..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsanların arasında yaşadığımız sürece, onları sevelim. -Andre Gide
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İlişkiler > ESRA BAYKAL




11 Mayıs 2005
Hiç Uğraşma, Sen Artık Benimsin  
ESRA BAYKAL
Tanrı biz affetmemek için gelinceye kadar...Belki de varsa, sonrasında da...


:CFCJ:

Hiç uğraşma, sen artık benimsin, hem de sonsuza dek. Sur borusu ötene, Marduk tepemize inene, Tanrı biz affetmemek için gelinceye kadar...Belki de varsa, sonrasında da...

Çünkü ben tüm ruhumla dokundum o gece sana...Bir kadının aşkı, dünyadaki en büyük büyüdür...Oturup dualar okumaya, muskalar yazmaya gerek yoktur. Kadın isterse, sadece isterse, tüm dünyaya hükmeder. Çünkü kadın, tenindeki yumuşaklığı, kafasındaki tilkisi, bedenindeki şehveti, ellerinin mahareti, kalbinin yanan arzusu ile dünyadaki en tehlikeli varlıktır.

Geçmiş olsun demek isterdim durumuna...Demeyeceğim, çünkü geçmesini isteseydim, sana o geceyi bahşetmezdim. Ben geçmemesi için sana saatlerce yemek hazırlamaya uğraşıp, masayı en sevdiğin renklerle donatıp, üzerime giydiğim en sade ama seni en fazla çekecek giysimle bekledim. Kapıdan girdiğin anda olacakları biliyordum. Seni bunun için getirmiştim taa Avrupalardan...

Çok korkuyordun kapıdan girdiğinde, çünkü bir kadının arzusunun, bir erkeğin iradesinden daha güçlü olduğunu öğreneli 35 yıl geçmişti. Sen, bildiklerin yüzünden 18’lik delikanlı gibi gelmiştin karşıma...Değerler..Değerlerin, erkeği güçlü ve etken sayanların bakışıyla şekillendiğinden, odadaki varlığın bir süre sonra sükunetle doldu. Ama bilmediğin, benim değerlerimdi...

Ben seni, aylar önce bu odaya sokacağımı bilerek yaşadım. Gelecektin çünkü ben istiyordum. Ben seni o salonda sarhoş edip, başını döndürüp sonra da beklediğim hazzı yaşatman için besledim aylarca...Sessizliğine dayanmanın ödülü olmalıydı, kızma bana. Evet, her zaman sessiz adamları beğendim ben. Keşfetmeyi sevdim, çünkü fazla meraklıyım. Ama senin sessizliğin deirnliğinden değil, söyleyecek sözün olmamasındandı, ben yine de dayandım sessizliğine...Ve şimdi ödülünü alıyordum sabrımın. Her emeğin bir ödülü olmalı...Ve benim ödülüm, kapıdan gidiğin anda yeşil gözlerinde gördüğüm alevle, ellerinin titremesiyle, üst üste içtiğin kadehlerle gelmişti.

Zaman geçerken, sen kontrolü ellerinde sayarken, ben yüzümde masum bir ifade içinde küçük bir cadı ,son patlamayı bekliyordum.

-“ Dans edelim.”
-“ Ben senin gibi dans edemem.”
-“ Buraya gel...”

Kollarını doladığın belimdeki elin, ürkek. Omuzuna koyduğum yüzümden uzak kalmak için avizedeki ampüllerin markasını okumaya çalışman, boşuna...Çünkü sen, o kapıdan girdiğin an benimdin. Hatta, ben seni ilk istemeye başladığım andan itibaren benimdin...

Şimdi kutsayalım durumu...Son bir damga vuralım da kime ait olduğun belli olsun. Dışardan görülmesi gerekmez bazı izlerin, kalbinde, teninde kaldığında hiç ama hiç unutamazsın.

-“ Yanıma otur. Bir kadeh daha...”
-“ Ben pek içmem, fazla bile içtim. Ama...”
-“ “Ama” kullanıldığında büyük bir sorgulama içeren bir laftır, belirsizliktir kimi zaman, ben sana bir tane daha içmeni söylüyorum bu belirsizliği ortadan kaldırmak için. Bardağı alayım!”
-“ Peki...”

Bir erkek iki nedenle “peki” der. Birincisi kabulleniş içinde hüzünle, ikincisi hormonları azıtıp, itaat etmesi gerektiği anlarda. Yani özünde sıkıştıklarında. Erkek milleti sıkışmamak için her yolu dener ama saygın olan, sıkıştıklarında kadınlar gibi su yüzüne çıkmaktansa kabul etmeleridir.

Mutfakta geçirdiğim 2 dakika, benim karar vermem, senin gafil avlanman için yeterli bir süreydi. Buradaydın ve ben sana canımın istediği herşeyi yapmakta özgürdüm. Çünkü sen artık benimdin.

Odaya girip, eline tutuşturduğum bardakla bir süre oynayacağın belliydi. Sen bardağa bakarmış gibi yaparken, ben direkt sana bakarken, ellerinin titreyişine son verme zamanı gelmişti. Sana sokulduğumda karşı koymayacağını biliyordum. Çünkü artık sen benimdin. Ellerim teninde gezerken, kulağına fısıldadığım yalanlar umurunda bile değildi. Çünkü sen erkek olmanın verdiği gururlar, herşeyin üzerinde bir güce ve hakimiyete sahip olduğundan çok emindin. Bense sadece bir süredir istediğim şeyi alıyordum. Ruhunu...

Senin seviştiğin benim bedenim, benim seviştiğim ise senin ruhundu. Çok keyif alıyordum gözlerini kapamandan veya kesik soluk alışlarından...Çünkü yavaşça yenen her yemek, damakta daha keskin bir lezzet bırakır.

Kaç saat sürdü...Hatırlamıyorum...Umurumda, hiç değil...

Sabah kollarımda uyandığında artık kaçacak yerin, sığınacak limanın kalmamıştı. Çünkü sen artık kalbinde, teninde benim bıraktığım izlerle birlikte bir kez daha benimdin...

“ Ben senin hayatından gittim oğlum, hadi koy yerime birini koyabilirsen. Ben seni yudum yudum içtim oğlum, hadi ol eskisi gibi olabilirsen.” ( Sezen Aksu, Sarı Odalar)

Seni kapıya, yitik bir kedi yavrusu gibi bıraktığımda ardında bıraktığın, uğruna üzüldüğün şey farkında olmasan da ruhundu...Gururun değil...

Ve asla unutmaman gereken birşey var, tüm egosu çok yüksek erkekler gibi:

“ Bir kadın isterse...Sadece isterse, alamayacağı hiçbir risk, sahip olamayacağı hiçbir erkek, ulaşamayacağı hiçbir hedef yoktur.”





.Eleştiriler & Yorumlar

:: buyruğumdur yapılaaa:)
Gönderen: Elem Tilev / Eskişehir/Türkiye
15 Eylül 2006
ki bu yazını daaa ilk okuldan erkeklere ezberletmek lazım inancındayım. "sex elinin kiri" tarzı düşünen erkeklerin yüzüne "çotanak" diye çarpıveresim geldi yazını. "ben istemesem popona baka baka giderdin olum, hişşşt nolduuuu:))" olayı tamamiyle... güzel aklını seviiim senin yaaa. biri gelsinde şuan müthiş hoşnutluğum sebebiyle yayılan ağzımı toplayıversin:) tebrik ederim valla...

:: buradan görünen
Gönderen: nafii / Konya/Türkiye
30 Ekim 2005
Bir dişinin cinsellğiyle güç gösterisi yapması ve erkeğe sahip olması erkeğin zayıflığı değil olsa olsa kadının istismarıdır zira yaratıcının genlerimize kodladığı bu cinsellik güdüsünün beynimizle olan bağalantısı pek de kuvvetli değil. Kadınları yüceltmek için kullanılabilecek en son arguman cinsellik olmalı.

:: ve..
Gönderen: ayşegül engin / İstanbul/Türkiye
18 Mayıs 2005
vazgeçer.. kadın isterse, sabrından, vefasından ve sevdasından vazgeçer... belki bir anda, belki her gün bir parça.. isterse can yakmasını da bilir, çöpe atmasını da.. istetmeyecen kardişiim mesele bu aslında)

:: Fıstık Esra...
Gönderen: BİNNUR EDİSAN / ankara/Türkiye
17 Mayıs 2005
Ah Esra ...Nasıl da keyifle okudum yazını bilemezsin.Doğru, bir kadın istemeye görsün:)))Neler yapar mazallah...Salya sümük ağlayıp transa geçme devirleri sona erdi artık; kadın ne istediğini çok iyi biliyor.Çok sevdim yazıyı.Kaç kere okudum bilemezsin. Sevgilerimle...

:: Nasıl yakışmış kadının kalemine özgüven...
Gönderen: Funda Bilgili / İZMİR/Türkiye
16 Mayıs 2005
Muhteşem bir yazıydı. Kadının gücünü küçümseyen herkesin okumasını isterdim. Bir kadının sahip olmak istediğinde, sahip OLACAĞINI en iyi bilen yine kadınlardır Ne yaptığını bilerek yapan kadınlar her zaman güçlü olmuşlardır. Onlar gerçek kadınlardır. Bu denemenin çok özel bir paylaşım olduğuna inanıyorum. Cesur yüreğine sağlık...

:: kadın... yeter ki istesin!
Gönderen: gönül sevinç / türkiye/Türkiye
16 Mayıs 2005
çok yüreklice,çok cesurca,çok kadınca ve çok güçlüce... gurur duydum ve çok keyif aldım. öyle ya kadın isterse ulaşamayacağı hedef yoktur yeter ki istesin. yüreğine sağlık arkadaşım. sağlıcakla

:: Ben değil "O" söylüyor kardeşim :)
Gönderen: Gültekin BAYIR / İstanbul/Türkiye
16 Mayıs 2005
Woman is a ray of God She is not that earthly beloved: she is creative, not created. M.C.R




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın İlişkiler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Korkak Erkeklerden Sıkıldım
Kadın Olmanın En Güzel Tarafı Erkeklerdir
Sizin hiç sıfır kilometre sevdanız oldu mu?
benimle
One Night Stand nedir, ne değildir?
Ayrılık Mizanseni
Ağır Yalan....
Cinayet Planı
Bir Küçücük Fıçıcık İçi Dolu Turşucuk
Kadınların En Büyük Yanılgısı

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Size Aşık Olabilir Miyim?
Bugün Seni Her Zamankinden Çok Özledim
Nefesimi keseceksin biliyorum!
Aşk, askerlik, erkekler...
Her Sabah Aynı Adamla Uyanmak...
Red Kid
Korkak Erkeklerden Sıkıldım - 2
Bir gün size ahlak-sız bir teklifle geleceğim...
Hatun Kaçmış Sen Hala…
Yine Geç Kaldım...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Gelme Bu Gece [Şiir]
Nehir, Deniz, Sen vs. [Şiir]
Aşkı Küstürdük! [Şiir]
Bir Islık [Şiir]
Aşktan Korkan Adam [Roman]
Kurtlar Vadisi [Eleştiri]
İlk Gece Birlikte Olmayacak Hatun Aranıyor [Eleştiri]
Sevmedende Olur Diyorlar! [Eleştiri]
Benim Kocam Ab"ye Karşı [Eleştiri]
Reklamcılar ve Topluma Ettikleri [Eleştiri]


ESRA BAYKAL kimdir?

Arıza hallerin dışa vurumu

Etkilendiği Yazarlar:
Ahmet Altan,Murathan Mungan, Sait Faik, Alain De Paton


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © ESRA BAYKAL, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.