..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Gene gel gel gel. / Ne olursan ol. / ... / Umutsuzluk kapýsý deðil bu kapý. / Nasýlsan öyle gel. -Mevlânâ
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Varoluþçuluk > FATÝH YALÇIN




21 Þubat 2006
Abla Ben Burdayým Sen Nerdesin  
FATÝH YALÇIN
El salladý otobüsün ardýndan. Gözleriyle “uðurlar ola” dedi. Yüreðiyle sadakat yeminleri etti. Otobüs kaybolunca daðlarýn arasýndan, bir boþ yola bir de þehre baktý. Öylece dimdik durdu bir süre. O olmadan atýlacak ilk adýmdaydý sýra. Yýllarca birlikte yürüdükleri bu yollar, seyretmekten büyük keyif aldýklarý –bazen de talihsizliklerine isyan ettikleri- yolun karþýsýndaki yamaç hiç de tanýdýk gelmedi ona. Onunla birlikte olduðu zamanlarda beyninin bir köþesinde sürekli saklý tuttuðu hayallerinde olduðu gibi tek baþýnaydý. Otobüsün kalkmasýyla birlikte ona yabancýlaþan þehir bu yalnýzlýðýný tahrik ediyordu. Atacaðý bu ilk adýmýn kararýný yalnýzca kendisi verecekti. Nereye gitmesi gerektiði konusunda hiçbir fikri yoktu. Þehirlerarasý yolculuklarda yol güzergahýndaki þehir terminallerinde ihtiyaç molasý müddetince þehri seyretme izni alan yolcularýn anlýk þaþkýnlýðý vardý yüzünde.


:BBII:
El salladý otobüsün ardýndan. Gözleriyle “uðurlar ola” dedi. Yüreðiyle sadakat yeminleri etti. Otobüs kaybolunca daðlarýn arasýndan, bir boþ yola bir de þehre baktý. Öylece dimdik durdu bir süre. O olmadan atýlacak ilk adýmdaydý sýra. Yýllarca birlikte yürüdükleri bu yollar, seyretmekten büyük keyif aldýklarý –bazen de talihsizliklerine isyan ettikleri- yolun karþýsýndaki yamaç hiç de tanýdýk gelmedi ona. Onunla birlikte olduðu zamanlarda beyninin bir köþesinde sürekli saklý tuttuðu hayallerinde olduðu gibi tek baþýnaydý. Otobüsün kalkmasýyla birlikte ona yabancýlaþan þehir bu yalnýzlýðýný tahrik ediyordu. Atacaðý bu ilk adýmýn kararýný yalnýzca kendisi verecekti. Nereye gitmesi gerektiði konusunda hiçbir fikri yoktu. Þehirlerarasý yolculuklarda yol güzergahýndaki þehir terminallerinde ihtiyaç molasý müddetince þehri seyretme izni alan yolcularýn anlýk þaþkýnlýðý vardý yüzünde. Kendi etrafýnda dönmeye baþladý. Bir ýþýk süzmesinin etrafýnda kümelenen ve sevgilisine ulaþmanýn heyecanýyla ýþýðýn etrafýnda dönen pervaneler gibi þaþkýn ve heyecanlýydý.
     Ýlk adýmýný attý yeni hayatýna. Þehre doðru yürümeye baþladý. O kadar mutlu hissediyordu ki kendini, yaþý elverseydi oynayarak, zýplayarak, koþarak atacaktý kendisini þehrin kucaðýna. Daha önceleri de yalnýz baþýna yürümüþtü bu yollarda. Ama yalnýz da olsa ablasýnýn bu þehirdeki varlýðý hep yanýndaydý. Öyle ki böyle zamanlarýnda bedeninin yere düþürdüðü gölgenin kendisine mi, yoksa ablasýna mý ait olduðu konusunda tereddüt yaþardý. Bu gerçek onu sürekli kontrol eden ikinci bir vicdan gibi yaþýyordu hayatýnda. Kendi varoluþunu þüpheye düþürebilecek kadar güçlü bir gerçekti ikinci vicdaný. Ki bütün kararlarýný ablasý karýþmasa bile bu ikinci vicdanýn onayýndan geçirerek vermiþti. Aslýnda, ablasý öyle çok otoriter falan da deðildi. Sonra aralarý da iyiydi. Onunkisi sadece, kendi varlýðýný fark etme ve fark ettirme isteðinin verdiði bir heyecandý. O güne kadar kendisinden önce hep o vardý. Bütün arkadaþlýklarý onunla iliþkisinin belirlediði bir çerçevede oluþuyordu. Ayný okulda okuduklarý için öðretmenleri bile ona ilk sorularýný ablasýyla ilgili olarak sormuþtu. Birçok defa yaptýðý küçük haylazlýklardan dolayý onu ablasýyla kýyaslamýþlar, onun gibi baþarýlý ve saygýlý olmasý gerektiði konusunda onu uyarmýþlardý. Kendisi de onun gibi baþarýlý olmak istiyordu ama ablasýnýn ona emanet ettiði gömlek onun için birkaç beden büyüktü. Bu durum onu bazen çalýþmaya itiyor bazen de baþaramayacaðýný düþünerek her þeyi býrakmasýna sebep oluyordu.
     Her þey ablasýnýn bu þehirdeki bir yatýlý okula kayýt yaptýrmasý ile baþlamýþtý. Ablasýnýn köyden ayrýlýþý onu çok üzmüþtü. Kendi evinde, ailesinin yanýnda olmasý bile onu mutlu etmemiþti. O yýl okuldaki tek amacý biran önce diplomayý alýp þehirdeki okula gitmekti. Bir yýl sonra babasý onu da ablasýnýn okuluna yatýlý olarak kaydetti. Ýlk zamanlar bu birliktelik onu çok mutlu etmiþti. Bir an bile ablasýndan ayrýlmak istemiyordu. Öyle ki okul müdürünün onu farklý bir koðuþa vermesine kýzmýþ, kendi koðuþunu yalnýzca yatmak için – bazen ablasýyla ayný yatakta yattýðý da olurdu.- kullanmaya baþlamýþtý. Sýnýfýndan hiç arkadaþý yoktu. Buna gereksinim bile duymuyordu. Teneffüsler de bile doðruca onun sýnýfýna doðru koþuyordu. Ýkinci sýnýfýn sonuna kadar bu durum böyle devam etti. Ne zaman ki ablasý üniversite sýnavlarýna yoðun bir þekilde çalýþmaya baþladý; o zaman onun çalýþtýðý saatlerde kendini yalnýz hissetmeye baþladý. Ýlk zamanlar bu durumu ablasýný çok sevmesine baðladý. Ama bu mazeret ona yeterli gelmemeye baþladý. O ablasý olmadan hiçbir þeydi bu þehirde. Ya arkadaþlarý… Kendisine ait hiçbir arkadaþý yoktu ki. Bütün her þeyini onunla paylaþmýþtý. Arkadaþlarýný bile. Bu paylaþým tek taraflýydý. Paylaþýlacak olan neyse o ablasýna aitti. O sadece ona ait olana ortak oluyordu. Ýlk zamanlar yeni arkadaþlýklar kurmaya çalýþtý. Olmadý. Arkadaþlýk kurmaya çalýþtýðý herkes ona mesafeli duruyor, tedirgin tavýrlar sergiliyordu. Ýki yýldýr çok yakýnýnda olmalarýna raðmen, onlarýn arkadaþlýklarýna ihtiyaç duymayan birinin bu kadar zaman sonra ki ilk adýmlarý onlarý tedirgin ediyordu. Ki haklýydýlar da. Bu güne kadar onlarý önemsemeyen birinin bu tavýrlarý ne kadar güven verebilirdi. Güvenin olmadýðý yerde arkadaþlýðýn, dostluðun olmasý da mümkün deðildi. Bu ilk çýrpýnýþlardan sonra bu þehirde kendi hayatýný kurabilmesi, kendi ayaklarý üzerinde durabilmesi için ablasýnýn buradan gitmesi gerektiði sonucuna vardý. Ýþte o gün gelmiþti. Artýk ablasý yoktu.
     Yol boyu ilerledikçe heyecaný azalýyor, içini bir tedirginlik kaplýyordu. Bu tedirginlik o kadar arttý ki kendini ilk gördüðü pastaneden içeriye attý. Boþ bir masaya oturdu. Bir süre sonra garsonun ona yaklaþtýðýný gördü.
-     “Arzu Haným ne alýrdýnýz?” dedi.
Garsonun ismini söylediðini duyunca çok þaþýrdý. Ýsmini nerden biliyordu ki… Garsonun yüzüne bakýnca tanýr gibi oldu ama çýkaramadý.
-     “Dondurma ve kola” dedi yutkunarak.
Kafasýný yukarý kaldýrarak etrafýný süzdü. Duvarlar, masalar, yerdeki halý, duvardaki resimler ve þiirler her þey ona tanýdýk geldi. Ama bir türlü bu aþinalýða bir anlam veremiyordu. Buraya daha önce hiç gelmemiþti ki… Bunalmýþtý. Terlemeye baþladý. paltosunu çýkararak duvardaki askýlýða astý. Acaba baþka bir yere mi benzetiyorum diye geçirdi içinden. Tabi tabi mutlaka baþka bir yere benzetiyorum dedi kendi kendine. Ya garson! O ismini nereden biliyordu. Bu çocukla daha önce tanýþmýþ mýydý acaba. Yoksa okuldan biri miydi. Yok. Okuldan olsa mutlaka tanýrdý. Kesin onu tanýdýðý birine benzetmiþti. Derin bir of çekti. Baþý aðrýmaya baþlamýþtý. Garson elinde dondurma ve kola onun masasýna doðru yaklaþýyordu. Onu iyice süzdü. Yine çýkaramadý. Garson yine samimi bir hava içerisindeydi.
-     “Baþka bir þey alýr mýydýnýz?” diye sordu.
-     “Yo hayýr” dedi kekeleyerek.
Bir kaþýk dondurmayý aðzýna attý. O kadar soðuk geldi ki bir an donacaðýný zannetti. Sanki içerisi bir yangýn yeriydi ve kocaman bir buz kütlesi bu yangýnýn orta yerine düþüvermiþti. Elleri titremeye baþladý. Kaþýk parmaklarýnýn arasýndan sýyrýlarak gürültüyle masanýn üzerine düþtü. Pastanedeki bütün gözler ona çevrildi. Baþýný öne doðru eðdi. Garson ona doðru yaklaþtý.
-     “Arzu haným bir sorun mu var?” diye sordu.
-     “Yok dedi gözlerini saklayarak. Hiçbir sorun yok.”
Garsonun gitmesini bekledi. Baþýný kaldýrdýðýnda garson hala ordaydý. Garson saatlerdir baþýnda bekliyormuþ gibi geldi ona. Sessizce:
-     “Hesabý getirir misin?” dedi.
-     “ Tabi. Yalnýz bir þey sorabilir miyim? Ablanýz nerede? Buraya hiç yalnýz gelmemiþtiniz de…”
Dayanamadý. Gözleri doldu ve aðlamaya baþladý. Bütün gözlerin merakla onu seyrediyor olmasý umurunda bile deðildi. Hýçkýra hýçkýra aðladý. Hiç kimse onu teselli etmeye cesaret edemiyordu.
-     “Abla nerdesin” dedi kendi kendine “abla nerdesin!”
Kimse duymadý ama sanki ses daðlar da yankýlandý. Yankýlandý da yine ona döndü.
-     Abla nerdesin!
Masadan bir peçete alarak gözlerini sildi. Ayaða kalktý. Montunu giydikten sonra kasaya doðru yürüdü. Hesabý ödedi. Tam çýkýyordu ki Garsona:
-     “Gitti!” dedi.
Dýþarý çýktý. Uzun bir süre caddeye doðru baktý. Evet dedi kendi kendine bu benim þehrim. Bu kaldýrýmlar benim ayak izlerimle dolu.
-     Abla ben buradayým, sen nerdesin!
Ellerini paltosunun cebine koydu. Emin adýmlarla þehre doðru yürümeye baþladý.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Firavun Mezarý
Pimi Çekilen Hayatlar
Zaman
Sen Ben ve Sensizlik
Perdeleri Çekersem Biliyorum Hayat Daha Güzel Olacak
Yüzleþme

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Þirezesi Kayan Zihinlerimize Format Atmak [Deneme]
Modernizmin Kurbanlarý [Deneme]
Afrika Nasýl Kurtulur? [Deneme]


FATÝH YALÇIN kimdir?

En baþta kendini tanýtmaktan hoþlanmayan birisi. Þehrin gürültüsünden, hayatýn ve insanlarýn sýradanlýðýndan bunaldýkça kaleme ve kaðýda delirmemek için sarýlan bir adam. Öðretmen. Bilinçaltýný yazmayý seviyor.

Etkilendiði Yazarlar:
Kemal Tahir, Yaþar Kemal, Oðuz Atay, Nazan Bekiroðlu, Ahmet Hamdi Tanpýnar, Sebahattin Ali, Ahmet Turan Alkan, Nihat Genç, ,


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © FATÝH YALÇIN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.