Dilerim, tüm yaþamýnýz boyunca yaþarsýnýz. -Swift |
|
||||||||||
|
Türk milleti kadar öðretmenine sahip çýkan,onu yücelten ve el üstünde tutan baþka bir millet yoktur sanýrým.Çünkü öðretmen onlarýn gözünde sadece bilgi aktaran bir vasýta deðildir.Özellikle köylerde görev yapan öðretmenler,her türlü meselede görüþüne baþvurulacak birinci kiþidir orada yaþayan halk için…Çocuðun mu hastalandý,koþ öðretmene!..Mutlak bir bildiði vardýr.Bahçende ekinlere kýraðý mý vurdu…Öðretmen bir yolunu bulur aydýnlatýr seni bu hususta…Dinî konularda takýldýðýn meseleler mi var.Sor öðretmene…Öðretmene her þeyi bilen âlim gözüyle bakýlýr bu yerlerde….Þairlerimiz de ayný kanaattedir.Ne diyordu Öðretmen Marþý’nýn þairi eski bir öðretmen ve müfettiþ olan Ýsmail Hikmet Ertaylan genç ve yaþlý bütün öðretmenlere: “ Candan açtýk cehle karþý bir savaþ, Ey bu yolda ant içen genç arkadaþ! Öðren, öðret hakký halka, gürle coþ; Durma durma koþ. Þanlý yurdum, her bucaðýn þanla dolsun; Yurdum seni yüceltmeye antlar olsun.” Türk gencinin durma,dinlenme gibi bir lüksü yok.Çünkü muasýr medeniyet seviyesine yükselmek için buna mecburuz.Zira Avrupa ülkeleri ve ABD’den en az elli yýl geriden geliyoruz.Bu açýðý kapatmak için öðretmen ve öðrencilerimize çok büyük vazifeler düþüyor.Cahilliði kovmak,hatta boðmak zorundayýz.Bunun için evvelâ öðrenmeli,ardýndan öðretmeliyiz bildiklerimizi.Çünkü yurdumuzu yüceltmeye yemin ettik bir kere.Bu yeminin dönüþü yok biline!...Bu yoldan dönmek felâkete davetiye çýkarmaktan baþka bir þey deðildir zaten…Öðrenciler bu hususta kendilerini öðretmenlerine teslim etmiþlerdir.Bununla ilgili olarak bir öðrencinin öðretmenine teslimiyetini anlatan þu mýsralar ne kadar anlamlýdýr: “Ben bir gülüm, sen bahçývan Çok açarsam eser senin Mis kokarsam hüner senin Ama bir de soldurursan Günah senin, günah senin Öðretmenim.” Öðretmenin sorumluluðu çok büyüktür þüphesiz.Vicdaný hassas olan kiþilerin bu yükü lâyýkýyla taþýmasý sanýldýðý kadar kolay deðildir elbette.Onun içindir ki öðretmenin mesaisi okulla sýnýrlý kalmaz.Asýl iþ eve taþýnýr.Günün yorgunluðunun üstüne eklenen bu külfet, tatlý bir haz verir sorumluluðunun idrakinde olan eðitim neferlerine.Öðretmeni yücelten de þefkat,sevgi ve merhametle yoðrulan bu bakýþ açýsý deðil midir?Böyle olmasaydý bu güzide insanlarýn öteki kiþilerden ne farký kalýrdý?Öðretmenin gecesi gündüzü öðrencilerini düþünmekle geçer.Onlara bir kelime daha öðretmenin hesabýný yaparlar durmadan.Öyle ki ölüm döþeðinde bile öðrencilerinin yaný baþýnda olmasýný isterler.Ceyhun Atýf Kansu bu hakikati, ölüm döþeðinde can vermek üzere olan bir öðretmenin aðzýndan ve gerçek hayattan alýnan bir anekdota dayanarak ,þirinde bakýn nasýl dile getiriyor: “Dünyanýn bütün çiçeklerini diyorum. Bütün çiçekleri getirin buraya. Öðrencilerimi getirin buraya, getirin buraya, Kaya diplerinde açmýþ çiçeklere benzer Bütün köy çocuklarýný getirin buraya. Son bir ders vereceðim onlara. Son þarkýmý söyleyeceðim, Getirin, getirin... Ve sonra öleceðim.” Kimin aklýna gelir ölüm meleðine hesap verirken bu ulvî hisleri terennüm etmek!...Bunu yaþamak için yaptýðý iþin farkýnda olan þuurlu bir öðretmen olmak gerek.Öðretmen sýfatýný taþýmak, kurþundan bir yükü sýrtlamaktan farsýzdýr.Cennetten bir köþe görünümünde olan ülkemiz böyle öðretmenlerin omuzlarýnda yükselecektir.Ülkemiz yükseldikçe öðretmenler halkýn gözünde büyüdükçe büyüyecektir.Böylece Atatürk’ün hedef olarak gösterdiði çaðdaþ uygarlýk seviyesi ideali hakikat olacaktýr.Sözlerimi Atatürk’ün bu hususta söylediði þu mânâlý vecizeyle sonlandýrýyorum: “Bir millet, irfan ordusuna sahip olmadýkça savaþ meydanlarýnda ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferin köklü sonuçlar vermesi ancak irfan ordusuyla mümkündür. Bu ikinci ordu olmadan birinci ordunun elde ettiði kazanýmlar sönük kalýr. Milletimizi geçek mutluluða, kurtuluþa ulaþtýrmak istiyorsak, bizi ölümden kurtaran ve hayata götüren bugünkü idare þeklimizin sonsuzluðunu istiyorsak, bir an önce büyük, kusursuz, nurlu bir irfan ordusuna sahip olmak zorunluluðunda bulunduðumuzu inkâr edemeyiz.” e-mektup: mnihatmalkoc@hotmail.com
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © M.NÝHAT MALKOÇ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |