..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Bazen bir mýsra yaþamý deðiþtirir." -Kafka
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Toplum > dündar bayram




2 Þubat 2005
Yýllarýn Ardýndan  
dündar bayram
Kalemi ele almayalý uzun zaman olmuþtu sanýrým. Ne ben o eski bendim ne zaman olgulara acýmýþtý . Bildiðim her þey süratle ve bana aldýrmadan deðiþiyordu çevremde . Alýþýk olduðum ne varsa beni yalnýz býrakýp baþka bedenlerde yaþamaya gitmiþlerdi sanki .


:BJFI:
YILLARIN ARDINDAN

Kalemi ele almayalý uzun zaman olmuþtu sanýrým. Ne ben o eski bendim ne zaman olgulara acýmýþtý . Bildiðim her þey süratle ve bana aldýrmadan deðiþiyordu çevremde . Alýþýk olduðum ne varsa beni yalnýz býrakýp baþka bedenlerde yaþamaya gitmiþlerdi sanki . Duraksýz zamanýn duygularý bekleyen tek durak sakini , tek bekleyeni ben kalmýþtým . Kaybolmuþ þehrin türküsü dudaklarýmda eskicinin geçmesini bekliyordum . Oysa eskici bile terk etmiþti bu enkaz yýðýnýný .Kimseden aman , kimseden acýma yoktu geldiðimiz zamanda . Ben inatla insanlýða dair , güzelliklere dair sevdalar peþindeydim . Kiþisel bir þeydi bu tabii ki. Yoksa toplumun genelini böyle dipsiz bir kuyuya çekme amacýnda deðildim . Yasalarýmýz zaten böyle bir kaosa izin vermiyordu . Kimin yasalarýydý bunlar bilmiyordum ama uymakla zorunlu olduðumu hissediyordum . Yasa koyucular bizden daha iyi düþünen insanlar olmalýydý , onlar koymalý biz uymalýydýk , uymazsak zaten uydurtacak birileri çýkacaktý . Yetkili mercilerden çektiðimiz kadar kimseden çekmeyecektik zaten hayatýmýz boyunca.
Her þeyi bir mevsime baðlamýþtýk . Denize yazýn girmeli , kýþýn evimizde oturmalýydýk . Soðukta palto , sýcakta tiþört giymeliydik. Tiþörtü bile karþýlayamamýþtýk bir baþka sözcükle .Bunun baþka bir açýklamasý yoktu . Gökyüzünün tek rengi olan mavi mevsimlere göre deðiþse de bizim için hep maviydi .Geceleri bile “gece mavisi” dediðimiz þeye tapýnýrdýk . Her birimiz tanýmlamalarýn dýþýna çýkmaktan öyle korkardýk ki , sonunda tanýmlamalar bizi yerdi .Boþlukta kalan tek bir kelime bile hayatýmýzý kaosa sürükleyecek gibi dururken , kelimeler resmi geçitinde kendine yer bulan diðerleri bize býyýk altýndan gülerdi ve yarattýðýmýzýn esiri oluþumuzu gözümüze sokarcasýna simgelerlerdi . Korkuyorduk , evet ,dehþetle korkuyorduk . Ama neydi bu korkumuzun nedeni ? Kalkýp binlerce nesne ve kavramý sayabilirdik . “Bakýn , iþte bu sinek korkutuyor beni , sýtma olursam ne olacak ? Kim kurtaracak beni ? Ekmeðimim , aþýmý ve umudumu kim saðlayacak ?”
Umudun ve sevdanýn ardý sýra gidiyorduk . “Genel müdür olup Mercedes alsam” ya da “þu kýz benim olsa” diyorduk . Diðer insanlar ve onlarýn umutlarý , sevdalarý , yokluklarý ve çokluklarý ürkütüyordu bizi . Her an birileri bizi dolandýrabilir ya da ortaya çýkýp sen þu tarihte yataðýnýn ýslattýn ver bakalým hesabýný diyebilirdi . Ýtibarýmýzý dolara endekslememiz þarttý artýk , yoksa her an deðer kaybedebilir , 70 sentlik bir insan haline gelebilirdik . O zaman insanlýk borsasýnda ne deðerimiz kalýrdý ? Neye tutunurduk? Tüm bunlarý aþmalý ve kaygýsýzca ve dilencilere acýyarak ve altýmýzda arabamýz , güzel eþimiz ve çocuklarýmýzla sefahate dalarak , rahat rahat ömrümüzü geçirmeliydik .Biz bunun için eðitilmiþtik . Diðerlerine ne olduðu sonuçta onlarýn problemiydi .
Ýþin en garibi ise tanýmlamalarýn toplumdan topluma , kiþiden kiþiye deðiþmesiydi .Oysa farklý söylenseler de sonuçta hepsi ayný kapýya çýkýyordu ve biz bu kapýyý zorlamýyorduk bile . Sadece onlarýn ardýna takýlmakta buluyorduk mutluluðu . Bunun sorumluluðunu da “düzen” adýný verdiðimiz bir kavramýn üzerine yýkýyorduk .Yaptýðýmýz her hareket düzenin bir gerekliliðiydi . Ýnsanlarý dolandýrýrsak eðer , bu bizim deðil , düzenin suçuydu . Bizim içimizde kötülük yoktu aslýnda . Düzen bizi kötü ve acýmasýz davranmaya zorluyordu . Belki o olmasa hepimiz iyi ve güzel insancýklar olacaktýk . Ne kötü bir þeydi þu “düzen”.
Umutlarýmýz vardý bizim ama onun yüzünden eriþemiyorduk . Çocuktuk ,nelerden korktuðumuz belliydi . Aç kalmaktan korkardýk , karanlýktan korkardýk , dayak yemekten korkardýk. Ölüm uzak bir ihtimaldi , aklýmýza bile gelmezdi o . Kelimelerin bizi korkutmasý ise ancak bir anlýktý . Öcülerle addaya gider , bölerle uyur , bostanlara girer ve annemizin inadýna lahanayý yerdik .
Her þeyi mevsimlere baðlamýþtýk . Bahar , sevdalarýn da , doða gibi , çiçek açtýðý mevsimdi . Kuþ sesleri bizi çoþturur , çiçekler fallarda yýpratýlýrdý . Sonralarý telefonlarla bir nebze de olsa kurtardýk çiçekleri . Sokak falcýlarý , sokak satýcýlarý , duygu pazarlayýcýlarý , düþünce tüccarlarý gördük sonra .
Her þey çýlgýn bir debiyle deðiþiyordu . Bu sýrada oldu olanlar .Önce kendimi biz kavramýnýn dýþýna çekmeye uðraþ verdim . Ýþin püf noktasý buydu belki de . Çünkü ben’e yaklaþtýkça biz’i daha rahat algýlamaya baþladým .Biz’in bir ben’ler topluluðu olduðunu anladým önce . Her bir ben bir araya gelince , biz’leþiyordu . Biz daha sonra insanlarý bencillikle suçluyordu . Normalde biz’e uymayanýn ben’e de uymamasý gerekiyordu ama iþ pratikte o kadar da kolay deðildi . Bazen “ben” benliðini hatýrlýyordu çünkü .

Biz hep ikinci ve üçüncü tekil þahýslarý sorguladýk bugüne dek , hep suçluydu onlar , biz hep masum ve iyi niyetliydik . Ama bir yerde týkandýk hep , çünkü kendimizi sorgulamadýk , ne olduðumuzu , ne olmadýðýmýzý , ne yaptýðýmýzý hiç sormadýk kendimize . Sonuçta baþarý hep uzak kaldý bize . Çünkü biz baþarýsýzlýðýmýzýn ve saldýrganlýðýmýzýn farkýnda bile deðildik . Biz , biz deðildik ve bu döngüde “ben” ben olamazdým.

Herkesi yargýlýyoruz , her þeyden hesap soruyoruz , sadece kendimizi dýþarýda býrakýyoruz bu müthiþ sorgulamada . Çünkü kendi hakkýmýzda bir yargýya varmanýn ne denli zor olduðunun bilinçsizce de olsa ayýrdýndayýz . Çünkü diðerlerini yargýlamak , onlara , onlarýn dýþýnda kulplar takmak öyle kolay ki .... Hiçbir yaptýrýmý yok bunun . Mesela kolayca “þu kiþi þöyle biridir.” diyebiliriz , gülüp alay edebiliriz , kýzabilir , sitem edebilir hatta küfredebiliriz .Çünkü yüce adalet duygumuz , kendimiz dýþýnda herkesi küçük görmeye , kýskanmaya ya da haddinden fazla büyütmeye yeterli ve haklý görür kendini. Bize bulaþmadýðý sürece tüm nesne ve özneler görece olarak iyidir ama her an bizim için potansiyel birer sanýk durumuna düþebilirler . Ve hem savcýsý , hem avukatý ,hem jürisi ,hem de hakimi olduðumuz kendi mahkememizde acýmasýzca ve hiçbir açýk kapý býrakmadan yargýlara varýr sonra bu görece yargýlarýmýzý , oyunumuz bozulduðu zaman , o güne uyarlayarak baþka bir kapýya çýkartýrýz . Bunu denetleyebilecek bir yasa çýkartýlmamýþtýr henüz . Çünkü her insan kendine göre bir senaryo yazar yaþantýsý üzerine , çünkü her insanýn zamanla deðiþen kendi yasalarý vardýr . Bu yasalarda dokunulmazlýk seviyesine eriþen tek özneyse doðal olarak “ben” dir .
Sonra insan – ki her insan yapamaz bunu – bir gün “ben” i yargýlamaya baþlar .Ýþte o an geçmiþ yargýlarýnýn , saplantýlarýnýn , komikliklerinin ayýrdýna varýr . Kendiyle alay etmesini , kendini kendisi gibi ortaya sürebilmesini ve nihayetinde kendisi dýþýndakileri yargýlamaktan çok önemsemesini ve sevmesini öðrenir .
Aynayý kendime çevirmeliyim artýk , tam alacalandýðý noktasýna yüzümün . Yitip giden üretkenliðimin gidiþine hüzünlü gözlerle bakma budalalýðýndan kurtarmalýyým kendimi . Yoksa bir baþýma kalma sýkýntýsý gibi bir derdim olmayacak Sorgularý ve cevaplarý iteceðim bir kenara . Yazdýklarýmýn ifade ettiði gerçekler yiyecek beni . Bu ben deðilim ! Böyle duraðan , böyle sessiz kalamam artýk . bastýrýlmýþ bir korkuya itilmiþ bir benliðe yani “onluða” mahkum edemem kendimi . Nedir bu ? Neyi deðiþtiriyorum ? Çýrpýnan bir karaltý olmak var iþin sonunda ya da cesurca göðüslemek yaþamý . Ben ikisinde de rol almýyorum sadece yaþýyorum . Hayýr! Bu böyle olmayacak . Zamaný ve kendimi sorgulama aný artýk . Bunu ya þimdi yapacaðým ya da sonsuza kadar susacak yüreðim .
