..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyanın her tarafından öğretmenler insan topluluğunun en fedakâr ve muhterem unsurlarıdır. -Atatürk
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Günlük Olaylar > ESRA BAYKAL




9 Eylül 2003
Aşk, askerlik, erkekler...  
ESRA BAYKAL
Aralık ayı itibariyle, ben de sevdiğim adamı, Türk Ordusu’na geçici olarak tahsis ediyorum.


:EEIE:
AŞK, ASKERLİK, ERKEKLER...

Bunca yazıdan sonra hala sizi aşık olmaya ikna edemedimse, yazık... Yok olduk, senin için rahat etsin diyorsanız ne mutlu bana. İşallah, kalkıp, askerliğini yapmamış bir adama aşık olmadınız!? Valla o zaman benimle senkronize ağlayacak bir yere buyrun. Çünkü Aralık ayı itibariyle, ben de sevdiğim adamı, Türk Ordusu’na geçici olarak tahsis ediyorum.

Allahım ne beter işmiş bu; bir yanda ülken, milliyetçi duygular (?) vs., bir yanda hayatının anlamı, kaçtığın, sığındığın adam. Onsuz geçecek aylar...Bu ayların onda yaratacağı bünyevi değişiklik ihtimalleri, vatan, millet, sakarya...”Beni de alın askereeeeeeeeeee!!!” nidaları...
“ Ay ne zaman profesyonelleşecek bu ordu?!” çemkirmeleri,
“ Ne katıyor ayol askerlik, bizim haytalara?!” sorgulamaları...
” Valla burda kalsaydı, vatana (yani bana) daha hayırlı olurdu!” düşünceleri...

Kendi bencilliğimi bir yana bırakırsak, giden açısında da çok lezzetli bir durum değil tabii. İşini bırak, onca çaba harcadığın ilişkinin en güzel günlerinde, sadece erkeklerin olduğu bir koğuşa gir, kadın ne bok yer onu düşün, burası neden böyle kokuyor diye daral, dönünce ne olacak, herşey aynı mı, bu telefon kuyruğu ne zaman bitecek, yeşil de pek rahatlatan bir renk değilmiş özünde, gibi kafandan geçen bilimum sıkıntılarla baş et...

“O olmasaydı, hayatta gelmezdim ya ben buraya” diye, kadına bok at, sonra “Ay galiba çok fena özledim!” diye ağlamaya başla. Her türlü duyguyu içinde, dışında, ruhunda, bedeninde yaşa ve fakat bir türlü patlayama. “Mektup, ziyaretçi süreleri arasındaki farkı, burda yaşanan sıkıntı anlarından çıkar, ah işte geriye kalan benim yalnızlığım” tribine gir...Bu arada, senin hayatın ne ölçüde zindansa, mümkünse geride kalanlara da yaşat...( Bu mutlaka yapılır, emin olun!)

Şimdi bunca yaşanan ve yaşanacak sıkıntıya baktığımızda, neresi hayırlı askerliğin? Benim ve sevgilimin ömründen 6 ila 12 ay arasında değişen bir dönemi kim neden çalmakta? Hatta hangi hakla! Bir de bunu, gereklilik haline dönüştürerek, insanların en iyi okullardan mezun olduğu halde, iş bulamamasına neden ol! Asker olmak isteyen, sınırda beni korumak isteyen, bu alana ilgi duyan herkese açık zaten askerlik kurumu, ne demeye benim aklı sadece mühendisliğe, teknolojiye çalışan sevgilimi almaya kalkıyorlar!? O anlamaz ki öyle, nöbet tut, sicil numaranı söyle, hazır ol vs. Ona sor, nedir bu makinanın çalışma mekanizması, bak yeni bir fotoğraf makinası yapmışlar, al oyna de, ne bileyim, kartondan anten, radyo falan yaptır...Uykusu gelir hem onun nöbette, hiç dayanamaz uykusuzluğa, huysuz olur. Ararım telefonla bana patlar, olan güzelim ilişkimize olur. Dikkat edin, genelde ilişkiler, erkek askere gittiğinde biter, ve hep hatuna bok atılır,
“ Askere geldik terk etti beni!” diye...Sen hiç farkında mısın acaba, neler çekti o kız senden, askerlik süresi boyunca. Normalde yapmayacağın kaprisleri yaptın kıza...Askerlik, hem kişiye, hem de ilişkilere zarar bir şeydir.Ben bunu bilir bunu söylerim...

Şimdi izninizle, ben günlük “ Allahım, 2 ay kaldı, ne halt edicem ben!” ağlamalarıma gidiyorum...Gelmek isteyen hemcinslerim varsa beklerim...

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Savaşsız Bir Dünya
Gönderen: Mustafa Şakarcan / , Türkiye
30 Ekim 2008
Savaşsız bir dünya, güzel bir hayal ne yazık ki... Bu durumda da, ordu ve askerlik zorunlu hale geliyor. Ülke savunması ile ilgili bir konuya fazlaca bireysel bakmışsınız. İlişkiler sağlam ise, asker likten kaynaklanan kısa ayrılık hiç bir zarar veremez. Orada yaşananlara bakışınız ise, bilgi eksikliğini gösteriyor. Gençlerimiz, o ocakta çok şey kazanarak sivil hayata dönerler. Saygılar...

:: sadece bir dilek
Gönderen: Ersin Doğu / Ankara/Türkiye
26 Temmuz 2004
Umarım bir gün milyonlarca insanla paylaştığım, "Savaşsı bir dünya" hayali mümkün olur ve insanlar -geçici veya ebediyen- sevdiklerinden ayrılıp, hiyerarşinin, mantıksızlığın ölümün -en azından "öldürmek" eğitiminin- olmadığı bir dünyada yaşarlar...

:: Düşünce güzel fakat biraz ağır değil mi yorumlar..
Gönderen: Ali BİLGİLİ / sürgün
18 Mayıs 2004
Öncelikle askere giden kişilerin geride kalanlarına çektirdiği haksız acılara kattıldığımı belirtmek isterim.Bende bir askerim hemde ömürboyu, bana ne bu sizin sorununuz diye iç çektiğinizi duyar gibiyim.Bizde istemiyoruz insanlar askerde sorunlar yaşasın, yaşatsın ama düşünün bir kere Irak, Afganistan, Bosna, Çeçenistan vs. buralarda savaş var hergün onlarca insan katlediliyor ve hala önlenemedi ve önlenecek gibide değil niye hiç düşündünüz mü ? Kendinizi yormayın ben izah edeyim. Düzenli bir orduları yok, halkları bizim gibi ya da sizin tabirinizle vatan, millet, sakarya diye düşünmemişler zamanında ve şimdi yavruları kucaklarında, yataklarında ölüyor. Bu yüzden biz de askerlik var. Ayrıca askerlikte yaşananlar hakkında okurlarınızda ağır eleştirilerde bulunmuşlar. İçlerinde severek okuduğum Tayyibe ATAY' ın anlatmak istediklerinin iyi niyetli bir yaklaşım olduğunu düşündüm diğerlerininde askerlikle ilgili tam bir bilgi birikimlerinin olmadığı kanısındayım. Mutlaka 4x4 değil ama o kadar da kötü değildir. Ayrıca vatanı korumak için istekli kişiler var diye belirtmişsiniz onlar maddi külfet demek devletimiz için...Galiba biraz fazla aktardım düşüncelerimi zaten sevdiğiniz insanda askerliğini çoktan bitirmiştir.Lütfen kimse yazdıklarımı yanlış anlamasın M.K.ATATÜRK' ün kurduğu laik, demokratik cumhuriyetimizin korunmaya ihtiyacı var Bush'lar, Blair'ler, Öcalan'lar varoldukça bizde varolacağız sizin desteğinizle tabi...Saygılarımla

:: iyi de
Gönderen: oğuzkan bölükbaşı / ankara
15 Eylül 2003
sevgili baykal, yazınızı çok beğendim. çok konuşulanları güzel bir üslupla ele almışsınız, "ekmek teknesi" dizisindeki kıl gibi soracağım ""bir yere takıldım, askerlik hayattan 6 veya 12 ay çalıyor peki "aşk hayatından ne kadar çalıyor" bu bir "hayat nedir" bu iki"üniversite sınavınd iyi bir yer kazanmak için gece gündüz kursa gitmek kaçyıl çalıyor" bu üç , bence hayatımız öyle hırsızlanıyor ki bir şiirimin son iki dizesini yazayım önce"yüz yıl sonra kimse kalmayacak bugünden,bir geceyi çalsam ne olur ömründen" "yüz yıl sonra kimse kalmayacak bugünden, 12 ay akerlik anısı geçse ne olur ömründen" sevgiyle kalınız

:: İlk aklın ilk işi!
Gönderen: Tayyibe Atay / Bolu
11 Eylül 2003
'yıkımını düşünmek yıkımım sınırların../bu benim düşüncem/oysa sular kana devinim sınırlarda/askerler/askerler/askerler../ilk aklın ilk işi gibi/ilk aklın ilk işi gibi!../hep tetkteler...'(ÇAĞA VURGULAR'dan)Merhaba Sayın Baykal!Yazınızı,askerliğe karşı içimde biriktirdiğim kinimi bileyerek okudum.Oldum olası sevmiyorum asker yanımızı ve savaşları...Ama şimdi daha çok sevmiyorum!.Sizin yazınızı okuduktan sonra yani!Birbirini seven iki insanı ayıracak neden askerlik oluyorsa,tabii ki sevmem!Allah korusun,ölüm olsa neyse!..Teşekkürler size ve selam ile sevgiler...

:: İlişkiler çerçevesinde bakmayı tercih ediyorum
Gönderen: Osman Volkan Şahin / İstanbul
11 Eylül 2003
Ordu ve askerlik hakkında yorum yapmak istemiyorum. Sanırım site kurallarına da aykırı olur bu. Ancak militarizmin ölüme hazır insanlar yaratmak iin gerici disiplin yöntemlerine bağlı mantık anlayışına karşı olduğumu söylerek kafalarda oluşacak "ordu düşmanı" fikrini silmeliyim. Gelelim ilişkiler açısından bakmaya. Eğer iki insan birbirini seviyorsa ve gerçekten seviyorsa, bırakın askerlik gibi zorunlu ayrılık aylarını, ondan daha basit günlük sorunlarda, ya da daha güç hayatî aşamalarda, karşılıklı özverinin ve paylaşımın, üretimin ilişkiyi her türlü tehlikeden koruyacağı bir gerçektir. Çünkü sevgililik dediğimiz şey sadece ele ele tutuşmak demek değildir. Gözden ırak olanın gönülden ırak olduğu durumlar olsa olsa o basit ilişkilere özgüdür. Askerlik sirecinde ayrılan çiftler, Türkiye'de zorunlu askerlik olmasaydı başka bir şey için yine ayrılacaklardı. Sorun varsa çözümü de vardır. İşte iki sevgili arasındaki o aşk dediğimiz bağ, çözümü yerin yedi kat dibinde bulup çıkarmak için yeter de artar bile. Yok üşenirseniz, zaten aşkınıza, sevginize güvenmiyorsunuz demektir bu. Biraz uzun oldu ama sizi, duygularınızı ve yazınızı ciddiye almama verin.

:: bir bilgi
Gönderen: Meryem Uçar Kayalı / izmir
11 Eylül 2003
Askerlikte tek bir mantık vardır.. savaş mantığı.. bize son derece mantıksız gelen şeylerin bile çoğu zaman altında bir mantık yatar anlayamasak da.. Orduda herşey savaş koşullarına göre değerlendirilir.. ve ben bu sayede geceleri rahat uyuyabiliyorum çevremizdeki ve içimizdeki onca düşmana (düşman demiyim de... tehlikeye) rağmen... Irak savaşından birkaç gün önce gene bir asker sevkiyatı vardı ve ben o sırada ankara ya da istanbula gidiyordum.. analar, babalar, sevgililer belki de savaşa uğurluyorlardı askerlerini ama gene de aynı coşku ve gurur ile.. bilemiyorum, belki de asker kızı oluşumdan ve hayatımın sürekli askeri ortamlarda geçmesinden kaynaklanıyordur bu konudaki fikirlerim... ancak bence her türk erkeğinin mutlaka yaşaması gereken bir deneyim askerlik.. hele hele el bebek gül bebek yetiştirilen erkeklerimizin kesinlikle burunlarının bir kez olsun sürtmesi gerek ve bunu iyi yapıyorlar askerde!! bir de şu yanından bakmak lazım olaya, okuma yazma bilmeyen bir yığın türk erkeği askerde öğreniyor okuma yazmayı.. hayatı boyunca tuvaletin alaturkasını bile görmemiş olan bir yığın erkeğimiz olduğunu biliyor muydunuz? neyse.. bu böyle çok uzar.. en iyisi ben yazmayı bırakayım artık.. sevgilerimle Meryem

