sevda içinde aşkım vardır. Dökülür yer yüzüne, Kalıcı, Ve iz bırakır , Dökülür senin tenine AŞK YAĞMURLARIM. Islanırsın, Dudaklarımın ıslaklığında giderirsin susuzluğunu. Şu gözlerimi zaman zaman kapatmasam inan , Bebeğim gözbebeklerimde tutuşursun, Kül olur yanarsın. Coştukça sana coştuğumun bende farkındayım. Ama bu benim gerçeğim. Sen bu gerçeğimi görmekten kaçamazsın. Ben hiç yıkılmadım, Sendede yıkılmadım, Ama beni çok sarstın. Bir kaç kirişim çatırdadı. Bir kaç çivim çıktı yerinden. Çivisiz kaldım, Çıkan çivilerin yerinide kahverengi tellerle bağladım saçlarının yerine, Bir kaç kez çıldırdım hemde. Bir kaç kezde kahve gözlülerle yattım, Ooof ama dokunamadım, Varmadı parmaklarım, Okşamadı, Sarmadı kollarım, Çünkü ben TEK , TEK sana yandımmm , Oyyyyy , Oy, İşte, Sen biliyorsun güçlü tutkularımı, Hissediyorsunda değil mi ? Geçen gece barda her kahverengi gözlüde seni aradım. Her kahverengi saçlıda da seni , Hepsiylede göz göze geldim ismini evet bu diye fısıldamadı yüreğim. Sonra bir kaç tanesinin elini tuttum , Soğuktu . Sevmedim, Sen değildin. Ama neredeydin. Of, Yoksa maç mı izliyordun bilmem ki. Maç vardı tv de . Kimbilir belki . Bir tanesinin eli ılıktı sonra . Geç gelmişti . Gözlerimin karesine girdi ve bir daha da çıkmadı . Sonra motorla beraber gittik . Evi karşıdaydı sabaha karşı evine bıraktım , Ve kadıköy de vapurların sabah sabah gidiş gelişlerini izledim gün doğarken. Ve o yine sen değildin . Çünkü senin olmadığını bana söyledi tenim. Offff bu ne vefasızlık . Korkuyorsun biliyorum. Fakat ben, O korkuyu senin, Köpeğin yaparım, Kölen ederim, Kulun olur. Ama benden korkma . Bu korkuyu sana armağan etmek için ben gelmedim. Sana geldim, Seni mutlulukla içmek için, Hayallerimde nasıl içtiysem kadeh kadeh seni . Her içişimde bir daha bir daha seni istediysem sarhoş olamadan barmenden. Barmen yasak ettiyse seni içmeyi halüsilasyon görüyorum diye. Şimdi gerçeğini içmek için dağları, Yolları keskin bir bıçak gibi yarıpta döküldüm bir tanem. Senin gerçeğini TEK TEK içebilmek için . TEK sana dokunsun TEK TEK parmaklarım, TEK senin elini tutayım, TEK TEK sen dol gönlüme bir buz gibi, Kırımsa ol hadi üşüt beni , Omuzlarımda dolansın ellerin, Dudaklarımı sarsın öpüşlerin, Şu dudaklardan TEK sen ol içen , TEK sana susayayım, TEK sen bana susa , TEK TEK birbirimizi bizde içelim bir meyve kokteyli gibi, Ben ananas olayım, Sen kiraz . Ben kışın olayım , Sende yaz . Ben buz olayım , Sende güneş, Eriyeyim sende Sende ben yavaş yavaş, Offff yok işte , Yok , Yok , Çare yooooook . Bu akşam istanbul caddelerinde yine kahverengi saçlı, Kahverengi gözlü sen avına çıkacağım . Seni bulmak için . Beni SENİNLEŞTİRDİN ya , Helal olsun sana , Bir yıldız oluyorsun, Bir ay, Bir yıldız oluyorsun, Bir ay, Bir yıldız oluyorsun, Yıldız, Yıldız, Vay, Vay, Vay, Seni daha bulamadım . Kimbilir belki arkamız dönük olarak dokunmadan geçtik yanımızdan birbirimizin , Ama gözbebeklerime düşmeyince, Rüzgar tersten esince kokun gelmiyor Ve olmuyor, Olmuyor bebeğim . AŞKIMIN DAMLALARINI dökmek için girdim nete. Ve bir bir sağnak sağnak döküldüm bak . Bu dökülüşlerim , Yaradana, Sana , Dudaklarına, Saçlarına, Gönlüne, Bu dökülüşlerim vefasız ve acımasızca geçip giden zamana , Bu dökülüşlerim sadece sana sakladığım dokunuşlarıma , Dokunuş, Dokunmak, Ellerini tutmak, Gözlerine sevdamı haykırmak için . Duyuyorsun değil mi ? Anlıyorsun değil mi ? Çıldırdığımıda biliyorsun, Biliyorsun değil mi ? Kaç gündür seninle konuşmadım, Kaç zamandır seni düşünmekten kaçtım, Kaç zamandır seni , SENİNLEŞTİRDİĞİN ben olarak başka tenlerde aradım. Olmadı, Yine düşündüm, Yine düşündüm, Olmuyor, Olmuyor işte , Keskin zekam sökmüyor ki seni beynimden. Keşke aptal olsaydım biraz salak olduğum gibi . Yiğit gözlerimin çığlıkları bunlar, Ağlıyorsada erkek gibi ağlıyor. Çıldırıyorsada mertçe çıldırıyor. Dökülüyorsada gözlerimden bir şeyler senin aşkın uğruna ya , İşte bu bana şimdilik yetiyor. Her geçen saniye , Düşünmemek için , İçimden bine kadar sayıyorum geriye doğru , Ve birden sonra senin adın geliyoooor. Oooof buna vefasızlık. Sen değil su gibi akıp giden bu zaman. Ben ağlıyorum, Dağlar ağlıyor, Güvercinler bile ağlıyor. Yeşil gözlerimde bıkmadan, Yorulmadan seni arıyorrr, arıyorrr , Bu akşam bir başka kahverengi gözlüyle sen diye beraber olacağım, Neden onlar senin gibi değil. Neden tenleri soğuk . Neden bakışlarım donmuyor onlarda, Neden, Neden, Neden, Ve ben , ÇILDIRIYORUUUUUUMMMMM , AŞKIMIN YAĞMURLARINDA , Oooooooooof Of Umarım duyarsın sesimi AŞKIMIN YAĞMURLARINDA, Ben deliripte erimeden. Islanacaksın AŞKIMIN YAĞMURLARINDA Bakışımlarımda, Dokunuşlarımda, Şu göğsüme tok tok vurduğumda , Sen acıyacaksın , Yetmiyor sensiz sabahlar, Yetmiyor sensiz geceler, Ölüm gibi, Yokluğun sensizlik gibi, Ayrılık param parça olmuş gibi , Şu dom dom kurşunu gibi yakan sözler dilimin değil ki , Yüreğimin, İçimdeki çılgının Kibarın sesi . İşte her şey , AŞKIMINNN YAĞMURLARINDA )))))))) not : bu sayfanın bütünleşmesinde resmini kullandığım sevgili duygusağanağı/sevgili nilgün ablama bu konuda gösterdiği duyarlılıktan ve herzaman bana sunduğu desteğinden dolayı kendise teşekkür etmemem açıkça benim küstahlığım olacaktır ki bunu yapmam söz konusu bile değil ve içten teşekkürlerimi ,sevgilerimi sunuyorum.saygılar ,.... KİBAR
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kibar TAVASAV, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |