Tanrý insaný yarattý, insan da sanat yapýtýný. -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
Ömer Akþahan Bir þeyler içinizi kurt gibi kemiriyorsa, düþündüðünüz son yavaþ yavaþ gerçekleþiyor demektir. Bazý unutulmaz film kareleri kimi zaman karþýnýza ansýzýn bir yerlerde çýkar ya, Salvador’u tanýdýðým gün de benim için öyle oldu. Onunla geçirdiðim zaman dilimi kare kare gözümün önünde, bir türlü silinmiyor. Dostunuzu aramak istersiniz, beklediðiniz yanýtlarý alamazsýnýz, ama sormaya da cesaretiniz yoktur, yaþadýðýna dair..Dalýndan her an düþecek meyve gibi nasýlsa o da bekler gün be gün... Bir gün cüzdanýnýzda henüz çöpe atmadýðýnýz küçük bir not iliþir gözünüze; bir isim, bir adres, küçük bir umut gibi taþýrsýnýz ya onu cüzdanýnýzda, iþte ben de, Salvador’un bana umutla yazdýrdýðý adresin olduðu küçük bir kaðýt parçasýný taþýdým aylarca... Bir Beyoðlu klasiði; akþamýn geliþi, Ýstiklâl Caddesinin gün boyu süren canhýraþ telaþý içinde Sait Faik’in bir öyküsünde anlattýðý gibi her saat baþý insan manzaralarý güneþin göle düþen izdüþümü gibi deðiþiyordu. Tramvaysa bu caddenin yýllardýr deðiþmeyen baþ rol oyuncusu ! Trafikteki önceliði sayesinde keyifli deðiþmez çanýyla, çocukluðumuzun Deli Bayram’ý gibi bir aþaðý, bir yukarý akýp gidiyor. Deli Bayram, yaz kýþ demez, üstte düðmesiz siyah bir gömlek, altýnda da diz kapaðýna inen uzun siyah þortla sürekli tren istasyonunu bir aþaðý bir yukarý dolaþýrdý. Geceleri nerde kaldýðýný bilmezdik. Her tren geliþiyle gözlerinde farklý bir sevinç kývýlcýmý çakardý. Trenin istasyona giriþinden çýkýþýna dek her vagona -insan olsun olmasýn- gülermiþ gibi bakar, sürekli açýk aðzýndan salyalar akardý. Onun kimseye zarar vermediðini bilmemize karþýn, gizemi nedeniyle içimizde ona karþý hep bir korku vardý. Þimdi ne zaman tren görsem Deli Bayram gözümün önünde canlanýverir. Bir düþünsenize, acaba bu Beyoðlu tramvayý kim bilir kaç öyküye, kaç romana konu olmuþtur? Türk edebiyatý için herhalde bulunmaz bir nesne... Beyoðlu’na “Ýstanbul’un kalbidir” diyen, boþuna dememiþ, dedi. Çünkü, o, dünyayý Beyoðlu ile tanýmýþ; burada sevmiþ, sevilmiþ, ihanete uðramýþ, gerçek bir Beyoðlu efendisiydi. Okul yýllarý su gibi akýp gitmiþ ve günün birinde parlak bir hukuk mezunu olarak avukatlýðý benimsemiþ iþ hayatýna atýlmýþtý. Yoðun iþ temposu ve baþarma hýrsý ile neyi kaybettiðini anladýðýnda iþ iþten geçmiþ olduðunu gördü. O, yaþadýklarý nedeniyle kendine ciddi anlamda bir hayat arkadaþý seçme yerine günlük iliþkilerle yetiniyordu. Karþýsýna ciddi düþüncelerle yaklaþanlar çýktýysa da, dudak büküyor, gülüp geçiyordu. Yeþilçam Sokaðý senaristlerinin klasik senaryolarý onun hayatýna kolayca uyarlanabilirdi. O, bu yaþamýn içinde avukat rolü üstlenmiþ biriydi. Evliliði büyük bir cendere gibi görüyordu.. Renkli Beyoðlu yaþamý onu da kýskacýna almýþtý. Kazancýný geleceðe aktarma kaygýsý o yýllarda pek düþünmediði bir konuydu. Ruhu özgürlüðe tutkundu. Uzun boylu, yakýþýklýydý, aþk filmlerinin tipik jön tavýrlarýyla Beyoðlu kaldýrýmlarýný eskitmiþti. Yýllar yýllarý kovalamýþtý. O parlak, þaþaalý günler geride kalmýþtý. Çevresinden insanlarýn birer birer çekildiðini anlamaya baþladýðýnda artýk her þey için geçti. Aile bireyleri de Ýstanbul’da dönem dönem yaþanan siyasal akýmlarýn yarattýðý olaylar sonrasý Ýsrail’e ya da Amerika’ya göç etmiþlerdi. Þu an adresini bildiði bir kardeþi halen Amerika’daydý. Onun ne durumda olduðunu bilemediði gibi kendi durumunu ona aksettirecek bir iki satýr mektup yazmaya takati de kalmamýþtý. Yýllarýn derin izini taþýyan deri iþ çantasýný taþýmak da son günlerde aðýr gelmeye baþlamýþtý. Þifresini çevirirken dahi zorlanýyordu. Elleri titriyordu. Büronun kapýsýný kapattýktan sonra ýþýðý açýk býraktýðýný dönüp dikkatlice baktýðýnda anlamýþtý. Bu alýþkanlýðýný hâlâ sürdürebiliyordu. Eskiden unutmazdýn hiçbir þeyi Salvador, diye kendi kendine mýrýldandý. Iþýðý kapatýp, çýktý. Han bekçisine iyi akþamlar dileyip, handan ayrýldý. Cadde her gün alýþkýn olduðu kalabalýðý taþýyordu. Balýklý Rum Hastanesine ne þekilde geldiðini anýmsamýyordu. Bilinci yerine geldiðinde artýk yaþamýndan geride hiçbir þeyin kalmadýðýný anlamýþtý. Bu karyolaya mahkumdu. Her gün önüne ne getirirlerse onu yemek zorundaydý. Ellerine ve kollarýna egemen deðildi. Ne zor þey, dedi, birilerine baðýmlý olarak yaþamak. Oysa o, yýllarca bu nedenle evlenmekten kaçmamýþ mýydý? Þimdiyse mavi gömleklilere muhtaç duruma düþmüþtü. Bir öðle yemeði aný...Tekerlekli yemek masasýný getiren görevli alýþýk bir tavýrla yataðýn kenarýna býrakýp gitti. Salvador yastýðýndan binbir zorlukla uzattýðý baþýný yemek tepsisinin hizasýna getirdi. Eliyle büyük bir balyoz kaldýrýrcasýna uzandý. Yemek kaþýðýna koyduðu patates püresinin yarýsý dudaklarýnýn kenarýndan tabaða dökülüyordu. Göz ucuyla bana baktýðýný hissettim. Yavaþca yanýna yaklaþtým. “Size yardým edebilir miyim?” dedim. Gözleri umulmadýk bir þekilde ýþýldadý. Gözleriyle evet, dedi. Tüm dikkatimle yemek yedirmeye çalýþtým. Bir ara gözlerimin içine bakarak:”Siz cennetten mi geliyorsunuz?” demez mi? O an film koptu. Makinistin filmi yeniden baþlatmasý için seyircilerden kopan ýslýklarýn kulaklarýmda yarattýðý uðultunun dinmesini bekliyorum. Sahi, Salvador þimdi nerede?
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © ömer akþahan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |