ÖĞRENME NASIL ÖĞRENİLİR?

Beyin gücü ile çalışanlar da doğru seçilmiş bir alete/ araca ihtiyaç duyar.

ÖĞRENME TEKNİKLERİ : Kendi kendini motive etme sanatı

Claudia yine büyük bir telaş içinde.Sömestre başlangıcında ev ödevini/ çalışmasını teslim etmek zorunda: Ceza hukuku- ve üstelik bir de tamamen ‘ ağır bir dava’.Elbette bunu altı hafta önceden ödevler dağıtıldığında biliyordu.Ama hiçbirşey tatilde sevimsiz bir ödevi ertelemek kadar kolay değil. Şimdi ,artık kaçış yok.Claudia hücresine ( küçük odasına) sınava gidiyor.. Bütün randevular iptal edildi, yandaki kibar oda arkadaşı ile sohbet etmek de yok ; tabii televizyon da yasak. Çaba dolu uzun oturmalarda ders notları tarandı ve çalışmanın müsveddesi tamamlandı.- ve sonunda tam teslim tarihinde eser bitti.Hiç de keyif verici değildi ve Claudia endişe ile yeni başlayan sömestreyi düşündü.Motivasyonu sıfırdı.

Halbuki motivasyon öğrenimin, öğrenmenin sihirli formulü.Yalnızca bu yolla konsantre olunup,başarılı bir şekilde çalışılabilinir. Yüksek öğrenim öğrencilerinin- orta öğrenim öğrencilerinin aksine- öğrenmek için doğru ‘ hava’ yı yakalayamamalarının temelinde bir çok neden var.

Bu nedenlerden biri eğitim sistemimizde yatıyor. Bir yandan yüksek performans talebi, diğer yandan öğrenme teknikleri ve yöntemlerinin hiç verilmemesi.Herkes kendi yolunu kendi bulmak zorunda.Bu konu okulda çok az önem taşıyor.Okulda öğrenme ‘Kalıplaşmış ,dizili bir yol ‘ gibi ders planları, ödevler ve ödevlerin öğretmenlerce kontrol edilmesi çerçevesinde. Üniversitede bu genellikle daha farklı:öğrenci- en azından sınavlar arasında -çalışma davranışını kendisi yönetmek durumunda.

Hayal kırıklığı yaratan bir diğer neden yüksek öğretim.Yüksek öğretimde öğrenme başarısı hakkında çok ender olarak’ geri bildirim’ alınabiliyor.Halbuki psikoloji okumuş herkes başarının motivasyonun itici gücü olabilmesi için ödüllendirilmesi gerektiğini bilir.

Ayrıca öğrenme keyfini kaçıran bir başka neden de aşırı yüksek talepler ve çok katı değerlendirmeler. Bu baskıyı bertaraf etmek için hemen otomatik olarak çalışma bölünüyor,
başka bir kitap okuma ,telefon etme veya hiç de gerekmediği/ yapmadığı halde odasını düzenleme yoluna gidiyor öğrenci.

Hayal kırıklığının kökleri işte burada yatıyor- ama ne yapmalı?-Çoğu zaman
öğrenmeyi ‘ davet eden’ bir ortamda oturmak yeterli.Kendi odanız bunun için çok küçük
ve dikkatinizi dağıtacak binlerce şey var odanızda.Bu nedenle üniversitede/ okulda çalışmak
gerekir.

Yanısıra kendi ayarlamanızı/ planınızı da yapmanız gerekir.Gerçekten aktif olarak öğrendiğiniz zamanları seçmelisiniz; teneffüsleri de önceden planlamalısınız.En iyisi bir zaman planı yapmak- ve ancak kendi belirlediğiniz çalışma süresi bittikten sonra ödevin başından kalkmaktır.( Dikkat: Kendinize çok ta fazla yüklenmeyin.) Böylece ne zaman, nasıl ve ne kadar öğreneceğiniz konusunda ( taşıdığınız) kendi sorumluluğunuzu farkedecek,
kendiniz tarafından yapılmış, harfi harfine uyulmuş bir çalışma/ başarı için kendinizi ödüllendirebileceksiniz.

NASIL DOĞRU OKUNUR?

Okuma ilkokulda öğrenilir.Açık.Ama bir alana özgü yapıtları okumak ve anlamak
kime öğretilmiş ki. Bir kitabı açmak ve öylesine okumak.Bu hiç işe yaramaz.’ Anlayarak Okuma’ daha fazla birşeydir.Bilimsel öğrenme araştırmaları ( ki gerçekten mevcut) aşağıdaki
gidiş yolunu önermektedir.

-     Okuma amacını belirleme:Ben aslında neyi bilmek istiyorum diye sorun.Sonra da metni amacınıza göre tarayın.
-     Anahatlar hakkında toplu bir bakış edinme:Kitabı ya da metni sınıflandırmayı deneyin.Bunu yaparken içindekiler, özet ve bölümlemelerden yaralanın
-     Sorular sorma:Cevaplamaya çalıştığınız soruların formüle edilmesi merakınızı canlandıracaktır.
-     Okuma: Okuma temposu metnin güçlük derecesine göre değişecektir. Uzun paragraflardan sonra önemli düşüncelerin üzerinden bir daha geçin, özetini çıkararak
tekrar edin. Böylece kendi sözcüklerinizle notlar edinmiş olursunuz.
-     Son Çalışma :Aldığınız notları kendi düşünceleriniz, karşı fikirleriniz ile genişletin.


YAZMA SIRASINDA FİŞLEME SİSTEMİ

Bazı öğrenciler dönem sonunda on/onbeş sayfalık bir ödev teslim etmeleri gerektiğinde korkuya kapılırlar.Ana hatları kavradıkları zaman ise onbeş sayfanın kesinlikle yetmeyeceğini
farkederler.Bir çalışmanın, sunumun roman olmaması için Karl Popper’ ın şu öğüdünü unutmamak gerekir.
’Kim birşeyi açık ve basit olarak ifade edemiyorsa, susmalı ve o şeyi açıkça ifade edene kadar çalışmaya devam etmelidir.’
Yazılı bir çalışma herzaman detaylı bir planlama gerektirir.En yararlısı çalışma basamakları oluşturmaktır.

Birinci Adım: Kaynak araştırması bir çalışmanın en önemli kısmıdır.Bilimsel çalışmaların el aleti sayılabilecek bu aşamayı danışmanınızdan veya özel çalışma çevrenizden mutlaka öğrenin. Çalışmanızın kapsadığı alana özel sorulara yönelik kaynak seçimi çok önemlidir.

İkinci Adım:Bölümleme.Kaynakça üzerinde çalıştıktan sonra içerik bölümlemesi yapılmalıdır.

Üçüncü Adım: İlk taslak. Çalışmanızı nasıl yapılandıracağınıza iyice karar verdikten sonra ancak yazmaya başlayabilirsiniz.İlk taslağı arkadaşlarınıza okutmanız yararlı olacaktır.

Dördüncü Adım: Tekrar gözden geçirme.Çalışmanız mantıklı bir şekilde yapılandı mı yoksa sallanıyor mu? Ayrıca dilsel ahenge de dikkat etmek gerekir.

Beşinci adım: Nihai/ kesin metin.Çalışmanız bitti. Geriye çoğaltmak kaldı.Daha sonra da kendinize bir ödül sunmak.

SONUÇ : Üniversitede okumak keyifli olabilir. Ancak her ne kadar bazıları için başlangıçta
ürkütücü olsa da önce şunu kabul etmelisiniz. Öğrenci olarak çalışmalarınızdan / başarılarınızdan siz kendiniz sorumlusunuz.Bağımsız ve özgür davranabilme yetisi yüksek öğretim öğrencisi için bir şanstır.

’ Wie man das Lernen lernt ‘ Rationeller Lernen lernen. Andimax Hochschulzeitschrift Februar /März 1990-s.9
ÇEV: ÜLKENUR KAYNAR