Seviyorum, öyleyse varým. -Unamuno |
![]() |
|
||||||||||
|
![]() “Ben reklamcýyým.” ; bana mesleðimi her sorduklarýnda ardýndan özür dilemek istiyorum. “Evet, ben reklamcýyým; ve yaþanan sosyo- psikolojik bozukluklarýn, çocuklarýn ailelerine yaptýklarý baskýlarýn, halkýn kiþilik çatýþmalarýnýn sorumlusu kýsmen benim; özür dilerim...” Böyle olsun istemezdim aslýnda, ben sanýyordum ki ürünü alýyorsun, faydasýný azýcýk parlatýyorsun, içine biraz mizansen biraz hayal gücü katýyorsun sonra da servise sunuyorsun. Zaman geçtikçe yaptýðým iþin, baþkalarý yerine hayal kurmak olduðunu anladým. Mümkünse insanlarýn en zayýf yanlarýný yakala, orayý harekete geçirecek düðmeye bas ve ürünü almalarýný saðla...Kural bu! Ýþin bu olunca psikolojiden, sosyolojiden, biolojiden, matematikten ve yaþam formunu ilgilendiren tüm konulardan haberdar olman gerekiyor. O ilanda neden kýrmýzý kullanmak gerektiðini Monet biliyorsan ancak anlayabilirsin ve/veya psikolojide, kýrmýzý rengin bulunduðu ortamda insanlarýn daha fazla yemek yeme isteðiyle dolduðunu bilirsen. Ýlk zamanlar eðlenceliydi ne yalan söyleyeyim, focus gruplar ( 8-10 kiþiden oluþan insan gruplarýný, bir odaya doldurmak suretiyle fare muamelesi yapmak) , gazetelerde, tvde yayýnlanan katkým olan reklamlar, dergilerde çýkan adlar, sektörde tanýnmak vs. Dünyanýn en önemli iþini yaptýðýmý falan düþünürdüm. Biolojik saat bir gün gelir vicdanýný dürtmeye baþlar. Yaþ 25 itibariyle annelik içgüdüleri yükselmeye, yolda gördüðün çocuklarý sahiplenmeye, sokak çocuklarý için aðlamaya baþlarsýn. Tecavüz, ensest, taciz gibi kavramlara gereðinden ( dozajý herkese göre deðiþmekte) fazla tepki göstermeye baþlarsýn. Bu yaþýmla birlikte ben de mesleðimi sorgulamaya baþladým. Çünkü elime her gün gelen gazete haberleri, tv programlarý gençlerin giderek vahþileþtiðinin, acýmasýzlaþtýðýnýn kanýtlarý. Ýþim neden, nasýl diye sormak benim. “Neden bu çocuklar þiddete eðilimli?” , “ Neden Coca-Cola içiyorlar?” , “ Nasýl izliyorlar televizyonu, yatarak mý, arkadaþlarýyla mý, aileleriyle mi?” Cevaplar sinir bozucu olmaya baþladý giderek...Çünkü sonunda gelip dayandýðým nokta, dolaylý yoldan bile olsa benim mesleðimle ilgiliydi. Fare muamelesi yaptýðým çocuklara neredeyse, “Takmayýn marka falan, hepsi Bursa’da üretiliyor iþte. Hem de en fazla maliyeti -2- 3 $ bu çullarýn!” demek geliyor içimden. Son nokta sanýrým gazetede okuduðum haberle oldu: 8-10 yaþlarýnda 4 çocuðun, sýnýf arkadaþlarý olan bir kýza tecavüz etmeleri, sonrasýnda bunu öðretmenlerine söyleyen 8 yaþýndaki erkek arkadaþlarýný dövemeleri ve aðaca asýp ölmesini beklemeleri ile ilgili olan haber...8-10 yaþlarýnda çocuklar...Muhtemelen her birimizin kuzeni, yeðeni, çocuðu var bu yaþlarda...Þimdi evde sizce ne yapýyor? Televizyon izliyor veya Play Station oynuyordur deðil mi? Çizgi film izliyordur ( Birbirinin suratýnda bomba atan veya süper kahramana dönüþen fareden, kangurudan bozma yaratýklarýn ölüm-kalým savaþlarý) , en iyi ihtimalle Sihirli Annem ( Ýnanýn en sevimlisi ve zararsýzý o). Pokemon’u izledikten sonra uçabileceðini düþündüðü için camdan atlayan çocuðu hatýrlayanýnýz var mý? Kolay unutan bir milletiz deðil mi? Aslýnda ne çok þey var deðil mi çocuklarýmýzýn maruz kaldýðý...Hepsinden koruyamayýz ki...Ben reklamý yapmak zorundayým mesela, baþka iþ bilmiyorum. O da çok önemli deðil, birileri zaten bunu yapacak çünkü çark dönmek zorunda... Birileri üretecek, birileri tüketecek...Ve dünya yeþil bir gezegen olarak dönmeye devam edecek. Aðaçlardan sanýrým hiç inmemeliydik. Ya da Sümerlilere birileri, saçmaladýklarýný