:: Emret komtanıımmmm :))
Gönderen: Gültekin BAYIR / Şehr-i saadet
10 Eylül 2003
He hee yazını okuyunca iyiki de askere 19 buçuk yaşına bile girmemiş hatta dooru düzgün sakalı bile çıkmadan bi tıfıl olarak gitmiş olmanın ne büyük bi avantaj olduunu anladım. Daha ne olduunu anlamadan bitti üstelik fazladan bilem yapmışidim bi askerlik süresi kadar daha neredeyse. Ama ilişkiler derinleşmediği için o yaşlarda o tip problemlerim ve arkamda anamınkinden başka kıpırdanma eğilimli bir kadın yüreği olmamasının o zaman yaşamayadığım avantajını bana yaşattığın için şahsınızda bütün asker yavuklularına teşekkürü bir borç telakki ederim bayan :)))

:: ÜZÜLME ŞEKER:)
Gönderen: BİNNUR EDİSAN / ANKARA
10 Eylül 2003
Merhabalar Esra; Aslında üzülerek bir dışavurum yaptığın yazını niçin yanlış anlamış beyefendi anlamadım.Bence herhangi bir kinaye yok ; sevgilisi askere giden birinin özlemi için hazırlık aşamasıdır. Erkekler ve Askerlik; hepsi değil ama çoğu askerdeyken terkedilmekten acı duyarlar anlatırlar da anlatırlar:))) Oysa ben askere giden bir sevgilimi tam 8 ay beklemiştim sabırla gelince terketmiştim..Üzülme sevda aralıksızsa zamana yollara ve yılların ardında erimeyecekse sabret güzellik. Sevgiler

:: kötü
Gönderen: selim ışık / bursa
10 Eylül 2003
tamamını okumadan bir yazı hakkında iyi ya da kötü nitelemesi yapmanın çok ayıp olduğunu biliyorum. Ne var ki daha ilk sözcüklerini okuduğunda kötü bir yazı olduğunu insanın yüzüne bağıran bir denemeyi sonuna kadar okumak çok da gerekli değildir diye düşünüyorum. Sonuçta Nasreddin Hoca'nın rahle-i tedrisinden gelme bir halkın çocuğuyum. Ancaki yazarın hızını kesmek, gururunu kırmak değildir, asla, niyetim. Sonuçta ben nazar etmiyeyim. O da çalışsın... Sonuçta iyi bir noktaya varacaktır elbet... Lütfen bana kızmasın, onuın yerine yazısını bir kez, bir kez, bir kez daha okusun. Ve lütfen sevgilerimi kabul etsin...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın günlük olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Olumlu Düşünün
Bana cevap hakkı doğdu!
Ben Çözdüm!!!
Tofita gibi hani, yıkılıoo!
Zeytindeki Mucize!
yazarsal endişeler

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Size Aşık Olabilir Miyim?
Bugün Seni Her Zamankinden Çok Özledim
Nefesimi keseceksin biliyorum!
Korkak Erkeklerden Sıkıldım
Her Sabah Aynı Adamla Uyanmak...
Kadın Olmanın En Güzel Tarafı Erkeklerdir
Red Kid
Korkak Erkeklerden Sıkıldım - 2
Bir gün size ahlak-sız bir teklifle geleceğim...
Sizin hiç sıfır kilometre sevdanız oldu mu?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Gelme Bu Gece [Şiir]
Nehir, Deniz, Sen vs. [Şiir]
Aşkı Küstürdük! [Şiir]
Bir Islık [Şiir]
Aşktan Korkan Adam [Roman]
Kurtlar Vadisi [Eleştiri]
İlk Gece Birlikte Olmayacak Hatun Aranıyor [Eleştiri]
Sevmedende Olur Diyorlar! [Eleştiri]
Benim Kocam Ab"ye Karşı [Eleştiri]
Reklamcılar ve Topluma Ettikleri [Eleştiri]


ESRA BAYKAL kimdir?

Arıza hallerin dışa vurumu

Etkilendiği Yazarlar:
Ahmet Altan,Murathan Mungan, Sait Faik, Alain De Paton


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © ESRA BAYKAL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.