..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. -Atatürk
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme > muRRaTTi




17 Eylül 2004
O Gün ve Ben  
muRRaTTi
Sevmekte sevilmekte benim işim değil. Üç gömlek büyük hisler bunlar bana. Sallamamazlık yapamadım, sallandım. Bir bavulum bir ben çıktım kapıdan, bir ailem bir dostum kaldım bu dünyada. Yalnızlık peşimde...Yine takipte. Gel bakalım seninde sonun pek parla


:BFJG:
Evet bitirdim sonunda vatan görevini. Komik di mi? Vatan görevi. 6 ay mapus hayatı yaşa vatana hizmet et. Vatanda zar zor edinip bir yerlere getirdiğin maddi ve maneviyatını bu 6 ay da alıp götürsün sonrada hadi bakalım bitti görevin diye salsın seni dışarıya.

Çıktım kapıdan. Hıı evet o namı diğer "Nizamiye" kapısından. Saat sabahın 9'u. Babam gelmiş memleketten çıkışımı göreyim diye. Elinde sadece ufak bir çanta, gözünde güneş gözlükleri. Uzaktan bile görebiliyordum gülüşünü, yüzündeki mutluluğu. Babamdı o benim ve beni onun kadar düşünücek annemden başka bir ikinci isim olmadığını gördüm hayatta. Elini öptüm, buyur ettim içeriye. Askerdeki son acı çayımı babamla içtim. Annemin yokluğundan faydalanıp yaktı sigarasını, içti çayını. İçme baba demek geldi içimden ama diyemedim. Değmeyeyim keyfine dedim. Ama keşke deseymişim. Askerden eve geldiğim gün annem söyledi geçen gece yarısı saat 3 te apar topar kaldırmışlar hastaneye kalbi sıkıştırınca. Söylememişler bana üzülürüm diye hemen yoğun bakıma alıp kontrol altında tutmuşlar. Ah be baba neyine güvenim içersinki şu zıkkımı. Hoş belki şimdi sende aynı şeyleri benim için söylüyorsundur...Söyle sende haklısın...

Çaylar içilip, sigaralar tellendirildikten sonra çıktık arkadaşlarla vedalaşıp. Arabadan arkaya baktım bir süre. Uzaklaşmıştık birlikten ama daha geride kalanlar, kapıda arkamdan bakıyolardı elleri havada. Buruk bir sevinçle gözden kayboldum.

İşte böyle başladı yüzleşeceğim gün. Aslında yüzleşme çok daha önceden başlamıştı hayatla, benle ve bana dair herşeyle ama bu gün onlarla karşılaşacağım ilk gündü. Bu gün hayatın tekrar başladığı andı benim için.

Askerlik nasıl bir şey biliyor musunuz? İnsanı bir bilgisayara benzetirsek askerlikte bilgisayara çekilen formattan başka hiç bir şey değil. Ivır zıvır herşeyi silip götürüyor sadece geriye sistem dosyaları kalıyor. Aile, dostlar ve kariyerin. Fasa fiso olanlar çoktan silinip gidiyorlar işte geriye kalanlar senin olanlar. Bu işte askerlik. Hayatıma çektiğim ilk format.

Babamı Adana-Mersin arasında bir tekstil fabrikasında bırakarak ben havaalanına devam ediyorum. Check-in den sonra ilk istikamet İstanbul. Çocukluğumun bir bölümünün geçtiği şehir. Uçağa bindikten sonra ister istemez aklıma " ulan 6 ay silahların gölgesinde, manyakların arasında askerlik yaptın bitirdin pisi pisine şimdi bir uçak kazasında telef olma" geliyor, motorların tam güç sesiyle kendime geliyorum. Önce İstanbul sonra İzmir ve daha sonrada Denizli yapıyorum. Bir günde 5 şehir. 5 ay tek bir odanın içine kısıl kan çıktığın gün 5 ayrı kent gör. Güzeldi...

Askerden sonra beni nelerin beklediğini çok net kestiremesemde , yalnızlığın kollarını açıp boynuma dolayışını hissetmem çok uzun sürmedi. Yalnızlığa inanır oldum artık. Çünkü hayatımda ki ender gerçeklerden biri olduğunu fark ettim. Aşkın bana göre olmadığınıda öğrendim. Sevmekte sevilmekte benim işim değil. Üç gömlek büyük hisler bunlar bana. Sallamamazlık yapamadım, sallandım. Parmaklarıma doladığım sallanmayışsızlığımın sembolünüde salladım sallamayanla. Bir bavulum bir ben çıktım kapıdan, bir ailem bir dostum kaldım bu dünyada. Yalnızlık peşimde...Yine takipte. Gel bakalım seninde sonun pek parlak olmaz...

Param var. Hatta yapabiliceklerimin %20 sini yapmama rağmen 40 yıl çalışanlardanda fazla kazanıyorum. Mesleğim var, işim var, evim var, dostum var ama ben hala mutlu değilim. Ne eksik olduğunu çok iyi biliyorum ama elimdekilerin hepsinide satsam onu almam imkansız.

Hey sen!!! Dünün Jandarma Çavuşu bu günün hürgenerali. Bak artık hayatına. Bak aynı askerde saatlerce sandalyede oturup ufka daldığın gibi yoluna. Sana yol verenlerin, seni ezip ezip eziksin diyenlerin, yalanın, saygıszlığın esiri olma. Var yalnız kal, yalnız yaşa, yalnız öl. Bırak dikili taşın bile olmasın, arkandan ağlayanında öldüğünde ama hiç değilse gururun ve yalnızlığın yoldaşın olsun.





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yüzleşme kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ben Sana Çokum
Yüzleşme
Yüzleşme II

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ya Zalimse?
Ay

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Gelme Artık Neye Yarar [Şiir]
Yalanmış! Sevgili [Şiir]
Geçmişten Mektup [Şiir]
Zor Mu Geldi? [Şiir]
Yalan ve Yalanmış! Sevgili [Şiir]
Bir Şiir ve Bir Hikaye [Öykü]
Necip Fazıl Gibi... [Öykü]
Aloe Vera Saçmalığı [Bilimsel]


muRRaTTi kimdir?

Maddesel acıların yokluğunda hayatını ve kendini soyut acılarla şekillendiren, hayatının kalabalıklığında aslında yalnız olduğunu fark eden sevi adamı. Pehhhhh :)

Etkilendiği Yazarlar:
Grange ve Brown


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © muRRaTTi, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.