*Hangisi Olacağız ? Hayat,her adımda daha önce hiç görülmemiş sürprizleri önümüze çıkararak olanca hızıyla akmaya devam ediyor.Ve bizler gündelik yaşantımız içinde çoğu kez olup bitenin nasıl olduğunun,niçin olduğunun ayrımına varmadan adeta sürükleniyoruz.
Günümüz insanının geçmiş nesillerden daha talihsiz olduğu boyut,"bu sürüklenmeyi ustaca kurgulanmış ve her geçen gün daha yoğunluklu olarak yaşaması."
İnsan daha dünyaya geldiği andan itibaren bir bombardıman altında buluyor kendini.Seslerle,renklerle,ışıklarla,görüntülerle şekillendiriliyor.Neye ne düzeyde inanacağı,neleri sevip nelerden nefret edeceği sistematik olarak enjekte ediliyor beynine ve en önemlisi de ruhunun derinliklerine."Yapay bir modern yaratılıyor" böylece.Yaşı ilerleyip,toplumsallaşma sürecinde mesafe aldıkça gerçekte yapaylığının yoğunluğu da artıyor.
Belki de tanımlanamayan dramı burada başlıyor insanlığın.Olanları,olmaya devam edenleri ve olacakları neden-sonuç bağlantısından uzak,sunulduğu şekli ve oranında kabullenme eğilimi ve kolaycılığı içinde debelenip duruyor.
Yaşamın temel dinamiklerindeki akıl ve vicdan dışı çelişkilere ait gidişatı tersine çevirebilme adına söz ve eylem koyanların sesleri daha da cılız çıkıyor artık.Çünkü herşey bilenleri pasifize edecek,yaşama karışmaktan alıkoyacak biçimde kurgulanmış durumda.İşte tam bu noktada bir karar vermek gerekiyor.Yaşayanları seyredip eleştirenlerden mi olacağız,yaşayanlardan mı?
Ne dersiniz ?*