..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Uygarlık, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayıda artmasıdır -Mark Twain
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > TURGUT ÇAKAR




20 Ekim 2003
Kent ve Yaşam Üzerine Yazılar  
TURGUT ÇAKAR
Oysa bir kentin gelinlik kızlar gibi alımlı,çekici ve kışkırtıcı olması gerekmez mi?


:CDAB:
KENT VE YAŞAM

 

Bir akşam işinizden çıktınız ve günün olanca yorgunluğu ile evinize doğru yol almaktasınız.Beyniniz bir an önce ayaklarınızı uzatıp,şekerleme yapmanızı emrediyor sürekli.Tam sokağınıza giriyorsunuz ki,o da ne?

Bir grup çocuk çığlık çığlığa, öldüresiye bir kavgaya tutuşmuş.Adımlarınız hızlanıyor aniden.Yanlarına gelip, yüksek sesle -durun ! diye bağırdığınız anda muhtemelen olayı bitireceğinizi düşünüyorsunuz.Ama yaklaşıp "kavganın orta yerini" gördüğünüz an kanınız donuyor.Çünkü ortada altı-yedi yaşlarında bir kız çocuğu var.Az önce uzaktan seçemediğiniz tüm o yumruklar,tekmeler meğer onaymış.

Ne yapardınız böyle bir durumla karşılaşsaydınız?

Başınızı çevirip "çocuk onlar,bugün kavga eder yarın barışırlar" mı derdiniz, yoksa bir an bile düşünmeden harekete mi geçerdiniz?

Çok büyük bir ihtimalle müdahale ederdiniz.Önce avazınız çıktığı kadar haykırır, sonra da bitirirdiniz bu haksız saldırıyı.Seyretmeyi, tepkisiz kalmayı ne aklınıza,ne vicdanınıza, ne de yüreğinize anlatamazdınız çünkü...

Ne zaman aklıma "bir kent ve içinde yaşayanların ilişki biçimi" takılsa hep böylesi bir kavga canlanır benliğimde.

Kavganın tam göbeğinde kalmış ve öldüresiye darbelere maruz kaldığı halde sesi çıkmayan o kız çocuğu gibidir kentler.Hepimiz aynı anda ve hiç düşünmeksizin hırpalar,eskitir,horlarız onları.Bireysel bencilliğin en üst limitlerinde bir ruh hali içinde; ihtiraslarımızı aklın yedeğine alıp,intikam yemini etmiş savaşçılar gibi "düşünmeden" saldırırız.

Oysa bir kentin gelinlik kızlar gibi alımlı,çekici ve kışkırtıcı olması gerekmez mi?

Sabah evden ilk çıktığımız an yüzümüzde tebessümler yaratacak kadar güzel tasarlanmış kaç kent var ülkemizde?

Bırakın mevcutlardaki tasarıma dair estetik kaygıları,yüzyıllar önce yapılmış ve her noktasında ayrı bir ahenk saklı kaç mekan kaldı yaşantımızda?

Modern olmak,kentli olmak kavramlarının içi sadece teknolojik parametrelerdeki görece ilerlemelerle dolmuyor.Son model arabalar içinde seyehat edip,hipermarketlerden alışveriş yapıyor olmak,her an her yerde "cepten konuşabilmek" değil çağdaş olmak.Yaşamı bir bütün olarak algılayıp,her alanında belirli kalite düzeylerini yakalayamadığımız sürece kendimize atfettiğimiz herşeyin havada kaldığı gerçeğini görmemiz gerekiyor artık.Sanat ve estetikten yoksun bir yaşama biçiminin en hafif deyimle "eksik" olduğunu itiraf edebilmeliyiz kendimize.

En önemlisi yaşama bakış açılarımızı,fiziksel mekanı kullanma biçimlerimizi gözden geçirmeliyiz ciddi olarak.Mevcut tavrımızın sürdürülmesindeki inat yada aymazlığımızın her fırsata dilimize pelesenk ettiğimiz "yaşanası yarınların bugünden kurulması" olgusunu içi boş bir palavra haline getirdiğini görmeliyiz artık.

"İşte insanca yaşanacak bir yer" diyebilmek sadece yabancı ülkelerdeki fotoğraf kareleri yada görüntülerinden mi ibaret kalacak yaşantımızda?



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Siyah Beyaz Bir Aşk Hikayesi
Kaybettiklerimizin Yerine de Sevinebilmek
Daha Ne Kadar Sürecek Bu Oyun?
Hangisi Olacağız?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yalan! [Şiir]
Ne Geceydi Be! [Şiir]
Ölüm Öldürmeyecek Bendeki Seni [Şiir]
Canımın Saklısı [Şiir]
Yağmurun Gözleri [Şiir]
Gittiğin Güne Dair [Şiir]
Seni Sevmek [Şiir]
Uslanmayana [Şiir]
Ben Yaktım Tüm Denizleri [Şiir]
Tarifsiz Karanlığın Şiiri [Şiir]


TURGUT ÇAKAR kimdir?

İki satırda ne anlatmak,ne de anlamak olanağı olmadığından insanı,özgeçmişere ait çabalar hep "sığ" gelmiştir bana. Tanımanın,sevmenin anlamakla başlayan dinamik bir süreç olduğuna inanıyorum. Bu nedenle paylaştıklarımda neyi ne düzeyde anlatabilmiş ve siz nasıl algılamışsanız ben O'yum. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Her kim ki söylediklerini yürek imbiğinden geçirir,USTAM odur benim.İyi ki varolmuş böylesi sıcacık derinlikler.İsimlerini saymaya kalksam anımsayamadıklarıma haksızlık olur.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © TURGUT ÇAKAR, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.