..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Gerçeðin dili çok yalýn. -Euripides
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gerilim > Burak Mollamehmetoðlu




1 Nisan 2005
Beyaz El  
Burak Mollamehmetoðlu
...Keþke anneannemlerin köydeki bu evine gelmemiþ olsaydým diye baþlýyorum söze...


:BCGC:
Gecenin kuru eli üzerimde bekliyordu. Öyle bir hikaye dinlemiþtim ki, gülüp geçtiðim her þeyi yeniden ele alýyordum kafamýn içinde.
Bu, keyifli dost sohbetleri arasýnda anlatýlan acayip hikayelere benzer yanýyla hafif gülümseten, ama içinde ve üzerinde bulunduðum melun bina yüzünden, gülümsemeyi çýlgýnlýkla boðan ellerin bezdiren mýrýldanmalarýný kafamýn içine sokuþturan, benzerini daha önce hissetmediðim bir iç sýkýntýsýný besleyen bir hikayeydi.
Keþke anneannemlerin köydeki bu evine gelmemiþ olsaydým diye baþlýyorum söze; keþke onlarý þehirden kaçýp kafa dinlemek için yanýp tutuþtuðuma dair o denli ikna edici sözlerle kandýrmasaydým. Onlarýn yýllar evvel göçtüðü ve terk ettiði bu evi asla bilmeseydim. Ah, keþke bina bu kadar bakýmlý olmasaydý da bunca yýldan sonra, ben de talihsiz ruhuma ‘hadi geri dönelim’ diyebilseydim.
Lakin araba gürültüleri yoktu, insan kalabalýklarý kendi gri sokaklarýnda kalmýþtý ve akþam vakti ulaþtýðým o kasvetli bahçe, hiçbir soruya mahal vermeden korkunç bir huzur yayýyordu rüzgarýn titrek omzunda. Kendimi dinlemek için yaratýlmýþ muazzam tenhalýkta kuru otlarý ve bahçe duvarlarýný sarmýþ sarmaþýklarýyla, içimdeki sýkýntýdan daha verimli gibiydi. Ýlk gecem, sessizlikle keskinleþtirilmiþ ferahlýk duygusuna teslim oldu.
Rüyam, tüm yaþamým boyunca asla o kadar aydýnlýk, berrak ve gerçek olmamýþtý. Ama sabahýn ýlýk ýþýklarý görünmeseydi de, kendimi uyandýrmayý hiç düþünmeseydim diyorum þimdi. Çünkü ev odalar içinde, fareyi kendine çeken peynir misali, meraký çaresiz býrakan gizemlerini sermiþti önüme aydýnlýk vakti. Ben bir insandým ve korkuyu bile merak ederdim.
Her odada gýcýrdatmadýðým ahþap döþeme parçasý kalmayana dek, vaktin nasýl haince geçtiðini hissetmeden dolaþtým. Odalar eskinin küfüyle kokmuyordu, pencerelerde yýllanmýþlýk tozlarý birikmemiþti. Ne örümcek vardý, ne de boydan boya uzattýðý aðlarý. Eski Rum Evlerinin mutenalýðý ile müstesna hayatlarýn izlerini taþýyordu. Menteþeler bile gýcýrdamazken, nasýl eski bir ev olabilir ki bu dememe ramak kalmýþtý doðrusu. Öyle ki, sanki anneannemler komþu ziyaretine gitmiþlerdi de, akþamdan evvel geleceklerdi; ev temizdi.
Anneannemler þehre göçeli kýrk yýl, evin ise nereden bakýlýrsa bakýlsýn yüzyýllýk olduðu bana defalarca anlatýlmasa, þu anda herkesten habersiz birilerinin burada yaþamýný idame ettirdiðine yemin edebilirdim... Bir virane beklerken, bir ev bulmuþtum.
Bu þaþkýnlýkla dolaþtým. Toprak üstündeki üç katýda gezdim ve þaþkýnlýðým daha da pervasýzlaþtý.
Peynire yaklaþýyor gibiydim, çünkü aþaðýya inen merdivenler aklýmý çeldi. Hiçbir korku filminde tasvip etmediðim bu eylemi ben de gerçekleþtirdim. Ve bunu yaptýðýmý bile bile, tetikte olan benliðimle aþaðýya yöneldim.
Topraðýn üstünde açýlmýþ ve mazgallarla kapatýlmýþ boþluklardan tozlu bir ýþýk düþüyordu içeriye; geniþ bir boþluða ve ona açýlan ahþap kapýlara. Ayaðýmýn altýnda çýtýrdayan ve kýrýlan kurumuþ yapraklar vardý, ve telaþla duvarda sürünerek yukarýya týrmanan minicik yeþil sürüngenin ýslak derisi gözüme iliþince, tam da bu ortama uygun bir inlemeyle dirildim.
Buna raðmen neden merdivenlerden en aþaðýya, bodrum katýn altýndaki meçhul boþluða, topraðýn daha da içine girdiðimin hiçbir mantýklý açýklamasý yok. Çekilmek gibi çýlgýnca bir fikre kapýlmýþtým. Korkuyu besleyen ve bunu göstere göstere bana hakim olan bir çekilme, bir arzu vardý.
Ve o arzu bana karanlýðý sundu. Merdivenin son basamaðýný indim ve yön duygumu sadece ayaklarýmla bastýðým tabandan anlayabiliyorken, engin tarlalarýnda hasat vaktini bekleyen ürpertilerin arasýndaydým.
‘Çýk yukarý!’ diyen mantýðým karanlýkta kaybolmuþtu; ‘ bana gel’ fýsýltýsýyla gönlümü çelen melun ise, karanlýðýn yüzü gibi, karanlýðýn içinden türemiþ bir pýrýltý gibi beni bekliyordu... O dehþet mahzeninde adýmlarým kararsýzlýk içinde birbirini takip etti. Ellerim, zifiri karanlýk içinde tutunacak bir þeyler aradý. Aklým ise karanlýktan nasýl da korkmadýðýndan dem vurarak övgüler diziyordu kendine, ve sanki sýrtýný sývazlayan bir el vardý, gölgeli bir perdenin ardýna gizlenen...
Çýðlýðým beni terk etmeden evvel, karanlýkta cismini göremediðim soðuk ve pütürlü bir taþýn yüzeyine parmaklarýmýn ucuyla dokunmuþtum. Bir titreme sardý beni, hezeyanlar arasýnda boþluða düþtüm. O boþlukta pek çok þey gördüm, taþtan bana fütursuzca akan onlarca imge doldu kafama ve çýðlýðým bitene kadar terk etmedi beni.
Vahþet ve kan bürümüþ bakýþlar bana baktý kýzýl gözleriyle karanlýkta. Kovalamalar; bir gece ve bir gündüz gördüm. Köþeye sýkýþtým ondan sonra, katillerim çevremi sardý ve biri kýlýcýný savurdu...
Bir yemin ettim son nefesimde ve öldüm...
Aðlayarak kaçtým. Kalbim göðsümde hýrpalýyordu beni. Karanlýðýn bir köþesinde bekleyen merdivene koþtum. Yere düþtüm ve duvarlara çarptým. Ellerime yapraklar takýldý ve ýslak sürüngenlere dokundum iðrenerek. Çýlgýnlýðým hortlamýþtý. Merdivenleri dört ayak üzerinde çýktým. Bodrum kata nefes nefese ulaþtým, beynimdeki damarlar dengesiz bir sýcaklýkla basýlmýþ kanýmla yanýyordu adeta. Mazgaldan sýzan ay ýþýðýný gördüm, ve tam o anda, olmaz olasý hikayeyi anýmsadým. Karnýma bir aðrý saplandý ve bakýþlarým donuk ay ýþýðýna bakarken titreþti.
Topraðýn üstüne çýktým; Giriþ katýna. Eve gitmeliydim, bin bir hile ile yaþayan doymak bilmez kente dönmeliydim. Fakat sabah olmadan imkansýz olduðunu bilmek, çaresizlik ve lanetlenmiþlik içinde beni eline aldý. Aðlamam sýzlanýþlara döndü ve odama döndüm.
Gece yarýsýný geçmiþ zamanýn dinginleþtirdiði aklým gülüyor þimdi bana. Saflýktý kandýðým, hayal gücü kontrolü ele alýp damarlarýma heyecan tozu serpmiþti. Ýmgeler ise, bana anlatýlanlardan öte bir þey deðillerdi. Kara gölgeler zihnime sýzmýþ, anlatýlanlarý görmüþ, tatminle sýrýtýp betimi benzimi attýrmýþtý.
Þimdi sýcak yorganýn altýnda, temkinli ruhumu küstahça önemsemeden ýþýklarý bile kapatmýþken, uykuyu bekliyorum. Torbasýnda düþleri taþýyan cinleri hayal ediyorum.
Bu odayý unutur gibiyim; kayganlaþan zihnimin söyledikleri muðlaklaþýyor. Uyuþuyor bilincim... bir kapý: ardýnda rüya bahçeleri bekler. Güneþ kapýyý çalýp mahvedene dek sürer bu özgürlük. Aslýnda hala imgeleri düþünmüyor deðilim... kýrpýþýyor kanatlarý aklýmýn kývrýmlarýnda; ama uyku da var þimdi... bekle, geliyorum.
Gözlerimi dehþetle karanlýða açtým, çünkü bir ses duydum. Sinir bozucu ürpertiler vücudumda yükseldi ve alçaldý. Ses aþaðýdan geldi. Ses, sessizce geldi. Süründü ve bir þeyleri týkýrdattý. Bekledi ve dinledi. Beni mi dinliyordu? Biliyor muydu beni; onu dinleyen beni?
Bir tehdit kanýmda; yayýlýyor ayaklarýma ve kollarýmdan parmaklarýma... Uyu diyorum aklýma, geçti.
Olmuyordu iþte! Bir nefeste kat ettim odayý bir uçtan bir uca. Lamba apaydýnlýk bir ýþýk saçtý; elim düðmede kaldý, yadýrgadým ýþýklýlýðý.
Uykumla korkum ters düþtü: ýþýk altýnda uyunmaz, rüyalar ýþýktan doðmaz. Savsataydý þüphesiz uykumun söyledikleri, o kendini düþünür, beni deðil. ‘Ses mes yok iþte, nefesinden gayri.’
Nefret ediyorum muammadan. Geçmek bilmez kara dakikalar içinde yalnýz kalmýþ ben, ansýzýn çýkmýþ ve þimdi beni aldýðým her nefeste iþkence çekmeye zorlayan kabussu týkýrtýyý tedirginlik içinde yeniden duymayý beklerken, pür dikkat kulaklarým, yerin yedi kat aþaðýsýný dinler gibi yanýyor ve zonkluyordu.
Yine de boyun eðdim uykuya. Sýcak yatak ve soðuk gece durdular karþýmda. Korku bir iblis, canýma susamýþ: uysan bir dert, uymasan ayrý bir dert.
O týkýrtý çýkmýyor kafamdan, hele o söylenti. Ýnanýlýr mý böyle þeylere bu zamanda? Önemsemem öyle lakýrdýlarý ben; geldiði gibi gider.
Lambayý yeniden kapatýrken silkeledim titrek ruhumu cesurca sözlerle. Oda böylece bana uydu ve koyulaþan gölgelere çarpmadan yataða doðruldum yeniden.
Peki neden bir mum yaktým yataðýmýn ucunda? Güzel, loþ ýþýklar yüzüyorlar odanýn içinde. Ne aydýnlýk ne karanlýk þimdi... ama bu karanlýklar deðil mi her þeyi ayný kýlan? Korkulur mu ýþýksýzlýkta bir týkýrtýdan ya da bir insandan? Ne farklarý var, maddesizlik ‘duyulara aldýrmam ben’ diye kýkýrdarken?
Kat kat karanlýk, alev yükünce kasvet. Özlem deðil mi ki karanlýðý þeytani kýlan?
O halde üzülme aklým: ýþýkla boþluk kol kola. Çek yorganý kafana, düþler bahçesine dal. Týkýrtýlar gecenin muzipliði, sinsilik ve yaklaþma hayal gücümün kisvesi.
Sus diyorum sana! Sabah olacak mutlaka. Ah aklým, habis denizlerde yelken açan ve damarlarýma dehþeti salan sensin. Her þeyi birbirine baðladýn: sesler ve ayak sürümeler. Hayýr! Týkýrtýlar ve kapýda esen rüzgar sadece onlar.
Yenilmem ben sana. Düsturum budur benim. Koyu gölgelerle giydirsen de beni, çýðlýk atmam karþýnda.
En kötüsü beklemek. Belirsiz, garip akýmlarla yýkanan benliðim ya uykuyu ister, ya da aklýma uyar da, delicesine ürpermek için benden izin bekler. Her nefesimi saydým ve en çok nefeslerimi duydum yattýðýmdan beri. Dýþarýda tedbirli sýkýntýsýyla gece var, içeride kasvete kapý açan mum ýþýklarý titreþir. Zaman yavaþladý adeta; kum taneleri teker teker kafama düþüyor ve vuruyor acýmadan.
Nefret ettim beklemekten. Son bir kontrol uykudan evvel. Tek ses nefesim. Temkinle çýkýyor ciðerlerimden; oda emin deðil yaptýðýndan. Uyuþtu aklým gizem dehlizlerinde. Fakat gerçek þu ki, tam uyku dumanlarý bilincimi boðuyorken, uzandýðým yerde zýplamayý beklemiyordum, ve inleyerek sesi bir daha duymayý bekledim, duymayý hiç istemeyerek.
Bir adým...
Bir adým daha.
Koridorda çýnlayan topuklar. Bir adým daha...
Merdivenin yarýsýnda artýk. Beynim yerinden oynayacak. Dur kalbim; sensin beni çýldýrtan, gecenin zehrini içime salan.. Ah! Bir adým daha gölgelerin arkasýnda.
Þimdi kapýmda...
Ýnandýðým her þey kýrýlýyor, zifiri seslerin garazýnda. Heyecan ve kahýr þimdi ruhumda dirilen. Dirayetim yanýyor, korkunç düþüncelerin isli salonlarýnda...
Tanrým! Kapý açýldý; sessizce, bin yýllýk bir sabýrla sanki: acelesizce. Ýçeri dalan rüzgar tez elden dikti tüylerimi.
Fýsýltýlar ve ayak sesleri... kulaðýmdaki basýnç ne korkunç, titreþimler beynimde yankýlanýyor. Dünya uzaklarda adeta, beni terk etti; bir kuyunun dibinde, soluk ve baygýn bir hayat sunuyor þimdi bana: kýsa, zor ve umutsuz.
Odamda þimdi... biliyorum. Görmem gerekmiyor, görmeye cesaretim yetmiyor. Ben yorganýn altýnda kesik kesik soluyorum, o ise karþýmda yankýlarla ciðerlerini geniþletiyor. Fýsýltýlar çýlgýnlaþtý. Ümitsizlik yoðunlaþýyor; her zerresiyle beni karanlýða gömüyor...
Yorganý çekiyor üstümden! Yardým et Tanrým!
Çýðlýðým duyuluyor, baþýmýn üstündeki yorgan saçlarýmýn üstünden sýyrýlýrken. Görmek istemeyen gözlerim çýplak kaldýlar artýk. Sarsýlýyorum... sarsýlýyorum. Göz yaþlarým inat ediyorlar, süzülüyorlar durmadan. Göz kapaklarým seðiriyor aðrýyla. Kalbim artýk dermansýz. Bakmýyorum hala karþýmda durana.
Son ana dek düþmeyen bir kale mantýðým. Beynimin içinde haykýrýyor, derimin altýnda yankýlanýyor:
Bir mezar...
Mezar üstünde bir ev...
Evin içinde bir oda...
Odanýn içinde kýzgýn ve öfkeli bir ölü...
Hurafe bunlar diyor bana hala.
Salak mantýðým benim! Duymadýn mý çýðlýðý mý? Tatmadýn mý dehþetimi? Hissetmiyor musun kasýlan karnýmý acýlar içinde?
Bak öyleyse! Kimin bu beyaz el, kalbime uzanan?



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýnsan Çiftliði
Garip Bir Buluþma
Mezarýmý Derin Kaz
Oda - - - 1 -
Nokta
Yol Bitti
400 Küp
Cennet
Dikkat Et! Tavandan Kan Damlýyor.
Ecele Giden Yol

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Sanki... [Þiir]
Gidiþim [Þiir]
Ufuktaki Þehir III. Bölüm [Roman]
Ufuktaki Þehir II. Bölüm [Roman]
Ufuktaki Þehir [Roman]


Burak Mollamehmetoðlu kimdir?

KiMDir??. . GerÇEkTeN. . KiMDir??

Etkilendiði Yazarlar:
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Burak Mollamehmetoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.