..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir ülke bağımsız olmadan, bağımsızlık da erdem olmadan ayakta duramaz. -Rousseau
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Modern > Aylin Çiftçi




15 Şubat 2005
Çoraplarım Hala Beyaz  
Bayram Şekeri

Aylin Çiftçi


Yaklaşık yarım paket kağıt mendil, minik şişesindeki açık parfüm, işporta ürünü olduğunu haykıran bir cüzdan, sayması bile can sıkan bozuk paralar,şeker... “şeker mi?!?” dedi, hayretle.


:DAGA:
Kadın, çantasını karıştırırken eline değen şeyi aldı; bir küpe. Aslında çok yorgundu ama yine de dayanamadı ve aynaya bakarak, küpeyi kulağına dayadı, “Küpe taksa mıydım ki acaba?” Küpenin diğeri de çantasındaydı. Dün gece araba da çıkardığı küpeleri çantasına gelişigüzel attığını hatırlayınca; “şimdi hangi cehennemin dibindedir” dedi. Beyaz çantasını, sinirli bir acelelikle karıştırmaya başladı.

Yaklaşık yarım paket kağıt mendil, minik şişesindeki açık parfüm, işporta ürünü olduğunu haykıran bir cüzdan, sayması bile can sıkan bozuk paralar,şeker... “şeker mi?!?” dedi, hayretle.

Şekeri, daha becerikli olan sağ eline aldı. Avuç içinde çevirdi. Şekerin, ambalajının hışırtısıyla birlikte, yeni sesler de gelmeye başladı. Birden, aynadan çocuk sesleri geliverdi. Aynanın önünden bir kaç çocuk güle oynaya geçti. İçlerinden, bir küçük kız çocuğu tam aynanın önünde durdu.

İki yana örgülü saçları, üzerinde adını bilmediği sarı renkli çiçeklerle bezenmiş bir elbise, terlik aralarından görünen bembeyaz çorapları ve burnunda ki çilleriyle, gülümsedi küçük kız. Süt dişleri dökülmeye başlamış olmalıydı ki, dişleri aralıklıydı. Elinde tuttuğu külahın üstündeki dondurma erimiş, ellerine yapışmıştı. Ağzının her bir kenarında eriyen dondurmanın izleri vardı; ‘çikolata’. Sarı çiçek elbiseli kız, bir şeylerden saklanmak istermiş gibi, aniden arkada ki bahçeye doğru koştu. Bahçede çok çiçek vardı, ama küçük kız sadece ve özellikle bir papatya kopardı!.. Arka tarafına dönerek, ayağının yanında duran kediyi kısa bir süre okşadıktan sonra, papatyayı kediye verdi. Kediler papatyadan anlarlardı. Ya da sarı çiçek elbiseli kız, böyle olduğuna inanıyordu.

Bahçede kahverengi takım elbiseli bir adam, telaşlı bir halde dolaşırken, küçük kızı itekledi, küçük kız arka planda kaldı. Birden bir kuzu sesi duydu. Kuzunun adi Çilek’ti. Küçük kız koymuştu adını. İki hafta kadar önce küçük kıza arkadaş olsun diye getirilmişti, bahçeye Çilek. Küçük kız öyle biliyordu ve öyle olduğuna inanıyordu. Kuzunun boynuna koskocaman kına yakmışlardı. Bunu gören küçük kız, “aa, bunun saçları çilek gibi” deyince, adı ‘Çilek’ kondu, kuzucuğun. Gerçekten de, dikkatli bakılınca, kına çileğe benziyordu. “Neden kuzulara kına yakılır ki? Bunu hiç anlamıyorum” dedi, küçük kız. Ama hiç kimseden bir açıklama alamadı.

Kahverengi takım elbiseli adamın yanından geçti, küçük kız. Adam onu hiç fark etmedi, zaten, etmek de gereksizdi. Aynada ki kadına eliyle, “gel” işareti yaptı. Küçük kız, aynadaki kadına Çilek’i göstermek istiyordu.

Kuzu sesleri, hiç dinmiyor, her yerden geliyordu. Her yerden, her köşeden. Küçük kız, tam kuzunun yanında durdu. Kadınla, kuzunun arasında durduğundan, aynadaki kadın hiçbir şey göremiyordu. Kafasını, sağa-sola, aşağıya-yukarıya uzattıysa da, orada olup biteni görememişti, hem de hiçbir şey!.. Sadece, kuzu sesi duydu.

Küçük kızın ayağındaki beyaz çoraplarını, annesi özel olarak bayram için almıştı, aynı beyaz terlikleri gibi. Sarı çiçekli elbiseyi ise,küçük kızın kendisi istemişti, bahçedeki papatyalara benzediği için.

Küçük kız, olduğu yerde döndü ve aynanın içindeki kadına bakarak durdu. Sonra, beyaz terliklerine ve beyaz çoraplarına baktı. Kadında onun bakışlarıyla aynı yerlere bakmaya başladı. İçinden, “beyaz çorap, beyaz terlik, bembeyaz bu olsa gerek” dediği anda, çimenlerden bir sıvı akmaya başladı. “Neydi o?” Birden kızın çorapları başka renge dönüşmeye başladı, derinden gelen kuzu sesi eşliğinde.

Çilek neredeydi?.. Çoraplar... Hani bembeyazdı... Beyaz kırmızıya dönüşüyordu. Aynı Çilek gibi. Kuzu sesi de kesilmişti artık. Küçük kız çığlık attı, hem de çok büyük bir çığlık. Aynada ki kadını iterek, koşmaya başladı. Kadın bir şey anlamadı ve küçük kızın az önce dikildiği yere baktı; Çilek, yer, ayaklar, çoraplar, terlikler, kıpkırmızı kan!.. Kadın ayna da küçük kızı aradı, bahçenin her bir köşesine de baktı ama nafile, küçük kız yoktu. Yitmişti sanki, çığlığının içinde!..

Kadın, birden yerde uçları kırmızı çorapları gördü. Aynadan çocuk sesleri geldi. Yine aynanın önünden birkaç çocuk güle oynaya geçiyordu. Bir küçük kız çocuğu tam aynanın önünde durdu. İki yana örgülü saçları, üzerinde adını bilmediği sarı renkli çiçeklerle bezenmiş bir elbise, terlik aralarından görünen bembeyaz çorapları ve burnunda ki çilleriyle, gülümsedi küçük kız. Dişleri halen aralıklıydı.

Kadın, başını okşadı, küçük kız, ona yumruk şeklindeki elini uzattı. Kadın şaşkınlıkla baktı. Küçük kız yavaşça avucunu açtı. elinde ki son bayram şekerini kadına sundu.
Şekerin ambalajının hışırtısıyla birlikte, aynada sesler azalmaya başladı. Kadın aynaya baktığında sadece kendisini gördü. Elindeki şekeri özenle aynanın önüne koyduğunda, gözüne, yerde parlayan bir şey ilişti;Küpe. “Düşürmüşüm” dedi, ve eğilerek küpeyi aldı. Kulağına taktıktan sonra, ayağa kalktı ve aynada sarı çiçekli elbisesini düzeltti. Son bir kez baktığında fark etti; dudağındaki çikolata izini. Kağıt mendiliyle, onu silerken mendili ayağının dibine düşürdü. Eğilip onu almak isterken gördü; “çoraplarım hala beyaz.”
A.Ç.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın modern kümesinde bulunan diğer yazıları...
Beyaz Gül
Bir Haftalık Vitrin Aşkı

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Lütfen Gözlerimi Kapatmayın
Kan Kurusu...
İyi Arkadaşlar 'Vız'ıldarlar
Benim Adım Aşk
Burasını Seviyorum

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yüzüme Bak [Deneme]
Tecavüz [Deneme]
Bu, Şimdilik 'Ben'im [Deneme]
Ruhum, Kendim ve Ben [Deneme]
Bana Yakışmalıydı Gidişim [Deneme]
Perdeler Yanıyor [Deneme]


Aylin Çiftçi kimdir?

Yazmak; mağaraya, ağaca, deriye, kumaşa, kağıda ve bir büyüğümün tabiriyle "bilumum kutsal kitap" a. . . . Yazmak; sevgiliye, anneye, arkadaşa, kuşa, çiçeğe ve bazende "Allah'a". . . Kime? Neye? Niye? Nasıl? olduğuna aldırmadan özgürce yazmak için buradayım. Eğer yazmak bir alfabe ise, daha ilk harfinde "A" diyerek yazıyordum ve "B"ye sıçrama özgürlüğümü kullanmak için buradayım işte. . .


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Aylin Çiftçi, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.