“Hayat bizi bekliyor , gitmemek olmaz” demiþti þair haklýydý da kendince. Bir yaþam gerçeði vardý ortada , zorlanan kapýlar vardý . Ikýnarak doðurmak gerekiyordu mutluluðu , mutsuzluðu . Hiçbir þey kendiliðinden deðildi , sebepleri vardý , emek istiyordu . Var olan yaþamak gerçeðinden marjinal fayda saðlamak önemliydi artýk ve doyumsuzluk da doyumun bir boyutu olduðundan insanlar bu faydanýn sonsuzluðuna inandýrýyorlardý kendilerini. Artýk demode olmuþ , harekeretten , ihtirastan ve döngülerden uzak duygular peþinde koþmuyordu kimse benim gibi . Ýnsanlar artýk daha bir bilincindeydi yaþamýn . Bir þarký sözünde belirtildiði gibi artýk birbirlerini Tanrýya þikayet edebilmekteydiler . Hiyerarþik düzeni bozmuþ olmanýn rahatlýðýyla , abone olup , ailevi kurgularý bozabilmektedirler .Ýsyan duygularýnýn bu geliþmiþliði karþýsýnda benim iniltilerim yalnýzca fýsýltý boyutunda ele alýnabilir artýk .Artýk yarý tanrý pop þarkýcýlarýnýn “ben sizin babanýzým” bile diyebildiði aktif ve saldýrgan bir sürece girilmiþtir . Herkesin gözü daha bir açýktýr , televizyonda banka satýlmaktadýr , insanlar bunu seyretmektedir . Her þey þeffaftýr . Çetelerimiz bile var artýk . Ýtalyan mafyasýna ya da Amerikan CIA filmlerine özenmek zorunda deðiliz . Çaða ayak uyduramama sorunu benimkisi . Bir de bugünlerde kafayý konuþmamaya takmýþým . Kimim ben? Ne olduðumu sanýyorum ? Neymiþ efendim konuþmak hiçbir þeyi halletmiyormuþ. Bir sor bakalým halledilecek bir þey kalmýþ mý ? Ýnsanlar her þeyi halletmiþ , ben yine geç kalmýþým . Bu yüzden yapay sorunlar üretiyorum . Geçenlerde paradigmalardan bahsetmiþlerdi . Galiba bir ben kalmýþým paradigmalar sahip oysa herkes enigmalara (ne demekse bu) karýþmýþ .
Evet , kim inkar edebilirdi yaþadýðýmýzý . Bir baþka þair “þu ana kadar ölmemiþ olmam bir anlamda yaþadýðýmýn bir göstergesidir , bir anlamda da hiç de öyle deðil” demiþti. Öyle çok þey söylenmiþti ki yaþamak üzerine . Ve her þey üzerine öyle çok þey söylenmiþti ki her aðzýmý açýþýmda sadece taklit ettiðimi sanmaya baþlamýþtým . En saçmasý bile söylenmiþti . Zýrvalama hakkým bile alýnmýþtý elimden . Bu küresel komedide kendime “ikame edecek yer bulamayan” ben , gerçek sözler ve gerçek yaþamlar üzerine ne bilebilirdim ki? Yazýlacak bir þey kalmýþ mýydý acaba ? Yoksa artýk her þey tekrardan mý ibaretti ? Ara sýra kalemin ucuna geliveren satýrlar , bir gerçeði ifade etmekten çok , eðreti bir hayali doðrulamaya çalýþýyordu . Kimse ilgilenmiyordu artýk bunlarla belki de . Herkes kendi doðrusunu bulmuþ diðer doðrularý yalanlamak için sýrada bekliyordu . Hayati bir önemi vardý bunun. Yaþamak adýna yapýlacak fazla bir þey kalmamýþtý zaten .Sanki uluslararasý bir senaryonun son dakikalarýna gelinmiþti . Biraz sonra bu film bitecek ve herkes kendi yorgun yaþamýna , filmin kahramanlarýný taklit etmek için , geri dönecekti . Karanlýk sinemadaki karakterler bir bir gün ýþýðýna çýkacaktý . “Beyaz perdedeki gibi þaþýracak , oradaki gibi gülümseyeceklerdi. Bütün ipuçlarý ayný oradaki gibi açýk ve net bir gerçeði iþaret edeceklerdi.” Karanlýkta hiçbir þey kalmayacaktý . Çünkü insanlar rollerini çok iyi biliyorlardý artýk . En basit figüranlar bile büyük bir ciddiyetle eðileceklerdi rollerinin üzerine . Ýlahi adalet yerini bulacaktý . Peki, peki ama benim rolüm neydi bu hengame içinde ? Ben neyi temsil ediyordum ? Hangi kahramandý bana damgasýný vuran ? Ben açýkta mý kalmýþtým yani ? Çokoprens almaya mý yollamýþlardý beni ? Eðer rol daðýtýmýndan haberim yoksa , yaþanan aksaklýklardan nasýl sorumlu tutuyorlardý beni ? Biri cevaplamalýydý bu soruyu. Etrafýmýzý saran bu yalan perdesini yýrtýp atmak hiç de kolay deðil biliyorum . Bu bana acý verse de yýrtmak için yeterince çaba harcamýyorum . Tüm cevaplarý bir baþkasýndan bekliyorum . Oysa bu yaþam benim .
Ufak oyunlarýn ufak insanlarýyýz aslýnda hepimiz . Eðreti sevinçlerimiz , saçma dertlerimiz var . Kolay yargýlara varýyoruz . Kolay siliniyoruz. Derinlemesine irdelediðimiz hiçbir þey yok. Her þey yüzeysel , her þey yapmacýk . sevdayý , aþký bile küçük karaktersizliklere indirebiliyoruz .Devinen bir yýkkýnlýkla ilerliyorum . Bu gidiþe dur demek istemiyorum belki de . Yýkkýn , yýlgýn ve býkkýn görünmek ya da diðerlerinin beni öyle sanmasýný saðlamak garip bir mutluluk veriyor bana . Oynayabildiðimi hissediyorum . Demek ki kandýrabiliyorum onlarý ,beni kendileri gibi birisi sanýyorlar , oysa ben bile bilmiyorum nasýl birisi olduðumu. Zayýf olduðumu hissediyorum yarým býrakma konusunda da oldukça baþarýlýyým . Aslýnda hep Ýngiliz gibi baþlýyorum ama gerisi gelmiyor . Kesin kurallarým yok ama diðerleri böyle bir þeyin olduðunu sanýyorlar . Uzun söylevler vererek onaylýyorum ben de onlarý . Þöyle yaparým , böyle ederim diyorum . Gözümün içine baka baka inanmadýklarýný haykýrýyorlar . Cümleleri ise beni onaylýyor . Belki de bu yakýyor içimi . Birisi karþýma çýkýp “bir halt edeceðin yok senin” diye haykýrsa hemen kendime geleceðimi sanýyorum . Tüm bildiklerimi ve okuduklarýmý unutup o kiþinin doðrularýyla yaþayacakmýþým gibi geliyor .Oysa bu hakkýmdan mahrum ediyorlar beni . Belki de kendi doðrularýmýn yalanlanmasý düþüncesi bunlardan alýkoyuyor .
Peki ne yapmak lazým o zaman ? En büyük ilaç olan unutmaya mý sarýlmak lazým ? Zaten toplumsal unutkanlýkta baþý çekmiyor muyduk ? Ben de bu toplumun bir üyesi olarak bireysel unutkanlýk hakkýmý kullanmalýydým . Neleri unutmadýk ki. Herkes bir þeyleri unuttu . Bense unutulmamasý gereken þeyleri unuturken ( ya da unutuyormuþ gibi yaparken) , unutulmasý gereken birçok þeyi unutamadým . Aklýmda kalan þeyler hep görece önemsiz þeylerdi . Borçlarýmý unuttum , alacaklarýmý unuttum . Bu yüzden hep eziklik duydum . Uzun zaman evvel biten , yiten , giden (ne derseniz deyin) þeyleri bir türlü unutamadým . Sözcükleri , en çok da insanlarýn söyledikten sonra bir köþeye attýklarý kullanýlmýþlýklarý bir türlü unutamadým . Hani bana þöyle demiþtiniz diye hatýrlattým ama kimse hatýrlamadý . Ama benim söylediklerimi ve yaptýklarýmý pek unutmadýlar. Beni unuttular bu arada , benim de “birisi” olduðumun farkýna varmadýlar belki de .Oysa be en çok hatýrlanmak istiyordum . Benim ben olduðumun tüm ay sýnýfý yargý organlarýnca kabul edilmesini istiyordum .Oysa ben de unuttum bazýlarýný . Adlarýný unuttum , yüzlerini unuttum . Zaman geçti diye avuttum kendimi oysa zaman insanlardan daha önemli ve kalýcý deðildi. Beni bu yana sürükleyen bir þeyler olmalýydý . Daha bu yanýn tarifini oturtamýþtým . Ýyi ya da kötü diyemiyordum .Yorgunluk ve heyecan birbirini takip ediyordu ama bunu yaparken belli bir kurala uymuyorlardý .Herhangi bir devamlýlýðý yoktu . Kesintiler belirsiz sürelerdeydi . Ýnsanlar etrafýmda bir þeylerden bahsediyordu . Sesleri sanki benim olmadýðým bir yerden playback olarak veriliyordu . Kimse söylediklerinin anlamýný vermiyordu bana . Daha çok biçimsizlik hakimdi olanlara .
Kelimenin bittiði yerde devinen bir yalnýzlýk baþlýyor sanki . Ama sarhoþ bir hava veriyor insana . Gözler , sanki daha bir þehla bakýyor tüm olan bitene . Yine de bir yanýmýz tüm açlýðýyla saldýrýyor insanlara . Ve ben dinilmek , iniltisiz bir yaþam sürmek isterken sanki daha bir fazla batýyorum olaylara . Yýlgýn bir yaným var , kendimden yana . Ýçe döndüðüm her dönem dýþarýya açýlma isteðim artýyor .Sözcükler arýyorum iletiþim için . Kendi sözcüklerimle yakalanýyorum . Gözlerim sönükleþsin istiyorum , kimse bir þey okuyamasýn . Anlamsýz bir edilgenlik , anlamsýz bir devinimin kucaðýnda öylece salýnayým istiyorum . Dost arýyorum ama konuþmadan anlaþabileceðim . Her biri benden beþ beter insanlar olmalý , onlar konuþmaya baþladý mý ben susmalýyým . Yitip giden sadece zaman olmamalý .Geriye benden yana bir þeyler kalmalý artýk . Amacým ölümsüzlük deðil bir kalýt býrakmak bu dünyaya sadece.
Yýllarýn ardýndan deðiþen sadece yüzler deðil . Konu olan yitirdiðimiz nesneler deðil , kendimizi yitiriyoruz . Bu ne idüðü belirsiz yalýnlýkta ben kendi fotoðraflarýma bakarak bir þeyler çýkarmaya çalýþýyorum . Yýllar öncesinin o afacan çocuðu deðilim deðilim artýk mesela , þimdi güldüðüm zaman bir neden istiyorlar , suratýmý asýyorum bir açýlama bekliyorlar . Yýllar öncesinin sevimli öðrencisi de deðilim . O zaman evimi özlediðim de aðlayabiliyordum , þimdi aðlayýnca çocuk musun diyorlar . Ama ben de uydum onlara , uzun zamandýr bir damla yaþ akmadý gözümden , çok istedim ama olmadý . Biliyorum , deðiþen sadece yüzler deðil , benim deðiþen ve yüzümün yaptýðý sadece buna uyum saðlamak .
“Bat dünya bat”
Ama ben nereden bileceðim .
Yazmayalý çok oldu , yazar eskilerini ne yapýyorlarsa onlardan olmak istiyorum artýk . Mümkünse tekrar yazmak istiyorum , yaþadým diyebilmek için ama bunca þey izin verecek mi acaba ? Yazmak yaþamaktýr , deðiþmek , böylece deðiþmek , ölüm .

                                             Dündar BAYRAM



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yitik Kelimeler Diyarý
Anonim

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Bir Kavuþma Meselesi [Öykü]
Bir Sonraki Ayrýlýk [Öykü]
Birþey Gibi Kötü [Öykü]
Bir Sonraki Ayrýlýk [Öykü]


dündar bayram kimdir?

yaþamak, yazmaktýr

Etkilendiði Yazarlar:
oðuz atay , vedat türkali


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © dündar bayram, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.