Konuþ ki seni göreyim. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
Ýlkokul ikinci sýnýfa gittiðim sýrada üç katlý bir binadan düþme becerisini sergilemiþtim. Elbet bunun komik bir tarafý yok, ancak arýzalanan ve muþambadan yapýlmýþ korsan bir paraþütün tamirini yaparken, o inþaattan düþtüðümü aklýma getirince, dudaklarýmýn gerildiðini ve bir iki tebessümle o “kýrýk çocuða” güldüðümü bilirim. En platonik aþkým da, ona yol ortasýnda, en kötüsü arkadaþlarýmýn içindeyken “orospu” dediðim için ayrýlmýþtý benden. Haksýzlýk etmiþtim, ama biraz da burnu büyüktü sanki!.. Zavallý kýz... Yakýn zamanda haberi geldi, “çocukluk aþkým” evlenmiþ ve boþanmýþ bile... Hele “bilyeli” dediðimiz uyduruk bir araç vardý ki sormayýn gitsin! Bu aletler gariptir. Dikdörtgen bir tahtanýn, dörtkenarýna rulman denilen bilyelerden çakýlýr. Sonra da en yakýn asfalt bir bayýr bularak sefasý sürülür. Bu garip aracý durdurmak için, ahþabýn yanýna çaktýðým fren parçasý, en ihtiyaç duyduðum anda elimde kalmýþtý. 45 km hýzla asfalt aþaðý inerken, bir frenimin olmayýþý, o aný yaþarken ürkütücüydü hiç þüphesiz. Bayýrýn sonundaki duvarý, o duvara gümleyiþimi, kan ter içinde en yakýn hastaneye götürülüþümü hatýrlayýnca “kýs kýs” gülmekten alamýyorum kendimi... Kurban Bayramý’ný hiç tecil ettirmiþ miydiniz? Ramazan Bayramý sonrasýnda babam almýþ kýnalý bir koç... “Osman” dedim ona, baktým büyüttüm. Kurban gelip çattýðýnda, babamýn akþamdan büyükçene bir býçaðý bilediðini gördüm. Ýlk anda o býçaðý neye alet edeceðini çözememiþtim, ama sabahki manzara sonunda, Osman’ýn gümbürtüye gideceðini anlamam uzun sürmedi. Hemen orada, yani biley taþýnýn üstünde duran o koca býçaðý kaptýðým gibi kaçýrdým. Garip Osman, sanki derin bir nefes almýþtý. Baðý olan bir yaþlý adam vardý. Adý Hüseyin! Biz ona “Þiþko Hüseyin” derdik. Býçaðý alýp Þiþko Hüseyin’in baðýna kaçmýþtým. Beni akþama kadar aramýþlar. Osman’a ne oldu? Býrakýr mýyým onlara Osmaný; o da benimleydi... Ayhan aðabeyim, akþam sularýnda ensemden yakalamayý becerebildi. Osman’ý saklamýþtým, döve döve söylettiler yerini ve kestiler Osman’ý... Þimdi ne zaman bir “kurbanlýk hayvan” görsem “ahana iþte Osman’ demeden edemiyorum!.. Ýlk kez sigara tuttuðumda aðzýma, dumaný aðzýmdayken yakalandým anneme... Annemin “ne yapýyorsun” sorusuna, “Hiiiiiç” cevabýný vermeseydim, o akþam babamdan bir ton fýrça da yemeyecektim. Düþünemedim iþte, aðzýmý açtýðýmda, anamýn yüzünü dumanla kaplayacaðýmý... Ben en çok kendime güldüm! Fark etmeden geçmiþ zaman; bilemezdim ki… Toz pembe “kuþ hatýralarýnýn” yerine “sivri gün batýmlarý”ný hiç hesaplamýþtým. Saðlýk olsun… Buna da gülünmez mi?
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Orhan TURAN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |