Yağmur yağıyor şehrin saçlarına
Bir ihtimal yürümedeysen eğer
örselenmiş, yorgun bir kaldırımın izisıra
üşümüş titriyordur çocuk dudakların
Ve bütün sokaklara dağılan kokusu
yağmurunkinden daha güzeldir ıslanmış boynunun
Bir bilsen sana ne kadar uzağım
Bir bilsen burada yağmura bile yasağım
Ah nasıl da firariyim şimdi sana
Bir demiryolu geçerdi evinin arkasından
Hani karanlık bir kuytusunun
koruyan ıssızlığına sığınmış
tedirgin, kaçak dokunuşlarla sevişmiştik bir kere
Belki de oradan geçiyorsundur şimdi
Islanmış birkaç kitap, dergi falan vardır elinde
Belki de tekrar gidip o kuytuya
sevişeceksin yokluğumla
Ah nasıl da firariyim şimdi sana
Yağmur yağıyor şehrin saçlarına
Evinin önünden geçmek
bir şiir bırakmak isterdim sokağının başına
Şimdi hangi sokağına girsem bu şehrin
bilirim seni bulurum karşımda
Yağmur yağıyor şehrin saçlarına
Gülüşünü asıyorum demir parmaklıklara
Ah nasıl da firariyim şimdi sana.