söylemeliydi... Reality showlarý izliyor musunuz? Ýzlemediyseniz bakýnýz benim Reality showlar yazým . Ýzleyin arada bir, abartýlmasýna raðmen bazen gerçek olaylar da yayýnlanýyor. Ailesi kapýcý olduðu halde marka giyinmek ve hava atmak için ailesini zor duruma düþüren çocuklar, küçük Emrah filmlerindeki gibi sahneler...Onlar çok da yalan deðil, hayatýnýza dönüp bakýn, durumunuz iyi ise, bir þekilde altýnda kalkýyorsunuzdur çocuklarýnýzýn isteklerinin. Saçma istekler olduklarýný bilseniz de kýrmamak için, ödül için Toysrus’tan veya Nike’tan birþeyler illa ki alýyorsunuz. Bu sene kaçýnýz kýzý Converse ayakkabý için ortalýðý yýktý . ( 170 milyona satýlan ayakkabýnýn maliyeti ortalama 4-5 $ civarýnda, Puma, 5$ fabrika çýkýþý) Çocuklarla/ gençlerle yaptýðým grup tartýþmalarýnda, neden marka giydiklerini/ kullandýklarýný soruyorum; • Kalite • Taktir görmek • Güven/ Garanti:”Yiyecek/içecekte markasýz ürünü tercih etmiyorum; ürünü güvenli,kalitesini kanýtlamýþsa kullanýyorum.” • Ego tatmini • Zevk ve Lüks • Gösteriþ: “Bir Ferrarim olsa bakmayanýn alnýný karýþlarým” faktörlerinden bahsediyorlar. Aslýnda Türkçesi, “yoðun arkadaþ etkisi” hissetmesi ve “arkadaþ grubuna uyma”, “onaylanma motivasyonu”. Gençlerin gruptan dýþlanma korkusu, girdikleri ortamlarda kendilerini özgüvenli hissetme ihtiyacý, onlarda marka baðýmlýlýðý yaratýyor. Gençler her toplumda, özellikle karakterlerinin oturma evresinde, kendilerini arkadaþ gruplarýyla, giydikleri/ kullandýklarý markalarla özdeþleþtiriyor, alýþveriþe arkadaþlarýyla çýkýyorlar. O zamanlarda da bizlerin kurduðu dünyalar ön plana çýkýyor. “ Nike al Gamze! Herkes ondan alýyor hem de çok güsellll. “ “Satýn aldýðýnýz markalara neden güveniyorsunuz ki?” diye soruyorum; • Tavsiye üzerine • Pahalý olduklarý • Estetik • Saðlam • Çevrelerinde gördükleri • Yaþadýklarý deneyimleri söylüyorlar. Aslýnda saðlamlýk umurlarýnda filan deðil, Ayþe’de, Ahmet’te var diye kullanýyorlar. Bir de sürekli yabancý markalardan bahsediyorlar ki, belirttiðim gibi Bursa, Arkadaþlar, Bursa...Bazen tasarýmlar bile burda yapýlýyor ne Nike’ý ?! “Trend böyle, bu trendi bizden öncekiler çýkarttý biz de sürdürüyoruz” diyorlar. Eðer beðendikleri marka birþeyi alabilirlerse, kendilerini çok þanslý, rahat, özgüvenli, enerjik, mutlu, huzurlu hissettiklerini söylüyorlar. Yani; “ Kardeþim, bunu giyersen sen havalý, en trendy sen olacaksýn dediniz, biz de aldýk!” diyorlar. Vicdan azabý çekiyorum doðru. Hatta giderek bu iþi býrakmam gerektiðini aksi halde çocuk doðurmaktan vazgeçeceðimi düþünüyorum. Çünkü muhtemelen ben bile ona Bursalý Nike’ý anlatamayacaðým. Çizgi film izlemesini, haberleri takip etmesini, magazin programlarýndaki kadýnlara özenmesini engelleyemeyeceðim. Nasýl yapabilirim ki, bazen ben bile yaptýðým iþi unutup “ Ýçerisinde saçlarýnýzý 3000 kat güçlendirecek böcürt koyduk, alýn” dediklerinde gidip alýyorum. Çünkü orda saçýný savura savura yürüyen kýzlarý gördükçe, “ Ulan, olur mu olur!” diyorum. Saçlarým bir dönem döküldü Sayýn Elidor Yetkilileri. Ne yapmam gerektiði konusunda çok emin deðilim. Mesleði en az 5 sene daha býrakamayacaðým kesin. Malý satmazsak iþten kovuluruz, bu da kesin. Ben vicdanen berbat haldeyim, bu da doðru... Valla bilmiyorum, siz karar verin. En azýndan markanýn, hayatýn anlamý olmadýðýný öðretebilirsiniz belki çocuðunuza/yeðeninize/kardeþinize.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
![]() | Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2023 | © ESRA BAYKAL, 2023
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |